Hemşinliler Yaşamdan Yana…

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın bal ormanı ilan edilen ve nesli tükenme tehlikesi altındaki kırmızı benekli alabalık, su samuru ve su kertenkelesinin yaşadığı dereyi de kapsayan Hemşin Vadisi'nde, 98 hektarlık alanda taş ocağı açılmasını öngören proje için verilen kararı iptal edildi. Bölgenin ekolojik dengesinin ve doğal yapısının korunması için yöre sakinlerince yürütülen hak savunuculuğuna destek olan Hemşin Yaşam Derneği Başkanı Tuğba Yazıcı ile Hemşin gündemi ve dernekleşme süreci üzerine konuştuk. 

Hemşin Yaşam Derneği’nin kuruluş hikâyesinden kısaca bahseder misiniz?

Dernek kurma fikri, Hemşin ile ilgili irade koyan bir avuç gencin kurumsallaşma fikri üstünden gelişti. Bireysel olduğumuzda muhatap bulamadığımızı fark ettik. Hemşin için bir şeyler yapmak istiyorduk ancak nasıl yapmamız gerektiğini formüle edemiyorduk. Dernek kurarsak tek bir ses olabileceğimize karar verdik. Dernek kurmaya çalıştığımız süre içerisinde de büyük bir dayanışma içinde tüzüğümüzü hazırladık. Bizim için zor bir süreçti çünkü hepimiz farklı şehirlerde yaşayan gurbetçi Hemşinlileriz. Devamlı Skype toplantıları organize ederek, Whatsapp yazışmaları yaparak, eposta grubundan tüzük maddelerini paylaşarak başladık işe. En son yine Hemşin’de toplanıp tüzüğümüze son şeklini verip derneğimizi kurduk. Tabi derneği kurmak sadece başlangıçtı, dernek kurunca kolay olacağını düşündüğümüz pek çok işi sırtlandık ve işlerimiz katlanarak arttı. Artık hepimiz bireysel sorumluluklarımızın yanında kurumsal bir yapıyı ayakta tutma ve o kurumsal yapının da görevlerini yerine getirmesi için yapmamız gereken işleri organize etmeye çalışıyoruz. 

Hemşin Bal Üretim Ormanı’nı şimdilik kurtaran Taş Ocağı iptali kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu karar Hemşin için çok hayatiydi. Taş ocağı tarihi ve ekolojik bir öneme sahip bir bölgeye yapılmak isteniyordu. Osmanlı döneminde sarayın balının karşılandığı aynı zamanda arı padişahı diye de anılan bir bölge. Tarihi öneminin yanı sıra, önemli bir ekosistem de aynı zamanda. 5 köyün içme suyunun karşılandığı bir havza. Karacalara, boz ayılara, su samuruna, kırmızı benekli alabalığa ev sahipliği yapıyor. Binlerce ağaç kesimi gerçekleştirilecekti. Kararın yaşamdan yana çıkması bizleri çok mutlu etti. 

Hak savunuculuğu yürütürken karşılaştığınız zorluklar nelerdir?

Hak temelli çalışmalar yapmak gerçekten çok zor. Yıllarca büyükşehirlerde yaşadım, oralarda yaptığınız savunuculuk çalışmaları bir karşılık buluyor. Muhakkak birilerine derdinizi anlatabiliyorsunuz ve birlikte yol alabiliyorsunuz. Son 1 yıldır yerelde yaşıyorum ve yerelde savunuculuk yapmak ve muhatap bulmak çok zor. Ne yaptığınızı, neden yaptığınızı anlamlandıramıyorlar. Yaptığımız şey aslında en temelde hepimizin yaşam hakkıyla ilgili. Tüm bileşenleriyle birlikte kaliteli bir yaşam sürdürmek için çabalıyoruz. Dünyadaki kıt kaynaklar burada çok fazla; temiz su, temiz hava, doğal yaşam alanları tabi böyle olunca zaten var olan şeyler için neden çaba harcadığımızı anlayamıyorlar, çünkü bunların yokluğunu hiç yaşamamışlar. Sanırım ilerleyen yıllarda yavaş yavaş su kesintileri başlayınca “ki bu sene bazı köylerde 1 aydan fazla su kesintisi yaşandı”, sel felaketleri artınca, can ve mal kayıpları yaşanınca “umarım yaşanmaz” aslında ne demek istediğimizi daha iyi anlayacaklar. Bu sırada biz anlatmaya devam edeceğiz, bunu bakın biz demiştik demek için yapmayacağız, gittiğimiz yolun doğru olduğunu bildiğimiz için yapacağız. 

Faaliyetleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Bildiklerimizi paylaşıyoruz, eğitimler veriyoruz, çeşitli çalışmalar organize ediyoruz. Pek çok uzmanı Hemşin’e çalıştay yapmak üzere davet ettik. Bizi kırmadılar ve geldiler. Bilgi dolu 3 tam gün geçirdik. Oradan çıkan fikirlerin bazılarını projelendirdik ve uygulamaya başladık. Şuan yerelde uyguladığımız 2 projemiz var. Bu projelerden birinin içeriği iklim değişikliği ve çevre farkındalığı konusunda yerel bilinç düzeyini artırmayla ilgili. Bu çalışmada eğitimler veriyoruz, kadınlar ve çocuklar için atölye çalışmaları yapıyoruz, belgesel film gösterimleri gerçekleştiriyoruz. Diğerinde ise Hemşin’le ilgili bir sorun haritası hazırlayacağız. Tüm köylerimizi ziyaret edip özellikle yereli iyi bilen kişilerle görüşerek kültürel, geleneksel, doğal alanları haritaya işleyeceğiz. Böylece sorunlarımızı kağıt üstünde haritalandırıp, bunlara çözümler bulmak için yeni proje fikirleri ortaya koyabileceğiz. 

Derneğin işbirliği içinde olduğu başka sivil toplum örgütleri var mı? 

Evet var. Yereldeki her kurumla iş birliği yapmaya çalışıyoruz. Rize’deki ve çevre illerdeki STK’larla da görüşüyoruz. Aslında sivil alanda bir şekilde herkesle yollarımız kesişiyor. Tüm Türkiye’de iletişim kurabildiğimiz güzel bir ağımız var. İhtiyaç duyduğumuz konularda çok hızlı bir şekilde cevap bulabiliyoruz. Yerel bir derneğiz ama evrensel sorunlara temas ediyoruz, sadece ülke içinde değil uluslararası alanda da ortaklık yürüttüğümüz kurumlar var.

İlerleyen süreçte hangi projeler gündeminizde olacak?

Biz yoğunluklu olarak çevre ve ekolojik sorunlara temas ediyor görünen bir derneğiz. Ancak yerel ve evrensel her sorun bizi de ilgilendiriyor. Dolayısıyla kadın çalışmaları da yapabiliriz, çocuk hakları ile de çalışabiliriz bir sınırlandırmamız yok. Elimizdeki insan kaynağının çalışma alanı ve o anki acil müdahale alanıyla şekilleniyor çalışmalarımız. İlerleyen çalışmalarımızı gençlik alanında yapmak istiyoruz. Bunun çok temel bir nedeni var. Hemşinli gençleri yetiştirip onları farkında olan bireyler yapmak istiyoruz. Aslında onların da buna ihtiyacı var. Sosyalleşecek alanları, yeni bir pencereden bakabilecek bir dünyaları, yenilikleri takip edebilecek bir çevreleri yok. Sıkışıp kalmışlık hissi içindeler. Bunu çözmek de sanırım Hemşin’le ilgili her alanda sorumluluk alacağını yazılı olarak da ifade eden bizlere düşüyor.

 Eklemek istediğiniz başka bir konu var mı?

Hak temelli çalışmalar yapan ve etik ilkelerimize ters düşmeyen her fikre ve kuruma açığız. Birlikte çalışma yapmak isteyen herkes bize iletişim kanallarımızdan ulaşabilir. Hayata değer katan her çalışmanın içinde yer almaktan büyük bir zevk alıyoruz. Biz dünyamızı yerelden başlayarak değiştirebileceğimize inanıyoruz. Bu inancımızı bizimle birlikte gerçekleştirmek isteyen herkese de kapılarımız açık.