“STK’lar Gerçekleştirilebilir Amaçlar Belirlemede Zorlanıyor”

13 Mayıs 2021
Etki Odaklı Tasarım ve İletişim Programı konuştuğumuz YADA Vakfı’ndan Ceylan Özünel, STK’ların gerçekleştirilebilir amaçlar belirlemede zorlandıklarını belirterek, yürüttükleri danışmanlık sürecinde; etki odaklı tasarımlar için kolaylaştırıcılık yaptıklarını belirtiyor.

YADA Vakfı, 2018-2021 yılları arasında yürüttüğü Avrupa Birliği tarafından desteklenen “Sivil Diyaloğun Güçlenmesi” projesi kapsamında, STK’ların proje ve programlarını etki odaklı tasarlamalarını, mevcut çalışmalarını etkiyi hesaba katan bir yaklaşımla yeniden düşünmelerini, gündemleştirmek istedikleri meselelerin iletişimini etki ve iş birliği çerçevesinde kurgulamalarını ve hayata geçirmelerini kolaylaştırmak adına “Etki Odaklı Tasarım ve İletişim Programı”nı yürüttü. Çalışma kapsamında ülke genelinden sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla yüz yüze ve çevrim içi toplam 7 atölye gerçekleştirildi. Program, atölye çalışmalarının ardından, katılımcı STK’ların bir bölümüyle proje sonuna kadar süren birebir danışmanlık süreciyle devam etti. Danışmanlık sürecine devam eden STK’larla seçtikleri bir proje veya programın sosyal etki odaklı tasarım, uygulama ve ölçme metodolojilerini geliştirmek üzere çalışmalar yürütüldü.

Danışmanlık hizmeti verilen STK’ların açık çağrıya gelen başvurular üzerinden farklı şehirlerden ve farklı tematik alanlardan olmasına dikkat edilerek seçildiğini belirten Ceylan Özünel, çalışmanın kurumların ihtiyaçlarına göre şekillendiğini kaydediyor.

Etki odaklı süreç açısından STK’ların yaşadıkları sorunlarla ilgili gözlemlerini de aktaran Ceylan Özünel, “STK’ların yaklaşılabilir bir amaç belirlemede zorlandığını görüyoruz. Zaman zaman etki amacı çok genel tanımlanıyor, bu tür durumlarda birlikte tartışarak yapılacak programın etkisine odaklanıp erişilebilir, ütopik olmayan amaçların belirlenmesine destek oluyoruz. Bir de sivil toplumda genel olarak önce etkinlik fikri üretme alışkanlığı var. Halbuki etkinlikler-aktiviteler-araçlar üzerine önce hedefleri ve başarı göstergelerini belirledikten sonra düşünüldüğünde gerçekten etki odaklı bir tasarım yapabilmek mümkün olabiliyor.” dedi.

STK’larda etki odaklı düşünmek yerine performans odaklı düşünme eğiliminin ağırlık kazandığını kaydeden Özünel, “Bu da STK’ları projenin başarı göstergelerini belirlerken bir etkinliğe kaç kişinin katıldığı, kaç kişiye ulaşıldığı gibi göstergeler belirlemeye yönlendiriyor. Burada da yine genel amaç ve özel amaçlara sürekli yeniden dönerek, etkinin kimlerin veya hangi meselenin değişiminin üzerinde gerçekleşmesini hedeflediğimize göre ölçülebilir başarı göstergeleri belirlenebilmesi için destek oluyoruz. Tüm bunları aslında bir sorun olarak değil gelişim alanları olarak ele alıyoruz. Bir kurum bu adımların planını tamamladığında yapacağı müdahalenin etkisini ölçebilir, izleyebilir ve değerlendirebilir hale geliyor. Böylece STK’ların kurum stratejilerini belirlerken veya programlarını tasarlarken performans odaklı olmaktan ziyade etki odaklı olmalarına, kamuoyunun kanaatleri ve karar vericilerin kararları üzerinde etkili olabilmelerine katkıda bulunmuş oluyoruz.” dedi.

