“Daha Fazla Gönüllü Olsun Değil, Gönüllülük Daha Farkında ve Sürdürülebilir Olsun!”

Fark Edenler Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Derya Kılıçalp ile dernek ve faaliyetlerini konuştuk. Amaçlarının “birilerine” gönüllülük yaptırmak değil “gönüllülük” üzerine düşünmeleri ve kendi yollarını bulmalarını kolaylaştırmak olduğunu belirten Kılıçalp, Türkiye’de “gönüllülük” kavramının “sürdürülebilir gönüllülük” kavramına dönüşmesi ve bir kültür değişiminin parçası olabilmek için kurulduklarını söylüyor.

Sizi tanıyabilir miyiz?

Derya KılıçalpMerhaba, sondan başa doğru gitmek gerekirse pandemi başlamadan 2 ay önce İstanbul’dan İzmir’e taşınıp orada kendi sosyal girişimini kurmuş, uzun süredir sivil alanın güçlenmesi için gerçek anlamda alın teri döken biriyim. 

Sürdürülebilir gönüllülük, sosyal etki, sosyal adalet, yönetişim ve dayanışma kavramları, yaklaşımları çerçevesinde kendi sivil ve kurumsal hayatımı devam ettirmeye ve bu mercekte sosyal fayda üretmeye gayret ediyorum. 

Üniversite öğrencileri için ücretsiz mentorluk programı, belediyeler ve kent konseyleri için sürdürülebilirlik ve kapasite geliştirme programları, sivil toplum kuruluşları için, kaynak geliştirme, gönüllülük, insan kaynağı sistemleri, girişimciler için mentorluk, özel sektör ve sivil topluma sosyal etki ölçümleme konularında danışmanlık, eğitmenlik, mentorluk yaparak hayatıma devam ediyorum.

Fark Edenler Derneği hakkında bilgi verir misiniz? Dernek ne zaman kuruldu, hedef kitlesi kimlerdir ve faaliyetlerinizi ne şekilde gerçekleştiriyorsunuz?

Fark Edenler Derneği 2019 yılında Şubat ayında kuruldu, geçtiğimiz aylarda 2 yaşımızı bitirdik. Derneğin kuruluş amacından biraz bahsetmek isterim. Uzun yıllar hem gönüllü olarak sivil alanda var olan hem de gönüllü koordinasyonunda aktif rol alan arkadaşlar bir araya gelerek derneği kurduk. Türkiye’de “Gönüllülük” kavramının “Sürdürülebilir Gönüllülük” kavramına dönüşmesine, gönüllülerin “hak ve sorumluluklarının” görünür olmasına, gönüllülerin sivil toplum örgütlerinin yönetiminde, “yönetişim” yaklaşımı ile aktif rol alabilmesine katkı sağlamak, bir kültür değişiminin parçası olabilmek için kurulduk. 

Değişimi birlikte yaratabileceğimiz hedef grup paydaşlar olarak, özel sektör çalışanları ve liselileri, liseleri belirledik. Çünkü deneyimlerimiz bize gösterdi ki, liselilerin gönüllülük yapabileceği alanlar oldukça kısıtlı. Güvenlik, şeffaflık, sivil alanda yer bulmak, sivil toplum örgütlerinin gönüllü koordinasyon yapısı gibi birçok farklı neden bu süreci çok etkiliyor. Bunun yanında özel sektör çalışanlarının gönüllülük deneyimlerine baktığımızda, “STK’larla bir taşı yerinden kaldırmak” noktasında kalan ve sivil topluma dair bir farkındalık kazanılmadan devam eden gönüllülük süreçleri olduğunu gördük.

Hedefimiz birlikte bir kültür değişimi yaratmak olduğu için “daha fazla gönüllü olsun değil, gönüllülük daha farkında ve daha sürdürülebilir olsun” odağında kaldık. 

