”Her 5 Çocuktan 1’i Zorbalık Sebebiyle Okula Gidemiyor”

TÜRGEV Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Fatmanur Altun’la Zorbalığı Engelle Projesi’ni konuştuk. 2019 UNICEF verilerine göre, 15-24 yaş arası gençlerin yüzde 70,6’sının çevrimiçi zorbalık mağduru olduğunu ve her 5 çocuktan 1’inin zorbalık sebebiyle okula gidemediğini hatırlatan Altun, “Zorbalık yapan çocuk aynı zamanda zorbalığın kurbanı da olabiliyor. Zorbalığı, çocuğun kişiliğinin ayrılmaz bir parçası olarak görmemek, düzeltilebilecek bir davranış sorunu olarak görmek önem taşıyor” diyor.

Sizi tanıyabilir miyiz?

Marmara Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde öğretim görevlisiyim. Bir dönem çevirmen ve yazar olarak yayıncılık sektöründe bulundum. Halen çeşitli dergilerde yazarlık ve danışma kurulu üyeliği yapıyorum.

Yaklaşık iki yıldır da TÜRGEV Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyorum. Doktorasını sivil toplum çalışmaları üzerine yapmış bir sosyolog ve Türkiye’nin en büyük eğitim vakıflarından TÜRGEV’in Yönetim Kurulu Başkanı olarak olarak mevcut toplumsal sorunlarımıza karşı farkındalık oluşturma ve çözüm üretme mekanizmaları geliştirebilmek adına çalışmalarda bulunuyorum.

TÜRGEV ve Zorbalığı Engelle Projesi hakkında bilgi verir misiniz?

Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı, 1996 yılından bu yana tarihini, kendini ve hedefini iyi bilen, araştıran, sorgulayan, öğrenen, üreten, girişimci gençler yetiştirme hedefiyle kız çocuklarına eğitim ve barınma desteği veriyor. 

Burs ve barınma desteklerinin yanı sıra, atölye programları, seminerler ve akademik dersler organize ediyor, kız çocuklarını toplumun ve kültürün yapı taşı olarak görerek, hayatın her alanında değer üreten bireyler olmaları için onları destekliyoruz.

TÜRGEV’in misyonu doğrultusunda yürüttüğümüz Çevrimiçi Zorbalığa Karşı Farkındalık Kampanyası ile çocukları, gençleri, ebeveynleri, bakım verenleri ve eğitimcileri, internet ortamda güçlendirecek bilgiler ve araçlar sunarak zorbalık konusunda toplumsal farkındalık oluşturmayı hedefliyoruz. Merhameti, nezaketi ve mahremiyet bilincini odağa alan bir yaklaşımla değerler eğitimini, teknoloji okuryazarlığının ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz.

Proje ile ne amaçlanıyor?

Zorbalığı Engelle sloganı ile yürüttüğümüz iletişim kampanyası temel olarak zorbalık davranışının normalleştirilmemesi, çocukların yetişkin rehberliğinde ve denetiminde korunabilmesi ve her yaştan internet kullanıcısının farkındalığının artırılması için temel bilgiler ve çözüm önerileri sunuyor.

İnternet kullanıcıları olarak hepimizin ne yazık ki sıklıkla tanığı ya da mağduru olduğu şiddet ve nefret kültürü, sosyal linç ve çevrimiçi zorbalık, çocukların ve gençlerin kişilik gelişimleri ve özgüvenleri için çok daha yıkıcı ve telafisi zor bir etki gösteriyor. Hem eğitimciler, hem anne-babalar olarak zorbalık davranışını engellemeyi, çocukları psikososyal olarak destekleyebilmek adına yapabileceklerimizi öğrenmeyi ve her yaştan internet kullanıcısını zorbalığa karşı farkındalık kazanmaya teşvik etmeyi amaçlıyoruz.

Anne ve Babalara Büyük Görev Düşüyor

Çevrimiçi Zorbalık ve Güvenli İnternet başlıklarından bahseder misiniz?

Zorbalık, sosyal yaşamın doğal bir parçası olan akran çatışmalarından ve anlaşmazlıklarından tamamen farklı değerlendirilmesi gereken, sistematik ve kronik yapısıyla basit anlaşmazlıklardan ayrışan bir şiddet tipi. Bir kişiyi ya da grubu hedef alan, kasıtlı yapılan, tekrarlayan ve adil olmayan olumsuz davranışlar zorbalık kapsamına giriyor. Çevrimiçi zorbalık ise, internet teknolojilerinin ve sosyal ağların yaygınlaşması ile hayatımıza giren bir zorbalık türü. Akıllı cihazlar aracılığıyla, mesajlaşma uygulamaları, sosyal ağlar, oyun platformları, e-posta üzerinden yapılan her türlü zorbalık davranışını kapsıyor. 

