Tiyatro Kooperatifi, Kültür Bakanlığı’ndan Şeffaflık ve Eşitlik İstiyor

“Destekten yararlanamayan tiyatroların başvurularının olumsuz sonuçlanma nedenlerinin bildirilmesini talep ediyor ve bekliyoruz.” Tiyatro Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, GalataPerform Kurucusu ve Genel Sanat Yönetmeni Yeşim Özsoy’la hazırladıkları raporun içerdiği soruları merceğe alarak özel tiyatrolara yönelik destek politikalarındaki sorunları konuştuk.

Tiyatro Kooperatifi, 5 Kasım’da internet sitesinden ve sosyal medya hesaplarından yayınladığı raporu, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün dikkatine sundu. Rapor, özel tiyatrolara verilen ve verilmeyen destekleri odağına alarak kültür sanat politikalarında eşitlik ve şeffaflık çağrısı yapıyor. 

Çatınız altında 64 özel tiyatro bulunuyor. Gündeminizde ağırlıklı olarak hangi konular yer alıyor? Özel tiyatroların öne çıkan meseleleri neler? 

Yeşim Özsoy

Tiyatro Kooperatifi olarak özel tiyatroların sanatsal üretimini zenginleştirirken ekonomik, sosyal ve hukuki açıdan güçlenmesi ve sürdürülebilir hâle gelmesi için çalışıyoruz. Özel tiyatroların yaşadığı sorunların önemli ölçüde ekonomik temelli olduğu gözlemine dayanarak bu sorunların çözümü için kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, akademi ve özel sektör ile iş birliği yapabileceğimiz doğru yapılanmayı, sosyal kooperatifçilik modelinde bulduk. Bu yapılanmayla ortaklarımız için ekonomik ve sosyal fayda yaratmak üzere projeler üretiyor, birlik ve dayanışmadan güç alarak ilerliyoruz. 

Özel tiyatrolar, mevzuat uyarınca tacir statüsündeki işletmelerdir. Kamusal bir faaliyet yürütüyoruz ancak vergi ve benzeri maddi yükümlülüklerimiz, herhangi bir ticari işletmeden farksız. Bu durum, salgın öncesinde dahi pek çok özel tiyatronun sürdürülebilirliğini tehlikeye atıyordu. Geldiğimiz noktada bu alanda köklü değişiklikler yapılması, ayakta kalabilmemiz için hayati önem taşır hâle geldi. Bu sebeple şu anda ana gündemimizi, mevzuat değişikliği için yürüttüğümüz savunuculuk çalışmaları oluşturuyor. Özel tiyatroların çalışma koşullarının ve ihtiyaçlarının gözetildiği yeni bir yasal statü oluşturulması amacıyla araştırmalarımızı ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Ek olarak Kooperatif ortağı tiyatrolar için kaynak geliştirme, Türkiye çapındaki özel tiyatrolar için örgütlenme hedefiyle yürüttüğümüz projeler de devam ediyor. 

Geçtiğimiz günlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı’na özel tiyatrolara sunulan destekler konusunda hazırladığınız raporu sundunuz. Genel olarak Bakanlığa sunduğunuz rapordaki ana sorular nelerdir?

5 Kasım 2021’de Kültür ve Turizm Bakanlığına 2021-2022 sanat sezonu için Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü tarafından özel tiyatroların projelerine yapılan destek konusunda, Tiyatro Kooperatifi ortakları tarafından sağlanan veriler ışığında hazırladığımız raporu ilettik. Kooperatifimizin çatısı altında küçük, orta ve büyük ölçekli, farklı kategorilerde üretimleri olan 64 ortağımız bulunuyor; bu anlamda sağlıklı bir örneklem sunabiliyoruz. Raporda çeşitli veriler ve karşılaştırmalar üzerinden destek yönetmeliğinde yer alan kriterlerin, özel tiyatroların başvurularının değerlendirilmesine ne şekilde yansıtıldığını sorguluyoruz. Bakanlığa yönelttiğimiz ve bağlantıdaki duyurumuzda yer alan soruların yanıtlarını da arıyoruz. Değerlendirme kriterlerinin işlenme şeklinin ve bütçe dağılımının şeffaf bir biçimde açıklanmasını, değerlendirme komisyonunda yer alan isimlerin kamuoyuyla paylaşılmasını, sunulan destek bütçelerindeki düşüşün ve tiyatro salonlarına ek destek sağlanmamasının gerekçelerinin belirtilmesini, destekten yararlanamayan tiyatroların başvurularının olumsuz sonuçlanma nedenlerinin bildirilmesini talep ediyor ve bekliyoruz. 

Raporda değindiğiniz pek çok başlık var. Bunlardan biri destek başvurusu yapmayan özel tiyatroların gerekçeleriyle ilgili. Sizce raporda da yer verdiğiniz gerekçeler, özel tiyatroların güncel durumu hakkında bize neler anlatıyor? 