Atölyelere Katılan STK’lardan Değerlendirmeler…
AFS Gönüllüleri Derneği- Türk Kültür Vakfı

Projemiz gençlerin güçlendirilmesi, bilinçlendirilmesi ve gelişimlerine katkı sağlanması üzerine kurulu. Bu sebeple ölçebileceğimiz ve değerlendirebilecek nicel veri bulmak veya oluşturmak bizim için son derece zorlayıcı bir konuydu. Danışmanlık sürecinde de böyle durumların daha zor olabileceğini ve çok daha uzun vadede sonuçları değerlendirmenin daha gerçekçi veriler ortaya koyabileceği konuşuldu. Bu durumda bizim yüzleştiğimiz iki faktör ortaya çıktı. Birincisi; 6 yıldır gerçekleştirdiğimiz projemize dahil olan gençler bugün neredeler, nasıllar, projemiz hayatlarına etki edebildi mi? Bu konuda daha kapsamlı bir arşiv, değerlendirme ve iletişim çalışması yapılması gerektiğini gördük ve önümüzdeki yıllarda projemizi buna göre şekillendireceğiz. İkinci faktör ise proje tasarımındaki faaliyet ve etkinlikleri değerlendirebileceğimiz şekilde tasarlamak gerektiğini gördük. Aklımızda hep aynı cümle dönüyordu

¨Nasıl bir etki sağladığımızı biz görüyoruz ve biliyoruz fakat bunu nasıl veriye çevireceğiz ve başkalarına nasıl aktaracağız?¨  Burada öğrendiğimiz belki de en etkili şey; projeyi yaptıktan sonra değil, daha fikir aşamasında ölçme ve değerlendirme kriterlernin belirlenmesi ve gerekli araçların projeye dahil edilmesi gerektiği oldu. 

Ali İsmail Korkmaz Vakfı (ALİKEV)

Bu danışmanlık çalışması ile birlikte yürüttüğümüz programlar özelinde hem hedef kitle hem de genel olarak yaratmak istediğimiz etkiye odaklanarak yeniden üzerine düşünme fırsatımız oldu. Programın etkisini belirlerken; hedef kitleyi, programın paydaşlarını, örgütün iç ve dış koşullarını işin içine katmak gerektiğini, böylece bütüncül bir bakışla ulaşılabilir hedefler koyarak sosyal etki odaklı bir program tasarlanabileceğini görmüş olduk. 

Dört Mevsim Ekolojik Yaşam Derneği

Genel amaç, alt hedefler ve faaliyetlerin kurum dışından birisi ile tartışmak, dışarıdan bakış açısı, nasıl algılandığı ve anlaşılabileceği ile ilgili fikir verdi. Hedeflerimizi somutlaştırmamızı kolaylaştırdı. başlangıç aşamasında yerelleştirmenin önemini vurguladı. Genel olarak görünür bir harita çıkarmak, biz kimiz ne yapıyoruz ile ilgili detay çalışmak bizce çok verimli bir adımdı. Kendi içimizde çalıştığımız dökümanlarımız vardı. Ama dışarıdan bir kişiyle bunu gözden geçirmek SMART hale getirmek çok önemli. Dışarıdaki göz daha kritik olabiliyor. Buna hazır olan ve uygulamak isteyen tüm kurumlar için faydalı bir çalışmaydı. Dökümanı oluşturmak kadar takip etmek, güncellemek, veri toplamak da oldukça mühim. Tüm bunlar için ilk adım, analiz yapıp, tüm amaçları gerçekçi ve ulaşılabilir tutmak önemli. Bu çalışma da bunu yapabilmek için oldukça önemliydi. 

