HAKİM Hayvan Hakları İhlalleri Raporunu Açıkladı

Hayvan Hakları İzleme Komitesi Ocak ayı hayvan hakları ihlâlleri raporuna göre; en az 48 bin 348 yaşam hakkı gasp edilirken, 47 hayvana da işkence edildi.

HAKİM Ocak ayı hayvan hakları ihlâlleri raporunu, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nde (CİSST) düzenlediği toplantıyla açıkladı. “Yasayı Beklerken Hayvan Hakları İhlalleri” başlığıyla düzenlenen toplantının açılışında, 9 Kasım 2019 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) Koordinatörü Burak Özgüner anıldı ve açıklanan rapor Özgüner’e ithaf edildi.

Açıklama metnini okuyan Hayvan Hakları ve Etiği Derneği’den Aslı Alpar hayvanların yaşadıkları hak ihlallerinin çok azına medyada yer verildiğini belirterek, “Bu yüzden raporlayamadığımız milyonlarca hak ihlali var. Bugün, mezbahalarda, barınaklarda, süt ve yumurta çiftliklerinde, balıkçılıkta, avcılıkta, hayvanat bahçelerinde, faytonlarda ve taşımacılıkta, yunus parklarında, tematik akvaryumlarda, kürk çiftliklerinde, deney laboratuvarlarında, yurtiçi ve yurtdışı hayvan nakillerinde, ipek böcekçiliğinde, arıcılıkta, ‘bohçacılık’ adı altında yürütülen böcek toplamaları ve kurbağa, salyangoz toplayıcılığındaki rutin şiddet medyaya yansımıyor. Oysa bu merkezlerde ve endüstrilerde çok yoğun bir şekilde ölüme, işkenceye varan hak ihlâlleri yaşanıyor” dedi.

Hayvanlara yönelik hak ihlâllerine neden olan kamu, özel ve yerel yönetim idarecilerinin hiçbir şekilde yargı önüne çıkarılmadığını dile getiren Alpar, “Bu cezasızlık ortamında, buna zemin hazırlayan insan merkezci ve türcü zihniyet de işkencecileri, tecavüzcüleri, hak gaspçılarını yüreklendirmeye devam ediyor; yaşama ve hayvanlara karşı işlenen bu suçlar, âdeta devlet koruması altında işleniyor. Tüm bu ihlâllerin, sanki öznesi hayvan olmayan sıradan konular gibi, başka kanunlarla düzenlendiğini görüyoruz. Adaletin hayvanlar için işletilebilmesi için de yasanın bir an önce düzenlenmesi gerekiyor” dedi.

47 İşkence Vakası

Bir aylık raporda, en az 47 işkence vakasının kaydedildiğini belirten Alpar, “İşkence olarak tanımlanan hak ihlâlleri ise hayvan toplama sırasında uygulanan fiziksel ve psikolojik şiddet, ateşli silahla yaralama, yakma, kulak kesme, köpek dövüştürme, darp, kesici ve delici aletlerle, saldırılar olarak karşımıza çıkmıştır. Ancak deney laboratuvarlarında, hayvan dövüşlerinde, sevk esnasında, süt çiftliklerinde, kürk çiftliklerinde, mezbahalarda devlet koruması ile hayvanların tutsak edildiği tesislerde, mekânlarda, hayvanlara yönelik sistematik, rutin bir işkencenin olduğunu biliyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan elde edilen veriye göre 2019 yılı Kasım ayına kadar 7 milyon 174 bin 352 hayvan yurtiçi sevk sırasında işkenceye maruz bırakılmıştır. Resmi olmayan verilere göre 2019 yılında, sadece adalarda 1400’den fazla at faytona koşturulma esnasında eziyet görmüştür” diye belirtti.

En Az 29 Bin 804 Hayvanın Özgürlüğü Kısıtlandı

En az 29 bin 804 özgürlüğü kısıtlama vakasının raporlandığına dikkat çeken Alpar, “Türkiye’de hâlâ faal olan 10 yunus parkında ise en az 50 yunusun, 51 kürklü fokun, 6 mors ve 4 beyaz balinanın tutsak edildiğini, 41 hayvanat bahçesinde de en az 16 bin hayvanın esir tutulduğunu biliyoruz. Ancak hayvanat bahçeleri, tematik akvaryumlar ve yunus parkları ile ilgili güncel veriye, yetkili olan Tarım ve Orman Bakanlığı üzerinden CİMER aracılığıyla ulaşamıyoruz; bilgi edinme başvurularımız her seferinde cevapsız bırakılıyor. TÜİK verilerine bakıldığında ise, sadece 2019’da 1 milyar 265 milyon 415 bin 285 sığır, manda, koyun, keçi, tavuk ve hindinin özgürlüğünün kısıtlandığını görülmektedir. Hiçbir canlının başka canlıların menfaati gözetilerek özgürlüğünün kısıtlanamaması gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Medyaya Yansıyan En Az 2 Cinsel Şiddet Vakası Raporlandı

