TKDF’den Cumhurbaşkanı’na açık mektup: ‘Söylemleriniz erkek şiddetini güçlendiriyor’

07 Haziran 2016
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF), Müslüman kadının doğum kontrolü yapmayacağı, çocuk doğurmayan kadının çok iyi bir kariyer yapmış olsa da ‘yarım, eksik’ olacağına ilişkin açıklamaları üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir açık mektup yayınladı. Federasyon Başkanı Canan Güllü, ‘Söylemleriniz erkek şiddetini güçlendiriyor’ dedi. “Uzun yıllardır bu ülkede iktidarın başı olarak görev yaptınız. İcraatınızın ilk 5 […]

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF), Müslüman kadının doğum kontrolü yapmayacağı, çocuk doğurmayan kadının çok iyi bir kariyer yapmış olsa da ‘yarım, eksik’ olacağına ilişkin açıklamaları üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir açık mektup yayınladı. Federasyon Başkanı Canan Güllü, ‘Söylemleriniz erkek şiddetini güçlendiriyor’ dedi.

“Uzun yıllardır bu ülkede iktidarın başı olarak görev yaptınız. İcraatınızın ilk 5 yılında hükümetiniz kadın örgütleri ile Avrupa Birliği’ne uyum hedefi dâhilinde mecburi bir işbirliği görüntüsü sergiledi ve o zamanki ‘Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’ ile biz kadın örgütlerinin işbirliği neticesi şu an yürürlükte olan 6284 sayılı şiddet yasası çıkarıldı. Ancak kanun, masada kadın örgütleri ile bakanlığın anlaştığı şekliyle değil, bir takım adamların kadınlar adına karar verdiği, budanmış ve kadının aleyhine değiştirilmiş haliyle yasalaştı.  ​İlk kez, kadın örgütleriyle bir araya geldiğiniz Dolmabahçe Buluşması’nda dile getirdiğiniz kadın-erkek eşitliğine inanmadığınıza dair beyanınızı o günden bugüne sistematik olarak tekrarladınız. Kaç çocuk yapmamız gerektiğinden tutun da, doğum şeklimize, kıyafetimize, kürtaja, iş hayatındaki haklarımıza ve evlilik yaşımıza kadar, en temel haklarımızı hedef alan onlarca kadınları aşağılayıcı açıklamanız oldu. Kadını salt annelik ve iffetli eş vazifesi üzerinden tanımlayanlar sizden cesaret aldılar, kadın üzerindeki tahakkümlerini artırarak devam ettirdiler, kadın cinayetleri ve ülkenin her kademesine sirayet etmiş olan kadın-erkek eşitsizliği bu ülkede sıradan haberler haline geldi.

kadınlar arasında anne olanlar ve olmayanlar hiyerarşisi

“Geçtiğimiz pazar günü kızınız Sümeyye Erdoğan’ın yöneticisi olduğu KADEM’in yeni hizmet binası açılış töreninde sarf ettiğiniz ‘Doğurmayan kadın yarım insandır’ sözleriniz ile kadınları bir kez daha hedef aldınız. Anneliği en üst mertebeye koyup; anne olmayan, olmak istemeyen kadınları dışlayan zihniyetinizle bir kez daha kadınları aşağılıyor, kadınlar arasında anne olanlar ve olmayanlar olarak hiyerarşi yaratmak istiyorsunuz.  Kadını sadece doğurganlığı üzerinden konumlandırmaya ve birey olarak varlığını tamamen kimliksizleştirmeye çalışıyorsunuz. Son zamanlarda esnek çalışma saatleri kisvesi altında kadınları eve tıkma gayretinizin ve TBMM Boşanma Komisyonu’ndaki çalışmalar neticesi mevcut haklarımızı budama niyetinizin farkındayız. Türkiye kadın hareketinin hafızasında, arşivinde bunları biriktiriyoruz, mücadelemizi büyütüyoruz, yobazlığın ikiyüzlü ahlakına teslim olmuyoruz.

‘Bu ülkede çağdaş ve eşit yaşam prensibini Osmanlı İmparatorluğu döneminden hedef koymuş, örgütlü ve köklü bir kadın hareketi var’

“Sayın Cumhurbaşkanı;

“1976 yılından beri kadının insan hakları savunuculuğu yapan bir sivil toplum örgütü olarak şahsınıza naçizane önerimiz danışmanlarınızı değiştirmeniz.
Zira size demokrasiyi ve cinsiyetler arası eşitliği yanlış anlatıyorlar.
Demokrasi, kişisel politik ajandanıza uygun şekilde kadın bedeni üzerinden yeni gündemler yaratmak değil, ülkenin yarısını oluşturan kadınların söz ve taleplerine kulak vermektir. Demokrasi, vatandaşı cinsiyet, cinsel yönelim, din, ırk, mezhep ayrımcılığına maruz bırakmayacak her türlü önlemi almaktır. Kadınların özgürlüğü, dini referanslarla tanımlanmış bir düzende değil, hayatın her alanında eşit ve laik bir ülkede mümkündür.

“Bu ülkede çağdaş ve eşit yaşam prensibini Osmanlı İmparatorluğu döneminden hedef koymuş, örgütlü ve köklü bir kadın hareketi olduğunu unutmayın. Erkek şiddetine her zaman bahane var ve sizin söylemleriniz bu bahaneleri güçlendiriyor.

Biz, kadın bedeni üzerinden yaptığınız siyaseti reddediyor, kadın düşmanı söylemlerinizi kabul etmiyor ve tanımıyoruz. Ne yaparsınız derseniz, izleyin görürsünüz.”

Ayrıntılı bilgi için tıklayınız