#8Mart Feminist Gece Yürüyüşü’ne Çağrı

#8Mart Feminist Gece Yürüyüşü'ne çağrı;

Zor zamanlardan geciyoruz;

Dünyanın dört bir yanı yükselen muhafazakarlık ve kadın düşmanlığı kıskacında. Savaş çığlıkları atılıyor, yabancı düşmanlığı her gün artıyor. Kadınların doğurganlık haklarına, yaşam haklarına saldırıların türlü yolları deneniyor. LGBT+’ların varlığına tahammül edilmiyor.

Türkiye’de geçen 8 Mart’tan bu yana ne oldu diye bakmak bile yeterince iç karartıcı. Her gün evde, işte, sokakta maruz kaldığımız erkek şiddeti. Her gün yeni bir cinsel istismar haberi ve buna karşılık cinsel istismara kılıf uydurmak için yasalar çıkarmaya uğraşan, kadın cinayetlerini önlemenin yolunu boşanmayı engelleyerek kadınlar iyice kapana kıstırmakta, eşitsizliği içselleştirmekte gören bir hükümet. Üzerimizdeki şortla, etekle, pantolonun ne kadar dar olduğuyla uğraşmayı kendine iş edinen kadın düşmanları var etrafımızda. İstiyorlar ki hem köle gibi çalışalım hem evden gereğinden fazla çıkmayalım, istiyorlar ki her dediklerine tamam diyelim. İstiyorlar ki onların istemediği nefesi bile almayalım.

Hayatımızın ortasına kadar girmiş, her alan kaplayan bir Diyanet var devasa bütçesi ve yetkisiyle. Bütçe diyanete ve savaşa akadursun, evde ve işte emeğimiz sömürülüyor, üç kuruşa bakım hizmetlerini yapmaya mecbur bırakılıyoruz. Hayat pahalanırken git gide yoksullaştırılıyoruz; işsizlikle veya tehdidiyle türlü türlü güvencesiz işlere ve aile adı altında birtakım erkeklere daha mecbur, daha bağımlı kılınıyoruz. Bizden çalınıyor; cebimizden, hayatlarımızdan.

Tüm bunların ortasında devam edebiliyorsak bizi hayata bağlayan, nefes almamızı sağlayan, devam edecek gücü bize veren kadın dayanışması sayesinde, sınırları aşan ve başka bir dünyanın mümkün olduğunu hatırlatan feminizm sayesinde. Feminist isyanımız, mücadelemiz bizi birbirimize, hayata bağlıyor. Bizleri birbirimize düşman etmeye çalışarak ve ölmeyi/öldürmeyi kutsayarak güçlenen erkek egemenliğine inat, umudu da yaşamı sürdürme ve direnme gücünü de birbirimizden alıyoruz. Bu zor günlerde birbirimize soluk oluyor, nefes alacak alanlar açıyoruz.

Feminizm bizlere her alandaki hatta kendi aramızdaki eşitsizlikleri gösteren ve alternatifini öneren bir yöntem sunuyor. Birbirimizin hikayelerinden farklılıklarımızı ve ortaklıklarımızı öğreniyoruz. Bizi ezenin birkaç kötü yürekli erkek değil koskoca bir sistem oldugunu, maruz kaldığımız cinsiyetçiliğin her kadının farklılığına uygun maskelere büründüğünü görüyoruz birbirimizin hikayelerinde.

Şimdi bu mücadeleyi, bu isyanı büyütme, hayatlarımıza sahip çıkma zamanı. Hayatımız, mücadelemiz, isyanımız feminizm!

#8Mart’ta 16. #FeministGeceYürüyüşü için 19.30’da Taksim’deyiz!

Fransız Kültür Merkezi önünde buluşuyoruz…