Gıdada Sansür İçeren Kanun Teklifi Maddeleri Geri Çekildi

Meclis gündemine giren ve gıdaya yönelik ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı düzenlemeler içeren “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” başlıklı torba yasa tasarısının 28., 29., 30., 31. ve 32. maddeleri, 21 bin kişinin #GıdadaSansüreHayır demesiyle geri çekildi.

Kanun teklifinin ardından STK’lar kampanya başlatmış ve bu yasa teklifindeki tanımların çok geniş ve belirsiz olduğuna değinmişlerdi. Başlatılan kampanya ile kısa sürede 21 bin imza toplanarak gıdada sansür içeren kanun teklifi maddeleri geri çekildi.

Meclis gündemine alınan “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” başlıklı torba yasada, “her türlü yazılı, görsel, işitsel ve dijital iletişim araçları üzerinden yapılan ve ticari reklam kapsamına girmeyen, gıda güvenliği ve güvenilirliği hususunda tüketicide endişe, korku ve güvensizlik yaratarak tüketicinin tüketim alışkanlıklarını olumsuz etkileyen gerçeğe aykırı yayınlar” yanıltıcı yayın olarak tanımlanıyor. Bu yayınların yapılması durumunda yasada öngörülen ceza miktarı 20 ile 50 bin TL arasında.

STK’ların söz konusu kanun teklifinin getirdiği sakıncaları şu başlıklarda sıralıyorlar;
  • Yasa teklifinde yer alan “yanıltıcı yayın” tanımı çok geniş ve belirsizdir. Neyin yanıltıcı yayın kapsamında değerlendirileceği, bu değerlendirmeyi yapacak kişilerin kimler olacağı, bağımsız karar verip veremeyecekleri net değil.
  • Teklifi savunanlar her ne kadar ilerleyen süreçte bu endişelerin yönetmelik çıkarılacak giderileceği ve değerlendirmenin bilimsel esaslar dikkate alınarak yapılacağı ifade etseler de gıda güvenliği ve güvenilirliği konusunda tüketicilerin endişe ve güvensizlikleri çeşitlilik gösteriyor. Bireyler çok farklı gerekçelerle gıdaya ilişkin çeşitli kaygı ve hassasiyetlere sahip olduklarından (genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO), tarım zehirleri (pestisitler), helal gıda, veganlık gibi) ve birçok konu bilimsel olarak da  içinde de tartışmalı olduğundan, teklifin getireceği sakıncalar dikkate alınmalı.
  • Yasa teklifinde ayırt etmeksizin, yanıltıcı yayın kabul edilecek olan ve “yazılı, görsel ve sosyal medyada gıdanın üretim ve işleme süreçleriyle ilgili her türlü paylaşım” yüksek oranda para cezasıyla karşılaşma riski taşıyor. Bu şekilde “otoriter, subjektif ve özensiz bir düzenleme” yapılacak olması, yurttaşların kamusal bilgiye ve iyi, temiz, adil gıdaya erişim hakkını kısıtlar.
  • Yasa teklifinin ilgili maddeleri; toplumun gıdaya ilişkin kaygı ve hassasiyetlerini dikkate alan, bilim insanlarının, sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının, bu sorumluluklarını yerine getirmelerini kimi zaman doğrudan sansür kimi zaman da otosansür yoluyla engelleme riskini içeriyor.
  • İlgili yasa teklifi bu haliyle halkın sağlıklı bilgiye erişiminin önünü kapatıyor ve kamu çıkarları ile uyuşmuyor.
  • Tüm bu gerekçelerle, sağlıklı bilgiye erişimi engelleyecek söz konusu maddelerin yasadan çıkarılmalı ve halkın bilgi edinme hakkını esas alan mekanizmalara destek olunmalı.
STK’lar tarafından başlatılan kampanyada çözüm önerisi olarak sıralanan hususlar ise şunlar;
  • Öncelikle yurttaşların örgütlenmelerini kolaylaştıran ve bu örgütlenmeler üzerinden doğru bilgiye erişimi sağlayacak mekanizmalar kurulmalı.
  • Bu mekanizmaların merkezinde gıda toplulukları, meslek odaları, ilgili araştırma birimleri, gıda kooperatifleri, çiftçi sendikaları, ilgili üniversite yapıları, tüketici dernekleri gibi sivil toplum kuruluşları, kamusal ve güvenilir bilgiye erişimi hedefine koymuş sosyal girişimler yer almalı.
  • Bu oluşumların sağladığı bilgi sayesinde yanıltıcı bilgiye çok daha hızlı ve doğru cevaplar üretilmeli.
  • Böylece, halkın çıkarlarını esas alan, ‘kamucu bir bilgi edinme hakkının’ kullanımı mümkün olur.

Gıdaya Yönelik İfade Özgürlüğü Kısıtlanamaz adlı kampanyaya ilişkin bilgiye buradan ulaşabilir ve dilerseniz STK’lara destek verebilirsiniz.