Dernek faaliyetlerini, kurumlara stratejik güçlenme atölyeleri, eğitimleri, mentorluğu vererek sürdürüyoruz. Bunun yanında üniversitelerde “sürdürülebilir gönüllülük” başlığı altında çeşitli programlara davet ediliyoruz ve deneyim aktarımında bulunuyoruz. Pandemi döneminde “Fark Edenler Buluşuyor” serisi düzenleyerek, pandeminin çıkışında insanlar üzerinde yarattığı etkiyi “dayanışma, sosyal fayda, kişisel gelişim ve üretim, sosyalleşme, alışkanlıklar” ekseninde tartıştığımız buluşmalar gerçekleştirdik. Katılımcıları sadece dinleyici pozisyonundan çıkartıp, onların konuştukları bizim dinlediğimiz, karşılıklı bir etkileşim süreci yarattık. Bu süreci raporladık ve kısa bir süre sonra da sizlerle paylaşacağız.

Sürdürülebilir gönüllülük ve farkındalık programlarınızdan söz edebilir misiniz?

Bir önceki soruda bu konuya giriş yapmış oldum biraz, amacımız kültür değişimi yaratabilmek bu nedenle “sürdürülebilir gönüllülük ve farkındalık” programlarımız deneyimlerimizden ve ihtiyaçların analizinden yola çıkarak oluşturuldu.

Sivil toplum nedir? Gönüllülük nedir? Neden önemlidir? Hayatımızda ne değiştirir, neyi geliştirir? Öz kaynaklarımız, sosyal sermayemiz, niyetimiz, uzmanlıklarımız bizi sosyal fayda sağlamak konusunda nereye taşır? Gezegenin sürdürülebilirliğine gönüllü olarak nasıl katkı sağlarız? Tüm bunları konuştuğumuz, deneyimlediğimiz, üzerine tartıştığımız atölye içerikleri hazırladık. Tasarım odaklı düşünme metodolojisi ile atölye katılımcılarının, sorunları görebilme, tespit edebilme, doğru soruları sorarak çözüm üretebilme, sorunun kaynağına ve çözümün etkisine bakabilmek için içgörü alabilme, verileri değerlendirerek ürettikleri çözümleri uygulanabilir, sürdürülebilir bir mercekle geliştirebilme süreçlerini deneyimlemelerini öncelikledik.

Bizim için kurulduğumuz yıl zor olan şuydu; ne liselerin, ne özel sektörün, ne de diğer paydaşların, bizim kurguladığımız kadar uzun bir sürecin içerisine girmekle ilgili cesaretleri vardı. Biz masaya oturduğumuzda konuyu, “anlam arayışından, öz kaynaktan, değişimden, bilgi ve deneyimin birlikte gelişmesinden” açıyorduk. Bize gelen talepler, öğrencilerimizin ya da çalışanlarımızın birkaç saat gönüllülük yapabileceği bir projeniz var mı? Bu taleplere, tanınırlık, görünürlük, kaynak geliştirme adına bir fırsat gözüyle bakıp olumlu değerlendirmedik ve işbirliği yapmadık.

Çünkü amacımız “birilerine” gönüllülük yaptırmak değil “gönüllülük” üzerine düşünmeleri ve kendi yollarını bulmalarını kolaylaştırmaktı. Bu nedenle yaklaşımımız, ihtiyaç analizi, ölçümleme, teori ve uygulama, birlikte öğrenme, tasarlama, içgörü alma, uygulama ve sürdürülebilir kılma doğrultusunda oldu. 

Proje üreten ve proje geliştiren bir dernek olarak konumlanmak değil, gönüllülük konusunda stratejik yaklaşımlar geliştiren ve kapasite güçlendiren bir dernek olmayı hedefledik ve böyle de devam ediyoruz. Türkiye’de çalışan gönüllülüğünün “Kurum içi Gönüllülük” yaklaşımıyla evrilmesine, liselilerin gönüllülük süreçlerine daha aktif katılmasına kolaylaştırıcı paydaşlardan biri olmayı amaçlıyoruz.

