“İmam Hatipliler  ‘Eğitim Perspektifi’ ile Değerlendirilmek İstiyor

ÖNDER tarafından hazırlanan “Gazetelerde İmam Hatiplere Bakış 2018” raporunu Sivil Sayfalar’a değerlendiren eğitimci-yazar Erol Erdoğan, “Bu süreçte, hem ÖNDER hem imam hatiplilerden edindiğim izlenim şu, onlar şunu istiyor. Bizi haber yapın, eleştirin, takibe alın ama bunları ‘eğitim perspektifi’ ile yapın. Bunu hem aleyhte hem lehte ‘ayrımcı dil’ kullananlara yönelik söylüyorlar. Yani pozitif ayrımcı dil de, negatif ayrımcı dil de istemiyorlar.” Dedi.

ÖNDER Başkanı Halit Bekiroğlu’nun geçtiğimiz günlerde düzenlediği basın toplantısıyla duyurduğu  “Gazetelerde İmam Hatiplere Bakış 2018” raporu iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde yazılı basındaki İmam Hatiplerle ilgili tarama ve analizler yer alırken, ikinci bölümde ise 53 farklı medya kuruluşunda çalışan 148 medya mensubuyla yapılan görüşmeler bulunuyor. İkinci bölümde iki dikkat çekici sonuç çıktığını belirten Erol Erdoğan, “ Bu görüşmelerde ‘Ailenizde ya da yakın akrabalarınızda imam hatip lisesinden mezun veya okuyan kimse var mı?’ sorusuna ‘Evet var’ diyenlerin oranı yüzde 89,2. Bunlar içinde imam hatipler aleyhine haber yapan ve onlara karşı ayrımcı dil kullanan basın kuruluşlarında çalışanlar ve yöneticilik yapanlar da var. Her on gazeteciden dokuzunun çevresinde imam hatipli olması, imam hatip meselesine içeriden yani imam hatiplilerin gözünden bakabilme fırsatı veriyor. Bu çok önemli. Medya mensuplarının bu doğal empati ve sağlıklı bilgi zeminini değerlendirmesi gerekir. “ diye konuştu.

“Medyada imam hatiplilere yönelik yaklaşımlar sizce genel olarak nasıldır?” sorusuna yüzde 74,3 oranında “medya imam hatiplere taraflı yaklaşıyor” cevabının verilmesinin düşündürücü olduğunu ifade eden Erdoğan, “Bu sonuçtan ve diğer sorulara verilen cevaplardan şunu anlayabiliriz; medya mensubu ‘birey’ olarak, imam hatipler konusunda daha olumlu veya haberci pozisyonunda kendisini konumlandırırken, ‘bir medya kuruluşu mensubu’ olarak, çalıştığı kurumun durduğu yerden kaynaklı bir bakışla imam hatipli karşıtı olabiliyor. Doğrusu bu, üzerinde düşünülmesi gereken tuhaf karmaşık bir durumun habercisi.” sözleriyle değerlendirdi.

“İmam Hatipliler Ayrımcı Dile Karşı Mücadele Etmeli”

İmam Hatiplilerin ayrımcı dille muhatap olduklarını düşünen kesimler içinde olduğunu belirten Erol Erdoğan, ayrımcı dilin sebebinin Cumhuriyet dönemi boyunca İmam Hatiplerin laik-dindar, çağdaş-gerici söylemlerinin konusu olmasından kaynaklandığını vurguluyor. Ayrımcı dilin 28 Şubat süreciyle toplumsal bir boyut kazandığının altını da çizen Erdoğan, “ÖNDER, imam hatiplere yönelen ayrımcı dile dair verileri de içeren raporu iki yıldır hazırlıyor, benzeri çalışmaların çeşitlenmesi gerekir. Medya, nefret ve ayrımcı dilin, ciddi yaralara yol açtığını fark etmeli, hiçbir bireye veya topluluğa nefret ve ayrımcı dil kullanmamalıdır. Medya, nefret ve ayrımcı dil konusunda sahih bir çizgiye ulaşmak için oto kontrol mekanizmaları geliştirmeli, muhabir ve editörlerini eğitmeli, hak-hukuk konusunda bilinçlendirmelidir. İmam hatip camiası da, zaman zaman kendilerine de yönelen, medyanın nefret ve ayrımcı diline karşı, bilgilendirici yolu öncelikli tercih olarak düşünmelidir. Yanlış haberler yapan veya nefret dili kullananlarla doğrudan iletişime geçilerek bilgilendirme yapılmalı, hukuki yaptırımlar hatırlatılmalıdır. Nefret söylemi ve ayrımcı dil kullanımını alışkanlık haline getiren medya kuruluşlarına, periyodik olarak veriler-grafikler ulaştırılarak, takip edildiklerinin farkında olmaları sağlanmalıdır.” önerilerinde bulunuyor.

İmam hatiplilerin nefret söylemi ve ayrımcı dilin başka grupları da hedef alan genel bir sorun olduğunun farkında olması gerektiğini de vurgulayan Erdoğan,  “Bunun için imam hatipliler, nefret söylemi ve ayrımcı dilin kimseye karşı kullanılmaması için çaba sarf etmeli ve ilgili çalışmalara destek olmalıdır.” Dedi.

