İnsan Hakları Savunucuları Meclis’te…

24 Haziran 2018’de gerçekleşen 27. dönem milletvekili seçimleri, mecliste geniş bir kesimin temsilini sağlayacak şekilde gerçekleşti.

Gençlerin, KHK mağduru akademisyenlerin, insan hakları savunucularının temsil yetkisi aldığı mecliste bu kimliklerle siyasete atılmış vekillerin nasıl bir siyaset izleyeceği merak konusu. Özellikle KHK’larla on binlerce insanın işini kaybettiği ve sivil toplum mücadelesinin giderek zorlaştığı dönemde gözler daha çok sivil toplum kökenli milletvekillerinde olacak.

24 Haziran seçimlerinde milletvekili seçilerek meclise gidenler arasında KHK mağduru akademisyenler ve insan hakları savunucuları da var. Peki, öncesine nazaran daha sivil toplumcu bir siyaset görebilecek miyiz?  CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve AK Parti Milletvekili Mustafa Yeneroğlu gibi ikinci dönemde meclise gidenlerin yanında; Mazlumder ve Has Parti’nin kurucularından Cihangir İslam, Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu, Diyarbakır Tabip Odası eski Başkanı Selçuk Mızraklı, Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü (DİSA) Başkanı Necdet İpekyüz ve yine Mazlumder eski Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu da bu dönem mecliste olacak isimlerden bazıları…

Batman Milletvekili Necdet İpekyüz, DİSA’da anadilde eğitim, göç, yoksulluk gibi konularda çeşitli çalışmaların içinde yer almış bir sivil toplum gönüllüsü. Göç, yoksulluk ve dil politikaları konusunda sivil toplumla birlikte çalışacaklarını aktaran İpekyüz, Batman’ın ve Türkiye’nin sorunlarını çözmek için yeterli potansiyele sahip bir renklilik taşıdıklarını ifade ederek “ancak bu sorunlar hepinizin, hep birlikte çözmek zorundayız” vurgusu yaptı. Türkiye’nin petrol üretiminde en büyük rezerve sahip Batman’daki işsizlik oranının bir ayıp olduğunu ve bunu gerek siyaset gerek sivil toplumla bir araya gelerek çözmeye çalışacaklarını söyleyen İpekyüz, HDP’de İstanbul, Hatay, Antalya ve Batman, Diyarbakır, Van gibi şehirlerden renkli bir mozaik olduklarını, herkesin sesi olabilecek bir barış koalisyonu kurduklarını anlattı. Seçim sürecinde de STK’larla iletişimde olduğunu hatırlatan İpekyüz, “bundan sonra da bölgenin ve şehrimizin sorunlarını doğrudan sivil toplum ile birlikte ele alacak ve çözümler üretmeye çalışacağız.” dedi.

Milletvekili olarak meclise gödenler içinde hikayesi en ilginç olan şüphesiz ki Ömer Faruk Gergerlioğlu. Mazlumder eski Genel Başkanı olan Gergerlioğlu, Mazlumder’in 12’si bölgeden olmak üzere 16 şubesini kapatmasından sonra bu şubelerin kurduğu Hak İnisiyatifi ile birlikte hareket etti. Aynı zamanda Hak ve Adalet Platformu kurucusu olan Gergerlioğlu, çözüm süreci esnasında yapılan bir temsili gösterinin fotoğrafını paylaştığı için önce hakkında dava açıldı sonra KHK ile ihraç edildi. İhracından sonra Batman’da bir yıl kadar doktorluk yapan Gergerlioğlu, devletin memur olarak ihraç ettiği Kocaeli’ye halkın oylarıyla milletvekili olarak geri döndü. Seçildikten sonra TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu olan Gergerlioğlu bir sivil toplumcu olarak siyaset alanında yapabilecek çok şeyin olduğuna inanıyor. Katılımcı demokrasiyi gerçekleştirmenin sadece siyasetçinin değil, tüm toplumun sorumluluğu olduğunu hatırlatan Gergerlioğlu, bu sebeple her kesimin görüş, öneri ve eleştirilerini beklediğini vurguluyor.

Gergerlioğlu Sivil Sayfalar için şu açıklamalarda bulundu: “Türkiye’nin çok ciddi insan hakları sorunları var. Ancak çözüm yönünde değil, çözümsüzlük yolunda adımlar atılıyor. Kürt meselesinde her geçen gün kazanımlar bitiyor ve kayıplar artıyor. Tamir edilemez umutsuzluklar doğuyor. KHK’lılar çok büyük bir çaresizlik ve ümitsizlik içinde. Bilhassa bu konular büyük bir yara. KHK’ların anayasa dışı durumlarını hep anlattık ama KHK düzenini resmi hale getirmeye çalışıyorlar. Anayasa mahkemesinin iptal etmesi gereken KHK’lar yeni boyutlarıyla karşımıza çıkacak. İnsan hakları araştırma komisyonu üyesi olarak yerinde tespitlerle sorunlara müdahil olmaya çalışacağım. Yine birçok konuda başlar başlamaz ilgili Bakanlıklara soru önergeleri verdik, komisyonlarda tartışılmasını sağlamaya çalışacağız. Elimizde hazırlamış olduğumuz demokratikleşmeye dair yasa teklifleri var.

İktidar olmayınca gücünüz sınırlı kalabilir ancak muhalefetin de başaracağı çoktur. Öncelikle kendisini demokratikleştirmeli, sadece eleştirmemeli, bunu sağlayacağız. Sadece muhalefet değil, lobi faaliyetiyle kalpleri yumuşatmaya çalışacak ve hukuksuzlukların vicdanlara değmesini sağlayacağız. Demokratikleşmeye dair tekliflerimizi yerli ve yabancı her medya ve kuruluş düzleminde dile getireceğiz. Vatandaşın bilgi alma yöntemlerindeki şeffaflığı sağlamaya çalışacağız. Sivil toplum kuruluşlarını daha etkinleştirmek için uğraş vereceğim. İnsan hakları savunuculuğuma, sivil topluma önemli bir destek vererek devam edeceğim.”