“Ölen Her Dil Yitirdiğimiz Bir Dünyadır”

İkinci solo albümünü "Dersim Politik Ağıtları" alt başlığıyla yapan Maviş Güneşer, "Her dil insanin kendini, dünyayı, alemi, varlığı-yokluğu, evveli-ahiri, zamanı-mekanı bir başka pencereden anlamasının, yorumlamasının, yeniden tarif etmesinin bir imkanıdır. Ölen her dil insanlık hafızasının kaybettiği bir dünyadır." diyor.

Maviş Güneşer’in “Ax De Vaji/Ah Hadi Söyleyeyim” adıyla hazırladığı albüm 118 sayfalık kitapçığıyla birlikte yayınlandı. Albümün alt başlığı ise “Dersim Politik Ağıtları”. Raflarda dinleyicilerin beğenisine sunulan albümün en önemli özelliği, uzun bir sözlü tarih emeğiyle ortaya çıkan “dökümanter” bir çalışma olması. Dersim’in (Tunceli) yakın tarihi, albümde yer alan ağıtlar üzerinden dile geliyor.

Albümde geçtiğimiz yüz yıl içerisinde devletle ya da devletler arası savaşlarda, çatışmalarda yaşamını yitirmiş insanlara yakılan ağıtlar yer alıyor. Albümde 1. Dünya Savaşı yıllarında Osmanlı-Rus Savaşı ve Çanakkale Savaşı ile ilgili birer ağıt, 1937-38 Dersim katliamıyla ilgili dört ağıt, 1994’te bölgedeki köylerin boşaltılması ve Munzur suyu üzerine yapılmak istenen barajlar projesiyle ilgili birer ağıt var.

Daha önce Metin-Kemal Kahraman albümlerindeki sesiyle tanınan Maviş Güneşer’in ilk solo albümü “Keje” 1999 yılında yayınlanmıştı. Maviş Güneşer ile yeni albümü ile ilgili konuştuk.

“Ax de vaji”, özgün bir çalışma. Dersim’in yakın tarihinin ağıtlarla anlatımı. Nasıl ortaya çıktı bu çalışma?

“Ax de vaji”, üzerinde en az 10 yıldır çalıştığımız bir dokümanter albüm. 2000´li yılların başında beni etkileyen bazı ağıtları okumak arzusuyla bir repertuar çalışmasına girmiştim. Metin-Kemal Kahraman’la başladığımız kayıt süreci ile  birlikte bu albüm bir süre sonra bir sözlü tarih dokümanter çalışmasına evrildi. Ağıtları inceledikçe tekstlerde karsılaştığımız edebi anlatımın yani sıra sahiciliği, hakikati söyleyen duruluğuyla ve şahitlikleriyle bizleri “Dersim politik ağıtları” baslığına ulaştırdı. Metin-Kemal Kahraman´in önceki çalışmaları “Çevere Hazaru” ve masalların şahı “Şahmaran” albümlerinde olduğu gibi “Dersim Politik Ağıtları” çalışması da bizim için aynı zamanda ciddi bir öğrenme süreci oldu. Öncelikle sözlü gelenekte ağıt nedir, bir insan neden ağıt söyler,  ağıtların toplum hafızasının oluşumunda oynadığı rol nedir gibi önemli soru baslıklarından yola çıkarak cevaplarımızı aradık. Ağıtların bir acıyı paylaşmaktan cok toplumsal ya da kişisel hayatlarda önemli alt-üst oluşları, büyük felaketleri dile getirip toplum hafızasına emanet etmenin en önemli kaynakları, “belgeleri” olduğunu fark ettik.

Tarihi ağıtlar üzerinden yeniden okumayı öneriyorsunuz yani?

Evet. Egemenler tarafından yazılan tarihimizi bir kez de içeriden bir bakışla sözlü hafızanın kendine ait kaynaklarının perspektifinden yani ağıtlar perspektifinden okumak istedik. Aslında bir yöntem önerisinde bulunduk.  Bambaşka bir tarih okumasının mümkün olduğunu fark ettik ve bunu dinleyicilerimizle bir cd-kitap formatında paylaşmak istedik.

‘Diller İnsanlığın Ortak Hafızasıdır’

Aslına uygun olarak Kirmançki-Zazaca dilinde yorumlamışsınız ağıtları. Biliyorsunuz, Zazaca UNESCO’nun “Yok olmaya yüz tutmuş diller” kategorisinde yer alan bir dil. Bu konuda neler söylersiniz?

Kirmancki-zazaca anadilimizi bilmeden böyle bir tarih okuması da yapamazdık. Bana göre yeryüzünde sadece bir tek resmi dil vardır bu da devlet dilidir. Resmi diller bu devlet dilinin sadece birer çevirisidir. Buna karşılık binlerce kültür dili vardır ve bunların her biri alemi yeniden anlamanın, anlamlandırmanın imkanıdır. Farklılıklar en büyük hazinemizdir. Her dil insanin kendini, dünyayı, alemi, varlığı-yokluğu, evveli-ahiri, zamanı-mekanı bir başka pencereden anlamasının, yorumlamasının, yeniden tarif etmesinin bir imkanıdır. Ölen her dil insanlık hafızasının kaybettiği bir dünyadır. Bu yüzden mesele anadil meselesi değil insanlık meselesidir. Biz de bu dilleri hasbelkader bilen, tanık olmuş fanileriz. Ölen bir dili yaşatmak isteği insanlık hafızasının bir değerine sahip çıkma mücadelesidir. Tüm dinleyicilerimizin diller meselesine bu bilinçle ve ciddiyetle yaklaşmasını  temenni ediyoruz.