Çocuk Yazarların Sivil Sayfalar Macerası ve Yetişkinlere, Yazar Olmak İsteyenlere Bir(kaç) Çift Söz

Çocuklarla Sivil Sayfalar maceralarını konuştuk. Bilmeyenler için buradan nasıl haberdar olduklarını, burada nasıl çalıştığımızı anlattılar. “Buraya katılmak nasıl bir deneyimdi, bilmeyenler için burada ne yapıyoruz, önerir misiniz, yetişkin dünyasında çocuk olmak nasıl bir şey?” soruları etrafında tartıştığımız ve konuşurken açılan konularla zenginleştirdiğimiz bu sohbeti sizin için derledik.

Miran (10): Annem haber verdi böyle bir çalışma olduğunu, benim de çok ilgimi çekti. Annemin beni iyi tanıdığını düşünüyorum. Daha sonra lansman toplantısına katıldım. Özgürce yazı yazabileceğimizi, kendimizi anlatabileceğimizi öğrenince emin oldum buradan. 

Mesela bazen yetişkinlerle konuşurken bizi önemsemeyebiliyorlar. Bizim için çok mantıklı olan şeyler onlara saçma geliyor. Öyle olunca kendimi özgürce ifade edemiyorum.

Aslında yaptıkları bir şey yok ama, gözlerinden, duruşlarından seni dinlemediğini anlıyorsun. Geçiştirmeye çalışıyorlar. Çoğu zaman çocukların fikirlerini önemsemiyorlar.

Bazen bir işleri olduğu için de dinlemediklerini biliyorum ama “nasıl olsa çocuk”, “önemli bir şey demiyordur” diye dinlemiyorlar. Ben öyle hissediyorum.

Büyükler böyle hissettiğimizi anlarlarsa bunu değiştirebilirler bence. Bizim yapabileceğimiz şey ise burası gibi yerlere (Sivil Sayfalar’a) daha çok katılmamız olabilir. Çocuklar için ne kadar uygun alanlar olursa o zaman biz de (yetişkinler tarafından) görünebiliriz. Bunu fark ediyorum.

Sivil Sayfalar çalışmasında duyulmamış hissetmiyorum çünkü buranın amacı o. Burası zaten çocuk hakları ile ilgili ve çocukların kendilerini özgürce anlatabilmesi için kuralları olan bir yer. Başka yerlerde bu ilkeler olmadığı ama burada çocuk hakları ile ilgili ilkeler olduğu için burada rahat ediyoruz.

Gerçekten yetişkinler haksız oldukları zamanlarda da çoğu zaman kendilerini haklı çıkarıyorlar. Mesela bazen bize ne yapmamız gerektiğini söylüyorlar, ama onu yapınca da kızıyorlar. Bir dedikleri bir dediklerine uymuyor ya da kendimi savunabilmem için bana alan açmıyorlar.

Bazen bir yetişkin şaka yapıyor. Herkes gülüyor ama çocuklar öyle bir şaka yapsa, hiç gülmüyorlar, dinlemiyorlar bile. 

Ülkeyi yönetme işine gelinirse ise, bence de belli yaşından üstündekiler, mesela 10-13 yaşından sonraki çocuklar oy kullanabilir. 

Deniz (10): Annem beni etkinliklere sokmak istiyordu. Ararken burayı buldu. Bana anlatınca ilgimi çekti, ben de katılmak istedim. Burada en çok hoşuma giden şey kendimi ifade edebilmek. Benim gelecekle ilgili hayallerim hem futbolcu hem de mimar olmak. Matematiği çok seviyorum, halam da mimar, ondan dolayı mimar olmak istedim. Uzun zamandır da futbol takımındayım. Ben bu iki şeyi aynı anda yapmak istiyorum.

Burada Zoom’da toplanıyoruz ve bir konu seçiyoruz. Herkesin onayından sonra hazırlık yapıyoruz. Bence birçok yetişkin burada yazdıklarımızı duymuyor. Belki sadece bizim akrabalarımız biliyordur burayı. Daha çok duyurmak iyi olur.

Büyüklere bu sayfaya duyurabilmek için biz de kendi arkadaşlarımızdan bunu anne babaları ile paylaşmalarını isteyebiliriz.

