‘STÖ’ler Çalışan Haklarını Hak Temelli Bakışla İçselleştirmeli’

Universus’un ‘Türkiye’de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütlerinde Çalışan Haklarının Mevcut Durumu’ araştırması, hak temelli STÖ’lerde çalışanların durumu, ayrımcılık, mobbing ve karar alma süreçlerinde katılıma dair tabloyu ortaya koyuyor. Çalışma, 'insan hakları ihlallerine karşı hak mücadelesinde bulunan STÖ’lerin, kurum veya örgüt yapısında hak temelli perspektifi içselleştirmesi gerekliliği' bulgusuna ulaşıyor. Ayrıca, tüm sorunlara rağmen çalışanların dayanışma ağları ördüklerini ve çeşitli mücadele pratikleri geliştirdiklerini tespit ediyor.

Friedrich Ebert Stiftung tarafından desteklenen ve Universus tarafından yürütülen ‘Türkiye’de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütlerinde Çalışan Haklarının Mevcut Durumu’ araştırması, dernek ve vakıf statüsünde hak temelli STÖ’lerde çalışanların çalışma ilişkileri ve koşulları, ayrımcılık ve mobbing, karar alma süreçlerinde katılım konularında çalışanların mevcut durumunu ortaya koyuyor.

‘Sivil Toplum Çalışanları Ayrımcılığa ve Mobbinge Rağmen Mücadele Pratikleri Geliştiriyor’

Türkiye’de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütlerinde Çalışan Haklarının Mevcut Durumu’ araştırması kapsamında dokuz ayrı hak alanında dernek ve vakıf statüsünde 25 farklı hak temelli sivil toplum örgütlerinde çalışan ile derinlemesine görüşme, iki odak grup ve 100 kişi ile anket tekniği uygulanarak veriler toplandı.

Araştırmada, son yıllarda mülteci krizi, COVID-19 salgını, Türkiye’nin mevcut siyasi iklimi ve ekonomik kriz ile beraber artan insan hakları ihlalleri nedeniyle hem STÖ sayısı hem de insan kaynağına duyulan ihtiyacın arttığı tespit ediliyor.

Giriş ve sonuç kısımlarıyla birlikte 10 bölümden oluşan araştırma; Türkiye’de dernek ve vakıflarda çalışan sayıları ve dağılımı, sivil toplum çalışanlarının anayasal hakları, neoliberal politikalar bağlamında sivil toplumun dönüşümü, sivil toplumda çalışma ilişkileri ve emek sömürüsü, hak ihlalleri kapsamında ayrımcılık ve mobbing, karar alma süreçleri ve katılımcı mekanizmalara ilişkin öneriler, hak ihlallerine karşı mücadele pratikleri ve çalışma ilişkilerine yönelik iyileşme önerileri başlıkları altında hak temelli dernek ve vakıf statüsündeki STÖ çalışanlarının mevcut durumunu değerlendiriyor.

Dernek ve vakıf statüsünde hak temelli STÖ’lerde çalışan haklarının Türkiye’de mevcut durumu araştırması güncel verileri ortaya koyuyor.  Çalışma, sivil toplum örgütleri, donör kurumlar, sendikalar, karar alıcılar gibi konunun tüm paydaşlarına sivil toplum emekçilerinin çalışma ilişkileri ve emek süreçlerine yönelik farkındalığın güçlenmesi ve görünür olması açısından önemli bir kaynak niteliği taşıma iddiası taşıyor.

Türkiye’de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütlerinde Çalışan Haklarının Mevcut Durumu Araştırması hak ihlallerine karşı görünür kılması açısından önemli bir kaynak niteliği taşıyor.

Sivil Toplum Çalışanlarının “Tek Başınalığını” Ortadan Kaldırmak ve Onurlu Bir Yaşam Mücadelesine Katkı Sunmak!

Araştırmada, “yaşanan bütün sömürü mekanizmalarına, ayrımcılığa ve mobbinge rağmen çalışanların dayanışma ağları ördükleri, sendikal örgütlenmeye dönük çaba sarf ettikleri ve çeşitli mücadele pratiklerini gerçekleştirdiklerini görüldüğü” bulgusuna ulaşılıyor. Bu çabanın hem toplumsal/siyasal yapının hem de STÖ’lerin kendi örgütsel yapılarının dönüşümüne dair umitvar bir adım olduğu tespiti de yapılıyor.

Çalışma, sivil toplum çalışanlarının “tek başınalığını” ortadan kaldırmaya ve kolektif bir güç olarak onurlu bir yaşam için mücadele etme gücüne katkı sunmayı amaçlıyor.  Araştırmanın bir diğer amacı, sivil toplumda çalışanların haklarının izlenmesi, korunması ve gözetilmesi için savunuculuk yönünü güçlendirmek olarak ifade ediliyor.

İnsan hakları ihlallerine karşı hak mücadelesinde bulunan STÖ’lerin, hakların bölünmez ve bütün olması nedeniyle kurum veya örgüt yapısında hak temelli perspektifi içselleştirmesi gerekliliği en temel bulgular arasındadır.

Araştırma Bulguları
  • Ankete katılan sivil toplum çalışanlarının %13’ü çalıştıkları STÖ’lerde sigortasız çalışıyor. Ankete katılım sağlayan çalışanların %27’sinin sigortaları net maaşları üzerinden yatırılmıyor. Sigortası net ücretleri üzerinden yatırılmayan katılımcıların %77 sini kadın çalışanlar.
  • Ankete katılım sağlayan sivil toplum çalışanlarının %86’sının fazla mesai ücretleri karşılanmıyor.
  • %43’ünün fazla mesai saatleri ücret yerine izin günlerine ekleniyor. Ankete katılım sağlayan sivil toplum çalışanlarının pandemi süresince çalışma yoğunluğu ve iş yükü %50,9 oranında arttı.
  • Ankete katılım sağlayan sivil toplum örgütünde çalışanlarının %46’sı çalıştıkları kurumlarda ayrımcılığa maruz kaldığını ifade ediyor.
  • %12 ise kısmen ayrımcılığa maruz kalıyor.
  • Ayrımcılığa maruz kalanların %73’ünü kadın çalışanlar oluşturuyor.
  • Ankete katılım sağlayan sivil toplum çalışanlarının % 78’inde çalıştıkları kurumda regl izni tanınmıyor.

Mobbing ve/veya ayrımcılığa maruz kalındığında ‘ekip arkadaşlarıyla paylaşıyor ve desteklerini talep etme’ yaygın bir tercih olarak görüldü.

  • Ankete katılım sağlayan STÖ’lerdeki çalışanların kuruluşlarında en yaygın görülen tutum belgesi %39 oranıyla cinsel taciz ve şiddeti önlemeye dair tutum/politika belgesidir.
  • Bu politika belgesini %25’lik oran ile toplumsal cinsiyet eşitliği tutum belgesi takip ediyor. Gönüllü Hakları tutum belgesi ise %15 oranında bulunuyor.

Türkiye’de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütlerinde Çalışan Haklarının Mevcut Durumu araştırmasına buradan ulaşabilirsiniz.