DPI’den İnanç Gruplarının ve Dini Liderlerin Çatışma Çözümündeki Rolü Toplantısı…

Çatışma çözümü alanında karşılaştırmalı perspektifle, birbirinden farklı çalışma ziyaretleri gerçekleştiren Demokratik Gelişim Enstitüsü (DPI) 3-8 Eylül tarihleri arasında Dublin ve Belfast’ta İnanç Gruplarının ve Dini Liderlerin Çatışma Çözümündeki Rolü isimli bir toplantı düzenledi. Alanında ilk olan çalışma toplantısına, Türkiye’den farklı inanç gruplarına mensup dini liderler, ilahiyatçılar, akademisyenler ve kanaat önderleri katıldı.

DPI Türkiye Program Yöneticisi Esra Elmas, ilki yapılan İnanç Gruplarının ve Dini Liderlerin Çatışma Çözümündeki Rolü toplantısının, DPI’ın son sekiz senedir çatışma çözümü alanında karşılaştırmalı bir perspektife dayalı olarak yaptığı çalışmalar serisinin bir parçası olduğunu belirterek, çalışmanın gelecekte din ve çatışma çözümü alanında yapılacak faaliyetlere temel oluşturma amacı taşıdığını da vurguladı. Dünyadaki pek çok çatışmanın dini bir yönü barındırsa da uzlaşma süreçlerinde dini liderlerin oynadığı yapıcı rolün ve öneminin son zamanlarda sıkça incelenmeye başladığını belirten Elmas, “Zor zamanlarda dinler arasındaki etkileşim belirgin bir biçimde çatışmaların yönünü değiştirebilir ve dini okumalar üzerine odaklanan eğitimler, çatışma çözümü süreçlerine destek sunabilir” diye konuştu.

2010 yılında yapılan araştırmaya göre dünya nüfusunun sadece % 16,3’ü kendini dini olarak inançsız olarak tanımladığını hatırlatan Elmas, “Dolayısıyla çoğunluğun inananlar grubundan oluştuğu dünyamızda, dinin ve dini liderlerin sahip oldukları meşruiyet ve otoriteyi barış inşası alanında kullanabilmeleri bütün insanlık için büyük bir fark yaratma potansiyeline sahiptir. Dünyadaki pek çok başarılı çatışma çözümü örneği de, Kuzey İrlanda ve Güney Afrika’da olduğu gibi, bu potansiyelin hayata geçmesinin yapıcı etkilerini teslim ve temsil ediyor” dedi.

DPI’ın Dublin’de ve Belfast’ta gerçekleşen  karşılaştırmalı çalışma ziyaretinde Türkiye’den gelen farklı inanç gruplarına mensup katılımcıların, Kuzey İrlanda’da çatışma dinamiklerinin üstesinden gelmiş din insanlarının çabalarını ve barış inşasında oynadıkları rolü birinci elden dinleme ve tartışma imkânı bulduğunu vurgulayan Elmas, “Çalışma toplantısı boyunca yapılan ziyaretlerde ve yuvarlak masa toplantılarında dinin barış inşasında oynayabileceği müspet rol ve bunun yapıcı etkileri etraflıca ele alındı. Farklı din ve inançlardan konuşmacıların perspektifini dinleme imkanı buldular.” dedi.

DPI’nin beş gün süren toplantısına katılan katılımcılar, İrlanda Barış sürecinin önemli mekanlarından biri olan Clonard Manastırı’nı da ziyaret ederek,  Rahip Alec Reid’in Gerry Adams’ı ve John Hume’u bir araya getirdiği odayı gezdiler.

Çalışma ziyaretine katılan Yazar Yıldız Ramazanoğu, Clonard Manastırı’na olan ziyaretlerinin önemli bir tecrübe olduğunu belirterek, “Buluşabilmek için en güvenli yer olarak, manastırın mütevazi bir odası seçilmişti. Demek ki  dini mekanların sığınma, eşitlenme, özgürleşme, birbiriyle buluşma, dinleme, anlama yeri olarak, silah bırakma yeri olarak kıymetli bir anlamı var” dedi. Toplantıya katılmadan önce yaptığı araştırmada  inanç gruplarının çatışma çözümü alanındaki çalışmalarıyla ilgili çok kaynak bulamadığını vurgulayan Ramazanoğlu, “Bu değerli ve ihmal edilmemesi gereken bir konu… Din adamlarından beklenen tabi barışın ve çözümün tarafı olmak. Aşırı angajmanlar yüzünden herkesin kendi gettosunda kalması yüzünden bu konuda İrlanda’da da çok fazla kurumsal bir katkı verilemediğini gördük. Fakat tarafları dinlediğimiz zaman, bireysel olarak gösterilen çabaların çok büyük etkileri olduğunu öğrendik. Gerek Katolik, gerekse Protestan tarafında kendilerinden inisiyatif alan din adamları barışa çok büyük emek sunmuşlar. “ diye konuştu.

Ramazanoğlu, rahiplerden birinin söylediği ‘herkes bir şekilde bir statükonun içindeyken bazı insanlar öne çıkıp daha ileri hamleler yaparlar, kendilerinden beklenenin daha ötesine geçerler. Biz o zaman ilerde ne olduğunu anlayabiliriz. Onlar böyle davranmasalar ileriyi göremeyiz’ sözlerinden çok etkilendiğini belirterek, “ Bu önemli bir yaklaşım gerçekten… Bunun dışında da din adamlarının aslında toplumun uzlaşmasında, barışmasında daha fazla katkı verebileceklerini, ve şimdi ‘keşke daha çok destek verseydik’ hayıflanmalarını da gördük. “ dedi. Ramazanoğlu benzer pişmanlıkların Türkiye’de de yaşanmaması için aynı çabaların olması gerektiğini belirterek, “Herkesin elini taşın altına koyup, gençlerimizin hayatına kaybetmesine yol açan bütün bu çatışmaların sonlanması için emek vermesi, çaba sarfetmesi lazım.” çağrısında bulundu.