Van Büyükşehir Belediyesi Rojin Kadın Yaşam Merkezi Neden Kapatıldı?

Kayyum atanan belediyelerde gerçekleşen değişimlerin başında kadın kurumlarının kapatılması geliyor. Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanmasının üzerinden de çok geçmeden Rojin Kadın Yaşam Merkezi’nin faaliyetlerine son verildi. Bölgedeki kadın kurumlarının misyonuna önemli bir örnek teşkil eden Rojin Kadın Yaşam Merkezi’nin hikâyesi ise şöyle: 2013 yılı sonlarında Van Belediyesi kadınlara hizmet etmesi amacı ile temelden bina yaptı. […]

Kayyum atanan belediyelerde gerçekleşen değişimlerin başında kadın kurumlarının kapatılması geliyor. Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanmasının üzerinden de çok geçmeden Rojin Kadın Yaşam Merkezi’nin faaliyetlerine son verildi.

Bölgedeki kadın kurumlarının misyonuna önemli bir örnek teşkil eden Rojin Kadın Yaşam Merkezi’nin hikâyesi ise şöyle:

2013 yılı sonlarında Van Belediyesi kadınlara hizmet etmesi amacı ile temelden bina yaptı. 03.01.2014 yılında ise Van Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesinde Rojin Kadın Yaşam Merkezi’ni aktifleştirdi. İlk etapta 30 personel istihdam ediyordu. Alanların büyütülmesi ve ihtiyaç olması doğrultusunda (yeni atölyelerin ve sığınma evinin kurulması ile birlikte) son olarak 50 personel istihdam ediliyordu. Rojin Kadın Yaşam Merkezi 3 müdürlük bünyesinde faaliyet sürdürüyordu. Bu müdürlükler Kadın Ekonomisini Geliştirme Şube Müdürlüğü, Eğitim ve Araştırma Şube Müdürlüğü, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Şube Müdürlüğü’ydü. 2014 yerel seçimlerinden sonra Van Belediyesinin Büyükşehir statüsü kazanmasıyla birlikte ise Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı kuruldu. Bu durumdan sonra Rojin Kadın Yaşam Merkezi Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı bünyesinde faaliyetlerini sürdürdü.

Bu merkezde, Kadın Ekonomisini Geliştirme Şube Müdürlüğü’ ne bağlı tekstil, kilim dokuma, el sanatları, seramik, gümüş işlemeciliği gibi üretim esaslı meslek edindirmeye yönelik çalışmalar yürüten atölyeler bulunuyordu. Tekstil atölyesinde bulunan 42 adet dikiş makinesi yurt dışıyla ortaklaşa yapılan bir proje sonucu hibe olarak alınmıştı. Tekstil atölyesi kursiyerleri için İŞKUR ile ortaklaşa çalışılmış, kursiyerlerin sigortalı çalışmaları ve belirli bir ücret almaları İŞKUR tarafından sağlanmış, kullanılan malzemeler (kumaş, iplik, iğne vb.) ise belediye tarafından temin edilmişti.  

Tekstil atölyesi kursları 4 ay sürüyor ve kursiyerler dördüncü ayın sonunda sertifika alıyordu. Sertifika verildikten birkaç gün sonra yeni kursiyerler alınarak yeni bir dört aylık kurs süreci başlıyordu. Sonrasında, çözüm sürecinin sekteye uğramasıyla belediyeler de olumsuz yönde etkilendi ve 07.12.2015 tarihinden itibaren İŞKUR belediye ile olan ortaklaşa çalışma sözleşmesini bozdu. Sözleşmenin bozulması sonucu kursiyerlerin iş sigortası yapılamadı ve ücret verilemedi. Buna rağmen kadınlar kurslara gelmeye devam etti. Tekstil atölyesinde Van’da belediyeye ait konteynerlerde yaşayan Kobanili ailelerin çocuklarına da bayram sebebiyle kültürel değerlerine uygun kıyafetler dikildi. Kadın Ekonomisini Geliştirme Şube Müdürlüğü’ne bağlı bulunan bütün atölyelerin malzemeleri belediye bütçesi ile alınıyordu. Kurum turizm ve ticaret fuarlarına katılarak atölyelerde üretilen ürünleri satıyor, bu satışlardan elde edilen gelirlerin malzeme bedeli alındıktan sonra (tekrar malzeme almak amaçlı) kalan ücret kursiyerlere veriliyordu. Kadın Ekonomisini Geliştirme Şube Müdürlüğü atölyeler dışında KOSGEB ile ortaklaşarak kadınların Girişimcilik eğitimi almasını ve eğitimler sonucu sertifika alarak gerekli hibe desteklerinden yararlanmalarını sağladı.

