“Küçük Millet Meclisi de OHAL’den Payını Aldı”

Türkiye küçük Millet Meclisi’nin (TkMM) çalışmalarını Sivil Sayfalar’a değerlendiren Meclis Koordinatörü Oya Özden, OHAL uygulamalarından TkMM’nin de payını aldığını belirterek, “Geçmişte  her ay  yaklaşık 780 sivil toplum örgütüne ulaşabiliyor iken bugün geldiğimiz noktada 14 ilde yaklaşık her ay ancak 150-200 sivil toplum örgütü toplantılara katılıyor.” dedi.
Oya Özden

TkMM’nin geçmişten bugüne geçirdiği aşamaları kısaca anlatır mısınız?

TkMM, sivil toplum örgütlerinin yasama sürecine etkin katılımını amaçlayan bir çalışma. Beş pilot ilde başlamıştı. Zaman içinde otuz ili buldu..2008 yılında her siyasi partiye ve her sivil toplum örgütüne eşit yakınlıktayız düsturuyla yola çıktık. Fakat 17/25 Aralık bizim için dönüm noktası oldu. Çünkü Ak Parti ve ona yakın sivil toplum örgütlerinde içine kapanma süreci başladı.15 Temmuz’un ardından OHAL uygulamalarında Türkiye küçük Millet Meclisi de kendi payına düşeni aldı. Geçmişte  her ay  yaklaşık 780 sivil toplum örgütüne ulaşabiliyor iken bugün geldiğimiz noktada ise  14 ilde yaklaşık her ay 150 /200 sivil toplum örgütü toplantılara katılıyor. Aslında altı ay sonra biter diye başladığımız bu çalışmanın olumsuz her türlü koşula rağmen 10 yıldır sürmesi bir başarıdır. Bunun da en büyük nedeninin  ‘ön yargılar giremez’ başta olmak üzere diğer 12 ilkemize bağlı olduğunu düşünüyoruz.

TkMM’yi tanımlamamız gerekirse nasıl anlatırsınız, emek verenler yapılan çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?

TkMM sağcı, solcu, Müslüman, laik, Ermeni, eşcinsel ve daha adını sayamadığımız nice farklı kesimi yan yana getirerek birbirini anlama ve dinleme çabası yaratan bir zemindir. Ankata TkMM toplantı yapılan illerden olmakla beraber başkentin nabzını tutmaktadır. Geçen yıldan itibaren  kadın örgütlerinin katılımının azaldığını farkettik, Bunun için yaptığımız ilk şey illerde bizim için çalışan  gönüllü arkadaşlarımıza  23 Nisan iç eğitimimizde toplumsal cinsiyet farkındalığına yönelik seminer düzenledik. Ankara katılımını artırmak için 14 ay önce kurulan Çankaya Belediyesi Kadın ve Aile Genel Müdürlüğü Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ile özel görüşmeler yaptık. Onlardan aldığımız bilgiler doğrultusunda yeni kadın örgütleri ile tanışıp Ankara TkMM de koltuklarını doldurmalarını istedik. Saadet  Partisi kadın kolları ile de önümüzde ki  hafta bulaşacağız.

OHAL’in olumsuz etkilerinden bahsettiniz çalışmaları katılım dışında nasıl etkiliyor?

Toplumsal yarılmanın OHAL’le birlikte derinleştiği kanısındayım. KHK ile dernek ve vakıfların kapatılması,  yöneticilerinin yargılanması, ofislerin mühürlenmesi sadece bizim değil toplantı yapan diğer kurul ve kuruluşların da katılımlarını ciddi anlamda olumsuz etkiledi. Burada katılımdaki sayısal azlığın dışında kaygı ve endişe nedenleri ile sivil toplumun söylemek istediğini söyleyemediğini görüyoruz. Kadın örgütleri özelinde her toplantıda bir ve ya iki temsilciyi karşımızda bulabiliyoruz.15 Temmuz sonrası yabancı fon kaynaklarının mültecilere akması kadın örgütlerini de zora soktu. Az sayıda çalışan ile büyük işlere imza atan kadınlar toplantılara yetişemez, sözünü söyleyemez oldu. Banka hesaplarına el konan, ofislerinin kirasını ödeyemeyen kadınların bir de baskılar nedeni ile alandan görünür şekilde çekilmeleri söz konusu.

Mart ayı toplantısı gündeminde kadınlar konuşuldu. Katılım nasıldı, toplantı notlarını bizimle paylaşır mısınız?

TkMM ler üç saatlik toplantılarda bir Türkiye gündemi, bir de yerel konuyu ele almaya çalışıyor. Ülkenin hergün değişen gündemi nedeni ile kadınları istediğimiz sıklıkta ve istediğimiz başlık altında konuşamıyoruz. Gelebilecek bütün itirazlara rağmen mart ayında erkek şiddeti kadın ve çocuğun Türkiye’deki yeri genel gündemini seçtik .’Ankara’da kadın olmak’ da yerel konumuzdu. Gönül isterdi ki kadının istihdamı, kültür sanattaki yeri gibi konuları konuşa bilelim. Kadınlar için yaşam hakkının olmadığı bu topraklarda maalesef  böyle bir başlık seçmek zorunda kalıyorsunuz. Kadın sorunlarının sadece kadınlarla konuşulabileceğine düşünen arkadaşlarımızdan farklı noktadayız. Toplantılarımızda erkek sivil toplum örgütü temsilcilerinin de örgütlerinin adına görüş bildirmesine olanak sağlıyoruz. Ankara TkMM de erkek katılımcılarımız öncelikle  kadın arkadaşlarımızı dinlemek istediler. Sivil toplum örgütlerinin hemen hemen bütün toplantılarında olduğu gibi 3 Mart Ankara TkMM de çoğunlukla durum tesbiti yapıldı. Erkek şiddetinin nedenleri hükümetin ve muhalefetin tavrı, çocuk istismarında gelinen nokta ele alınırken maalesef ve maalesef neyi, nasıl çözerizi yine unuttuk. Ceza odaklı çözüm önerileri, şiddete bakışta ki ikircikli tutum , ensest, pedofoli, ve eğitim dillendirilen başlıklardı.’Ankara’da  kadın olmak ‘özelinde Çankaya Belediyesi’nin Çankaya evleri, sığınma evi ve erkeklere yönelik farkındalık çalışmaları konuşuldu. Siyasetin ve bürokrasin hakim olduğu Ankara’nın ikliminden kadınlar rahatsız. Memur kenti olması nedeni ile özellikle kış akşamlarında ki ıssız ve ışıksız sokaklar kadınların en çok hem fikir olduğu nokta. Toplu taşımanın yetersizliğine, taciz olaylarına, bebek arabalı kadınların dolmuş ve otobüslere alınmamasına dikkat çekildi. Kadın mağduriyeti açısından farklı sınıflara, farklı etnik kökene ait kadınların, cezaevinde ve engelli olan kadınların sorunlarının daha iyi algılanıp kişiye ya da gruplara özel çözüm önerilerinin tartışılmasına vurgu yapıldı.