Koronavirüs Salgınında Seyahat Yasakları Doğru Bir Strateji mi?

Salgın hastalıklar nüfusun yoğun olarak yaşadığı bölgelerde daha hızlı yayılırken, nüfusun daha seyrek olduğu kırsalda daha az etkisini gösteriyor. Chaos dergisinde yayımlanan bir makale, salgın döneminde büyük şehirden küçük şehirlere doğru göç hareketine odaklandı ve tek yönlü göçü inceledi. Araştırmanın gerçekleştirdiği simülasyona göre koronavirüs salgınına karşı mücadelede şehirlerarası seyahat yasaklarının uygulanması doğru bir strateji olmayabilir.

Koronavirüs salgını 2019 yılının sonunda başladığından beri dünya çapında 1.3 milyonun üstünde insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Ulusal hükümetler can kayıplarını önlemek ve sağlık sistemlerinin sürdürülebilir işleyişini sağlamak için koronavirüs ile mücadelede çeşitli önlemler almaya başladı. Bu önlemlerden biri de şehirlerarası seyahat yasaklarıydı. Söz konusu yasaklar nedeniyle metropolde yaşayan birçok aile kırsal bölgedeki evlerine gidemedi.

İspanya’da Yapılan Bir Araştırma

Mart 2020’de birçok ülke uluslararası ve şehirlerarası hareketi kısıtladı. Söz konusu yasaklar İspanyol araştırmacı Massimiliano Zanin ve İtalyan araştırmacı David Papo’in şehirlerarası yasağın etkin bir çözüm olup olmadığını bir simülasyon yöntemiyle araştırma fikrini de beraberinde getirdi. Zanin ve Papo hareketsizliği olduğu gibi kabul etmek yerine, değişken bir hareketliliğin salgının yayılmasını nasıl etkileyeceğini araştırmaya karar verdi.

Simülasyona göre sınırları kapatmak neredeyse her deneyde olumsuz sonuç veriyor.

Araştırmacıların ulaştığı sonuca göre insanlar her zaman sınırları kapatmanın daha iyi olduğunu varsayarken; simülasyona göre sınırları kapatmak neredeyse her deneyde olumsuz sonuç veriyor. 10.000 yineleme içeren simülasyon çalışması, yoğun nüfuslu kentsel bölgelerden uzaklaşmanın, sınırların kapatılmasından ziyade hastalığın yayılmasını durdurmada çok daha etkili görünmekte.

seyahatBu yönüyle araştırmacılar -her ne kadar hareket etmemek bazıları için sağduyulu bir davranış olarak kabul edilse de- bazı seyahatlere izin vermenin aslında enfeksiyon oranını engelleyebileceğine işaret ediyor. Fakat araştırmacılara göre sonuçlar, belirli koşullar altında, bireylerin enfeksiyon oranı yüksek bölgelerden düşük bölgelere geçmesine izin vermenin toplam üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabileceğini doğruluyor. Elbette bu durum insanların nereye doğru seyahat ettiklerine doğrudan bağlı.

Araştırmacılar kalabalık nüfuslu yerlerden seyrek nüfuslu coğrafyalara seyahatin kırsaldaki vaka sayısında kısmi yükselişi de beraberinde getireceğini vurgulamakla beraber; bütüncül yaklaşıldığında ülke genelinde de vaka sayılarının düşeceğini vurguluyor. 

Öte yandan araştırma simülasyonun sadece hareket yoğunluğuna bağlı olarak çalıştığını işaret etmekte. Seyahat edecek insanların maske takma, ellerini yıkama ve kendi kendini karantina altına alma gibi önlemler alması araştırmanın kısıtlılıkları arasında yer alıyor. Yani araştırma bir yandan hareketliliğe odaklanırken öte yandan halk sağlığı ile ilgili diğer önlemlerin alınacağını varsaymak zorunda kalıyor.

enfeksiyon evrimi

Araştırmacılardan Zanin’in ifade ettiği üzere koronavirüs ile mücadelede başarı, ulusal ve bölgesel hükümetler arasındaki işbirliğinin ülkeye bir bütün olarak bakmaları ve eylemlerinin geri kalanı üzerindeki etkisini dikkate almalarında yatıyor.

Avrupa Birliği Sınır Önlemlerini Artırdı

Zanin ve Papo’nun araştırması şehirlerarası sınır serbestisini savunurken; Avrupa Birliği sınır önlemlerini artırmış durumda. Birlik üyeleri koronavirüs şartları nedeniyle trafik ışıklarında bile Birlik çapında yeni bir düzenlemeye gidiyor. Bunun ötesinde Avrupa Birliği sınırları dışında kalanlar için seçici gruplama yöntemiyle sınırlamalar getiriliyor.

koronavirüs yasakları

Yunanistan, henüz toplanma özgürlüğüne ilişkin kısıtlamalar getirmemişken bir yandan da Türkiye ve İspanya’dan ülkeye girişler 9 Kasım itibariyle askıya alınmış durumda. Bununla birlikte ülkede gece saatlerinde sokağa çıkma yasağı [görevliler hariç] uygulamakta fakat şehirlerarası bir yasak henüz getirilmedi.

yasaklar

Almanya ise 9 komşu ülkeden girişleri açtı fakat riskli bölgelerden gelenler için 14 günlük bir karantina sürecini şart koşmakta. Negatif sonuçlara sahip olanlar için böyle bir kısıtlama yok. Ülkede 2 Kasım’dan 30 Kasım’a kadar ülke çapında kısmi tecrit uygulanıyor. Sinemalar, spor salonları ve tiyatrolar kapalıyken okullar açık durumda. Mağazalar ise sınırlı sayıda müşteri için hizmet veriyor.

dünyada yasaklar

Fransa’da sınır içi kısıtlamalar saatlerle belirlenmiş durumda. Ülkede olağanüstü hâl kararının 5 Aralık 2020 tarihine kadar uygulanması planlanıyor. Şehirler arası ulaşım serbestken sakinlerin mesai saatleri dışında izin verilen faaliyetler için bir sertifika kullanması gerekiyor.

Türkiye’de Seyahat Yasakları ile İlgili Durum Ne?

Türkiye’nin sınırları (23 Kasım 2020 itibariyle) İran sınırı hariç sınır ötesinden gelen yolculara açık durumda. Fakat gelen yolcular sağlık taraması ve ateş ölçümünden geçmek zorunda. Eğer sonuçlar pozitif ise gelen yolcuların karantinaya girmesi gerekiyor. Avrupa’daki önlemlerle karşılaştırıldığında Türkiye’deki saatlerle sınırlandırılan önlem tipleri de benzerlikler gösteriyor.

Peki şehirlerarası sınırlama ile ilgili ne deniliyor? Türkiye’de halihazırda şehirler arası yasak hafta içi uygulanmıyor. Hafta sonu ise (sokağa çıkma yasakları nedeniyle) belli sebepleri olan vatandaşlar iller arası seyahat edebilecek. Bununla birlikte Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan’a göre “İller arası dolaşım ticari dolaşım dışında çok da fazla yok. Turizm mevsimi değil, havalar soğudu, insanlar gezmeye, Anadolu’ya ya da deniz kenarına gitmiyor. (…) İller arası kısıtlamaya şu an için gereksinim yok gibi görünüyor. Fakat rakamlar çok artar 5 bin küsuru geçersek hastaların çok olduğu yerler için tabi ki böyle bir kısıtlama da gelebilir.”