Fatih (11): Annem Sivil Sayfalar-Çocuklardan sayfası bilgi verdi, önerdi. Ben de olur, dedim. İlk katıldığım toplantıda başka yaşlardan çok fazla çocuk vardı ama endişe duymadım, kendi yaşımla çalışabileceğimi anladım.

Burada farklı konular altında tartışıyoruz. Dilersek bunları kağıda döküyoruz. Burada farklı fikirler var. Ben yazılımcı olmak istiyorum bir de illüstratör olmak istiyorum ama hayalimde dünyayı gezmek var. Yetişkinlerin bizi duyması için Sivil Sayfalar’ın büyümesi daha çok kişiye ulaşması lazım. Ama yetişkinlerin çocukları duyması için empati yapması lazım. Dünyada yetişkinlerin egemenliği var, her şeye onlar karar veriyor. Başkanlar hep onlar ama bizler de varız bu dünyada, bizler de bu dünyada yaşayan bireyleriz. O nedenle empati yapabilmeleri lazım. 

Ben mesela oy kullanabilmek isterdim. Bazı çocuklar hiç düşünmeden ülke yönetimiyle ilgili anne babası ne karar veriyorsa onu söylüyor ama her çocuğun aslında belli bir yaştan sonra değerlendirme kapasitesi var. Beş yaş olmaz ama 15 yaşında bir çocuk kimin ülkeyi, nasıl yöneteceğine karar verebilir.

Çocuklar düşünemez bilemez diyorlar ama sırf çocuklar değil, yetişkinler de düşünmeden, araştırmadan tanıdıklarının dediklerine göre oy kullanıyorlar.

Yetişkinlerle ilgili bir diğer sıkıntım öğretmenlerle ilgili. Öğretmenlerin aramızdaki problemlere karşı sürekli “kendi aranızda çözün” demesi beni çok rahatsız ediyor. Böyle olunca hiç bir problem çözülmüyor. Bence bu, yetişkinlerin çocukları başından savma taktiği aslında ve biz bunun farkındayız.

Eren(10): Ben buradan, annem sayesinde haberdar oldum. Annem önerdi, ilk tanışma toplantısına katıldım. Sevdim bu işi ve geldim. Yazarlığı hobi olarak yapmayı seviyorum fakat bir akşam ailecek Jurasic Park filmini izledim, efektleri çok etkileyiciydi. O akşam düşündüm ve film yapmaya karar verdim.  Sivil Sayfalar’daki bu toplantılarımız film yönetmeni hayalimi olumsuz etkilemediğini düşünüyorum.

Burası çocuk haklarını savunduğumuz ve sunduğumuz bir alan. Aynı zamanda grup olarak çalıştığımız bir alan. İş birliği yapıyoruz, beraber hareket ediyoruz. Konsey gibi kararlar veriyoruz. Bizi yetişkinlerin daha çok duyması için iki sözcük var: Çocukları dinleyin!

Burada ne yaptığımızı merak edenlere Zoom’da görüşüyoruz, çok eğleniyoruz. Çocukların sesini duyurmaya çalışıyoruz derdim.

Çocuklara kulak vermeye niyeti olanlar bizi bulabilirler bence…

Bazı yetişkinler çocukları dinleyebiliyor, ama bazıları da (biliyorum yetişkinleri savunmuş gibi oluyorum ama) işleri başından aşkın onlar; bazen gerçekten çok yoğunlar. Belki de bilerek değildir bu dinlememe durumu. Onlar da haklı ama yetişkinler çocuklara karşı hep haklı gözüküyor. Sorun burada. Çünkü bazen aslında bir yetişkin çocuğa yanlış davranıyor, yanlış bir şeyler söylüyor. Ama diğer yetişkinler “o nasıl olsa çocuktur” diye, “çocuksa bilgisiz” diye düşünüp yetişkinin karşısındaki çocuğu haksız buluyor. 

Rüya (10): Çocukların oy kullanması iyi olur ama bence 12 yaşın üstündeki çocuklar kullansa iyi olur. Annemden haber aldım Sivil Sayfalar’ı, benim de ilgimi çekti ve katıldım. Geldiğimde bir değişik hissettim, “ne yapacağız acaba” dedim. Hep merak içinde oldum. Yaptığımız şeyi anlayınca çok eğlenceli geldi.

Bilmeyen kişiler için buraya gelmelerini öneririm çünkü herkesin eşit olmasından ve çocuk haklarından konuşuyoruz.

