Sibirya’da Şor Türkleri Kömür Talebi Yüzünden Acı çekiyor; Türkiye Büyük Müşteri

“Sibirya’da Yavaş Ölüm” isimli yeni rapor, Sibirya’nın Kuzbass bölgesinde kömür madenciliğinin orman ve köylere kalıcı tahribatı ile halka uygulanan baskıyı ortaya koyuyor. - Sibirya Türklerinden Şorlar kömür talebi yüzünden ciddi hak ihlaline maruz kalırken, kömürün dördüncü büyük müşterisi ise Türkiye. - Artan baskılar ve tehditler yüzünden kömür karşıtı aktivistler bölgeden kaçmak zorunda kalıyor.

Ormanlar ve temel haklar üzerine çalışan Avrupalı Sivil Toplum ÖrgütüFern ile Kömür Eylem Ağı (Coal Action Network) tarafından bugün yayımlanan rapor, Güney Sibirya’nın Kuzbass bölgesindeki kömür madeni genişlemesinin bölgedeki Türk topluluklarından olan yerli Şorların yaşam alanları üzerindeki tahribatını ortaya koyuyor.

2017 yılında Kuzbass’taki kömür üretimi, bir önceki yıla göre yüzde 6.2 artış gösterdi. Kuzbass’tan kömür ithal eden 21 ülkenin 11’ini Avrupa Birliği ülkeleri oluştururken, en çok kömür ithalatı yapan dördüncü ülke ise Türkiye oldu.

Kuzbass’ta kışın kar erimeye başladığında, kömür tozunun biriktiği siyah tabaka açığa çıkıyor. Sülfür alaşımları, nitrit, nitrat, klorür, potasyum ve manganez bölgedeki karın içinde bulundu.

Sibirya’da Yavaş Ölüm” raporu, kömür madenciliğinin ormanları nasıl tahrip ettiğini, Kuzbass’ın havasını, suyunu ve toprağını nasıl kirlettiğini ortaya koyarken madenlerin yakınında yaşayan topluluklarda ortaya çıkan hastalıklar ile sağlık sorunlarındaki artışları gösteren kanıtları da içeriyor. Kanser türleri, verem, kalp ve damar hastalıklarını kapsayan sağlık sorunları, yerel halkın beklenen yaşam süresinde azalmaya yol açıyor.

İnanış ve yaşam biçimleri doğrudan bulundukları çevreye göre şekillendiği halde genişleyen madencilik aktiviteleri yüzünden, kendi deyimlerine göre topraklarında yavaş bir ölüme teslim edilen yerli Şor Türkleri’nin tanıklıkları ve gerçek hikayeleri raporun merkezini oluşturuyor. Yapılan hesaplara göre bölgedeki Şor nüfusu, son 7 yılda yaklaşık yüzde elli azalma gösterdi.Önceden ormanlık olan pek çok Şor köyü maden yüzünden bugün yok edilmiş durumda.

Şorlar topraklarıyla uyumlu yaşayan doğanın çocuklarıdır. Ormanların, nehirlerin, dağların, bitkilerin ve toprağın ruhunun olduğuna inanırız. Ama madencilik hepsini yok ediyor, kültürümüzü yok ediyor… Valentina Boriskina – emekli öğretmen

Türkiye: Kuzbass’ın en büyük dördüncü kömür ithalatçısı

Türkiye Kuzbass’tan en çok ihraç yapan dördüncü ülke. Türkiye’nin ithal ettiği her 3 ton kömürün 1 tonu Şor halkının yaşadığı ve baskı gördüğü bu bölgeden geliyor. Foto: Kuzbass’ta bulunan maden sahası

Sibirya Gümrük İdaresi’ne göre 2016 yılında Kuzbass kömürünün en büyük ithalatçıları sırasıyla şu ülkelerdi: Güney Kore, Japonya, İngiltere ve Türkiye.

Her ne kadar küresel ölçekte kömür üretimi düşüşte olsa da 2016 yılında Rusya’nın kömür üretimi, bir önceki yıla göre yüzde üç artış gösterdi. Ülke, halihazırda dünyanın üçüncü en büyük kömür ihracatçısı[1]. Kuzbass bölgesi, Rusya’nın toplam kömür üretiminin yüzde elli dokuzunu sağlıyor ve Rusya’nın kömür ihracatının yüzde yetmiş altısı bu bölgeden geliyor.

Yalnızca Türkiye 2016 yılında Kuzbass bölgesinden toplamda 10.4 milyon ton kömür ithal etti. Ayrıca Rusya merkezli farklı resmi kaynaklara göre aynı yıl Türkiye’nin Rusya’dan kömür ithalatı toplamda 11.5 milyon ton oldu.

Raporun yazarlarından olan Fern’den Daria Andreeva, “Kuzbass’ta gözlemlediğimiz tam anlamıyla insan eliyle yapılmış bir facia. Öyle ki düşük karbonlu ekonomiye geçmediğimiz  için her birimizin sorumlu olduğu bir facia” dedi.

Raporun diğer yazarı Kömür Eylem Ağı (Coal Action Network)’den Anne Harris ise, “Kuzbass’tan kalkan kömür tozunun bir parçası kömür kaynaklı elektriği tüketen ev ve işyerlerinin üzerinde kara bir leke oluşturuyor. Bu leke içinde nefes alamayan Shor halkını, boğulan nehirleri, yer değiştirmek zorunda kalan vahşi hayatı ve bizi Shor topraklarına götüren, boydan boya zehirlenmiş alanın izlerini de içeriyor.”

Madencilik ve kömür için patlatmalardan doğanın ruhlarının bizi terk ettiğini düşünüyorm. [Madenlerden] patlamaları duydukça ruhumun da parçalandığını hissediyorum. Larissa Myzhakova
Valentina Boriskina

Kaynak: 360Türkiye