Eğitim ve Araştırma Şube Müdürlüğü’ne bağlı Eğitim Birimi ise belirli aralıklarla Van ilinde ve tüm ilçelerde “Toplumsal Cinsiyet Rolleri”, “Kadın Erkek Eşitliği”, “Kadının İnsan Hakları ve Üreme Sağlığı” konuları üzerine özgün ve karma olmak üzere eğitim programları düzenliyordu. Aynı zamanda neredeyse bütün büyükşehir belediyesi personellerine de toplumsal cinsiyet rolleri üzerine eğitimler verildi. Birim tarafından 8 Mart, 25 Kasım gibi anlamlı günlerde çeşitli paneller ve programlar düzenleniyordu. Atölyelere gelen kursiyerlere de Toplumsal Cinsiyet Rolleri, Kadının İnsan Hakları ve Üreme Sağlığı üzerine eğitim programları da düzenleniyordu. Birimde kadınlara okuma-yazma kursu da veriliyor, toplumsal cinsiyet alanında farkındalık yaratmak amaçlı belirli aralıklarla film gösterimi ve söyleşi programları da yapılıyordu. Yapılan eğitimler basında yankı bulduğu için Van’daki yarı açık cezaevi yöneticileri Eğitim ve Araştırma Birimi’ni arayarak erkek mahkûmlara toplumsal cinsiyet rolleri üzerine eğitim talebinde bulundu. Talep doğrultusunda Cezaevindeki erkek mahkûmlara farkındalık yaratma amaçlı bir günlük eğitim verildi. Kurumun içinde Eğitim ve Araştırma Birimi’ne bağlı çocuk oyun alanı, kütüphane, spor salonu, resim atölyesi ve konferans salonu bulunuyordu.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne bağlı olarak ise Danışma Merkezi ile Sığınma Evi bulunuyordu. Kayyum atanmadan önce müdürlük bünyesinde Van merkezinde, Geçiş İstasyonu ile Erciş ilçesinde danışmanlık merkezleri kurulum aşamasındaydı. Kayyum atandıktan sonra iki yerde aktifleştirilmeden kapatıldı. Müdürlük bünyesindeki Danışma Merkezi’nde psikolog, sosyolog ve sosyal hizmet uzmanı gibi meslek elemanları çalışıyordu. Başvuruculara (şiddet ve istismar üzerine) yasal hakları ve sunulabilecek destekler belirtildikten sonra, talepleri doğrultusunda çalışılıyordu. Temel ilke olarak gizlilik esaslı olma belirlenmişti ve kadının can güvenliğini riske atmadan hareket edilmekteydi. Acil durumlarda şiddete maruz kalan kadın ve kız çocuklarına mesai dışında da hizmet veriliyordu. Hafta sonları, geceleri ve resmi tatillerde de danışma merkezi nöbetleşe şekilde çalışıyordu. Danışma Merkezi başvuruculara hukuki, barınma, ekonomik, psikolojik, sağlık ve sosyal alanda destekler sunuyordu. Başvuru alma dışında ildeki şiddet durumunu ve kadınların beklentilerini tespit amaçlı il genelinde anket çalışmaları yapıyordu. 25 Kasım, 8 Mart gibi önemli günlerde Eğitim ve Araştırma Şube Müdürlüğü ile ortaklaşarak panel, tiyatro gösterimi, yürüyüş gibi etkinlikler de yapıyordu. 2015 yılında Van ilinde kadın ve kız çocuğu intihar vakalarının yoğun bir şekilde olması üzerine intihar eden kişilerin aileleriyle derinlemesine görüşmeler yapılmış, adli tıp uzmanlarından otopsi raporu alınarak intihar olup olmadığı araştırılmış, görüşmeler sonucu genel bir rapor elde edilmişti. Rapordan sonra intihar vakalarının önüne geçebilmek için çeşitli kampanya ve eğitimler yapıldı. Aynı zamanda ilde katledilen kadınların dava durumları takip ediliyordu.

