“Aşılar Kapitalist Çıkarların Aracı Olmaktan Çıkarılmalı”

Türk Tabipler Birliği Genel Sekreteri (TTB) Prof. Dr. Vedat Bulut, Covid-19 salgınıyla mücadelede kullanılan aşılarla ilgili uluslararası düzeyde yaşanan siyasi tartışmaları değerlendirirken, “Aşıların patentleri kamusal olmalıdır ve kapitalist çıkarların aracı olmaktan çıkarılmalıdır” dedi.

Tüm dünyada devam etmekte olan Covid-19 salgınıyla mücadelede bir umut ışığı olan aşıların dağıtımında eşitsizlik yaşanıyor. ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde çok sayıda kişi aşılanırken ekonomik açıdan gelişmemiş ülkelerin durumu ise aynı değil. Our World in Data’nın verilerine göre Amerika Birleşik Devletleri’nde 90,35 milyon, İngiltere’de 23,34 milyon ve Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin tamamında 40,54 milyon kişi aşılanırken Paraguay’da 1775, Filipinler’de 2793 ve Andorra’da 2526 kişinin aşılandığı görülüyor. Aşıların eşitsiz dağıtımına sebep olan en önemli faktör ise aşı milliyetçiliği.

Gelişmiş ülkeler aşı meselesi söz konusu olduğunda siyasi dil açısından milliyetçi bir söylem kullanmayı ve bu yönde politika izlemeyi tercih ediyor. İtalya’nın Başbakanı Mario Draghi, Avrupa Birliği liderler zirvesinde Afrika’ya aşı gönderme önerisine itiraz ederek bir hayır işinin, önce kişinin kendisinden başlaması gerektiğine dikkat çekerken: aynı zirvede Belçika, İsveç ve Hollanda gibi ülkeler benzer söylemi sürdürdü. Yine İtalya’da 65 yaş üstü yurttaşların aşılanması için Astrazeneca firmasının ürettiği aşı için yeşil ışık yakılırken İtalya aynı firma tarafından Avustralya’ya ayrılan 250 binden fazla dozun ihracatını durdurma kararı aldı. Fransa Sağlık Bakanı Olivier Veran da İtalya gibi aşı sevkiyatlarını engelleyebileceklerine dikkat çekerken Avusturya ve Danimarka’da İsrail ile birlikte aşı ittifakı kurma kararı aldı.

Aşıların dağıtımında yaşanan küresel eşitsizliklere karşı Uluslararası Af Örgütü, Kamu Hizmetleri Enternasyonali (PSI) ve Dünya Küresel Sendikalar Birliği  5 Mart 2021 tarihinde gerçekleştirdikleri ortak açıklamada geçen yıl 17 bin sağlık çalışanının Covid-19 salgını sebebiyle yaşamını yitirdiğine dikkat çekti. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Uluslararası Af Örgütü Ekonomik ve Sosyal Adalet Birimi Direktörü Steve Cockburn, sağlık çalışanlarının pandemi boyunca hayatlarını tehlikeye attığının altını çizerek, artık hayat kurtarıcı aşılar için onlara öncelik vermenin zamanı geldiğine değindi. Cockburn, Peru’daki bir sağlık çalışanının Birleşik Krallık’taki bir doktor kadar korunmasını sağlamak için aşı erişiminde yaşanan devasa küresel eşitsizliklerin ortadan kaldırılması için  acilen adım atılması konusunda çağrıda bulundu. Aşı milliyetçiliğinin nedenlerini ve halk sağlığına olan etkilerini Türk Tabipler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut ile konuştuk.

“Aşılar Kapitalist Çıkarların Aracı Olmaktan Çıkarılmalı”

