Humans of New York ve StoryCorps kurucularından hikaye anlatıcılığının sırları

01 Temmuz 2016
17 milyondan fazla takipçiye erişen Humans of New York kurucusu Brandon Stanton ve TED ödülü sahibi ve StoryCorps kurucusu Dave Isay ve bugüne kadar dünyanın dört bir yanında yaşayan sıradan insanlardan 75 binden fazla hikaye topladı. Isay hikayelerini ses dosyaları olarak toplarken Stanton hikayesini aldığı kişilerin fotoğraflarını çekiyor ve onlarla bire bir görüşüyor. Fakat her ikisi de […]

17 milyondan fazla takipçiye erişen Humans of New York kurucusu Brandon Stanton ve TED ödülü sahibi ve StoryCorps kurucusu Dave Isay ve bugüne kadar dünyanın dört bir yanında yaşayan sıradan insanlardan 75 binden fazla hikaye topladı. Isay hikayelerini ses dosyaları olarak toplarken Stanton hikayesini aldığı kişilerin fotoğraflarını çekiyor ve onlarla bire bir görüşüyor. Fakat her ikisi de röportaj yaptıkları kişileri konuşturmak ve hikayelerini anlatmalarını sağlamak için muhteşem teknikler geliştiriyor.

2010 yılında New York sokaklarındaki sıradan insanları portrelerini çekmek amacıyla başlayan bir fotoğraf projesi olan Humans of New York bugün 20’den fazla ülkeden sıradan insanların hikayelerini toplayarak 17 milyondan fazla kişiye ulaşıyor. Fotoğraf hikayeleriyle gündeme getirdiği konular hakkında farkındalık yaratıyor ve öne çıkardığı konular hakkında milyonlarca dolar fon sağlıyor.

humans

StoryCorps ise yarattığı kabinlerle sıradan insanlara kendi hikayelerinin ses kayıtlarını yaratabilecekleri bir ortam sunuyor. Bugün, Amarika genelinde, 50 eyaletten, binlerce şehir ve kasabadan 100.000 insan StoryCorp görüşmesi kaydetmiş durumda. StoryCorps oluşturduğu hikayeleştirme formatıyla hem belgeselcilik, arşivcilik anlayışına yeni bir bakış açısı sunuyor hem de hikayeleştirdiği kişilerin hayatlarından yola çıkarak engellilik, mülteci hakları, azınlıklar gibi birçok konuda farkındalık yaratıyor. 

StoryCorps01

Humans of New York ve StoryCorps kurucuları hikaye anlatıcılığındaki başalarını ve dürüst ve açık bir mülakat ortamı yaratma konusundaki ipuçlarını TED’den Amy S. Choi’ye anlatıyor.

Destekleyici bir ortam iyi hikayeler doğurur.

“İnternet dünyasının kaba ve hoyrat bir mecra olduğunu düşünüyoruz ama yine de insanlar bizim uygulamamıza oldukça saygıyla bakıyorlar. Bu durum beni sürekli şaşırtıyor,” diyor Isay. Bunun sırrının ise güvenin ön planda olduğu samimi bir kültür yaratmak olduğunu söylüyor. Stanton da Isay’ın bu düşüncesine katılıyor; “Biz insanları ne yargılıyoruz ne de eleştiriyoruz. Kişilerle yaptığım görüşmeleri hakiki bir ilgi ve merhamet çerçevesinde gerçekleştiriyorum ve bu sebeple sitemizin genel tonu bu hakiki ilgiyi ve merhameti içeriyor,”. Humans of New York sitesinin hayatta kalma sebebinin de bu tonu korumak olduğunu düşünüyor. “Kültür değiştiği an Human of New York da kendi ayakları üzerinde durabilirliğini yitirir. Eğer bir kişiye yaklaşır ve fotoğraf çekmek istersem ve kişi kendini bir yargılanma havuzuna konu olacağını düşünürse teklifim artık güzel bir teklif olmaktan çıkar ve korkulacak bir duruma dönüşür. Seyirciler olmadan varlığımı sürdürebilirim ama hikayesini anlatacak insanlar olmadan var olamam.”

humans of new york
Humas of New York’ta yayınlanan özgün bir paylaşım
“Belize’den 12 ya da 13 yaşımda ayrıldım, tam da arkadaşlarımın çetelere doğru sürüklendiği yaşlardaydım. Çeteler çocuklara kirli işlerini yaptırıyorlardı çünkü çocukların hapse girmeyeceklerini biliyorlardı. O zamanlar takıldığım arkadaşlarımla olan eski bir fotoğraf var elimde, yedi arkadaştık. Amerika’ya geldikten sonra o fotoğraftaki arkadaşlarım fotoğrafta dizildikleri sırayla öldürüldüler.” Fotoğraf: Brandon Stanton.

