‘Okullarda Ötekileştirme, Ayrımcılığı Azaltma Eğitimleri Düzenlenmeli’

Mülteci çocukların eğitimleri sırasında yaşadıkları problemlerle ilgili rapor yayınlayan İzmir Mülteci Çalışmaları Ağı toplumsal uyuşmazlığın önüne geçmek için okullarda ötekileştirme ve ayrımcılığı azaltma ve kaynaşma odaklı interaktif etkinliklerin düzenlenmesi gerektiğini dile getirdi. Raporda ayrıca, Suriyeli mülteci çocukların yeni kültüre daha kolay uyum sağlaması için okullarda müzik ve oyun aktiviteleri gibi kolaylaştırıcı rollerin aktif hale getirilmesi gerektiği de belirtiliyor. 

Suriye’de 2011 yılında başlayan savaşın yol açtığı zorlayıcı koşulların etkisiyle kitleler halinde ülkemize göç eden Suriyeli mültecilerin sayısı 2019 yılı itibarıyla 4 milyona yaklaştı. Tüm toplumlarda olduğu gibi göçmen toplumun en zayıf, kırılgan ve en yüksek risk altındaki grubu çocuklar. Mülteci çocuklar göç ettikleri toplumun sosyal yapısı ve eğitim sistemine dahil olmakta güçlükler yaşamakta ve eğitim dışı kalma riskiyle karşılaşıyorlar. Suriyeli çocukların eğitim dışı kalmaları onlar için çocuk işçiliği ve istismarı, dilenmek zorunda kalmak, suça ve suç örgütlerine katılma risklerini de beraberinde getiriyor.

İzmir yerelinde mülteci alanında çalışan sivil toplum kuruluşları ve aktivistler bir araya gelerek kurduğu İzmir Mülteci Çalışmaları Ağı ilk çalışmasını mülteci çocuklarla yaptı. Çalışma kapsamında İzmir ili Konak ilçesinde 6 okulda 120 Suriyeli Mülteci çocuk ile atölyeler yapılarak eğitimde karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri çocukların katılımıyla analiz edildi. Uluslararası Çocuk Hakları Merkezi’nin desteği ile gerçekleşen çalışmalar sonucunda ‘Mülteci Çocukların Eğitime Erişimlerinin Önündeki Temel Engeller-Sorunlar’ başlıklı bir rapor yayınladı.

‘Okulda Dışlanma Problemlere Yol Açmaktadır’

Dünyadaki sığınmacıların %44’ünü 18 yaş altı çocuklar oluşturduğunun belirtildiği raporda şu ifadelere yer veriliyor: “Çocuklar ve ergenler yaşanan stres etmenlerine yetişkinlerden daha fazla etkilenme olasılığı taşımaktadırlar. Savaşta travma yaşantısına maruz kalan çocukların belirsiz yaşam durumları ile karşı karşıya kalmaları ruh sağlıkları üzerinde risk oluşturmaktadır. Ailenin uyumu ile ilgili güçlükler, yeni bir dilde eğitim, kültürel uyum –etnik, dini kimlik, cinsiyet rolü çatışmaları, ayrımcılık, okulda ve arkadaşları arasında sosyal dışlanma gibi farklı türde de problemlere yol açmaktadır. Benlik saygısının düşmesi, sosyalleşme güçlüğü, sosyal aktivite azlığı, düşük akademik başarı, sosyal içe çekilme, düşünce ve dikkat problemleri yaşamaktadırlar. Suriyeli mülteci çocuklar için sivil toplum örgütlerinin çalışmaları ile sosyal ve etnik gruplar ve arkadaşlar arasında sosyal ağın geliştirilmesine yönelik politikalar üretilmesi gerekmektedir.”

‘Aileler, Çocukların Getirdiği Gelire Muhtaç’

Raporda Suriyeli mülteci çocukların okula gitmelerinin önündeki engeller, çocuk işçiliğinin yaygın olması, ailelerin parasızlık nedeniyle ulaşım, okul gereçleri vs. masraflarını karşılamada güçlük çekmesi, hala dil engellerinin aşılamamış olması, çalışma hayatına ilişkin haklarından ve güvencelerinden yoksun ailelerin emeklerinin karşılığında adil bir gelir elde edememeleri, çocukların da getirdiği gelire muhtaç olunması, ve yeterli politikaların üretilememesi olarak gösteriliyor. Raporda mülteci çocukların okula gidememesi ek olarak şu cümlelerle açıklanıyor; “Buna ek olarak, bazı devlet okullarının aşırı kalabalık olmasından ötürü çocukları reddettikleri ve ihtiyaçlarını makul ölçüde karşılamadıkları görülmüştür. Toplumsal uyuşmazlığın da okulda zorbalığa maruz kalacağı endişesiyle Suriyeli ailelerin çocuklarını okula kaydettirmediği görülmüştür”. 

