Türkiye’nin 4. Yeryüzü Pazarı Tarsus’ta Açılıyor

Slow Food Hareketi tarafından iyi, temiz ve adil gıdaya erişimin daha sağlıklı bir yapıya kavuşturulması amacıyla faaliyete geçen Yeryüzü Pazarları’nın bir yenisi 18 Ekim Pazar günü Tarsus’ta Kubat Paşa Medresesi önünde açılıyor. Tarsus, Slow Food Yeryüzü Pazarlarının Foça, Şile ve Gökçeada’dan sonra Türkiye’deki 4'ncüsü, Dünyada ise 70'ncisi olma özelliğini de taşıyor.

Yeryüzü Pazarı’nın her 15 günde 1, saat 11:00 – 19:00 saatleri arasında açık olacağını ifade eden Tarsus Slow Food Yeryüzü Pazarı Derneği Başkanı Yasmina Lokmanoğlu, Yeryüzü Pazarları’nda yerel üretim/tüketim, doğaya verilen zararın önüne geçilmesi ve pazarda sunulan tüm ürünlerde hayvan refahının ön planda tutulmasına öncelik verildiğini söyledi. Dernek olarak kendi yerellerini korumak gayesiyle yola çıktıklarını; Slow Food’un her ürün yerel olacak, pazarın kurulduğu yerin 50 km yarıçapı dışından üreticiler kabul edilmeyecek kıstasının da kendi amaçları ile örtüştüğünü kaydeden Lokmanoğlu, “Yeryüzü Pazarı’nda yer alan üreticilerin yüzde doksanı pazarın bulunduğu bölgenin 50 km’lik yarıçapından kabul edilirken, yüzde onu ise yine Mersin içinden olmak kaydıyla, daha uzak bir mesafeden misafir kapsamında kabul edilebiliyor. Biz de bu misafir hakkımızı Gülnar’dan yana kullandık. İnanılmaz bir ekolojik zenginliğe sahip olmasının yanı sıra hububat ambarımız konumundaki Gülnar’ın üreticileri de Yeryüzü Pazarında yerlerini alabilecek” dedi.

slow food

Yeryüzü Pazarlarının koşullarına da değinen Yasmina Lokmanoğlu, “Slow Food’da her şeyin bir yönetmeliği var. Tüm ürünler yerel olmak zorunda. Mesela Tarsus Yerel Pazarı’na Gemlik zeytini getiremezsin. Mersin’in yerel zeytinlerini getirmelisin. Benzer şekilde zeytinciliğe dair de yönetmelikler var. Zeytini elle toplamak, 4 saat içinde çekmek, cam şişelerde muhafaza etmek ve zeytinyağını soğuk sıkım yapmak durumundasın. Kaç ağaçtan zeytin aldığını ve kaç litre zeytinyağı çıktığını da belirtip şişelerin her birini numaralandırmak gerekiyor. Sirkeyi ele alalım, tamamen yerel üzümden elde edilen üzüm sirkesi olmalı ve fermantasyonuna kadar tarif edilmeli. Yeryüzü Pazarı’ndan bir mantı aldın diyelim. Mantının unu yüzde yüz atalık buğdaydan olmak zorunda ve eti de slow food kıstaslarına uygun bir ürün olmalı” şeklinde konuştu.

Tarsus Yeryüzü Pazarı’nda bu koşullara uygun ürünlerin denetiminin ise Ziraat Odası, Tarım İlçe Müdürlüğü, Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası, Tarsus Borsası ve Tarsus Slow Food Yeryüzü Pazarı Derneği eşgüdümünde gerçekleştirileceğini kaydeden Yasmina Lokmanoğlu, pazardaki ürünlerin fiyatlandırmasına dair şu bilgileri ekledi: “Fiyatlandırma konusunda ÇİTTA (Çukurova İnsan Tohum Toprak Atölyeleri) ile işbirliği yapıyoruz. ÇİTTA’nın bu konuda yıllara dayanan bir deneyimi bulunuyor. Tabi ziraat odamızdan da destek alıyoruz bu konuda. Pazarımızdaki Slow Food kıstaslarına uygun olacağı için yerel pazarlardan daha pahalı olabilir. Ama bu genel bir şart değil. Kendimden örnek vermem gerekirse yerel organik üreticimizden salçalık domatesi kilosu 2 liradan aldım. Halk Pazarında da aynı fiyata satılıyordu salçalık domates. Tüm ürünler pahalı olacak diye bir kaide yok ama fiyat farkı olursa da Yeryüzünü Pazarı’nı ziyaret edecek kişiler iyi, temiz, adil ve yerel ürünlere kavuşma şansları bulunduğundan bizi hoş görürler umarım.”

Tarsus Yeryüzü Pazarı’ndaki pandemi önlemlerine de dikkat çeken Tarsus Slow Foof Yeryüzü Pazarı Derneği Başkanı Lokmanoğlu, para kullanımı ile virüsü yayma tehlikesinin önüne geçmek amacıyla para bilezik kullanılacağını, ayrıca tezgahlar arasında sosyal mesafe kurallarına uygun bir düzenlemeye gidildiğini de sözlerine ekledi. 

İlgili Yazılar

Tüm Haberler