Arapgir Belediye Başkanı: “Fotokamp’a herkesi bekliyoruz”

28 Haziran'da başlayıp 1 Temmuz’a kadar sürecek olan Fotokamp’a kısa bir süre kala Arapgir Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile konuştuk.

Başkanım kısaca sizi tanıyalım…

1965 yılında Arapgir’de dünyaya gelmişim. Habip Beyin torunuyum bey ailesi. Osmanlı döneminde de en zor görevler yapan bir ailenin evladıyım. İlkokul, ortaokul ve lise döneminde Arapgir’de tahsilimi bitirdim. Daha sonra Erzurum İşletme Fakültesi’nde öğretim gördüm. Orada okul bittikten sonra Malatya’da ticaret hayatına atıldık. Askerliği yedek subay olarak yaptım.  Malatya’dan sonra Arapgir’de şube açtık. Ticaret ve insanımıza hizmet ile alakadar olduk. Arapgir’in cazibe merkezi olması için inşaat, mobilya ve beyaz eşya üzerine önemli yatırımlarımız oldu. Mağazacılık anlamında Arapgir’e bir renk getirdik. 2009’da belediye başkanı olmam için yoğun bir talep aldım. Halkın malı olan bey tül malı olan herkese eşit mesafede olup hizmet üreten belediye başkanı olarak 2009’dan bu yana belediye başkanı olarak bu işi yapıyorum. Özelikle doğal mirasın çok bilinir hale geldiği, tarih ve kültürel mirasın söylenir hale geldiği, insanların geleneklerine bağlı olduğu bir toplum olarak üretmeye devam ettiği, ürünleri ile anılan bir coğrafya olarak en önemli olan bir Anadolu oymağı Arapgir’i çok sevdiğimi ve hizmet olarak ona layık olmaya çalışıyorum. İkisi kız, ikisi oğlan dört çocuğum var. Çok mutlu bir ailem var. Allaha hamdolsun. Erdemli bir neslin öncülüğünü yapacak durumdalar. İnşallah insanlık âlemi için de önemli işler yapmaya Arapgir için güvenli bir liman olmaya çalışıyoruz. Ne kadar yaparsak başarı Allah’ındır.

Başkanım geçen yılda Malatya Fotokamp Arapgir’de gerçekleşti. Bu yıl da yine Arapgir’de ikinci kez düzenleniyor. Geçen yıl yoğun katılımın olduğunu biliyoruz. Bu yıl da katılımın yüksek olması bekleniyor. Fotokamp’ın Arapgir’in tanıtımı açısında nasıl bir yansıması oldu?

Arapgir etkinliklerin bir şehri. Çok sayıda etkinlik yapılıyor. Özelikle Sami Aydınlar Kültür Merkezi yapıldı. Acı Badem gurubu yaptı. Okullarımızda yine öyle eğitim üst seviyede. Bunların yanı sıra tanıtım projesi açısında dışa açık uluslararası birkaç etkinliğimizden birisi de Fotokamp. Geçen yıl iki etkinliğin birisi yine Fotokamp’tı. Malatya Fotokamp’ın üçüncüsünü Arapgir’de yaptık. Malatya Fotoğraf ve Sinema Sanatı Derneği (MAFSAD) ile birlikte organize ettik. Yerel hizmetkârı biziz. Genel olarak birlikte çalışıyoruz. Sonuçta uluslararası fotoğraf sanatçıları yabancı da olsa “Yırtık da olsa çadırınla gel” söylemi ile Arapgir’imizi doğal, tarihi ve kültürel zenginlikleri başta olmak üzere tanıtım açısında büyük beklentilerimizin çoğunu yerine getirdi. Geçen yıl çok yüksek katılım oldu. 6 binin üzerinde resmi katılımın yanı sıra 21 bin de katılım olmuştu. Bu sene daha fazla katılımcı olacağını bekliyoruz. Çünkü memnuniyet en üst seviyede olmuştu. Gelen insanları mutlu etmeyi birlikte yaşamayı amaçladık. Arapgir birlikte yaşamanın havzası. Ortak gelişmenin havzası. Birlikte yaşama havzası Fotokamp için de geçerli, diğer etkinlikler için de geçerli. Bu sene yine 28 Haziran’da başlayıp 1 Temmuz’da tamamlanacak. Seçimlere yakın düşmesi biraz etkileyecek olsa da program önceden hazırlandığı için böyle denk düştü. Bizim arzu ettiğimiz şu. Geçen sene gelen dostlarımız 13 tane farklı etkinlik için kümler oluşturduk. Köylerimizde de bu etkinlik çaba sarf ediyor. Bazılarında geleneksel mimari, bazılarında hayvancılık ve doğal miras ve ekoloji başta olmak üzere yaşamın her alanda yaşamın irdelendiği ve karelendiği Arapgir’in tanıtımı açısında her çalışmayı değerli buluyoruz. Sahada biz de varız dışarıdan gelip insanların burada boy gösterdiği bir etkinlik. Bizler de buradan büyük bir efor sarf ediyoruz. On beş yirmi bin insanı burada dört gün misafir edebilmek yemeklerini hazırlamak, saha hizmetlerini vermek ve rehberlik hizmetleri vermek kolay değil. En önemlisi insanların iyi ki buradayım dedirtmek çok önemli. Belediye ailesi olarak yani belediye başkanı olarak tün Arapgirler bu işe katkı sundu. Esnafımız bu işe inandı. Son dönemde Arapgir Fotokamp ile ulusal medyada çok yer edindi. Geçen sene Fotoğraf Sanatçısı Faruk Akbaş bizimle çalıştı. Faruk Akbaş’ın bir reyhan tarlasında ki fotoğraf karesi bir günde bir milyon beğeni aldı. Tabi ki bu bir tanıtımın sonrası Arapgir ürünleri ile biliniyor. İnsani erdemi ile paşalarıyla sadrazamıyla biliniyor. Tabi bu yapı sivil mimariye dönüşmüş. Arapgir büyük bir hava kordonu  altında. Çok temiz bir oksijen cenneti. Oksijenin karasal iklimi ile birlikte kümülasyon değeri ile buluştuğunda kendine özgü ürünler çıkıyor. Dut medeniyeti. Dut demiş ki “Yiyen benim köküm gibi olsun.” Hakikaten Arapgir insanı dut kökü gibi tutunduğu yerde duruyor. Kiraz demiş ki “Sapım gibi olsun” kilo yok sağlıklı bir yaşam. Şimdi de reyhanı koyduk. Reyhan da demiş ki “İçen de benim kokum gibi olsun” her yana reyhan kokusu gidiyor. Dağlık alanlarda küçükbaş hayvancılıkta iyiyiz. Bağ ve bahçelerde geleneksel tarıma ait ürün yelpazemiz var. Bunun dışında insanlar nereye giderse gitsin görecekler duyacaklar ve başkalarına aktarma konusunda elçilik yapacaklar.