Çocukların ve gençlerin internette maruz kaldıkları şiddeti ve nefreti bertaraf edebilmek, denetimli bir internet ortamında bilgiye erişerek, internetten en yüksek faydayı almalarını sağlamak adına ‘güvenli internet’ yaklaşımı önem kazanıyor. Çocukları sokakta gözettiğimiz gibi, internette de gözetmemizin, onları yalnız bırakmamamızın, sağlıklı sınırlar ve kullanım alışkanlıkları ile güvenliklerini sağlamamızın önemine dikkat çekiyor.

Burada anne ve babaların temel internet okuryazarlığına sahip olması, mahremiyet, nezaket ve merhamet konularında çocuklarına iyi rol modeller olabilmeleri için yapılabilecekleri gündeme getirmeyi önemsiyoruz. 

Proje kapsamında hazırlanan Çevrimiçi Zorbalığa Karşı Farkındalık Rehberi hakkında bilgi verir misiniz?

Rehberimiz anne-babalar ve eğitimcilere özel olarak, zorbalık hakkında temel bilgiler ve öneriler içerecek şekilde hazırlandı. Kişisel bilgisayarlara indirilmeye de basılı kullanıma da uygun bir yapıda. Rehber ile ‘’Çocuğun zorbalığa uğradığı nasıl anlaşılır?’’ ‘’Çocuğunuz zorbalığa uğradığında neler yapmalısınız?’’ ‘’Çocuğunuz zorbalık yapıyorsa nasıl bir yol izlemelisiniz?’’ ‘’Eğitimcilere düşenler neler?’’ gibi önemli sorulara cevap vermeyi ve uygulanabilir çözümler sunmayı hedefliyoruz.

Rehber içeriğiyle paralel olarak hazırlanan E-Eğitim modülleri ise zorbalık konusunda çok daha kapsamlı mini online derslerden oluşuyor. Kullanıcılar, her modülün sonunda zorbalık konusunda edindikleri temel bilgileri test edebiliyor.

Zorbalık konusunda yaptığınız bir çalışma ya da araştırma varsa bununla ilgili detaylara değinebilir misiniz? Zorbalığın altında yatan etkenler ya da sebepler ne olabilir?

Zorbalık dünya çapında çok sayıda sivil toplum kuruluşunun, devlet kurumunun ve teknoloji şirketinin radarına girmiş ciddi bir sorun. Bu konuda Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun araştırmalarını ve ülkemizde yapılan akademik çalışmaları tarayarak yol aldık. Çarpıcı ve ürkütücü verilerle karşılaştık. Örneğin, 2019 UNICEF verilerine göre, 15-24 yaş arası gençlerin yüzde 70,6’sı çevrimiçi zorbalık mağduru. Her 5 çocuktan 1’i zorbalık sebebiyle okula gidemiyor. 

Zorbalıkla mücadelede, zorbalığın altında yatan sebeplerin irdelenmesi şüphesiz ki son derece önemli. Zorbalığı Engelle web sitesinde gerek rehber, gerek eğitim modülleri aracılığıyla vurgulamaya çalıştığımız gibi zorbalık davranışının altında, güvensizlik, çapıtılmış güç anlayışı, aile içi şiddetin mağduru olma, zorbalığa maruz kalma gibi sebepler yatabiliyor. Evet, zorbalık yapan çocuk aynı zamanda zorbalığın kurbanı da olabiliyor. Zorbalığı, çocuğun kişiliğinin ayrılmaz bir parçası olarak görmemek, düzeltilebilecek bir davranış sorunu olarak görmek önem taşıyor. Bunun yanı sıra insan ilişkilerinde tahammül, nezaket, merhamet, empati, farklılıklara saygı gibi değerlerin, teknolojinin hızına ve ilgi ekonomisine yenik düşmesi de zorbalığın yaygın olarak görülmesinin altında yatan bir başka etken olarak tartışılabilir. Çocuklarımızın evde ve okulda akademik olarak desteklendikleri gibi, ahlaki değerleri içselleştirmeleri için desteklenmeleri de önemsenmeli.

Zorbalık hususunda son olarak neler eklersiniz, bir mesajınız ya da çağrınız var mıdır? 

İnternette yapıp ettiklerimizin, öylesine yazdıklarımızın, eğlencesine paylaştıklarımızın tamamının somut sonuçları olduğunu bilmemiz ve bu sonuçlar üzerine düşünmemiz çok önemli. Zorbalığın yıkıcı etkilerinin, çocuklarımızı, gençlerimizi yetişkinlik hayatlarında da takip etmemesi, zihinlerinde, bedenlerinde kötü izler bırakmaması için, şiddetin ve nefretin kültürümüzün bir parçası haline gelmemesi için bugünden başlayarak hane içinde, okullarda, sosyal medyada basit önlemler almamız gerekiyor.

Bu konuda yapılabilecekler hakkında fikir sahibi olmak, bu mücadeleye katkıda bulunmak, internetin güvenli ve faydalı yanlarını çoğaltmak isteyen her yaştan internet kullancısını web sitesine davet ediyoruz. Fikir ve görüşlerinizi bizimle paylaşarak kampanyamızın gelişmesine katkıda bulunmanızı, zorbalık karşıtı çağrımıza katılmanızı rica ediyoruz.

İlginiz ve desteğiniz için teşekkür ederiz.