Bu arada Covid-19 hayatımıza dahil oldu ve herkesin gündemine anlam arayışı, fayda, üretim, öz kaynaklar, 65+ bireyleri anlamak, gençlerle birlikte üretmek girdi. İhtiyacı zorunluluk haline gelmeden görmüş olmak ve bunlarla ilgili içerik üretmiş olmak bizim için önemli bir vizyon olarak yanımızda durdu.

Fark eden mentörlük, fark eden sorumluluğu atölyeleriniz hakkında neler söylemek istersiniz?

fark edenler derneğiFark Edenler Derneği ve Gürce Sosyal Etki Tasarımı ile birlikte, üniversite öğrencileri için ücretsiz yararlanabilecekleri İlham, Cesaret, Değişim sloganıyla bir mentorluk programı başlattık. Mentorluk programını başlatmamızın amacı; yaşamın krizlerle dolu olduğu bu günlerde, gençlerin duygusal dayanıklılıklarını artırmak, seçimlerinde özgür iradelerini kullanmak konusunda cesaret vermek, bütüncül ve farklı açılardan düşünmelerine destek olmak, yalnız olmadıklarını hissettirmek. 

Araştırma sonuçları, içinde bulunduğumuz gençlik gruplarından çıkan kendi söylemleri diyor ki; “güvenmiyoruz, umutsuz, yalnızız, çaresiziz, önemsenmiyoruz, kayıp bir nesiliz”. Başka bir söylem, “bizden çok şey istiyorlar, bizi geleceğin sigortası olarak görüyorlar ama bize ne veriyorlar ki bizden geleceğin güzel günlerini istiyorlar”. İşte tüm bu söylemler ve gençlerin üzerinde hissettikleri bu baskılar nedeniyle, bizler kendi deneyimlerimizle, uzmanlıklarımızla, kaynaklarımızla gençlere ilham olmak, cesaret vermek, değişim için yola çıkmalarına mentorluk yapmak adına programı sürdürüyoruz. 200 civarında genç, 40 civarında mentor ile programımız birinci adımını tamamlamak üzere. Pandemi, sınavlar, motivasyon kayıpları gibi nedenlerle programın aksayan yerleri oluyor, onları da karşılıklı anlayış, sabır ve umutla birlikte iyileştiriyoruz. Programın arkasında teknik olarak destek veren 3 gönüllümüz var onlara da emekleri için ayrıca çok teşekkürler.

Bu mentorluk programına katılan gençler ile ikinci adımda; gençlerin önce kendilerini, sonra hayatı anlamlandırmalarına katkı sunmak, toplumsal fayda üretimine aktif katılımları için gönüllülük farkındalığı kazanmaları ve bunu sürdürülebilir kılmalarını kolaylaştırmak var. Yani sürdürülebilir gönüllülük atölyeleri program katılımcıları için yakında başlayacak.

Bu programın daha çok gence ücretsiz bir şekilde destek olmaya devam etmesi için programın gelişimine katkı sağlayacak finansal destekçiler bize ulaşabilir ve programı, gençleri birlikte güçlendirebiliriz.

Yakın zamanda 60+ bireylerin dijital okur yazarlık yetkinliklerini artırmak için Z kuşağı ile birlikte geliştirdikleri projeleri için çözüm ortağı arayışınız olduğunu biliyoruz, bu çalışmanızdan söz edebilir misiniz?

Daha önce de bahsettiğim gibi biz proje üreten ve projelerle yaşayan bir dernek değiliz bu nedenle derneğimizin onlarca projesini duyamazsınız, çıkış noktamız derneğimizin üyesi olan kişilerin kendi çevrelerinde gördükleri sorunları çözmek için gönüllü olarak bir öneri ile gelmesi, bu öneriye dernek üyelerini dahil etmesi ve bir ağ kurarak projenin oluşmasına ön ayak olması.  Dijital okur yazarlık projesi fikri de böyle gerçek bir ihtiyaçtan ve bir hikayeden ortaya çıktı. 

