“Tiyatromuz Yaşasın” Kampanyası Tiyatro Yasası İstiyor

2 bin tiyatro emekçisinin imzası ile 2 Mayıs’ta yola çıkan Tiyatromuz Yaşasın Kampanyası, 30 bin imzayı aştı. Pandemi sürecinde kapanmak zorunda kalan ve devletin kültür sanata yönelik yeterli bir maddi destek politikası açıklamamasıyla iyice zor duruma düşen özel tiyatrolar, bir araya gelerek sorunlarına çözüm arıyor. 

“Tiyatromuz Yaşasın” kampanyasının imzacısı olan tiyatrolar, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un son açıklamalarının sektörün sorunlarına çare olmadığını, hazırlamış oldukları imza metninde yer alan 7 maddenin üzerinde konuşulmasının ihtiyaçlarına çözüm olabileceğini belirttiler. Bunun yanı sıra yıllardır ısrarla çıkarılmayan tiyatro yasasını da artık Bakanlığın masaya getirmesinin zaruri olduğu görüşünü savundular.

16 ilden katılan kampanya imzacısı 83 tiyatro ile online bir buluşma gerçekleştirildi. Toplantıda kampanya sürecinde izlenilecek yol ve ilgili bakanlıklardan talep edilen maddeler gündemi oluşturdu. Önümüzdeki günlerde yine yüksek sayıda katılımcılı toplantılar düzenlenecek ve konunun takibi yapılacak. İmza kampanyası buradaki adreste devam ediyor. 

Özel tiyatroların ayakta kalabilmek için aradığı çıkış yollarından bir diğeri de Tiyatro Kooperatifi tarafından başlatılan “Bizde Yerin Ayrı” isimli seyirci destek programı. Bu programla seyircilerin pandemi sonrası sahne almaya başlayacak tiyatro oyunlarına şimdiden bilet alarak maddi katkı sağlamaları hedefleniyor. Bilet satın alanlar 30 Haziran 2021 tarihine dek oyunları izleyebilecek. Destek programının detaylarına buradan ulaşmak mümkün.

Tiyatromuz Yaşasın Kampanyasının başlatıcıları arasında yer alan Tiyatro Merdiven ve imzacıları arasında gelen Düşevi Topluluğu ile tiyatroların güncel durumunu, pandemi sonrası beklenen tabloyu ve taleplerini konuştuk. 

Olmak ya da Olmamak Durumunu Derinden Hissediyoruz

İstanbul merkezleri Tiyatro Merdiven, ilk olarak tiyatrocuların pandemi sürecini nasıl geçirdiğini anlatıyor: “Ayakta kalmak için büyük bir özveri gösteren tiyatrolar yeterince sıkıntılıydı zaten. Her türlü toplumsal olayda ilk iptal edilen ve gözden çıkarılan tiyatro oyunlarıydı. Tiyatroları salt ‘eğlence’  aracı gören bir bakışın, günah keçisi seçme alışkanlığından kurtulmaya çalıştığımız, ekonomik olarak zorlandığımız, dertlerimizi, sorunlarımızı tartıştığımız böyle bir dönemde pandemi ile sınanmaya hazır değildik açıkçası. Ama dünya genelinde etkisi büyük olan böyle bir salgında biz de tiyatromuzu kapatıp herkes gibi eve çekildik. Evde kaldıkça, pandemi sürecinin tahmin ettiğimizden daha uzun olduğunu kavradıkça tiyatrolarımızı var etmenin ne kadar zor olduğunu kavradık. Bu aslında Türkiye’de tiyatro yapan tüm toplulukların genelde ortak sorunu ve çıkmazıydı. Derinden hissettiğimiz olmak ya da olmamak durumu bileşeni olduğumuz, aşağı yukarı beş yıldır tanışıklığı olan Kadıköy Tiyatroları Platformu üyelerini yeniden harekete geçirdi ve sorunlarımıza çözüm yolları aramaya başladık.”

Tiyatro Merdiven oyuncuları, tiyatro toplulukları olarak pandemi sürecinde temel meselelerinin sürecin belirsizliği, tiyatro emekçilerinin masraflarını ve geçimlerini nasıl sağlayacağı, ne zaman tiyatroların açılacağı, açılsa bile virüsün yarattığı korkudan ve sağlık sebeplerinden dolayı seyircinin tekrar tiyatroya gitme alışkanlığının ne zaman başlayacağı, rutin masrafların nasıl ödeneceği ve tiyatroların geleceği olduğunu belirtiyorlar. 