‘Eğitim Türkiye’deki Yaşama Dahil Olmalarına Sağlayacaktır’

Suriyeli çocukların nitelikli bir eğitim sürecinden geçmesinin önemine değinildiği raporda, “İlk olarak bireysel geleceklerini ve refahını etkilemesi açısından önemlidir. Bu durum onların eğitim yoluyla Türkiye’deki iktisadi, sosyal ve kültürel yaşama dahil olmalarına olanak sağlayacaktır. Aynı zamanda Suriyeli çocukların yaşadıkları travmaların etkisinin azaltılması amacıyla sosyal destek hizmetlerinin de etkin hale getirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle BM Çocuk Hakları Sözleşmesinin eğitime erişimde eşitlik ilkesine göre, hiçbir ayrım gözetmeksizin Türkiye’deki Suriyeli çocukların en temel meselesi olan eğitim sürecinin izlenmesi yolunda hak temelli çalışmalar yürütülmesi gerekmektedir” deniliyor.

Rapor son kısmında, “Suriyeli mültecilerin sorunlarını tüm yönleriyle ele alarak, çok yönlü çözümler üreterek, sivil toplum örgütleri, uzman otoriterlerle işbirliği yapılarak problemlerin temel kaynaklarına ulaşılarak her türlü sosyolojik, psikolojik, politik ve ekonomik açıdan değerlendirilerek, sorunları azaltmaya ve geleceğe daha sağlıklı bakma fırsatını yakalanabilir” ifadeleri yer alıyor. 

‘Uyumu Sağlamak İçin Kolaylaştırıcı Roller Aktif Hale Getirilmeli’

Raporda çözüm önerisi olarak toplumsal uyuşmazlığın önüne geçmek için Suriyeli mülteci çocuklara yönelik ötekileştirme ve ayrımcılığı azaltma ve kaynaştırma odaklı interaktif etkinliklerin düzenlenmesi ve iletişimi sağlamlaştırıcı planlamaların yapılması öneriliyor. Ayrıca eğitim kurumlarında Suriyeli mülteci çocukların, öğretmenlerin, sınıf arkadaşlarının ve okul yöneticilerinin ihtiyaçlarını tespit etmek için davranışsal gözlem ve nitel araştırma yöntemlerini temel alan bir ihtiyaç analizi çalışması yapılması da raporun çözüm önerilerinin arasında. Yine raporda Suriyeli mülteci çocukların yeni kültüre daha kolay uyum sağlaması için okullarda müzik ve oyun aktiviteleri gibi kolaylaştırıcı rollerin aktif hale getirilmesi gerektiği de belirtiliyor. 

İzmir Mülteci Çalışmaları Ağı’nın Diğer Çözüm Önerileri

* Sürdürülebilir ve etkin bir değişim yaratmak için psiko-sosyal destek programlarından bireysel ve grup terapileri, travma odaklı bilişsel davranışçı terapi, oyun ve sanat terapileri, travmayla baş etme becerileri eğitimi, anne baba eğitimleri gibi konuların araç ve metotlar olarak kullanılması,

* Çift dilli materyaller ve kaynakların oluşturulma ihtiyacı karşılanarak, mülteci çocukların sınıfa katılımını sağlamak isteyen öğretmenlerce üstlenilmesi,

* Türkiye’deki dezavantajlı ailelere ekonomik entegrasyon sağlanarak toplumun üretken ve barışçıl üyeler haline dönüşmesi ve çocuk işçiliği oranlarının azaltılması için çalışma özgürlüğünü iyileştirmek ve insan haklarını güvence altına almak,

* Öğretim programı ve eğitim materyallerinin okullarda çok kültürlülüğü, farklılıklara saygı göstermeyi, toplumsal cinsiyet eşitliğini, düşünce özgürlüğü ve eşitlik fikirlerini destekleyecek nitelikte verilmesi, 

* Her eğitim seviyesi ve yaş grubundaki Suriyeli mülteci çocuklara dil öğretmeye dayalı metodoloji ve materyal oluşturmaya yönelik kapsamlı, sistemli bir eğitim politikası izleyerek çalışmalar yapılması,

* Suriyeli mültecilerin eğitim, sağlık, çalışma hayatı, belediye hizmetleri gibi toplumun alıştırılması gereken alanlarına bir bütün olarak kapsamlı politikalar olarak bakılması ve hayata geçirilmesi, 

* Suriyeli mültecilerin tamamının kayıt altına alınarak özellikle sağlık ve eğitimde ek kapasite inşaları kurulması,

* Türkiye’de yaşayan sığınmacı mülteci tüm çocukların eğitimlerinin zorunlu kılınması ve ortaöğretime erişim olanağının sağlanması,