Kayyum sonrası süreç

Belediyeye atanan kayyumun ilk icraatı eski yönetimin belirlemiş olduğu daire başkanları ile müdürleri değiştirmek oldu. Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı’na erkek bir daire başkanı getirildi. Kadın Ekonomisini Geliştirme Şube Müdürlüğü ile Eğitim ve Araştırma Şube Müdürlüğü’ne ise 15 yılı aşkındır belediyede çalışan memurlar getirildi. Erkek daire başkanı kurum personeli ile yaptığı ilk toplantıda Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Şube Müdürlüğü görevini ‘alanın zor olduğu gerekçesi!’ ile -hiçbir memur bu gerekçeyi kabul etmese de- sonlandırdı. Sığınma evinin ise yapının uygun olmadığı gerekçesi ile kapatıldığını aktardı. Oysa ki sığınma evi Valilik ile ASPB İl Müdürlüğü’ nün izni ve denetimi çerçevesinde açılmıştı. Bir yılı aşkındır aktif olan ve 44 kadın ile beraberindeki 39 çocuğu barındıran binanın uygun olmadığının farkına yeni varıldı! Şiddetle Mücadele birimi ile sığınma evi kapatıldıktan sonra bu alanlarda çalışan yirmiye yakın personele erkek Daire Başkanı ‘sabah akşam gidip gelin kuruma, sadece yoklama kâğıdına imza atın, maaşınızı almaya bakın’ dedi. Oysaki bu 20 personelin çoğunluğu meslek elemanıydı. (sosyolog, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, çocuk gelişim uzmanı vb.) bu alandaki personeller başka alana geçerek aktif şekilde çalışmak istediklerini defalarca Daire Başkanına aktarmalarına rağmen ‘ yerinizde oturun, kime ne olacağı belli değil’ cevabı ile karşılaştılar. Üç aya yakın bir süre zarfında Şiddetle Mücadele Birimi personelleri çalışabilecekleri alana yönlendirilmeyerek, her an işten çıkarılacakmış hissi ile psikolojik şiddete maruz bırakıldılar. Bu psikolojik şiddet yalnızca bu birim personellerine değil tüm belediye personellerine yaşatıldı. Belediye bütçesi inceleniyor bahanesi ile belediyenin tüm işleyişi durduruldu. Bu durumdan en çok Rojin Kadın Yaşam Merkezi kursiyerleri etkilendi. İnceleme gerekçesi ile atölye malzemeleri alımları durduruldu. Kursa gelenler malzeme olmadığı için tekrar eve dönmek zorunda kalıyordu. Malzemelerin olmamasından kaynaklı kursiyerler gelmemeye başlayınca Rojin Kadın Yaşam Merkezi hayalet bir alana dönüştü. Oysa ki Rojin Kadın Yaşam Merkezi yoğun göç alan ve sosyo-ekonomik açıdan dezavantaja sahip olan bir mahallede bilinçli bir şekilde kurulmuş, üç yılı aşkın bir sürede binlerce kadının evden çıkarak sosyalleşmesine, ailesine ekonomik katkıda bulunmasına ve toplumsal alanda yer edinmesine katıda bulunmuştu.