Ekip “Tiyatromuz Yaşasın” kampanyasının çıkış sürecini de şöyle tarif ediyor; “Sezonun ilk yarısından itibaren oyun takvimleri belli olan oyunlarımızı iptal etmek zorunda kalmıştık. Bu yüzden hem pandemi sürecini, hem de uzun vadede sürdürülebilir bir tiyatro yapısı kurmak için toplantılar yapmaya başladık. Kısa sürede tüm tiyatroları kapsayan, üzerinde büyük bir çoğunlukla uzlaştığımız 7 maddelik taleplerimizin olduğu bir liste hazırladık. 2.000 tiyatro emekçisinin imzaları ile “Tiyatromuz Yaşasın” oluşumunu örgütledik. Şimdi de bu yapı ile yüksek katılımlı çevrimiçi toplantılar yapıyor, sorunlarımızı, çözüm yollarımızı konuşuyoruz. Kültür Bakanlığı’ndan taleplerimizi ciddiye alan adımlar atmasını bekliyor ve istiyoruz.”

Ticarethane Değil Sanat Kurumu

Selçuk Delipınar, kampanyadan en büyük beklentilerini sıralıyor: “En çok öncelediğimiz Tiyatroların ticarethane kimliğinden çıkarılıp kamusal hizmet üreten sanat kurumları haline dönüştürmek ve Tiyatro Yasası. Bu üst başlıkları tamamlamadan devletle oluşturacağımız ilişkilerde tanımların olmamasından kaynaklı eksiklikler yaşanacağını düşünüyoruz. Sorunların daha kalıcı çözümlere ulaşması için pansumandan çok gerçekçi tedavilere ihtiyaç var. Bu yüzden devleti yönetenlerin tiyatroları kamusal hizmet üreten sanat kurumları olarak görmesini ve tedbir almasını istiyoruz. Sanat üreten bu kurumlar desteklenmez ve talepleri karşılanmazsa tiyatroların geleceğinin pek de aydınlık olmayacağını düşünüyoruz.”

Topluluk, devletin özel tiyatrolara bakışında kamucu bir anlayış olması gerektiğini savunuyor: “Bu tür özel durumlarda devlet koşulsuz şartsız sanat üreten kurumlara bütçe ayırmak zorunda. Bu bakış açısı ile hareketle pandemi dönemi atlatılana kadar her tiyatronun rutin giderlerini karşılamak için maddi destek içeren bir paket hazırlanmalı ve dağıtılmalıydı. Tiyatrodan geçimini sağlayan tüm tiyatro emekçilerine bu süreçte yaşamlarını devam ettirmesi için koşulsuz, şartsız maddi destek sunmalıydı.”

Kampanyanın 7 Talebi Var

Tiyatro Merdiven’in aktardığına göre kampanya ile hem salgın dönemi, hem de ilerisi için Türkiye’deki tiyatro emekçilerinin imzası ile kamuoyuna 7 talep açıklandı: 

  1. Kamusal Tiyatrolar KDV, Gelir Vergisi, Stopaj gibi vergilerden muaf tutulmalı, mevcut borçlarla ilgili düzenlemeler yapılmalıdır
  2. Elektrik, doğalgaz, su gibi faturalar 2021 Ocak ayına kadar dondurulmalıdır. Sonrası için de indirim uygulanabilecek bir düzenleme yapılmalıdır
  3. 2021 Ocak ayına kadar kamusal tiyatroların salon kiraları devlet tarafından karşılanmalıdır
  4. Kamusal tiyatrolarda çalışan personellerin maaşları ve SGK primleri 2021 Ocak ayına kadar devlet tarafından ödenmelidir, prim borçları ile ilgili düzenlemeler yapılmalıdır.
  5. Tiyatro sezonu sağlıklı biçimde başlayana dek, bildirinin başında unvanlarıyla andığımız tüm tiyatro emekçilerinin asgari yaşamsal koşulları bireysel maddi desteklerle sağlanmalıdır
  6. Zaman kaybetmeden tiyatro yasası çıkarılmalıdır. Kamusal tiyatrolar ticarethane kimliğinden kurtarılıp kamusal hizmet üreten sanat kurumu statüsüne geçirilmelidir.
  7. Kültür Bakanlığı tarafından “Özel Tiyatrolara Devlet Desteği” olarak tanımlanan yönetmeliğin hüküm ve şartları günün ihtiyaçlarına uygun olarak acilen yeniden düzenlenmelidir.

