Özgür ve Temiz Gıda İçin Açık Gıda Ağı

25 Ağustos 2020
Açık Gıda Ağı, 2012’de Avustralya’da kurulan Open Food Network’un Türkiye ayağı olarak çalışmalarına başladı. Ağın misyonu ve özgür gıda felsefesinin nasıl uygulanabileceği üzerine konuştuğumuz Batuhan Durak, Türkiye dahil 14 ülkede hizmet veren ağın temel amacının gıda sistemini özgürleştirmek olduğunu belirterek, "Tüketicinin ürün fiyatları üzerine kurulu gıda alışverişi alışkanlığını kırmak ve üreticiler, üretim yöntemleri ve ürün içerikleri üzerinden bir farkındalık oluşturarak bu alışkanlığı değiştirmek” diyor.

Açık Gıda Ağı’nın yapılanması ve misyonu hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?

AGA yerel gıda sistemlerini güçlendiren, gıda üreticilerinin, işletmelerin ve toplulukların pazarlama, yönetim ve hazırlık süreçlerinde ihtiyaç duydukları yazılım kaynaklarını sunan bir sosyal girişim projesi.  2012 yılında Avustralya’da başlayıp sonrasında uluslararası bir projeye evrilen ‘Open Food Network’ topluluğunun Türkiye girişimi olarak çalışmalarımıza başladık. OFN sistemi dünyanın çeşitli ülkelerindeki yazılımcılar tarafından sürekli olarak geliştiriliyor ve şu anda bizimle birlikte 14 ülkede daha kullanılıyor. Farklı ülkelerdeki girişimler kendi içinde bağımsız olarak yönetilse de sisteme ve yol haritasına dair kararlar ortak alınıyor ve topluluk içinde çok aktif bir iletişim ve yönetim mekanizması mevcut. AGA ekibi olarak bizim yola çıkış motivasyonumuz da kullanıldığı ülkelerde başarısını kanıtlayan bu projeyi, ülkemizdeki gıda üreticilerine ve topluluklara gerçek anlamda değer katabilecek ve gıda sistemini özgürleştirebilecek bir yapı haline getirmek.

Açık Gıda Ağı yeni bir gıda sistemi ve alışveriş deneyimi yaratma iddiasını taşıyor. Bu yenilikler nelerdir? Sistem tam olarak nasıl işliyor?

AGA olarak kullandığımız yazılım gıda yetiştiriciliği, satışı ve dağıtımının kendine özgü ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlandı ve bu doğrultuda geliştirilmeye devam ediliyor. Mevcut e-ticaret site şablonlarının gıda özelindeki ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kaldığını düşünüyorum. T-shirt, çanta, elektrik süpürgesi satılan bir formata gıda ürünlerini adapte etmeye çalışmak ve bunun üzerinden çalışma yapmak ne derece doğru ve uygulanabilir, bunun sorgulanması gerekiyor. AGA’yı cazip kılan ve fark yaratmasını sağlayacak özelliklerinden en önemlisi, sistem üzerinden işbirlikleri yapılmasına ve kolektif çalışmaya imkân veriyor olması. Üreticiler aynı dükkân altında ortak satış yapabiliyor, sanal üretici pazarları dahi kurabiliyor, tüketiciler de kooperatif ve topluluk süreçlerini rahatlıkla yönetebiliyorlar. Ara yüz ve kullanım olarak en belirgin farkı ise ürün değil üretici odaklı oluşu, bu yüzden sitede ürün adı ile arama yapılamıyor. Fakat ürün kategorileri üzerinden filtreleme imkanıyla kullanıcıya kolaylık da sağlanıyor. Temel amaç tüketicinin ürün fiyatları üzerine kurulu gıda alışverişi alışkanlığını kırmak ve üreticiler, üretim yöntemleri ve ürün içerikleri üzerinden bir farkındalık oluşturarak bu alışkanlığı değiştirmek. Burada sistemin teknik detaylarına tamamen girmemiz mümkün değil, ancak AGA olarak hizmete sunduğumuz altyapının, hem tüketim hem de üretim alışkanlıklarını olumlu yönde dönüştürücü bir etki yaratma potansiyeline sahip olduğuna inanıyoruz.

