Kömürlü termik santraller ve insan hakları

27 Haziran 2016
Yeryüzü Derneği, 22 köyde yaptığı araştırmada termik santrallerin, kurulduğu bölgelerde, yaşam hakkını, barınma hakkını, mülkiyet hakkını, çevre hakkını, sağlık hakkını ve eğitim hakkını doğrudan ihlal ettiğini tespit etti. Yeryüzü Derneği, Kömürlü Termik Santraller ve İnsan Hakları proje kapsamında İzmir, Çanakkale, Hatay ve Kütahya’da saha araştırması yaptı. Kömürlü termik santrallerle insan hakları arasındaki ilişkiyi incelemek için […]

Yeryüzü Derneği, 22 köyde yaptığı araştırmada termik santrallerin, kurulduğu bölgelerde, yaşam hakkını, barınma hakkını, mülkiyet hakkını, çevre hakkını, sağlık hakkını ve eğitim hakkını doğrudan ihlal ettiğini tespit etti.

Yeryüzü Derneği, Kömürlü Termik Santraller ve İnsan Hakları proje kapsamında İzmir, Çanakkale, Hatay ve Kütahya’da saha araştırması yaptı. Kömürlü termik santrallerle insan hakları arasındaki ilişkiyi incelemek için özel araştırma yöntemi ile 22 köyde 109 farklı yurttaş ile yüz yüze mülakatlar yapıldı.

Mülakatların incelenmesiyle, termik santrallerin, kurulduğu bölgelerde, yaşam hakkını, barınma hakkını, mülkiyet hakkını, çevre hakkını, sağlık hakkını ve eğitim hakkını doğrudan ihlal ettiği bulgusuna ulaşıldı.

Ayrıca, birçok mülakatta, yerel halkın süreçte yanlış bilgilendirildiği ve doğru bilgiye zamanında ulaşmayı anayasal olarak garanti altına alan bilgi edinme hakkının da hiçe sayıldığı görüldü.

“Tarlaya giderdik biz. Külkedisi gibi gelirdik akşam eve. Birbirimize bakar gülüşürdük. Bir gözlerimiz görünüyor bütün simsiyah geliriz. Evlerin önüne bastık mı iz çıkıyordu. En çok burayı etkiliyor. Buraya bir şey verdikleri yok. Su buradan gidiyor. Külü biz yutuyoruz.” (Rapordaki bir mülakattan.)

‘Santralde çalışmak ya da göç’

Raporun sonuç bölümünde şöyle deniyor:

“İlgili insan hakları ihlalleri temaları birbiriyle ilişkilidir. Mülkiyet hakkının ihlali kategorisinde istimlak edilen toprakların sahipleri olarak köylüler işe alınmış, diğer taraftan onların çocukları termik santralinin özelleştirilmesinden sonra işten çıkartılmışlardır. Aynı bireyler bir taraftan kömür yatırımı yapılmadan önce tarımla uğraşıp, hayatlarını idame ettirirken, yatırım sonrası ellerindeki mevcut iş olanakları yerine santralde çalışmak ve/veya göç etmek zorunda kalmışlardır. Diğer taraftan kalkınma iktisadının ürettiği bilgi olarak kömür yatırımından doğan yatırım geliri, o bölge insanına harcanmamış tersine, istihdam vaad eden kömür yatırımı süreç içerisinde insanların yaşadığı toprakların ellerinden alınmasına sebep olmuştur. Bu haliyle bakıldığında ilgili araştırma çerçevesinde insanların temel yaşam hakları ihlal edilmiştir.”

‘Kanserde ciddi artış var’

Yeryüzü Derneği’nden Araştırmacı Dr. Akif Pamuk “İskederun’da yaptığımız çalışma sırasında, yerel halkın,  özellikle termik santralden sonra kanser ve kronik hastalıkların meydana çıkmaya başladığı konusunda hem fikir olduğunu gördük. Yetkililer, hasta ve hastalık verilerini açıklamıyor ama bu tüm kömürlü termik santrallerin yapılmasıyla, özellikle kanser vakalarında ciddi artış olduğu gerçeğinin üstünü örtemiyor” dedi.

Pamuk, bölgelerde su ve toprağın da kirlendiğini belirtti: “Özellikle termik santraller bölgelerinde tarımsal verimin düştüğünü gözlemledik. Bunun üzerine yaptığımız gözlemlerde bölgelerde ciddi kirlilik artışına rastladık.”

‘Kömürü teşviğe devam ediyoruz’

Yeryüzü Derneği’nden Aytaç Timur ise kömürlü termik santrallerle ilgili yeni teşvikler öneren ve Meclis’te görüşülen Elektrik Piyasası Kanunu Teklifine de değinerek “Tüm dünyanın vazgeçtiği kirli teknolojileri halen teşvik etmeye devam ediyoruz, üstelik yeni teşvikleri yasalaştırmaya çalışıyoruz. Oysa ki kömürlü termik santraller kalkınma bir yana dursun, kurulduğu bölgelerdeki yaşamı kurutuyor” dedi.)

 

Kaynak: Yeryüzü Derneği