Medyaya yansıyan en az 2 cinsel şiddet vakası raporlanabildiğini belirten Alpar, “Ancak Türkiye’de tecavüz edilen hayvanlar arasında ineklerin, eşeklerin, koyunların, tavukların, ördeklerin, atların olduğu ve hayvana tecavüzün her gün gerçekleştiği de toplumun tüm kesimlerince bilinen ve kanıtlanamadığı için medyaya yansıyamayan, erkekliğin dokunulmazlığı gerekçesiyle üstü örtülen bir gerçekliktir.

Bu raporda “sunî tohumlama” diye bilinen cinsel şiddet vakalarına ise veri eksikliği nedeniyle yer verilememiştir. TÜİK verilerine göre 2019 yılının Ekim ayına kadar 2 milyon 90 bin 771 hayvan bu cinsel şiddete maruz bırakılmıştır” dedi.

Hayvan Deneyleri İle İlgili Veriler 2017 Yılından Beri Açıklanmıyor

Alpar, beden dokunulmazlığının ihlaline ilişkin bazı vakalar tespit edildiğini ancak bu konuda sayısal bir veriye ulaşılamadığını aktardı. Alpar, “Yine hayvan deneylerinde ve kuyruk, kulak, boynuz ve gaga kesme gibi hayvan endüstrisi müdahalelerinde kaç hayvanın beden dokunulmazlığının ihlâl edildiğine dair herhangi bir güvenilir veri bulunmamaktadır. Hayvan Deneyleri Merkezi Etik Kurulu (HADMEK) her sene açıklaması gereken hayvan deneyleri ile ilgili verileri 2017 yılından beri açıklamamaktadır. Bu rapora yün ve tiftik çiftliklerinde beden dokunulmazlığı ihlal edilen hayvan sayıları da eklenememiştir; TÜİK’ten alınan verilere göre sadece 2019 yılında kırkılma esnasında beden dokunulmazlığı ihlal edilen hayvan sayısı 47 milyon 913 bin 69’dur” değerlendirmesinde bulundu.

Belediye Çalışanları Ve Kamu Görevlileri Tarafından 4 İhlal

Yine Ocak ayı içinde belediye çalışanları ve kamu görevlileri eliyle yaşanan 4 ihlal vakası raporlandığına dikkat çeken Alpar, “Bu vakalardan biri özel harekat polisi tarafından bir köpeğin vurulması, bir diğeri ise belediye çalışanının bir köpeği öldürmesidir. Türkiye genelinde yerel yönetimlerin hiçbir gerekliliği ve tıbbî açıklaması yokken, son derece kontrolsüz bir şekilde sokak hayvanlarını ölümcül sonuçları olan anestezik maddeler ile topladığı da bilinen bir gerçekliktir. Soykırım boyutlarına varan bu ölümlerle ilgili hiçbir veri mevcut değildir. Kontrolsüz ve hayvan sağlığıyla uzaktan yakından alakası olmayan şahıslarca ve mobil kliniklerce uygulanan anesteziklerin her zaman yaşama kastı vardır” diye konuştu.

‘Hayvanların Sesi Olmaya Devam edeceğiz’

“Hayvanların hakları her gün insanlar tarafından yok sayılıyor” diyen Alpar sözlerini şöyle sürdürdü: “Hayvanların hukuksal olarak ‘mal’ statüsünde olması hayvanların yaşadıkları ihlallerin yaptırım ile sonuçlanmasının önünü tıkıyor. Bu bir aylık rapor bize hayvana yönelik şiddetin münferit olmadığını, aksine toplumsal bir sorun olduğunu gösteriyor. Hayvanların haklarının bir an önce geri verilmesi gerekiyor. Değiştirilmesi gündemde olan hayvan hakları yasasının hayvanların lehine sonuçlanması için herkesin süreci takip etmesi ve sürece dahil olması çok önemli. Unutmayalım ki bizler hayvanlara merhamet değil adalet borçluyuz. Tüm canlılar için topyekûn özgürlük arayışında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. Hayatın her alanında katledilen, sömürülen, hakları görmezden gelinen hayvanların sesi olmaya devam edeceğiz.”