Cevdet İnci Eğitim Vakfı

Önemli olan doğru soruları sormayı öğrenmekti. Sorular ve onlara olan cevaplar ile biz de hem ekip hem projelerin gidişatı açısından olgunlaştık diyebilirim. Üzerinde çalıştığımız proje olmasa da diğer projelerimizde yolunda gitmeyen ya da beklediğimiz çıktıları alamadığımız her adımda birbirimize “öğrendiğimiz adımları burada uyguladık mı, şimdi uygulayabilir miyiz?” diye oto kontrol mekanizması hayata geçirdik diyebilirim. Bu tamamlanan bir süreç değil tabi ki, içinde insana bağlı sürekli değişen bir ekosistem oldukça değişmeye devam ediyoruz ancak başlama noktamızın neresi olması gerektiği ile ilgili bir referans noktamız var diyebilirim. Her açıdan kurum ve ekip için sivil alana dair pek çok konuyu yeni bir gözle ele alma imkanı elde ettik diyebiliriz. 

Karakutu Derneği

Danışmanlık  süreci  Hafıza Yolculuğu Programımızın etki analizi çalışmasını şekillendirmemize önemli bir katkı sağladı. Danışmanımızın sunduğu etki ölçmeye dayalı perspektif bize ihtiyacımız olan dışarıdan bir gözün bakışını ve önerilerini sunmuş oldu.  Özellikle dışarıdan ve bu alanda uzman kişilerden gelen destek bize yeni bir değerlendirme bakış açısı kazandı. Hafıza Yolculuğu Programımız üzerine yapacağımız uzun süreli etki analizi çalışmasının programımızın içeriğini geliştirerek, faklı profildeki gençleri de programımıza çekmemizi sağlayacağını düşünüyoruz. 

Sosyal Akıl Derneği

Proje odaklı çalışan bir derneğiz. Projelerimizi yazma aşamasında etki üzerine pek durmuyorduk. Bu konuda bir farkındalığımız oluştu. Aynı zamanda projeyi yürütürken yazma aşamasındaki faaliyet planına göre ilerletip etkisinden ziyade faaliyeti gerçekleştirme üzerine odaklanıyorduk. Projenin yazım aşamasında etkinin yüksek olmasına yönelik daha geniş ve üretken olacağımızı düşünüyorum. Ayrıca projenin tasarım aşmasında kaçırdığımız etki tarafını projenin içerisinde de kontrol etme ve eksikleri kapatma olanağımız ve bakışımız olacak. Projenin en baştan tasarımını ve etkisini düşünmek gerçekten faydalı ve özellikle sonuca gitmede kilit görev olduğuna inandık. 

Tohum Eğitim Kültür ve Doğa Derneği

Sosyal etki odaklı tasarım ve iletişim çalışmaları ile derneğimizin görünürlük faaliyetlerini arttırıcı ne gibi çalışmalar yapılabilmesi gerektiğini gördük. Sosyal etki odaklı tasarım; multidisipliner çalışan bir dernek olarak bizim çok yönlü bakabilmemizi, uzun vadeli çalışmalar yaparken tanıtımımızın sürekliliğine katkı sağladı. Tanıtım araçlarını ve dikkat edilmesi gereken noktalarını görmüş olduk. İletişim danışmanlığı, derneğimizin SWOT analizini yapar gibi birçok açıdan değerlendirme yapabilmemize olanak sağladı. 

Yüksekova Kadınları Toplumsal Destekleme Derneği (YUKADER)

Danışmanlık süreci bize bu işi nasıl yapmamız gerektiğini ve bir projede izleme ve değerlendirme kısmının ne kadar kıymetli olduğunu gösterdi. Bir projede etkiyi ölçmek ve sürdürülebilir olduğunun farkına varmak için sorulan soruların ne kadar önemli olduğunu gördük. Hazırladığımız 20 soruda iletişim, ayrımcılık, şiddet ve şiddetsiz iletişimle ilgili sorular sorularak “Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliğini” ölçmemizde destek oldu. Soruları hazırlarken danışman hep yanımızda oldu. Bu soruyu sorarken neyi ölçmek istiyoruz diye çok konuştuk. Bu süreç bize oturup dernek olarak yaptığımız çalışmanın doğru yapıp yapmadığımızı dışardan bir izlemenin şart olduğunu fark ettirdi. Ve bundan sonraki süreçlerde de projelere mutlaka ön test- son test uygulamasını mutlaka dernekten bağımsız bir uzman tarafından yapmayı planlıyoruz.