Rojin Kadın Yaşam Merkezi personellerinin bağlı bulunduğu ihale “Şiddetle Mücadele Birimi’nin yeterli hizmet sunmadığı, sığınma evinin yapısının uygun olmadığı, diğer atölyelerde de kursiyer olmadığı yapılan gözlemler sonucu tespit edilerek kurumun beklenilen hizmeti sunmadığı, belediyeye ciddi külfet olduğu”, sebebiyle feshedilerek kurumun kapatılması kararı alındı. Rojin Kadın Yaşam Merkezi personelleri 3 yıllık süre zarfında 3 ihale süreci yaşamış, ilk ihale personeller iş başı yaptıktan 6 ay sonra yapılmış, ilk ihale ile ikinci ihale arasında 3 ay, ikinci ihale ile üçüncü ihale arasında da bir aylık bir boşluk oluştu. Rojin Kadın Yaşam Merkezi personelleri bu boşluk süreçlerinde( toplam 10 ay) halka sunulan hizmetin aksamaması için gönüllülük esaslı (hiçbir ücret almadan) çalışmaya devam etti. İşlerine bu kadar bağlı olup da özveriyle çalışan personellerin hiçbir iş yapmadığı gerekçesi ile işten çıkarılması çok daha yıkıcı oldu. 10.03.2017 tarihinde Rojin Kadın Yaşam Merkezi kapatılıp, 50 personel hiçbir açıklama yapılmadan işten çıkarıldı. Kurumun kapatılması üzerine Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı da kaldırıldı. Birkaç gün sonra kurum Halk Eğitim Merkezine devredildi. Atölyeler için Halk Eğitim Merkezi’nden hocalar getirildi. Kayyumdan önceki dönemlerde Belediyenin farklı alanlarında yaptığı birçok proje valilik tarafından onaylanmamıştı. Ancak kayyum atandıktan sonra eski yönetime ait projeler onaylanarak faaliyete geçirilmeye başlandı. Kayyumlar şu an halkta eski belediye yönetiminin çalışmadığı izlenimi yaratmaya çalışarak meşruluk kazanma arayışındalar.

  1. Şiddetle Mücadele biriminin dosyalama sistemi vardı. 3 yıl içinde sadece bu birimin aldığı başvurucu sayısı 500’ ün üzerindeydi. Tekstil atölyesi 40 kişilik kapasitede kurs açıyordu. 4 dönem kurs sonucunda 160 kursiyeri vardı. Kilim atölyesi kapasitesi bir kursta 25 kişiydi. Yaklaşık 4 ya da 5 dönem kurs verdi.  Bütün kursiyerlere ait resmi başvuru ve kayıt formları vardı, ancak yeni atanan kayyum hepsini imha ettiği için sayıyı tam olarak bilmek mümkün değil. Yine de yaklaşık olarak 500 kişiden fazla kursiyer, 500 başvuru şiddet birimine toplam 1000 kişiden fazla kişiye doğrudan hizmet sunulduğu söylenebilir. Eğitim araştırma birimi ise her eğitimde en az elli kişiye ulaşıyordu ve yüzlerce eğitim verdiler. O birim de 1000’den fazla kişiye ulaşmıştır. Kurumun kişi sayısı ile derdi olmadığı için net bir sayı elde yok. Sadece kaliteli bir hizmet sunma hedefli çalışıldığı söylenebilir.

Yazar: Gülten Ceylan

Bu yazı Sivil Sayfalar, Reçel Blog, Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği ve İsveç Baş Konsolosluğu ortaklığında gerçekleştirilen Sivil Toplum Haberciliği Kadın Odaklı Kuruluşlarla Haber Atölyesi kapsamında yazılmış ve yayına alınmıştır.