Sizce mevcut gıda sistemindeki temel sorunlar neler? Üretici kanadında en çok ne gibi sıkıntılar gözleniyor? Ürünü üreticiden alıp kullanıcıya ulaşırken neler yaşanıyor? Ve tabii tüketicinin tarafından baktığımızda öne çıkan sorunlar neler oluyor? 

Gıda sistemindeki temel sorunun gıdamızı ve doğamızı yeteri kadar umursamıyor oluşumuza ve bu konudaki bilgi eksikliğine bağlı olduğunu düşünüyorum. Gıda hareketini sadece bireysel sağlık konusu olarak görmemek ve daha bütüncül yaklaşmak gerekiyor. Endüstriyel tarım politikalarının yıkıcı etkisinin bir sonucu olarak, bırakın şehirli tüketiciyi, üretim yapan çiftçi bile toprak ve gıda ile olan bağlarını kaybetmiş durumda. Üretici temiz gıdayı nasıl üreteceğini, toprağını nasıl koruyacağını, pazarlama yaparak emeğini nasıl kazanca çevirebileceğini bilmiyor. Tüketici temiz ve gerçek gıdanın ne olduğunu, özünde taşıdığı değerleri ve ona nasıl ulaşılabileceğini bilmiyor ya da mevcut tüketim alışkanlıklarının sonuçlarının neler olduğunun farkında değil. Bu küresel ve acilen ilgilenilmesi gereken bir sorun. Gıda bilinci ve hassasiyeti toplumda bir yer edinmedikçe, gıda sistemindeki sorunları tedarik zincirlerine, aracılara veya maliyetlere indirgemek çok yüzeysel olacaktır. Gıda sistemlerimizi geliştirmek adına güzel gelişmeler ve çalışmalar olduğunu da burada eklemek gerekir karamsar bir tablo çizmemek adına.

Yerel üreticilerin desteklenmesi ve temiz gıdaya ulaşım, özellikle İstanbul gibi yoğun nüfuslu ve yanlış şehirleşmiş bir metropolde ne denli mümkün? Yerel üreticiler, organik tarım alanlarının azlığı, tedarik sürelerinin uzun ve maddi olarak yüklü olması gibi sıkıntıları nasıl aşabilirler? Bu bağlamda bağımsız gıda ağının var olabilmesinde sanal alışveriş imkanlarının rolü nedir?

Gıdamızı üreten kişilerle doğrudan ilişki kurmak, yerel üreticiyi korumak ve desteklemek, temiz gıdaya ulaşmak aslında tüketici olarak biz ne kadar ister ve çaba sarf edersek o kadar mümkün oluyor. Konuyu bütünüyle ele alıp araştırmaya başladığınızda bu alanda çalışmalar yürütüldüğünü ve daha önceden bilmediğiniz yöntemler olduğunu görüyorsunuz. Gıda toplulukları ve tüketici kooperatiflerini burada ilk sıralara koymak gerekir. Geleceğin sağlıklı gıda sistemlerinin temelini bu iki bileşenin oluşturacağını düşünüyorum. İnsanların kendi gıdaları üzerinde mutlak söz sahibi olma ve gıdalarının kim tarafından ne şekilde üretildiğini şeffaf olarak takip edebilme hakkının tanınıp korunması şart. Bunun mümkün ve sürdürülebilir olması için de dayanışma bilincini artırmamız ve iletişim yöntemlerimizi geliştirmemiz gerekiyor. Bilinçli yapılanmaların bu sebeple daha gelişmiş şehirlerden çıktığını görüyoruz, yani büyük şehirlerin bu anlamda dezavantajlı değil avantajlı olduğu söylenebilir. AGA olarak bizim sunduğumuz kaynaklar da aslında tam da bu yapıların süreçlerini güçlendirmek, üreticileri daha ulaşılabilir kılmak, uzun süreli ve sürdürülebilir gıda ilişkileri kurmak ve gıda işletmelerini daha karlı hale getirmek gibi konularda kullanılacak. Sanal alışveriş pratiği başlı başına bağımsız bir gıda ağının var olmasına destek olamaz çünkü gerçek anlamda sorunun temeline dokunma ve çözme kaygısı taşımıyor. Bu iddiaya sahip bir yapının işlevsellik ve şeffaflık olarak bunun altını doldurması gerekir. Pandeminin hayatı ciddi ölçüde kısıtladığı dönemde Avustralya’nın Melbourne kentinde OFN platformu üzerinden 350 üreticili sanal pazar kuruldu ve gıda tedarik süreçlerinin bu kadar aksadığı bir dönemde bile OFN yazılımı üretici ile tüketiciyi bir araya getirerek çözüm üretti. Üretici pazarları OFN sistemi içinde sık sık kullanılan bir yöntem ve AGA olarak sunduğumuz imkanların doğru şekilde anlaşılması açısından da çok önemli bir örnek.