Rapor Hakkında

Ulusal 29 gazete üzerinden yapılan araştırmaya, yıl içinde yayınlanan 45 bin 291 haberden imam hatip ifadesinin tam olarak geçtiği 4 bin 714 haber kaynak teşkil ediyor. Araştırmada bu sayı içindeki 1101 haber esas alındı. Aralarında Akşam, Aydınlık, Birgün, Diriliş Postası, Cumhuriyet, Dünya, Güneş, Evrensel, Habertürk, Hürriyet, Karar, Milat, Milli Gazete, Milliyet, Ortadoğu, Posta, Sabah, Şok, Sözcü, Star, Takvim, Türkiye, Yeni Çağ, Vatan, Yeni Akit, Yeni Asya, Yeni Mesaj, Yeni Şafak ve Yurt gazetelerinin yer aldığı 29 gazete üzerinden yapılan araştırmada çeşitli başlıklar ortaya kondu. Yapılan kategorilendirmeye göre belirlenen 9 başlık şöyle: Ayrımcı dil, bilimsel başarı, diğer, eğitim sistemi, kültür sanat etkinlik, müfredat, örnek okul örnek öğrenci, sayılar sınavlar ve siyasi polemik.

 Olumlu Haberler Daha Fazla

Araştırmanın bulgularına göre, 1101 haber arasından 608 olumlu, 493 haber ise olumsuz olarak yer alıyor. Oransal olarak, yüzde 55 olumlu, yüzde 45 olumsuz haber şeklinde yansıyor. Bazı gazetelerin tümü olumlu haber yaparken, bazı gazetelerde ise birkaç istisna dışında olumsuz haberler göze çarpıyor. Bazı kategorilerde yine tamamen olumlu haberler bulunurken bazı kategorilerde tamamen olumsuz, bazı kategorilerde de hem olumlu hem de olumsuz haberler yer alıyor. Kategoriler arasında ise ilk sırayı 302 haber, yazı ve yorumla “Eğitim sistemi” başlığı çekiyor. Onu 296 haber, yazı ve yorumla “sayılar sınavlar” başlığı izliyor.

Raporda imam hatiplilere yönelik nefret söylemi ve ayrımcı dil kullanımı da diğer kategorilerle beraber inceleniyor. 2018 yılına ilişkin yapılan çalışmada aynı zaman diliminde 13 yayın organında 60 adet bu yönde haber, köşe yazısı, analiz raporlandı. 2017 yılı araştırmasında 79 haber, yazı ve yorum bu alanda raporlanmıştı, oransal olarak bu yıl ayrımcı dil kullanımının azaldığını ortaya koyuyor. Bu çerçevede örneğin, geçtiğimiz yıl sık sık dile getirilen “Bu kurumlardan IŞİD sempatizanı veya IŞİD militanı” yetiştirildiği yönündeki iddia bu sene sayfalara yansımıyor. Ancak sayısal bir azalmadan söz ederken kullanılan kavramlar ve bu kavramların ötekileştirici dili noktasındaki ayrımcı dil kullanımı devam ediyor. Örneğin, cihatçı nesil, dinci-faşist, dindar ve kindar nesil, Allah ile aldatmak, deist nesil, sapık, yobaz, gerici, ortaçağ yaratığı, zavallı, beyni yıkanmış, niteliksiz öğrenci, kullaştırmak, müritleştirmek kavramları bu yıl içinde kullanıldı.

Deizm Tartışmaları Zirve Yaptırdı

İmam hatip haberlerinin sıklıkla yapıldığı aylara bakıldığında Nisan, Ocak ve Haziran aylarının başı çektiği karşımıza çıkıyor. Nisan ayı başında gündeme gelen ve ay boyunca devam eden “deizm” tartışmaları Nisan ayında imam hatiplerle ilgili haberlerin zirve yapmasına neden oldu. 3 Nisan 2019 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde “İmam hatipliler deizme kayıyor” haberi ile başlayan süreç, ardından Birgün gazetesi ve diğer gazetelerle devam etti. Gerçek Hayat dergisinin de “Anne ben deist oldum” başlıklı dosya ile konuyu sayfalarına taşıması olayın muhafazakar kesimler tarafından da geniş bir çerçevede tartışılmasına zemin hazırladı.

Sayılar ve Sınavlar Tartışma Konusu

Haber yazı ve yorumlarda imam hatip kavramına en fazla yer verilen aylardan biri ise Haziran ayı oldu. Bunun nedeni, daha önce liselere geçişte uygulanan TEOG’un kaldırılarak yerine yeni bir sınav sisteminin ihdas edilmesi. Yeni gelen sistem LGS ile birlikte tartışmalar zirveye ulaştı ve tartışmaların birçoğu yine imam hatipler üzerinden sürdü. Gazetelerdeki haber ve köşelerde bu konu uzun uzun tartışıldı, konu aylarca gündemde kaldı. Yeni sınav sistemi tartışılırken sık sık imam hatip sayılarına ve imam hatiplerin bütçeden aldığı paya vurgu yapılırken, yeni sistemin imam hatiplerin daha başarılı gösterilmesi için getirildiği iddia edildi. Yıl içinde 169 haber çıkan Nisan ayından sonra, 146 haber yazı ve yorum Haziran ayında yayınlandı.

Müfredat Araştırılmıyor

İmam hatip haberlerinin verilişinde eğitim sistemi başlığı üzerinden bir artış gözlense de konu müfredat olduğunda bu haberlere pek yansımıyor. Diğer kategoriler ve yayınlanan içerik sayısı göz önüne alındığında müfredat hakkında çok fazla kafa yorulmadığı, haber ve köşe yazısı yazılmadığı ortaya çıkıyor. Araştırmanın sayısal verilerine göre müfredat ile ilgili yapılan haberler genellikle laiklik-laiklik karşıtlığı, kız çocukları ve cinsiyet ayrımcılığı, Türkiye’de din öğretimi üzerinden yapılıyor. 2018 yılı içerisinde araştırmaya konu olan toplamda 35 haber, yazı ve yorum yayınlanmış. Bu rakam oransal olarak yüzde 3’e tekabül ediyor.