“Engelli Kadınlar Sivil Toplumda Karar Mekanizmalarına Yeterince Katılamıyor”

Türkiye Körler Federasyonu’nun hazırladığı “Engelli Kadınların Sivil Toplum Örgütlerindeki Etkinliğinin Araştırılması Raporu", engelli kadınların çoklu ayrımcılık ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle engellik alanında çalışan ve diğer STK’larda karar mekanizmalarına yeterince katılamadıklarını tespit ediyor ve engelli kadınların yaşadığı eşitsizliğin farkına varılması gereğinden hareketle, yapılması gerekenleri sıralıyor.

Türkiye Körler Federasyonu’nun Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı desteği ile yürüttüğü “Engelli Kadınların Sivil Toplum Örgütlerindeki Etkinliğinin Araştırılması” konulu bir çalışması engelli kadınların sivil toplumda gönüllü ve üye olmak, yönetim kuruluna aday olmak ve başkan olmak düzeylerinde katılımlarla kendilerini ifade etme ve talep ve gereksinimlerine karşılık bulma durumlarını araştırdı.

Türkiye’de Engelli Kadın Olmak

Türkiye’de nüfusa oranları % 12,29 olan engellilerin 10 milyondan fazla olduğu belirtiliyor. Engellilerin de yarısının kadın olduğunu düşünüldüğünde Türkiye’de en az 5 milyon civarında engelli kadın yaşadığı sanılıyor. Ayrıca engellilerle birlikte yaşayan aileler ve özellikle anneler de hesaba katıldığında, ülke nüfusunun önemli bölümünün engellilik olgusundan doğrudan etkilenmediği anlaşılıyor.

Engellilerin toplumda yaşadıkları ayrımcılık ve sorunlarla mücadele edebilmek için kurdukları dernek sayısı 1403 iken bunların içinde engelli kadın dernek sayısı sadece 3.  Toplam dernek sayısı içinde engelli derneklerinin oranı % 1,15’ine denk geliyor.

Sivil Toplumda Engelli Kadın Olmak

Bu veriler ve araştırmanın bulgularından hareketle, “Engelli Kadınların Sivil Toplum Örgütlerindeki Etkinliğinin Araştırılması Raporu’nda engelli alanında çalışan STK’ların engelliliği temel alarak “engelliği cinsiyetten bağımsız bir olgu olarak ele almakta ve engelli kadınları göz ardı etmekte” olduğu tespitini yapıyor. Kadın alanında çalışan STK’ların ise kadın kimliği temel alınarak, kadın sorunlarının farklı kadın gruplarında farklı biçim ve yoğunlukta yaşandığı gerçeği gözden kaçırdığı kaydediliyor. Bunun sonucunda, her iki örgüt kategorisinde engelli kadınlar karar mekanizmalarında yer alıp kendi sorunlarını ifade edecek ortam bulamıyor; ayrımcılık karşımıza çıkıyor.

Ayrımcılığın ve eşitsizliğin toplumun her alanında yaşandığı düşünüldüğünde, ayrımcılıkla ve eşitsizlikle mücadele etme işlevi olan STÖ’lerde de görülmesinin şaşırtıcı olmadığı kaydedilen çalışmada, engelli kadınların yaşadığı eşitsizliğin farkına varılması ve mücadele edilmesi gereken bir alan olduğu belirtiliyor.

Araştırmaya katılan 256 kadının ifadelerine göre;

  • Toplumun ve ailenin, engelli kadını hakları olan bir birey olarak görmesinin sağlanması gerekiyor.
  • Engelli kadınlar: “Haklarımızı savunabilmek için engelimiz, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin getirdiği aile ve bakım sorumlulukları!”
  • Derneklere üye olup talep ve gereksinimlerini ifade edebilmeleri için ev ve bakım işlerinin sadece kadınların sorumluluğundan çıkıp paylaşılması gerekiyor.
  • Engelli kadınlar örgütlerin konumu, mekânı, çalışma ve toplantı saatleri kadınlara uygun olmadığı için STÖ yönetimine aday olamıyorlar.
  • Engelli kadınlar,  yönetimde eşit temsil oluncaya dek kota konulmasını talep ediyor.
  • STK’ların % 80’inde engelli kadınların yönetim kurullarında yer almalarını sağlamaya yönelik yazılı bir düzenleme yok.
  • Engelli kadınların %82’4’ü başkanlık için aday olmamış.
  • STÖ’lerde engelli kadınların taleplerini iletebileceği mekanizmalar yok!

Araştırmada sıralanan çarpıcı öneriler şunlar:

  1. Örgütlerde kadınların başarılı olabileceğinin görülmesi için “örgütler erkek işidir” önyargısı kırılmalı ve fırsat eşitliği sağlanmalı.
  2. Örgütlerde erkek üyelere yönelik toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayıcı, kadınların örgüt sürecine katılmalarını kolaylaştırıcı, kadınlara karşı olumsuz kalıp yargıları kırıcı eğitim çalışmaları yapılmalı.
  3. Engelli kadınların STÖ’lerde daha etkin olmaları için eğitimler yapılmalı. Bu çalışmaların yapılabilmesi için devlet ve fon kuruluşları destek yaratmalı.
  4. Örgüt yönetim kurulu, engelli kadınların örgütlenme sorunları, düşünce, duygu ve gereksinimleri hakkında toplantılar düzenlemeli ve sonuçlarına uygun çalışmalar yapmalı.
  5. Engelli örgütleri, engelli kadınların kadın örgütleri ve diğer STÖ’lerde etkin yer alması için çalışmalar yürütmeli.

Raporun tümüne buradan ulaşabilirsiniz.