Covid-19’un yayılımını önleme tedbirleri arasındaki sokağa çıkma yasağı ve sosyal izolasyon gibi kısıtlayıcı uygulamalar, yüksek risk grubundaki 65+ bireyleri sosyalleşmeden mahrum bırakarak, toplumdan izole edilmelerine yol açtı. Bu süreçte gittikçe daha da belirginleşen dijital okur yazarlıktaki eşitsizlik nedeniyle, fiziksel hareket alanları yaşadıkları evlerle sınırlı kişiler, psikolojik ve duygusal ihtiyaçlarını gidermeye yeterli bir iletişim kuramadı, hemen hemen tüm temel hizmet ve servislere erişimin dijitalleşmesi nedeniyle, sağlık, beslenme vb. gibi bireysel ve gündelik ihtiyaçlarını gidermek konusunda, gittikçe daha fazla zorlandı ve/veya başkalarına bağımlı hale geldi. Kısacası, ruhsal ve bedensel anlamda olduğu kadar, sosyolojik anlamda da yıprandı. Üstelik durumun kişinin gerekli cihaza, internet erişimine, bilgiye bağlı olup olmamasıyla da ilişkisi bulunduğundan, yaşananları yalnızca pandemi özeline indirgemek de doğru olmaz. Fark Edenler olarak, gönüllülük, sosyal fayda üretimi konusunda duyarlı gençlerin bireysel yetenek ve enerjilerini bir araya getirip, 60+ yaş grubundaki kişileri dijital okuryazarlık ile tanıştırarak, psikolojik ve sosyolojik anlamda iyileşme ve gelişmelerine katkıda bulunacak, projeye emek veren herkesin toplumda kalıcı bir dönüşüm yaratma sürecine katılımına aracılık edeceğiz. 60+ hayatını kolaylaştıracak bir çözüme kavuşurken, gençler de bu çözümü tasarlama ve uygulama aşamasında kazanacakları yetkinliklerle güçlenmiş olacaklar.

Çevremizdeki gençlerin, 60+ bireylerin dijital okur yazarlık yetkinliklerinin artmasına gösterdiği ilgi ve yine dijitalleşme süreçlerine adaptasyon zorluğu çeken tanıdıklarımız bizi bu projeyi geliştirme konusunda cesaretlendirdiler.

Projeyi hayata geçirmek için çözüm ortakları arıyoruz, sivil toplumdan, gençlik gruplarından, sosyal hizmet uzmanlarından, psikologlardan, kuşaklar arası iletişim alanında çalışan uzmanlardan çok güzel geri dönüşler aldık. Projemizin finansal desteğini sağlayacak ve çalışanlarıyla birlikte bu projenin içinde aktif rol alacak bir destekçiye hala ihtiyacımız var.

Eklemek istedikleriniz…

Fark Edenler Derneği olarak gönüllülüğün, sosyal, toplumsal, kurumsal yaşamın değerli bir parçası olduğuna ve sosyal fayda üretiminin dayanışmayla mümkün olacağına inanıyoruz. Bu nedenle sürdürülebilirlikle kurduğumuz ilişkiden beslenerek; esnek, kapsayıcı, planlanan, vizyoner, geliştiren, ölçümlenen ve sosyal etkisi tasarlanan gönüllülük sistemlerinin kurgulanmasına, güçlendirilmesine kolaylaştırıcılık yapıyoruz.

Gündemimizde olan; liselerde gönüllülüğün deneyimlenmesi, üniversitelerde gönüllülük derslerinin verimliliğin artırılması, 60+ bireylerin dijital okuryazarlık yetkinliklerinin güçlendirilmesi, kurum içi gönüllülük / çalışan gönüllülüğü, sürdürülebilir gönüllülük farkındalığı atölyelerimizle, gençlere sağladığımız mentorluk programıyla, ilgilenen kurumların bizlerle iletişime geçmesinden mutluluk duyarız.