Bi’ konu var: Etkinlik çağrılarında neden sınıfta kalıyoruz?

Üzerine kafa yorulması gereken asıl nokta çabanızı nasıl sunduğunuzdur. İnsanları etkinliğinize hangi kanalları kullanarak çağırıyorsunuz? Her mecra için yeni bir dil kurguluyor musunuz ve hepsinden önemlisi görsellik çağında yaşarken mecralarda kullandığınız görsellere dikkat ediyor musunuz? Sivil toplum kuruluşları kendilerine bir şeyleri dert edinmiş yapılardır.* Değiştirmek istediği, hakkında savunuculuk yaptığı ya da farkındalık yaratmak istediği konuyu her […]

Üzerine kafa yorulması gereken asıl nokta çabanızı nasıl sunduğunuzdur. İnsanları etkinliğinize hangi kanalları kullanarak çağırıyorsunuz? Her mecra için yeni bir dil kurguluyor musunuz ve hepsinden önemlisi görsellik çağında yaşarken mecralarda kullandığınız görsellere dikkat ediyor musunuz?

Sivil toplum kuruluşları kendilerine bir şeyleri dert edinmiş yapılardır.* Değiştirmek istediği, hakkında savunuculuk yaptığı ya da farkındalık yaratmak istediği konuyu her zaman daha geniş kitlelere duyurmayı hedefler. Çünkü bir derdi, mesajı vardır ve bunu daha geniş kitlelere ulaştırmak ister.

Bunlardan biri de etkinlikler. Fakat bir sivil toplum kuruluşu olarak etkinlik açtığınızda hangi noktalarda sınıfta kalınıyor farkında mıyız? İyi örneklere bakarak bir şeyleri düzeltme isteği çabası neden masanın altına saklandı?

Bir etkinliği hayata geçirmek için kaç gün çalışıyor, hazırlanıyorsunuz? Birçok detayı var; mekân neresi olacak, konuşmacı kim olacak, moderatör olacak mı, gelenlere bir föy doldurtacak mıyız… Bu liste böyle uzar gider. Mesela bir kontrol listesi fena olmaz değil mi?

Fakat belki de üzerine kafa yorulması gereken asıl nokta çabanızı nasıl sunduğunuzdur. İnsanları etkinliğinize hangi kanalları kullanarak çağırıyorsunuz? Her mecra için yeni bir dil kurguluyor musunuz (Bkz: sivilsayfalar) ve hepsinden önemlisi görsellik çağında yaşarken mecralarda kullandığınız görsellere dikkat ediyor musunuz?

Tek bir görsel ile derdimizi anlatmak biraz eksik kalıyor. Dikkat çekmek, insanların aklında kalmak, o gün geldiğinde “Bugün şu etkinliğe gidiyorum” diyebilmeleri için biraz daha çaba harcamak gerekiyor. Takipçilerinizin de sizin etkinliğinizi kendi mecralarında paylaşmak isteyebileceğini de unutmayın. Bu harika olmaz mı? Sizin sözünüzü daha geniş kitlelere taşımak için gönüllü insanlar! Ama uygun görsel bulamıyorlar çünkü siz sadece tek görsel hazırladınız. Birkaç farklı boyutta ve mecra seçenekleri düşünerek görsel hazırlayabilirsiniz. İnanın, harcadığınız zamana değecek ve işe yarayacak!

Kimin aklını, kiminle ve nasıl çelmek

Farklı görsel boyutlarının yanı sıra gelelim içerik kısmına; peki o gün orada neler olacak? İnsanlar duyurusunu yaptığınız etkinliğe neden gelmeli? Buna ne cevap vereceğinizi biliyoruz: “Önemli ve fark yaratacak konular konuşuluyor, çok önemli konuşmacılar, profesörler, uzmanlar davet ediliyor, filmler belgeseller izleniyor. Harika tartışmalar yaşanıyor”. Evet ama bunların hiçbirinin olacağından bahsetmemiş, konuşmacılar veya moderatörler ve en önemlisi mekân hakkında bilgi verilmemiş. Kimin aklını, kiminle ve nasıl çelmeye çalışıyorsunuz ki etkinliğinize gelsin? Yani insanları çağırırken onlara bir şeyler sunmalısınız. İçeriği biraz daha iletişimi güçlü hale getirseniz etkinlikler daha kalabalık, çimenler daha yeşil olacak.

Etkinlik metinlerinizi yazarken eğer daha önceden yaptığınız etkinlikler varsa, onlara atıf yapmaktan çekinmeyin. Böylece ilerleyen tarihlerde de etkinlik yapacağınızın habercisi olacaksınız. Hele de etkinlikleriniz bir dizi şeklinde ilerliyorsa.

* Nazlı Sönmez – Pikan Ajans İçerik Geliştirme