Çocukken parmak kaldıran öğrencileri seçmenin güzel olacağını düşünerek öğretmen olmak istiyordum. Bir şeyler öğretmek sonra bir kahve içmek ve sonra tekrar öğretmek bana güzel geliyor. Sonra Koreli birileri ile tanıştım ve oraya gitmeyi hayal ediyorum. 

Yetişkinlere şunu söylemek isterim, özellikle de öğretmenlere bir çağrıda bulunmak istiyorum. Bazen arkadaşlarımızla tartışıyoruz ve bize diyorlar ki kendi aranızda çözün ama karşımızdaki kişi bizi dinlemiyorsa onu nasıl çözeceğiz kendi aramızda? Bizim öğretmenlerden arabuluculuk yapmasına, dengeyi kurmayı sağlamasına da ihtiyacımız var.  Yani sonunda çözüm olarak bir küsme durumu olursa bu iyi olmaz. 

Asya (11): Dünyadaki çocukların seslerine kimse pek kulak vermiyor. Çocuklar hep ikinci planda ama burada çocuklar birinci planda ve seslerimizi yetişkinlerin duyması için çalışıyoruz ve herkes fikirlerini söyleyerek çeşitlilik ortaya çıkıyor ve onu yayınlıyoruz.

Herkesin bizi daha çok görebilmesi için belki TikTok kullanmak iyi olur. Gençlerin popüler olarak kullandığı bir alan diye bunu düşündüm ama yetişkinlerin duyması için Instagram kullanılabilir.

Batu (11): Sivil Sayfalar’da ne yaptığımızı merak edenlere şunu anlatmak isterdim: Pirinç ayıklamak gibi. Önce ana konuyu belirliyoruz, sonra buradaki arkadaşlarla onu daha farklı yönlerden daha iyi hale getiriyoruz!

Bir de buradan veganlığı yaygınlaştırmayı isterdim. Hayvansal hiçbir şeyi tüketmemek veganlık. Et, yumurta, yoğurt, hiçbir hayvansal gıda tüketmiyorsunuz. Diyet gibi bir şey ama daha zoru. Ben vejetaryen olmayı denedim ama biz bebekliğimizden beri hayvansal gıdalara alışık olduğumuzdan bunu bozmak çok zor oluyor.

Duru (9): Burada ne yaptığımızı merak edenlere şunu derdim: Zoom’da buluşuyoruz ve bazı konuları tartışıyoruz. Herkes fikrini söylüyor ve onlardan yeni konular çıkarıyoruz.

Burada anlattıklarınızı bazen ben kaleme alıyorum ama bazen de sizler yazıyor ya da çiziyorsunuz. Yazmak, çizmek nasıl bir eylemdir? Kendini bu şekilde ifade etmek isteyenlere neler önerirsiniz?

 

Asya (11): Ben roman yazıyorum. Yazdığınız ilk yazının kötü olması normal. İlk başta basit bir halde yazıyorsunuz, o sizin taslağınız oluyor. Sonra onu geliştirebilirler. İlk akıllarına geleni bir şey hesap etmeden kağıda döksünler, sonra onu üzerine çalışsınlar. Ben yazar olmak isteyenlere bunu önerebilirim.

Ben yazı yazmak isteyen arkadaşlarıma baskı hissetmemelerini öneriyorum. Mükemmel yazmak zorunda değilsiniz, kendi içinizden geldiği sürece yapın. Kalıpları aşın, başkalarını değil, kendinizi dinleyin, siz ne yapmak istediğinizi düşünün ve onu yapın.

Batu (11): Resim yapmak yaratıcılık isteyen bir şey ama portre gibi çizimler için yaratıcılığa gerek olmayabilir. Bir de resim yapmak isteyen çocuklar her yerde her koşulda çizim yapmalılar, vazgeçmemeliler. Kötü olduğunu düşünebiliriz belki ama yanılabiliriz çünkü aslında çocuk olduğumuz için gelişim aşamasındayız. Belki ruhsal olarak sevmeyebiliriz yaptığımızı ama aslında bu, doğru bir değerlendirme olmayabilir.

Yazarlığı ise küçük yaşta başlamak avantaj sağlıyor, aslında her şey için öyle. O da yaratıcılık gerektiriyor bence.

Asya’nın yorumuna bir şey eklemek istiyorum. Bazen bir yazı yazıyorsun bir hisle, sonra ara veriyorsun ve sonra tekrar o yazıya döndüğünde başka hislerle yazının başına oturuyorsun ve bambaşka bir yazı çıkabiliyor.