Vedat BulutTürk Tabipler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, aşı milliyetçiliğinin en önemli nedeninin küresel bir sorunun küresel bir çözümü olması gerektiğini algılamamak olduğunu belirterek, “Gelişmiş ülkelerin (G7/G20) bu sorunu kendi içlerinde çözebileceklerini düşünmeleri aymazlıktan ibarettir. Aşı çeşitliliğini sağlayan ve on milyonlarca dozu alarak stoklayan ülkelerin aşılama hızlarına baktığımızda başarısız oldukları görülmektedir. Kısa vadeli iç siyasete yönelik söylem geliştiren hükümetlerin yönetimleri pek çok temel sorunu göz ardı etmektedir. Bunlardan ilki küresel göç hareketleridir. Kuzey hemisferin pandemiden kurtuluşu Afrika ve Asya’nın yoksul ülkelerinin feda edilmesiyle olası değildir. Küresel olarak pandemi hızla sonlandırılamazsa yeni virüs varyantlarının değişik klinik şiddetlerde kendisini göstererek, aşıları da etkisiz kılması beklenmektedir. COVAX Platformu bu nedenle kuruldu, ancak şu ana kadar başarılı bir sonuç üretememiştir” dedi.

Bulut, aşıların patentlerinin kamusal olması ve kapitalist çıkarların aracı olmaktan çıkarılması gerektiğini belirtirken, “Bu nedenle TTB’nin görüşü aşı Ar-Ge çalışmalarının kamu kaynaklarıyla yapılması ve patentinin anonim kılınarak, tüm dünyaya eşit adil erişilebilir aşının uygun maliyetle ve hatta ödeme güçlüğü olan ülkelere fonlar desteğiyle ücretsiz sağlanmasıdır. Sonuç olarak aşı milliyetçiliğinin nedenleri iç politikalara yönelik oy avcılığı söylemleri ve kapitalist çıkarlardır” dedi.

Aşıların dağıtımı ve uygulanmasında iki temel sorunun var olduğuna dikkat çeken Bulut, “Biri üretici firmaların üretim kapasiteleri, diğeri sağlık yönetimindeki düzensizliktir. Pek çok ülke fiziki mekan yanı sıra insan kaynakları yönünden yeterli sağlık çalışanı istihdamına sahip değildir. Zengin ülkelerin önalım anlaşmalarıyla aşı stoğu yapma çalışmaları yararsızdır. Çünkü alınan aşıların önemli bir miktarı yeni gelişen Sars-CoV-2 varyantlarıyla etkinliklerini kaybederek çöpe gidebilir. Covid-19 pandemisi için aşının adil ve eşit şekilde dağıtım fırsatının kaçırıldığını düşünüyorum. Çünkü en baştan firmalar büyük Ar-Ge yatırımı yaptılar ve pandemiyi fırsat bilerek yüksek cirolara ulaşmak istiyorlar. Sadece borsalarda bile EUA-AKO belgeleriyle kullanıma giren aşıların firmalarının hisse senetleri bile sermayedarlara milyarlarca dolar gelir sağladı. COVAX Platformu yoksul ülkelere gereksinimlerinin yüzde 20’si kadar aşıyı sağlamak için oluşturuldu. Ancak o da henüz başarılı olamadı. Bugün için 120 milyona yakın insan hastalığa yakalandı ve 2,5 milyondan fazla insan yaşamını kaybetti. Bu 1. ve 2. Dünya savaşlarındaki ölümlerden bile fazladır. Pandemi daha çok yoksulu, işçiyi vurmaktadır. Bu pandemi sınıfsal farklılıkların önemini gösterdi. Dünya yakın bir gelecekte bu pandeminin de tetiklemesiyle önemli gelişmelere gebedir” diye söyledi.

Sivil toplum kuruluşlarının ve meslek örgütlerinin aşı milliyetçiliği ile mücadelede ve aşının eşit dağıtılması meselesinde atması gereken adımlara da değinen Bulut, “Gerek meslek örgütleri (TTB, TDB, TEB) gerekse STK’ların kamuoyu farkındalığı geliştirmek için, özellikle aşı karşıtlığı başta olmak üzere, pek çok sorunla mücadelesi gerekiyor. Sağlıkta okuryazarlık projeleri ile toplumları aydınlatmak, aşı tereddüdünü gidermek, hükümetler ve sağlık yöneticileriyle görüşerek ortak çözümler üretmesi, görüşlerini paylaşması önemlidir. Biz TTB olarak aşıların kamu kaynaklarıyla geliştirilmesi ve eşit, adil erişilebilir olması için çağrılar yapıyoruz. Şeffaf bir şekilde pandemiyi yönetemeyen hükümet ve Sağlık Bakanlığını kamuoyunda teşhir ederek bir miktar olsun önlemler almasına çalışıyoruz” diye konuştu.