“İntiharların Hayatımızın ‘Normaliymiş’ Gibi Algılanmasına İzin Veremeyiz”

İntiharın görünürde bireysel ancak geniş bakıldığında toplumsal bir olgu ve sorun olduğunu belirten Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUDER) Diyarbakır Şubesi’nden Bahriye Eşme, intiharların hayatın “normaliymiş” gibi gösterilme çabasının değişmesi gerektiğinin altını çiziyor.

shuderDiyarbakır ve Urfa’da son günlerde artan intihar vakalarını değerlendiren SHUDER Diyarbakır Şubesi’nden Bahriye Eşme, intiharların sadece bölge ile sınırlı olmadığını batı illerinde de intihar vakalarında artış görüldüğünü ancak vakalara yönelik ellerinde sağlıklı bir istatistik olmadığını kaydediyor. Medyaya yansıyan vakalara bakıldığında intiharlarda yaş aralığının çoğunlukla 20-45 yaş arası olduğunu belirten Eşme, çoğunluğu erkek bireyler olmak üzere her iki cinsiyette de intiharlara rastlanıldığını belirtiyor. Üniversite mezunu gençler arasında da intihar vakalarının yaygınlaştığını belirten Eşme, en önemli sebebin “görünürde” ekonomik sebepler olduğunu söyledi. 

LGBTİ + bireyler arasında da intihar vakalarında son yıllarda artış olduğuna da değinen Eşme, “LGBTİ+ bireylere yönelik nefret söylemleri, LGBTİ+ bireyler arasındaki intihar vakalarının artmasının en önemli nedenidir.” diyerek intihar vakalarının sebeplerini salt ekonomik sebeplere bağlanamaması gerektiğini kaydetti.

Eşme, pandeminin intihar ile ilişkisini, ‘’Pandeminin getirdiği zorunlu yeni yaşam tarzı ve olumsuzluklar zaten kendini bir kıskaçta hisseden pek çok kişiyi daha da dar bir alanda yaşamaya mahkûm etti. Bu durumda ekonomik, sosyal, psikolojik olarak yeterli desteği bulunmayan, doğuştan gelen veya sonradan edinilmiş haklarını kullanmada zorluklarla karşılaşan, kendini birey olarak mevcut sosyal, siyasal, ekonomik alanda güvende hissetmeyen ya da yaşadığı ve baş edemediği olaylar karşında bir tepki göstermek isteyen bireylerin intihara yöneldiğini söyleyebiliriz.’’ şeklinde açıkladı.

İntihar görünürde bireysel olan ancak gerçekte toplumsal bir olgu ve sorun.

Konuya yönelik çözüm yolları üretilirken salt bireyi baz almanın çözüm yollarının eksik kalmasına sebep olabileceğini belirten Eşme, “Son yıllarda vakalarda artış olmasına yönelik sebepleri incelediğimizde daha çok toplumsal yaşamda karşılığını bulan sebepler olduğunu görebiliriz. Şu anki sorun çözücü mevcut politikalar maalesef yetersiz. Sorunun toplumsal alanda karşılığı varsa çözümün de karşılığı yine bu alanda aranmalıdır. Gençlere yönelik istihdamın arttırılması, kişisel hak özgürlüklere yönelik somut güvencelerin oluşturulması, özellikle ruh sağlığı alanında çalışan nitelikli personelin (sosyal hizmet uzmanı, psikolog, psikiyatri hekimi, pratisyen hekim, psikolojik danışman, psikiyatri hemşiresi) istihdamının arttırılması soruna yönelik çözüm üretmede etkili olabilecek adımlardır.” şeklinde açıkladı. 

Eşme, intihar vakalarının önlenmesinde doğru medya dilinin kullanılmasının önemli olduğuna dikkat çekerek, “İntihar; sosyal, ekonomik, siyasi, psikolojik pek çok sebebi olabilen bir olgu. Medyanın, böyle kompleks ve reel sebeplere dayanan bir konuyu sırf okuyucuda oluşacak acıma duygusuna hitap etmesi için yanlış bir dil ile lanse etmesi sorunun çözümüne yönelik atılacak adımların ve yapılacak çalışmaların önemsizleşmesine ve intiharın hayatımızın “normaliymiş” gibi algılanmasına sebep olmaktadır.’’ dedi.