Arapgir’de kültür ve turizm anlamında yoğun çalışmalar yaptık. Yüz yakın organik ürün sepetini geçen yıl bitirdik. Arapkir Yöresel Ürünleri Pazarını açmaya hazırlanıyoruz. Türkiye’de model bir marka oluşturuyoruz. Arapgir ürün sepetinde özelikle dut ürünleri, reyhan ürünleri başta olmak üzere biber domates kanatlı hayvanlar tavuk bıldırcın ve küçükbaş hayvan derken ürün sayısı artı. Yüz başlıktan derken bu sayı iki yüzün üstüne çıktı. Elli tane sadece Arapgir’in kendine özgü reçeli var. Dağındakinden tutun bağındakine kadar her şey görülmeye değer. İşte bunun da adı Fotokamp. Dördüncüsünü yapacağımız Fotokamp 28 Haziran da başlayacak. On beş farklı ekip köylerde farklı çalışma yapacak. Bu çalışmada yer alacak önemli akademisyenler var. Arapgir’de sadece bizimle yetmiyor. Tecrübesi olan herkese ihtiyaç duyuluyor. Tecrübe paylaşımında Arapgir’in geleceğini statü olarak belirliyoruz. Bizim yol arayışımız yok, yolda olgunlaşmamız var. Zaten Arapgir’ın yolu açık ve keskin. On bin yıldır toplumsal uzlaşı kültürü var. Uzlaşmak üretmek ve kardeşlik kültürüdür. Bu coğrafyada gönül köprüleri inşa ediyoruz. Bu yüzden etkinlikleri önemsiyoruz. 28 Haziran’da ki Fotokanp’a bizleri duyan herkese buradan sesleniyorum. “Yırtık da olsa çadırınla gel.” Çadırın yoksa gönüllere gel diyoruz. Bizim gönlümüz ve soframız her zaman açık. Kapısını çaldığınız her ev sizleri konuk edecek kadar cömert ve misafir severdir. Bu değerleri korumak istiyoruz. Şehirlerin getirdiği yozlaşmayı beslemeden tutun güvenlik açısından her şey sorun. Yaşam kalitesi giderek düşüyor. Bu yüzden bu etkinliklere değer veriyoruz. Geçen yıl yine Tıbbi Aromatik Bitkiler ve Kök Boyaları konusunda Türkiye’nin en önemli uluslararası sempozyumunu yaptık. Yaklaşık 750 katılımcı vardı. 250 bildiri sunuldu. Türkiye de çok önemli bir Reyhan Çalış tayı ortaya çıktı. Arapgir de yapıldı İnönü Üniversitesi ile birlikte. Sağ olsun Adnan Hocam bizleri yalnız bırakmıyor. Buradan MAFSAD ekibine bizlere destek olan Üniversite ekibine Kültür Müdürümüze, Valimize, Büyükşehir Büyükşehir Belediyemize ve bizimle birlikte çalışma arzusunda olan size ve bütün medya guruplarına müteşekkirim. İyi ki varsınız. Bu ülkede bu coğrafyada Anadolu’ya oymak, oymak gelip bin yıl önce yerleşmiş Türkmen boyları bize emanet ettiği ve yaşanmasının mümkün olduğuna inandığımız değerleri geliştirmek gelecek kuşaklara aktarmak çabasındayız. Şu kadarını biliyorum. Arapgir insanı çerden çöpten aş yapar. Dışarıdakiler pişmiş aşa taş katar. Büyük bir coğrafyadayız, vadiler içine yerleşmiş, geleneklerimizle bugüne geldik. Amacımız daha da geliştirmek. Özelikle batı emperyalizmi özelikle kültür emperyalizmin üzerindeki oyunları boşa çıkarmak. Alevi ve Sünni, Kürt ve Türk ayrımını boşa çıkarmak. Farklı karakterleri bir arada tutmak şehir ve köylü ayrımını ortada kaldırmak içindir çabamız. Ben Arapgir’de bunun gönüllü bir neferi olarak çaba harcıyorum. Üreten insanımıza ellimizden geldiği kadar yardımcı olmayı amaçlıyorum. Bizleri bu düşünce doğrultusunda yetiştiren ecdadımıza rahmet olsun. Bölgemizin bu uzlaşı kültürle bu günlere ulaşması ve yarına aktarılması konusunda çaba harcayanlara müjde olsun derim.