açık gıda ağıPlatformda dürüstlük, temiz gıda, şeffaflık gibi kavramlara vurgu yapılıyor. Ağ üzerinden satış yapacaklar için belli bir prosedür ve denetleme mekanizması var mı? Dileyen herkes, ağ üzerinden satış yapabilir mi?

AGA’nın temel vurgusunu yerel, adil ve temiz gıda olarak özetleyebiliriz, ancak burada denetleyici olarak sorumluluk almanın tamamen başka bir iş olduğunu ve bu modelde uygulanabilir olmadığını anlamak gerek. Biz platformu tanıtırken gıda topluluklarına, kooperatiflere, belirli ağlar ve projelere dahil olan üreticilere ve üretici gruplarına ulaşıyoruz. Bu üreticiler dahil oldukları oluşumlar üzerinden zaten denetleniyor ve bilinçli tüketici nezdinde güven sağlamış durumdalar. Bu türden grupları en ideal üretici grupları olarak görebiliriz ve AGA platformu, bu üreticileri özellik işlevi ve etiketler üzerinden pozitif olarak ayrıştırıyor. Üretici sertifikasyona tabi bir beyanda bulunuyorsa ilgili belgeyi üyeden talep ederek kontrolünü sağlıyoruz, ancak bunun bile ne kadar yüzeysel bir çalışma olduğunu şu şekilde anlayabiliriz: Diyelim ki bir üretici organik portakal ürettiğini beyan etti, bize de ilgili sertifikayı sundu ve biz de onay verdik. Sipariş verdiğinizde üreticinin o portakalı gönderip göndermediğini nasıl kontrol edeceğiz? İşte vurgulamak istediğimiz dürüstlük, iletişim gibi kavramlar buraya işaret ediyor. Açık Gıda Ağı olarak sunduğumuz tüm imkanlar vurguladığımız ve öne çıkardığımız değerler ile uyumlu bir yapıya sahip, ancak sistemi gerçek anlamda kullanacak kişiler bu değerlerin bir karşılığı olup olmayacağı hususunda belirleyici olacaklar. AGA sitesinde alışveriş yaparken ürünü üreticisi dışındaki bir dağıtım kanalından satın alırken ödediğiniz tutarın ne kadarının üreticiye, ne kadarının da diğer masraflara gittiğini dahi görebilirsiniz. Üreticilerin sisteme kayıt olması aşamasında dışlayıcı ve uzaklaştırıcı bir anlayış kesinlikle sergilemeyi düşünmüyoruz ama platform üzerinden paketli ve endüstriyel gıda ürünü satışına izin vermeyeceğimizi de belirtelim.

Açık Gıda Ağı’nın mevcut yapısı yanında pestisit kullanılmadan, yerel tohumla üretilen gıdaların, ekolojik ürünlerin oranını artırmak için yürüttüğü çalışmalar var mı? Bu konuda ilgili STK’larla iş birliği yapıyor musunuz örneğin?

AGA bir sosyal girişim projesi ve bunu maddi yönden iki şekilde ele alıyor: Yaratılan kaynağın adil oluşu ve bu kaynağın yönetilme şekli. AGA projesi devamlılığı için gerekli olan maddi kaynaktan fazlasını elde etmesi halinde bunu gıda ve çevre güvenliği ile ilgili projelere fon olarak kullanmayı taahhüt ediyor. Maddi yönden oluşacak bu özgürlük yeni sivil girişimler ve toplulukların kurulmasında aktif olarak rol almamıza da yardımcı olacak. Henüz bir ay önce platformu tanıtmaya ve ilişkiler kurmaya başladığımız için şu an için devam eden bir iş birliğimiz yok ama böyle fırsatları dört gözle bekliyoruz.

Son olarak, henüz sistem üzerinden satışa başlanmadığını, şu anda üreticilerin kayıt sürecinde olduğumuzu ve çok yakında satışların başlayacağını tüm iletişim kanallarından duyuracağımızı belirtmekte fayda olabilir.