İdeal Beden Algısının Varlığı Ona Karşı Çıkmak İçin Ne Güzel Sebep!

Çok zaman da geçmedi aslında, squatlı popolar moda oldu. Sosyal medyadan bedenimi yayınlarken nasıl poz vermem gerektiğini de öğrenmiştim bu sefer. Popo dışarı, belim zaten yok, göğüslerim için bir ameliyat yetti. Güzeldim! Değiştim, hep dönüştüm. Nasıl isterlerse, beni nasıl ‘güzel’ bulacaklarsa adapte ettim kendimi. Nasılsa önemli olan benim nasıl hissettiğim, bedenimi olduğu haliyle kabulüm değildi. […]

Çok zaman da geçmedi aslında, squatlı popolar moda oldu. Sosyal medyadan bedenimi yayınlarken nasıl poz vermem gerektiğini de öğrenmiştim bu sefer. Popo dışarı, belim zaten yok, göğüslerim için bir ameliyat yetti. Güzeldim!

Değiştim, hep dönüştüm. Nasıl isterlerse, beni nasıl ‘güzel’ bulacaklarsa adapte ettim kendimi. Nasılsa önemli olan benim nasıl hissettiğim, bedenimi olduğu haliyle kabulüm değildi. Önemli olan dişlerini gösteren ve değişmezsem, idealize edilen bedene sahip olmazsam, beni yok sayacak, aşağılayacak, eksik kadın bilecek toplumca kabul edilmemdi. ‘’

Şimdi size ne diyeceğim biliyor musunuz? Yemezler! Ağır bir tabir mi? Daha güzelini söyleyelim, benim sana ideal beden borcum mu var vasat? Hangisini isterseniz onu alıp kullanabilirsiniz.

Kadınlar bedenleri üzerine söylenen sözlerin tamamını reddediyor. Kadınlar bedenlerini olduğu haliyle kabulleniyor. Dayattığınıza boyun eğen, itaatini beklediğiniz kadınların her dönemde karşınızda dimdik durduğunu unutuyorsunuz. ‘İdeal beden algısının varlığı ona karşı çıkmak için ne güzel sebep!’ Biz baskıladığınız imajı düşündükçe tam olarak bunu hissediyoruz aslında. Diğer yandan bunu bedeni üzerinden değer biçilmemiş, baskılanmamış, ağızlara sakız olmamış, ayrıcalıklı doğmuş natrans erkek bireylerin tam olarak anlamasını beklemiyoruz. Coğrafyadan coğrafyaya, dönemden döneme değişen, kapitalizmin pompalaması ile neredeyse insanüstü boyutlara ulaşan beden taleplerinize karşılık vermemek konusunda kararlıyız. Evet, idealize edilen bedenler, görünüşler var, biliyoruz. Bunları yok saymak neredeyse imkansız, bunun da farkındayız; aynen bu baskılamanın ana kumandasının ataerkinin elinde olduğunun farkında olduğumuz gibi. Dünyanın herhangi bir yerinde eğer bir birey hala ten renginden dolayı aşağılanıyorsa, doğuştan getirdiği bu özelliği onun kalıp yargılarla (hırsızlık yapabileceği, şiddet uygulayabileceği vb) tanımlanmasına neden oluyorsa tam da bu sebepten. Çok ayrı ama çok benzer bir örnek. Dünyaya geldiğimiz bedenlerimizi seçebilme ihtimalimiz yok. Ruhumuzun kıyafeti bedenlerimiz bize genler, kodlar, kızların halası erkeklerin dayısı (!) ile aktarılmış özellikleri de beraberinde getiriyor. Var olduğu haliyle kabullenmemiz neden bu kadar anlaşılmaz? 

Dönemden döneme, bir kara parçasından bir diğerine değişebilen ‘güzellik’ kavramlarınıza uymayıp kendimizi olduğumuz gibi sevmemiz veya beden nötr olmamız neden bu kadar namümkün gözünüzde? İstediğiniz gibi baskılayamadığınız için olmasın sakın? Düzene, uyulması gereken erkek egemen ideal anlayışına, popüler kültürün yarattığı dönem kadını fikrine karşı çıkabilecek öz saygıya sahip olmamızdan korkuyor olmayasınız? Vücut tüylerini almayı reddeden bir kadın var karşınızda, üstüne üstlük dimdik durup ‘bana ne yapıp ne yapmayacağımı sen söyleyemezsin’ diyor yüzünüze! Asıl korktuğunuz bu işte! Kendine güvenen, öz saygı sahibi, boyun eğmeyen, eşit haklar için direnecek kadınlar. Derdiniz kadınları bedenlerinden başlayıp yok saymak, değersizleştirmek, sözünün kıymetinin olmayacağı günler görüp kendi egemenliğinizi kurmak. Daha seçme/seçilme hakkına, ücret eşitliğine, miras hakkına, söz söylemesine , istediği saatte istediği yerde bulunabilme eşitliğine lafı getiremeden; var oluşuna saygı  ve beden kabulüne çarptığınızda anlıyorsunuz ki başa çıkılmaz. Siz de haklısınız, bizde bu irade oldukça, bizimle başa çıkılmaz!

Son olarak, evet ideal beden algısı vardır, bu algının var oluşu ona karşı çıkmak için en güzel nedendir. İdeal beden, ideal güzellik kavramlarını biz farkında dahi olmadan hayatımıza sokan bundan nemalanan kapitalist sistem elbette. İdeallere uygun yaşayarak kabul görmek için kendinden, bedeninden utanan, değiştirmek için uğraşan bireyler de vardır. Her birinin bu yanılgıyı anlayıp, bedenlerini olduğu haliyle kabul edeceği günler çok uzakta değildir. Umarım…

Aybala Arslantürk

Üyelik Tarihi: 08 Eylül 2017
12 içerik
Yazarın Tüm Yazılarını Gör