Özel tiyatrolar son derece kırılgan bir yapıya sahip ve sürdürülebilirlik noktasında büyük sorunlar yaşıyor, raporda sunulan başvuru yapmama gerekçeleri de aslında bu gerçeği gözler önüne seriyor. Kooperatif ortaklarının %59’u desteğe başvuru yapamamış veya yapmamayı tercih etmiş; bu, çok çarpıcı bir oran. Desteğe başvurmak için Ticaret Odası kaydı, “Vergi borcu yoktur” yazısı gerekliliği gibi ön koşullar bulunuyor. Maddi yetersizlikler sebebiyle pek çok tiyatro bu koşulları karşılayamıyor. Tiyatrolar, destekten faydalandıkları takdirde zorlayıcı bir prosedür ve yoğun evrak yüküyle karşılaşıyor ancak birçoğunun bu süreci tamamlayabilecek yeterli insan kaynağı bulunmuyor. Salgın sürecinin de etkilerini gözlemliyoruz tabii. Koşulların getirdiği belirsizlik sebebiyle üretimlerine ara veren, salonlarını kapayan tiyatrolarımız var. Örnek vermek gerekirse salgın sürecinde Kooperatif ortağı dört tiyatro sahnelerini kapadı. Mevcut destek bütçeleri, ayakta kalma mücadelesi verebilmek için maalesef yeterli değil. Geçen senelerdeki deneyimlerine dayanarak sürecin adil ve şeffaf bir biçimde yürütüleceğine güven duymayan ve bu sebeple başvuru konusunda çekimser davranan tiyatrolar da bulunuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığının açıkladığı veriler, destek başvurusu yapan tiyatro sayısının geçen seneye göre arttığını gösteriyor (2020 yılında toplam 390 özel tiyatro başvuru yaparken 2021 yılında 472 özel tiyatro başvuru yapmış) fakat sunulan bütçelerle “Bu tiyatrolardan kaç tanesi, desteğin gerekliliklerini karşılayabildi, oyunlarını sahneleyebildi?” sorularına yanıt veremiyoruz çünkü Bakanlık da süreçle ilgili herhangi bir raporlama yapmıyor.  

Rapordaki bir diğer önemli başlık, yapılan desteklerin tahmini maliyetin %70’ini karşılayabilir denmesine rağmen ortalama %24’te kalmasıyla ilgili. Destekler özel tiyatroların yaratıcılığına, üretmesine ne kadar katkı sunuyor? Yoksa göz boyamadan ibaret mi kalıyor?

Kooperatif ortağı tiyatroların sağladığı veriler doğrultusunda, 2021-2022 sanat sezonu için Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü tarafından özel tiyatroların projelerine yapılan desteğin ortalama 30.000 TL olduğunu gözlemliyoruz. Bu meblağ, 2020-2021 ve 2019-2020 sanat sezonlarında sağlanan ortalama miktarlardan da düşük. Salgın sürecindeki kayıplarımız ve ülkemizdeki mevcut ekonomik koşullar göz önünde bulundurulduğunda bu desteklerin yeni projeler üretmek ve bu projeleri seyirciyle buluşturmak için son derece yetersiz kaldığını söyleyebiliriz.  

Özel tiyatroların çocuk ve gençlik tiyatrosu yapan özel tiyatroların desteklerden daha az yararlanabildiğine işaret ediyorsunuz. Bu durum, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın çocuk ve gençlere yönelik sanat ortamına verdiği önem hakkında neler anlatıyor? Buradaki negatif ayrımcılık hakkında neler söylersiniz? 

Tiyatro Kooperatifi

Öncelikle raporda da belirttiğimiz üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından çocuk ve gençlik tiyatrosuna yönelik yapılan destekleri değerlendirmek üzere elimizde yeterli veri bulunmuyor, bu konuda herhangi bir yorum yapmamız doğru olmaz. Ancak geçmiş dönemde yapılan çeşitli kamu desteklerine ve yerel yönetimler tarafından oluşturulan projelere baktığımızda çocuk ve gençlik tiyatrosuna ayrılan bütçenin, yetişkin tiyatrosuna kıyasla genellikle çok daha düşük olduğunu görüyoruz. Bu sebeple hem çocuk hem de yetişkin oyunları üreten pek çok tiyatro, destek başvurularında yetişkin oyunlarıyla ilerlemeyi tercih ediyor. Tiyatro Kooperatifi olarak çocuk ve gençlik tiyatrosu alanındaki üretimlerin artması ve gelişmesini çok önemsiyoruz hatta bu konuya odaklanan bir çalışma grubumuz da bulunuyor. Bu alanın zenginleşebilmesi için tiyatroların teşvik edilmesi ve kamu ve özel sektör tarafından desteklenmesi önem taşıyor. 