Derinden bağlan. Kibarca araya gir.

Stanton insanların hikayelerini anlatmak konusunda pek iyi olmadıklarını ve bu da onların genelde şüpheli ve kararlı olmadıklarını gösterdiğini söylüyor. İnsanları bu durumlarından çıkarmanın da görüşmecinin işi olduğunu belirtiyor. “Biri ile mülakat yapmak oldukça proaktif bir süreçtir ve insanları genelde girmiş oldukları kendini koruma hallerinden çıkarabilmek için bir çaba gerekir. Benim mülakatlarım oldukça isabetli ve keskin mülakatlar olur. Mülakatlarımda aktif bir katılımcı rol üstlenirim, kibarca araya girerim. Ama şunu öğrendim ki eğer sorularımı merhametli ve meşru bir şekilde meraklı olarak sorarsam insanların anlatmayacağı şey yok.” Isay de Stanton’a bu konuda katılıyor; “Radyo belgeselleri yapmaya başladığım zaman hikayesini anlatmak isteyenler için bir araç olmak istedim. Ama bu insanların konuyu dağıtmalarına izin veridiğim anlamına gelmiyor.”

İnsanlara güven.

Isay, “StoryCorps beni insanlardan daha az korkar hale getirdi,” diyor. “Her ne kadar gazetelerde aksini okusak da, gerçekten kötü olan insanların az sayıda ve seyrek olduklarını öğrendim.” Isay, insanlara kendi hikayelerini anlatmak için doğru araçları vermenin insanların aslında iyi olduklarını görme konusunda umut verdiğini söylüyor. “İnsanlar bu sohbetleri etmek istiyor fakat bunu yapmak zor ve korkutucu geliyor. Bu durumu buz gibi soğuk bir suya atlamaya benzetiyorum. Sadece o adımı atman ve o sohbeti etmen gerekiyor.”

Hikayelerini ticarileştirme.

Humans of New York’un 15 milyon takipçisi olabilir ama Stanton para kazandığı mecraların sadece konuşmacılık ve kitaplar olduğunu söylüyor, hiçbir zaman reklam satışı yapmıyor. “Humans of New York’un sadece insanların hikayelerini anlattığı bir yer olmasını istiyorum ve içimde bir parça insanların hikayelerinin değerinden para kazanma ya da reklam yapma fikrinden hoşlanmıyorum.” StoryCorps tahmin edilebileceği üzere kar amacı gütmeyen bir kuruluş. Ve bu kuruluşun başkanı olarak Isay zamanının çoğunu bağış toplama ayırıyor ve bunu büyük bir mutlulukla yaptığını belirtiyor. “Çünkü bu yaptığım şey StoryCorps’un StoryCorps olmasını sağlıyor.”

Eğer bir çağrı varsa, acımasızca onu takip et.

“İlk yaptığım mülakatta bunu ömrümün sonuna kadar yapacağımı anladım,” diyor Isay. “Tabi ki bu her zaman kolay olmayacaktı. Kendi çağrını bulmak biraz cesaret istiyor ve insanlar ne derse desin onu yapman gerekiyor.” Stanton işini kaybetmeden önce finans sektöründe çalışıyordu ve diyor ki, “O zamanlar tek bildiğim şey fotoğraf çekmeyi çok sevdiğimdi, bu yüzden işimi kaybettiğim dönem aylar boyunca sadece fotoğraf çektim,”. Stanton’ın fotoğraf çekerek geçirdiği bu dönem Humans of New York’un başlangıcı oldu. “Eğer Humans of New York’u kurmak için ‘hazır’ olmayı bekleseydim, hiçbir zaman bu işi başarmış olamazdım,” diyor Stanton. Isay de katılıyor; “sadece o adımı atıp atlaman gerek,”.

 

Bu metin IDEAS.TED.COM’dan Amy S. Choi’nin hazırladığı “The art of storytelling, according to the founders of StoryCorps and Humans of New York” yazısından alınarak Türkçe’ye çevrilmiştir. Röportajın orijinali için tıklayınız.

Etiketler