“Pembe Alanlara Sıkışmayı Değil; Her Alanda Güvenli ve Huzurlu Bir Şekilde Bulunmayı İstiyoruz”

Geçen haftalarda Bursa Belediyesi metro girişlerine “bayan yolcularımıza öncelikli vagon” yazıları koydurdu. Halk arasında “pembe vagon” denilen bu uygulamaya tepki gösteren kadın örgütlerinden ikisi olan Başkent Kadın Platformu Derneği ve İlke Kadın İlim Kültür ve Dayanışma Derneği konuyla ilgili ortak bir açıklama yaptılar. Örgütler, “Bursa’da gündeme gelen bu uygulama yanlıştır, çözüm değildir, daha büyük sorunlar yaratır!” […]

Geçen haftalarda Bursa Belediyesi metro girişlerine “bayan yolcularımıza öncelikli vagon” yazıları koydurdu. Halk arasında “pembe vagon” denilen bu uygulamaya tepki gösteren kadın örgütlerinden ikisi olan Başkent Kadın Platformu Derneği ve İlke Kadın İlim Kültür ve Dayanışma Derneği konuyla ilgili ortak bir açıklama yaptılar. Örgütler, “Bursa’da gündeme gelen bu uygulama yanlıştır, çözüm değildir, daha büyük sorunlar yaratır!” dediler.

Kadın örgütlerinin açıklaması şu şekilde;

Kadınların erkeklerle birlikte bulundukları mekanlarda maruz kaldıkları ayrımcılık, şiddet ve taciz gibi çirkin fiillere ve suçlara karşı bir çözüm olarak önerilen, kadınlara ayrı bir yer tahsis ederek koruma uygulaması, iyi niyetli bir düşünce olabilir. Hatta bazı kadınların talebine yönelik bir hizmet de olabilir.

Ancak gerçekten bir çözüm müdür?

Bizler, Başkent Kadın Platformu Derneği ve İLKDER olarak; alanların, araçların pembe renklerle boyanıp kadınlara tahsis edilmesinin, toplumsal hayatta karşılaştığımız sorunlara karşı köklü bir çözüm olacağını düşünmüyoruz. Aksine bu uygulamaların, öncelikle maruz kaldığımız sorunun doğru tanımlanmasını engelleyeceğini düşünüyoruz.

Sorun kadınların erkeklerle bir alanı paylaşması değildir!

Sorun kimi erkeklerin, yaptıklarının yanına kar kalacağı düşüncesi ve tecrübesiyle, kadınlara karşı şiddet ve taciz gibi suçları rahatlıkla işlemeye cüret edebilmeleridir.

Bu yüzden çözüm de, kadınları tecrit etmek değildir.

Biliyoruz ki kadınlar tecrit edildikleri, hatta yuva diye sığındıkları mahrem alanlarda bile bu tür saldırılara maruz kalabiliyorlar.

Üstelik, kadınların kıyafetlerine, hal ve hareketlerine bakarak sürekli namuslu/namussuz kadın ayrımının yapıldığı bir ülkede, tecrit edilmiş alanları kullanmak istemeyen kadınlar için çok daha büyük bir tehdit ortaya çıkacaktır.

Pembe alanların, kadınların küçük bir kesimini rahatlatması muhtemeldir, ancak geriye kalan çok daha kalabalık bir kesimini damgalama ve tacizlere daha açık hale getirme riski çok yüksektir.

Bu sebeple, kadınları şiddetten, tacizden koruma ve onlara güvenli alanlar sağlama iyi niyetiyle düşünülmüş olsa da, bu tür uygulamaların zararının faydasından büyük olacağına inanıyoruz. Üstelik, bu uygulamayla kendilerine potansiyel tacizci muamelesi yapılmasından erkeklerin de büyük rahatsızlık duyacağını düşünüyoruz.

Sonuç olarak, Bursa’da gündeme gelen bu uygulama yanlıştır, çözüm değildir, daha büyük sorunlar yaratır!

Biz kadınlar pembe alanlara sıkışmayı değil, her alanda güvenli ve huzurlu bir şekilde bulunabilmeyi istiyoruz. Kadınların değil; kötü niyetli, kötü fiilli erkeklerin tecrit edilmesini, ıslah edilmesini ve kadınlarla bir arada insana yakışır bir şekilde yaşamayı öğrenmelerini istiyoruz!