Sürdürülebilir Kalkınma için Sürdürülebilir Sivil Diyaloglar

Türkiye- AB arasında Sivil Toplum Diyaloğu kapsamında yürütülen “Sürdürülebilir Kalkınma için Sürdürülebilir Sivil Toplum Diyaloğu” projesinin toplantısına katılan EKO GG İnsiyatif kurucularından kimyager Fatih Küçükuysal, Türkiye’nin AB müktesebatı çevre faslına uyum süreci konuşulduğunu, proje paydaşlarının raporları ve akademisyenlerin hazırladığı sunumlar doğrultusunda ne gibi çalışmalar yapıldığının, söz konusu eksikliklerin ve iyileştirme süreci için atılması gereken adımların tartışıldığını söyledi.

EKO GG (Ekolojik Gönüllüler ve Girişimciler), değişen dünyada şimdinin ve geleceğin çevre sorunlarına dikkati çeken, insanların bu konudaki farkındalıklarının artmasına yeni teknolojiler ve geleneksel yöntemlerle çözümler bulunmasına gönül vermiş bir sivil insiyatif. İzmir merkezli ÇED Çevreci Enerji Derneği’nin Kyoto Club / İtalya ortaklığı, Bologna Belediyesi ve Karşıyaka Belediyesi iştirakçiliğinde Türkiye- AB arasında Sivil Toplum Diyaloğu kapsamında yürüttüğü “Sürdürülebilir Kalkınma için Sürdürülebilir Sivil Toplum Diyaloğu” projesinin toplantısı 12 Eylül’de gerçekleşti.

Ekolojik Hassasiyet Odaklı Çevre Politikaları Güçleniyor

Toplantıda genel olarak AB Çevre Muktesabatı ve Türkiye’deki Yenilenebilir Enerji kaynaklarının durumu hakkında fikir alışverişi yapıldığını bildiren Küçükuysal, bu anlamda EKO GG  adına yeni sivil iş birlikleri için yeni sivil ve kamu kuruluş temsilcileriyle bir araya geldi. Toplantı sunulan raporları göz önüne alarak AB ile katılım anlaşmalarından sonra yürürlüğe giren Çevre Müktesebatı ile Türkiye’de sivil, özel ve kamu alanında çevre bilincinin çok arttığını söyledi.  Ekolojik hassasiyetin çevre politikalarıyla güçlendiğini, yeşil kimya prensiplerinin temiz ve sürdürülebilir bir çevre için hayati önemde olduğunu belirtti. 

Hızla küresel ısınmaya doğru gidiyoruz.

Çevre politikalarındaki iyileşmenin yalnızca bürokratik zengin ifadelerle sınırlı kalmaması, pratik karşılıklara cevap vermesi gerektiğinin altını çizdi. Küçükuysal sözlerine şöyle devam etti: 

İklimde sıcaklık artışının tehlike değeri 6 C. Bugün buna son hızla yaklaşıyoruz. Gelecekte buzulların erimesi sonucu bazı şehirlerin sular altında kalacağı, ülkemizin de içinde bulunduğu bazı ülkelerde ise çölleşme olacağı bilim insanları tarafından öngörülüyor. Acil eylem planına karbon salınımından başlamalıyız. CO2 emisyonu tehlike değeri 450 ppm. Şu an ölçülen rakam 413 ppm.

Atık Yönetimleri Yetersiz

Toplantıda aynı zamanda İtalya’daki iyi örnek uygulamalarının konuşulduğunu, İtalya’nin çevre faslı konusunda nasıl çalıştığını aktaran sunumların da olduğunu söyleyen Küçükuysal, Türkiye’nin atık yönetimi konusunda daha güçlü adımlar atmasını gerektiğini söyledi. Geri dönüşüm mekanizmasının bütün belediyelere entegre edilmesi gerektiğine dikkat çeken Küçükuysal konuşmasına şu sözlerle devam etti: 

Atık yönetimlerimiz çok yetersiz, geri dönüşüm çoğu belediyede yok. Bir istisna, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi. Onlar atık yönetiminde oldukça başarılı. Atıktan elektrik enerjisi üreten bir tesis bile kurdular. Fakat Türkiye’de genellikle atıkların yoğun olarak yakıldığı durumlar var. AB ülkelerinde yakım en son tercih ve bu tercihte bile öncelikle tehlikeli kimyasal maddelerin arıtılıyor. Bu arıtımların altyapısını güçlendirmek için ciddi yatırımlar yapmışlar. Domestik atıklarda bile geri dönüşüm hassasiyetimiz yok. Onları ayırmak için atık ayrıştırıcılığı gayri resmi işi var bizde. Ancak tabii bu endüstri için geçerli değil. ”

Son olarak, Ekolojik Gönüller ve Girişimciler insiyatifi’nin bu eksikleri gidermek için çalıştığını, herkes için yaşanabilir bir dünya hayali taşıdıklarını söyleyen Küçükuysal, bu hayali paylaşan, çevreye duyarlı, şeffaf çalışma ilkelerine sahip herkesin inisiyatife katılabileceğini ifade etti.