Bu arada ‘Arapgir Reyhanı’ konusunda çalıştığınızı biliyorum. Arapgir Reyhanı bir Dünya markası olacak mı?

Dünya çapında bir marka oldu. Şu gördüğünüz Arapgir Mor Reyhan Çayı Türkiye’de Coğrafi İşaret Belgesi olan tek bitki. Türkiye’de tek başına bir namzet çalışma. Sekiz yıllık bir çalışma Adnan hocam çalıştı. Arapgir Mor Reyhan Türkiye’yi temsil eden Japonya Kodeks 63. Uluslar Arası Yiyecek ve İçecek Fuarına Türkiye’yi temsilen gittik. Kalkınma Bakanlığı ve vali beyin özel gayretiyle birlikte. Orada gördüğümüz şey şuydu. Dünyada bizim yanına koyacağı bir ürün yelpaze yok. İnsanlar doğal organik diyorlar ama bu kalitede bir ürün yok yine de. Hiç katkısı olmayan ilaç verilmeyen kendi katkısı ile toksin içermeyen, birçok bitki toksin yüklü şifa diye içtiğimiz. Dolayısıyla reyhan marka oldu. Reyhan niye marka oldu çünkü farklı bir içerik var. Toksin içermeyen kendi doğal ortamından gedalarıyla oynanmamış ve 17 ürüne dönüşmüş kök yapısı içerisinde. Dolayısıyla bir çay değil, baharat değil, reçel değil, reyhan suyu değil kozmetik ürünleri değil. Aynı zamanda deterjan sektöründe bir dizi çalışmamız var. Her şeyin sinek ürettiği yerde sineği kovmaktır. İyi bir sinek kovucudur. İçinde en koruyucu şey piyogrotik dediğimiz özellikle bağırsak enzimlerini ve imin um sistem güçlendiriyor. Reyhan sirkesinden üstün sirke yok. Tamamen bağırsak gazını ve enzim salgısını artırıyor. Ne kadar içerseniz o kadar şifa buluyorsunuz. Her hangi bir yan etkisi yok. Rahat uyku uyuyorsunuz. Başınız ağrımıyor. Mideniz bulanmıyor. Güne zinde başlıyorsunuz. Aynı zamanda anti deparsan sıkıntılarınıza çözüm oluyor.  Hep yanımda birkaç paket bulunduruyorum. Çayın demiri ortadan kaldıran sorununu böylece çözmüş oluyoruz. Bu yeni bir ürün dolayısıyla bir marka oldu. Arapgir siyah Köhnü üzümü gibi reyhanda da Arapgir’de bir marka. Özelikle resavakatör genetik yollarla geçen hastalıklar için en iyi çözüm olarak biliniyor. Böylece genetik yollarla geçen hastalıklar içinde yan etkisiz bir çözüm.

Başkanım son olarak Fotokamp için bir çağrınız var mı?

Fotokamp etkinliğimiz boyunca misafirleri ağırlamaktan keyif alıyoruz. Tekrar tekrar herkesi bu etkinliğe davet ediyorum. Bu etkilik barışa kardeşliğe ve dayanışma katkı sunacak. Arapgir’e gelen her misafir bizim baş tacımız. Elimizden geldiği kadar hizmet sunmaya devam edeceğiz.