Bir de her şey kafada bitiyor. Mesela bir şey yapamadım ve onu yapamayacağım artık diye bir algı oluşuyor. Böyle hissedince hemen bırakıyoruz böyle; aslında biraz daha denesek başarıya ulaşabileceğiz belki de. Bence beyin gücü çok olağanüstü bir güç. Bir aralar aklıma takılan bir şey vardı. Psikolojik bir enerji topu oluşturduğumu düşündüm, onu atabilirsin ve enerjini gönderebilirsin. Sağlık açısından kullanılabilir belki. Kastettiğim daha çok insanın içindeki ruhsal enerji, iç enerjimizi çevremize ulaştırmak gibi bir şey. Bunun için bunu çok istemek ve aklımızda onu canlandırmak gerekebilir.

Mesela sana doğru gelen bir havayı rüzgar olarak da algılayabilirsin, birinin desteği olarak da algılayabilirsin, Eren’in söylediği gibi bu hayal gücü ile de ilgili.

Eren (10): Ben de yazar sayılırım, ben de kitap yazıyorum ara sıra, ben gerçek hayattan da esinlenebiliyorum. Yani yazar olmak isteyenlere bunu önerebilirim. Gerçek hayatta olanları çarpıtarak da yazar olabilirler. Mesela hoş bir manzara var karşımda ben ona dağ eklerim, değişik anıtlar eklerim ve o bir hikayeye dönüşür. 

Resim yaparken de önce çizeceğim şeyi planlarım. Ben mesela eskiz yapmayı sevmiyorum. Direkt resmin kendisine geçiyorum. İlk kaba hatlarından başlıyorum çizmeye. Mesela daire şeklinde bir şey çizerim, sonra daire içine yönelirim. Önce dış hattı çiziyorum, sonra iç hat ve ayrıntılar için çalışıyorum.

İyi bir yazar olmak isteyenlere hayal gücünü kullanmalarını tavsiye ederdim. Yani olayları tam tersine çevirmek, farklı şeyler uydurma yeteneği gibi bir şey. Mesela uzay gemisi yaparız, bir gezegene iner, burada insanlar vardır ama mesela gündüzleri uyur, geceleri işe, okula giderler. Bildiklerimizi ters yüz ederek de hayal gücümüzü kullanabiliriz.

Doğa (9): Resim yapmak ve kendini çizimle anlatmak isteyen çocuklar için önerim, ilk başta benim gibi “ben güzel resim yapamıyorum” diyebilir, ama çalışarak, tekrar tekrar çizim yaparak bunu geliştirebilirler. Yazarlık yapmak isteyen çocuklar ise hayal gücünü geliştiren oyunlar var, onları oynayabilirler.

Çocuklardan sayfası, Friedrich Ebert Stiftung Türkiye Derneği desteği ile hazırlanmaktadır ve derneğin görüş veya tutumunu yansıtmaz. Sayfadaki içeriklerden sadece Sivil Sayfalar sorumludur.
Sivil Sayfalar- Çocuklardan sayfası, yetişkinlerin gündeminden bıkan ve kendi gündemini duyurmak isteyen, yaşamı, yaşanılanları kendi bakış açısından anlatmayı dileyen, sesini duyurmak için alana ihtiyaç duyan yazar, çizer, danışman 21 çocuk haberciden oluşmaktadır.
Dört farklı yaş grubu gönüllü çocukla çevrimiçi olarak hafta içi toplantılar yapıldıktan sonra, çocukların kararları ve fikirleri ile haberler hazırlanmaktadır. Toplantılar  “Çocuk Haklarına Duyarlı Habercilik Politika Metni” ilkeleri çerçevesinde yapılmakta; sayfa içerikleri çocukların beyanı esasında, hak temelli olarak, bu ilkeler uyarınca hazırlanmaktadır.
“Çocuklardan” sayfası, çocukların seslerini duyurabilmesi için katılım haklarını ve güvenliğini öncelikleyen bir alan olarak kurgulanmıştır.
Çalışmalar, çocukların onayı ve gönüllüğü ardından bakım verenlerinin onayı ve desteği ile Ceren Suntekin eşliğinde yürütülmektedir.

Yayına hazırlayan ve illüstrasyon: Ceren Suntekin, Aralık 2022