Pandemiyle birlikte özel tiyatrolara sunulan desteklerde bir artışın söz konusu olmadığı aksine diğer yıllara göre bir düşüş yaşandığını görülüyor. Kapalı kalan, zorunlu kapasite sınırlamasıyla perde açabilen tiyatrolara sunulan destek miktarlarının düşmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Yukarıda da belirttiğimiz üzere tiyatro başına ayrılan destek bütçesindeki düşüş, yeni projeler üretmeyi ve sahnelemeyi planlayan özel tiyatroları zor durumda bırakıyor. Sahneler uzun zaman sonra yeniden açılmaya başladı, son yayımlanan genelgeyle birlikte özel tiyatroların faaliyetlerini sürdürmesinin önünde bir engel olan kapasite sınırlaması da kalktı ancak salgın sürecindeki kayıplarımızı telafi edebilmek için çok çalışmak durumundayız, ayakta kalma mücadelemiz devam ediyor. Bu noktada tüm nakdî destekler bizim için hayati önem taşıyor ve bütçedeki düşüşle ilgili endişe duyuyoruz. 

Raporda verilen destekleri detaylı karşılaştırmalarla incelediğiniz tablolar mevcut. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destek miktarlarını belirlemede hangi kriterleri gözettiği yeterince açık mı? Bu konuda daha eşit ve açık bir dağıtım için Bakanlığa önerileriniz neler? 

Kültür ve Turizm Bakanlığı, “Özel Tiyatroların Projelerine Yapılacak Yardımlara İlişkin Yönetmelik”in 8. maddesinde değerlendirme ölçütlerini açıklıyor. Ancak elimizdeki veriler doğrultusunda yaptığımız karşılaştırmalar sonucunda bu kriterlerin, değerlendirmeye ve sunulan bütçelere nasıl yansıtıldığına dair soru işaretlerimiz oluşuyor. Bu noktada devreye, yönetmelikte de yer alan “başvurulan projenin tiyatro sanatına sağlayacağı katkı”, “sanat seviyesi”, “sahnelemedeki başarı düzeyi” gibi subjektif kriterler de giriyor. Bu kriterlerin değerlendirme komisyonu tarafından nasıl değerlendirildiği, komisyonda hangi isimlerin yer aldığı şeffaf bir biçimde açıklanmıyor. Bu noktada, eşit ve açık bir dağıtım için somut ölçütlerin yer aldığı bir puantaj sistemi oluşturulmasının elzem olduğunu düşünüyoruz. 

Sorun olarak işaret ettiğiniz noktalardan biri de değerlendirme kriterlerinde yer alan subjektif maddeler. Bu kısımla ilgili önerileriniz neler? 

Raporda da aktardığımız üzere ideal senaryoda, sürecin adil bir biçimde yürütülebilmesi adına değerlendirmede subjektif bir kriterin olmaması gerektiği görüşündeyiz. Kasım 2020’de Bakanlığa ilettiğimiz yönetmelik değişikliği önerilerinde de yer alan, uluslararası alandaki destek mekanizmalarında da örnekleri görülen puantaj cetveli sisteminin uygulanmasının, pek çok soru işaretini ortadan kaldıracağını düşünüyoruz. Objektif kriterlerin yer aldığı bir puantaj cetvelinin hazırlanmasının; bu cetvelin, başvuru çağrısıyla birlikte ilan edilmesinin ve değerlendirme sürecinden sonra sonuçların tiyatrolara iletilmesinin, güven tesisini sağlamak adına önemli bir adım olacağına inanıyoruz. Mevcut durumda ise değerlendirme komisyonu tarafından yapılan öznel yorum ve iyileştirme önerilerinin tiyatrolara aktarılması, şeffaflığın sağlanabilmesi için bizce bir gereklilik.  

Başvuru yapan tiyatroların yüzde 92’si olumlu dönüş alırken yüzde 8’i red almış. Ancak red nedenleri açıklanmamış. Bu konuda olumsuz dönüşlerin nedenlerini açıklamasının gerektiğini vurguluyorsunuz. Bu talebiniz ve diğer soru ve taleplerinizle ilgili Kültür Bakanlığı’ndan bir geri dönüş oldu mu? Bundan sonra şeffaflık arayışınızda nasıl ilerlemeyi planlıyorsunuz? 

Bu konuya ilişkin taleplerimizle ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından henüz bir dönüş yapılmadı. Tiyatro Kooperatifi olarak süreci takip etmeye ve taleplerimizin arkasında durmaya devam edeceğiz. 

Son olarak Kültür ve Turizm Bakanlığına ilettiğimiz, röportaj boyunca bahsi geçen raporu internet sitemizden okuyabilirsiniz. Sesimizi güçlendirmek için alanımızda çalışan tüm bileşenlerin ve tiyatro seyircilerinin desteğini ve paylaşımlarını bekliyoruz.