“Yaşam İçin Verilen Bu Mücadeleye Herkesin Destek Olması Gerek”

Sıfır Gelecek Platform'undan Elif Ünal ile 'Fridays for future' kampanyalarını konuştuk. Ünal, Türkiye'nin birçok bölgesinde gerçekleşecek iklim grevlerine destek beklediğini dile getiriyor.

BM İklim Zirvesi’nin hemen öncesinde 20 Eylül’de başlayacak ve 27 Eylül’de sonlanacak Küresel İklim Grevi haftası boyunca 137 ülkede 4500’ün üzerinde eylem ve etkinlik düzenlenecek. Genç iklim grevcisi gençlerin başını çekeceği etkinlik haftasının şu ana kadar gerçekleşen en yüksek katılımlı iklim eylemliliği olması bekleniyor. Karar alıcıları iklim krizinin aciliyetine karşı bir an önce harekete geçmeye çağıran iklim grevlerinin 15 tanesi ise Türkiye’de gerçekleşecek. 

Genç iklim aktivistlerini bir araya getiren Gelecek İçin Cumalar Türkiye’nin ana çağrıcılığında gerçekleşecek etkinliklere Sıfır Gelecek Kampanyası altında bir araya gelen çeşitli sivil toplum kuruluşları ve demokratik kitle örgütleri de destek verecek.

Sıfır gelecek kimdir? Nasıl bir motivasyonla kuruldu? 

Sıfır Gelecek aslında içerisinde birçok örgütün ve hareketin bir arada olduğu bir platform. Öncelikli talebi içinde bulunduğumuz iklim krizi gerçeğiyle biran önce yüzleşilmesi, karar alıcılar tarafından iklim acil durumu ilan edilmesi. Nihai olarak da iklim krizine sebep olan karbon emisyonlarının sıfırlanması. İsmimiz de buradan geliyor zaten. Biliyoruz ki ya sıfır karbon gelecek ya da bir geleceğimiz olmayacak.

Bu kaygılarla bir araya gelmemiz de aslında her hafta iklim için okul grevine çıkan öğrencilerden oluşan Fridays for Future (Gelecek İçin Cumalar) hareketinin çağrısıyla mümkün oldu. İsveç’li o zamanlar 15 yaşında olan Greta Thunberg’ in 2018 Ağustos’unda başladığı eylemler dünyada milyonlarca çocuk ve gencin sokağa çıkmasını tetikledi. Her hafta süren grevlerin yanı sıra küresel çağrılar da oluyordu. İlki 15 Mart’ta ikincisi de 24 Mayıs’ta düzenlenmişti.

Ne gibi çalışmalarınız var? Neler yapıyorsunuz?

 Türkiye’de de eylemler Atlas Sarrafoğlu’nun ilk çağrısıyla birlikte 15 Mart’tan itibaren gerçekleşiyor.

Üçüncüsü düzenlenecek iklim grevinin tarihi olarak öğrenciler 20 Eylül’ü belirledi. Ancak bir farkla bu sefer yetişkinlerden de greve çıkmalarını talep ettiler.

Biz de içerisinde Fridaya for Future’ın da yer aldığı bileşenlerimizle birlikte ilk hedef olarak 20 Eylül’ü belirledik. Amacımız bu günde dünya ile eş zamanlı hareket ederek iklim krizini Türkiye gündemine taşımak. Öncesinde ise iklim krizinin boyutlarına dikkat çekmek için tematik haftalar düzenledik. 

Bunlar fosil yakıtlar, ormansızlaştırma, iklim adaleti, gıda gibi konulardan oluşuyordu. Bu haftalarda konularla ilgili film gösterimleri, söyleşiler, forumlar, ve sokak eylemleri gerçekleştirdik ve herkesi 20 Eylül’e davet ettik. 

‘Fridays For Future’ kampanyası ile ne gibi bir eylem hazırlığı içerisindesiniz? 

Şu anda 20 Eylül küresel iklim grevine hazırlanıyoruz. Belediyeler, sendikalar ve diğer örgütlerle iletişim halindeyiz. Onlardan da iklim grevine destek vermelerini ve 20 Eylül’de greve çıkmalarını istiyoruz. Her geçen gün daha fazla büyüyoruz ve daha çok bileşen aramıza dahil oluyor.

Şu anda birçok şehirde grev hazırlıkları sürüyor. Benim dahil olduğum İstanbul ayağında ise grev için 14.00’da Kadıköy İskele Meydanı’nda buluşacağız.

Grevci çocuk ve gençlerin basın açıklamalarından sonra yürüyüş ile Yoğurtçu Parkı’na geçeceğiz. Burada iklim grevi festivali düzenleyeceğiz, tabii hazırlıklar yalnızca İstanbul ile sınırlı değil. Başka illerde de birçok eylem gerçekleşecek.

Buradan bir çağrınız var mıdır?

Öncelikle 20 Eylül’e herkesi bekliyoruz. İşlerini, okullarını bırakmalarını ve iklim için harekete geçmelerini. Eğer greve çıkma imkanları yoksa da bir şekilde desteklerini göstermelerini istiyoruz. Ancak 20 Eylül yalnızca bir başlangıç. İklim krizini durdurana kadar ne dünyanın dört bir yanındaki öğrenciler duracak ne de biz.

O yüzden herkesin yaşam için verilen bu mücadeleye destek olmasını istiyoruz. Ve ana talebimiz olan iklim acil durumunu kendi hayatlarında ve kurumlarında da ilan ederek iklim krizini gerçekte olduğu gibi yani küresel bir aciliyet olarak ele almalarını istiyoruz. Ayrıca Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleşecek grevlerimizi sosyal medyadan takip etmek için hashtagleri kullanabilirler.