30 bin İmzaya Ulaşılmış

Tiyatro Merdiven kampanya sürecine başından itibaren dahil olmuş. Delipınar, kampanyanın ortaya çıkışını şu sözlerle anlatıyor: “Kadıköy Tiyatroları Platformu öncülüğünde, Tiyatro Kooperatifi, Oyuncular Sendikası ve ulaşabildiğimiz Türkiye’deki tüm tiyatrolardan fikir alışverişi yapıldı. Sonrasında çoğunluğun kabul ettiği bir metin ve 7 maddelik taleplerde uzlaşıldı. Altında 2.000 (iki bin) tiyatro emekçisinin imzasının olduğu “Tiyatromuz Yaşasın” oluşumunun sosyal medyada paylaşıldığı ve imzaya açıldığı günden bugüne kadar 30.000 (Otuz bin) destek imzasına ulaştı. Bu desteğin artarak devam etmesini, daha da çoğalmasını bekliyoruz. “

Tiyatrolar da Bağışıklığını Güçlü Tutmaya Çalışıyor

Delipınar’a pandemi sonrası nasıl bir kültür sanat ortamı öngördüğünü sorduğumuzda belirsizliğin sürdüğünü, hal böyle olunca da karanlık bir dönemin beklenebileceğini söylüyor: “Salgın Hastalık döneminde tiyatrolar da bir ölüm kalım mücadelesi veriyor. Tiyatrolar bağışıklığını güçlü tutmaya çalışıyor. Devletin taleplerimizi ciddiye almasında, izlediği yöntem ve uygulayacağı reçetenin belirleyici olduğunu düşünüyoruz. Devlet taleplerimizi karşılamaz, kendilerinin ürettiği ve üzerinde düşünülmeyen çözümlerde ısrar ederse, birçok tiyatronun kapanacağını, farklı tiyatro disiplinlerinin sergilendiği çeşitliliğin ve renkliliğin azalacağını düşünüyoruz. Her ne kadar zor bir süreç olsa da tüm tiyatroların bir arada örgütlü olarak davranmasını ve çözüm üretmesini çok kıymetli buluyoruz. Bu örgütlenmenin tiyatrolar için bir kazanım olduğunu düşünüyoruz.  Bu süreçte yanımızda olan herkese çok teşekkür ediyoruz. Tiyatro severlerin de bu zor süreçte yanımızda olduğunu görmekten mutluluk duyuyoruz.”

Tek Başına Devletten Bir Şey Beklemek Gerçekçi Değil

Cem KaynarKampanyaya imza atan tiyatro gruplarından biri 1998 yılında Samsun’da kurulmuş olan Düşevi Oyuncuları. Kendi sahnelerini 2019 yılında açan topluluk burada oyun sergileyemeden pandemi şartlarıyla karşılaşmış. Düşevi Oyuncuları Genel Sanat Yönetmeni Cem Kaynar, pandemi koşullarında verdikleri mücadeleyi anlatıyor: “İşletme olarak reel giderlerimiz sanat merkezi ve depo kira, maaşlar, muhasebe (sgk,vergi, vb) , elektrik, su, doğalgaz vb giderleri ile yeni çektiğimiz büyük kredi ödemesi belirlendi, diğer borçlar itina ile ötelendi. İptal olan işler, dersler ve turnelerden doğal olarak bir gelir gelmeyeceği için kısa ve orta vadeli hareket planı düzenlendik. Oyuncular ile de Düşevi Sahne’de yapmayı planladığımız küçük alternatif veya klasik işlerin ne kadar önemli olacağını konuştuk. Tek başına devletten bir şey istemenin gerçekçi olmadığını şimdiye kadar gördük.”

Taleplerin Tamamı ‘Yaşamak İstiyoruz’ Diyor

Kaynar kampanyada dile getirilen taleplerin kendileri için anlamını şöyle sıralıyor: “Taleplerin tamamı “yaşamak istiyoruz “ , “nefes almak istiyoruz” olarak özetlenebilir. Tek tek maddeler baktığımda beni gülümseten keşke olsa ama olmaz ki dediğim maddeler var. Ama burada önemli olan yan yana durmak ve talepleri dile getirmek. Gerisi zaten iletişim ile çözülecek işler.”

Kültür Bakanlığı tarafından “Özel Tiyatrolara Devlet Desteği” olarak tanımlanan yönetmelikte değişiklikler de istenenler arasında. Kaynar, Amatör Tiyatrolara yapılan yardımın sıfırlanmasını doğru bulmadığını söylüyor. Kaynar’a göre mutlaka ayni bir yardım paketi verilmeli ve bu yardımların belirlenmesi daha net olmalı: “Keşke bu yardımlar tiyatroların bazı kıstasları reel olarak alınarak otomatik bir yapıya dönüşse. Yani Kültür ve Turizm Bakanı bu sene şu miktar bütçe ayırdık deyince ben otomatik puanımı hesaplayıp alacağım yardım miktarını bilebilsem.”