DHİBRA ve 100’e Yakın İmzacı 19 Dilde Dünya Anadili Günü Metni Yayınladı

Dil Hakları İzleme Belgeleme ve Raporlama Ağı (DHİBRA) ve 100'e yakın imzacı, 21 Şubat Uluslararası Anadili Günü'nde dil hakları önündeki engellerin ortadan kaldırılması ve anadiline ilişkin talepleri kapsayan 19 dilli bir metin yayınladı.

Dil hakları üzerine çalışmalar yürüten Dil Hakları İzleme Belgeleme ve Raporlama Ağı (DHİBRA), bu yıl da 21 Şubat Uluslararası Anadili Günü’nde 100’e yakın ortak imzacılarıyla birlikte dil hakları önündeki engellerin ortadan kaldırılması ve yok olma tehdidi altındaki dillerin koruma altına alınması çağrısında bulundukları 19 dilli bir metin yayınladı.

DHİBRA’nın 100’e yakın imzacılarıyla birlikte hazırladığı metin, Abazaca, Adığece (Batı), Adığece (Doğu), Arapça, Arnavutça, Boşnakça, Çeçence, Ermenice (Batı), Gürcüce, Hemşince, Kurmanci, Ladino, Lazca, Osetçe, Romeika, Rumca, Süryanice, Türkçe ve Zazaca dillerine çevrildi.

DHİBRA “Dil hakları, insan haklarının ayrılmaz parçasıdır” hatırlatması yapan ve  tüm dünya dillerinin Anadili Günü’nü kutlayan DHİBRA ve bileşenlerinin yayınladığı ortak metnin tamamı şöyle:

“UNESCO’nun 17 Kasım 1999’da ilan ettiği 21 Şubat Uluslararası Anadili Günü vesilesiyle, anadilinin anlam ve önemi konusunda duyarlı sivil toplum özneleri olarak 2021 yılında da taleplerimizi dile getirmek için bir araya geldik.

Türkiye’nin zenginliği olan tüm anadillerinin ve dilsel çoğulluğun herkes tarafından sahiplenilmesi ve desteklenmesi, farklılıklarımızla barış içinde bir arada yaşamanın güvencesidir. Dil hakları önündeki engellerin ortadan kaldırılması, demokrasinin olmazsa olmazlarındandır. Bu konuda duyarlı olması gereken devlet, toplum ve bireyler olarak herkesin üstüne büyük görevler düşmektedir.

Yok olma tehdidi altındaki diller başta olmak üzere, farklı Türkiye dillerinin yaşaması için büyük fedakârlıkla çalışan kişi ve kurumların ülkenin kültürel zenginliğine katkısının kabul edilerek desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz.

Dil Hakları İzleme Belgeleme ve Raporlama Ağının (DHİBRA) bileşenleri olarak bu bağlamda çağrımız şudur:

1) Anadilinin öğrenilmesi ve kamusal alanda kullanımı için daha özgürlükçü hukuki ve idari düzenlemeler yapılmalı ve mevcut düzenlemeler engelsiz ve kararlı bir şekilde uygulanmalıdır.

2) Yok olma tehdidi altındaki dillerin koruma altına alınması için somut adımlar atılmalı, bu konuda çalışan sivil toplum özneleri ivedilikle desteklenmelidir.

3) Ülkede kullanılan farklı anadillerine ilişkin üniversitelerde kurulan birimler (bölümler, anabilim dalları ve enstitüler) yaygınlaştırılmalı ve mevcut birimler kaynak ve kapasite açısından geliştirilmelidir.

4) Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 2 Eylül 1990’da yürürlüğe giren ve Türkiye tarafından 2 Ekim 1995’te onaylanan Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin anadiline ilişkin üç maddesine Türkiye tarafından konulan çekinceler kaldırılmalıdır.

Dil hakları, insan haklarının ayrılmaz parçasıdır!

Tüm dünya dillerinin Anadili Günü kutlu olsun!”