Çatışma Bölgelerinde Covid-19 Salgını: Suriye

Birçok çatışma bölgesinde olduğu gibi Suriye'de de Covid-19 salgınının etkileri hakkında doğru bilgilere ulaşılamıyor.  

Arap Baharıyla birlikte Orta Doğu’da değişen daha doğrusu değişmek isteyen ülkelerden biri de Suriye idi. Baas Rejimine karşı başlayan barışçıl protestolar Beşar Esad hükümetinin emriyle kanlı bir biçimde bastırıldı. Protestoların silahla bastırılması ve karşılığında sivillerin de silahlanması sonucunda Suriye’de iç savaş çıktı. Bu savaşın aktörleri çok çeşitli taleplere ve dolayısıyla farklı bakış açılarına sahipti. Bölgede kalıcı bir hale gelmeye çalışan IŞİD, bileşenlerinin kimler olduğu konusunda bile birçok tartışma olan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), kuzeydeki Kürt Hareketi (YPG) ve son olarak da rejim. Suriye’de çatışmalar başlayalı neredeyse 10 yıl oluyor ve çatışmalar duracak gibi değil.

Hayatlarının çoğunu birlikte geçiren insanların kısacık bir süre içinde kendilerini bir savaşın düşman taraflarında bulmaları, Suriye’nin yaşamaya devam edemeyecekleri bir noktaya varan durumu; binlerce insanın Suriye’den kaçarak iltica etmesine sebep oldu. Çatışmalar bugün de devam ediyor ve birçok çatışma bölgesinde olduğu gibi Covid-19 salgınının Suriye’de ne gibi etkilere sahip olduğuyla ilgili sağlıklı ve doğru bilgilere ulaşamıyoruz. Suriye Haber Ajansı’nın rakamlarına göre  ülkede sadece 999 vaka ve 48 Covid-19 sebepli ölüm var. Ancak bu sayıları ülkenin nüfusuna oranlayıp diğer ülkelerdeki vaka sayılarıyla karşılaştırdığımızda; rakamların, mesela Türkiye’deki vaka ve ölüm oranına göre, çok düşük olduğunu görüyoruz. Peki salgın başladığından beri Suriye’de neler oluyor?

çatışma bölgelerinde korona krizi suriyeSuriye’de Salgının Seyri  

Suriye hükümetinin ısrarlı inkarına rağmen virüsün Suriye’ye girdiğine dair yayınlanan raporlar vardı. Al Jazeera’de yer alan bir habere göre, 10 Mart’ta Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (Syrian Observatory for Human Rights) bir rapor yayınladı. Yayınlanan bu rapora göre Tarsus, Şam, Humus ve Lazkiye’de Covid-19 vakaları vardı. Ancak İngiltere merkezli kaynaklara göre, sağlık personelinin konuyu tartışmasını yasaklamak için hükümet tarafından yasak getirildi.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan açıklamaya göre, o tarihte Suriye’de vaka olmasa bile hükümetin bir salgınla başa konusunda yapabilecekleri, dokuz yıllık savaştan “ağır bir şekilde” etkilenmişti. Ve devlet hastanelerinin sadece yüzde 50’si tam kapasite çalışabilmekteydi. 16 Mart Pazartesi günü Suriyeli hükümet yetkilileri tarafından yapılan çeşitli açıklamalara göre, önlem amacıyla, Suriye’de eğitime ara verildi ve Cuma namazları askıya alındı. 19 Mart’ta ise Kürtlerin bulunduğu kuzey Suriye’de Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi tarafından sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 22 Mart’ta ise Suriye Sağlık Bakanı tarafından ülkedeki ilk vaka açıklandı. 24 Mart’ta Suriye genelinde sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

20 Mayıs’ta Suriye’de yaklaşık 20 gündür hiç yeni vaka görülmediği ve yeni vakaların tamamının ülke dışından dönen vatandaşlar olduğu açıklandı. Ancak bu açıklamalar gelene kadar zaten Suriye’de insanlar karantina koşullarının hükümet tarafından Baas rejimi lehine kullanıldığını söyleyip protesto etmeye başlamışlardı. Bu protestolara karşılık hükümet yetkilileri de protestolara katılan kişilerin salgın konusunda sorumsuz davrandığı yönünde açıklamalarda bulundu. Devletin medya organı olan Syrian Arab News Agency’de yer alan haberlere göre Suriye’de 1 Haziran’da yeni bir vaka görüldü.

26 Haziran’da BM bünyesindeki Dünya Gıda Programı (WFP) sözcülerinden Elisabeth Byrs’in yaptığı açıklamalara göre, Suriye benzeri görülmemiş bir gıda kriziyle karşı karşıya. Yapılan açıklamaya göre yalnızca 2020’nin ilk altı ayında Suriye’de gıdaya ulaşma imkanını yitiren insanların sayısı 1,4 milyonu buluyor. Bu açıklamaya göre Suriye genelinde toplam 9,3 milyon kişinin gıda güvensizliği yaşıyor. Anadolu Ajansı’nın haberine göre uluslararası karışıklıklar yüzünden gıda fiyatlarının çok fazla arttığı Suriye’de haziran ayı itibariyle 9 milyon kişi gıda sıkıntısı çekiyor. Byrs, ailelerin öğünlerini azalttıklarını, mallarını sattıklarını ve borca girdiklerini belirtti. Bu durumun düzeltilmesi için acilen dünya geneli bir kampanya ile 200 milyon dolar toplanması gerektiğini açıkladı WFP’nin Suriye’de yıl sonuna kadar gıda yardımlarını devam ettirebilmesi için 200 milyon dolara ihtiyaç duyduklarına işaret eden Byrs, ağustosa kadar gerekli fonu sağlayamamaları durumunda ülkedeki gıda yardımlarını büyük ölçüde durdurmak zorunda kalacakları uyarısında bulundu. Ancak The New York Times’da yer alan habere göre bu meblağ toplanamadı. Temmuz sonunda ancak 7,7 milyon dolar toparlanabilmişti ki bu da gerekli miktarın yirmide biri dahi değil.

Şu Anda Neler Oluyor?

Independent Türkçe ve Al Monitor gibi kaynaklara göre, Suriye’de içinde bulunduğumuz ağustos ayının sonuna kadar 2 milyon insanın Covid-19 kapma ihtimali büyük. Gerekli önlemlerin alınmaması halinde koronavirüsün yol açacağı yıkımın daha da büyümesinden korkuluyor. Al Monitor’de yer alan haberde, bölgedeki doktorlar ve sağlık görevlileri gerçek rakamları bildirme konusunda isteksiz olduğu kaydediliyor. Ayrıca bazı yetkililerin ve tanınmış kişilerin ülkede durumun kontrol edilmez halde olduğuna dair yorumları yer alıyor. Covid-19 teşhisi konduktan sonra bir devlet hastanesinde tedavi gören Suriyeli ünlü aktör Ahmed Rafi’nin 9 Ağustos’ta verdiği röportajda, virüsle bağlantılı olarak günde 60 can kaybının yaşandığını söylediği aktarılıyor.