TİHV: “Türkiye’de Ağırlaşan İnsan Hakları İhlalleri Demokrasi Sorunu Olduğunu Gösteriyor!”

TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin hazırladığı “1 Ocak – 31 Ağustos 2020 Tarihleri Arasında İfade, Toplanma ve Örgütlenme Özgürlükleri İhlal Raporu’”nda, Türkiye’de ifade özgürlüğü, toplantı/gösteri özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğünün yaygın ve sistematik biçimde ihlal edildiği vurgulanıyor. Rapora göre, Türkiye’de giderek ağırlaşan insan hakları sorunu, aynı zamanda bir “demokrasi sorunu” olduğunu gösteriyor.

2020 yılının ilk sekiz ayında Türkiye’de ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüklerine yönelik gerçekleşen ihlalleri içeren ve Türkiye İnsan Hakları (TİHV) Dokümantasyon Merkezi tarafından hazırlanan “1 Ocak – 31 Ağustos 2020 Tarihleri Arasında İfade, Toplanma ve Örgütlenme Özgürlükleri İhlal Raporu”, yazılı ve görsel basın, meslek örgütleri ve diğer insan hakları örgütlerinin yaptığı açıklama ve raporların taranmasıyla hazırlandı. 2020 yılının ilk sekiz ayında Türkiye’de ifade özgürlüğünün, toplantı/gösteri özgürlüğünün ve örgütlenme özgürlüğünün yaygın ve sistematik biçimde ihlal edildiği vurgulanan rapora göre, “bu durum yurttaşların sivil ve siyasal topluma özgürce katılım koşullarını tahrip ediyor. Demokratik alanının bu şekilde tahrip edilmesi, insan haklarının savunulmasını zorlaştırıyor; bu da “hakların her daim daha pervasızca ihlal edilebilmesini mümkün kılıyor.”

TİHV İfade özgürlüğüRaporda yer verilen bir diğer önemli tespit, 166 sayfalık çalışmada sıralanan insan hakları ihlallerin TİHV’nin tespit edebildikleri ile sınırlı olduğu ve “hakikatin ancak bir bölümünü ifade ettiği” şeklinde.

‘İfade, toplanma ve örgütlenme özgürlüklerinin birbirleriyle çok yakından ilişkili ve birbirlerini tamamlayan özgürlükler olduğu hatırlandığında, yurttaşların kamusal alana etkin bir biçimde katılmalarını sağlayan özgürlükler olarak taşıdıkları asli demokratik değer daha çok öne çıkar. Diğer bir ifadeyle, ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlükleri demokratik toplum düzeninin temelini oluşturur; bu nedenle bu özgürlüklerin etkin bir biçimde korunmadığı ve kullanılamadığı bir ülkede demokrasiden bahsetmek mümkün değildir.’

Raporda yer alan bu tespitlerin devamında, Anayasa’da ve AİHM’de yer alan tüm bu bağlayıcı hükümlere rağmen, Türkiye’de siyasal karar alıcıların ve kamu makamlarının ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüklerini koruma görevini yerine getirmediği vurgulanıyor. Dahası, söz konusu özgürlükler, bizzat onları korumakla yükümlü kamu makamları tarafından yaygın ve sistematik olarak ihlal ediliyor.

Rapora göre, bu durum “öteden beri ülkenin siyasal kültürüne egemen olan ve Anayasa ile yasalara da sinmiş olan güvenlikçi, sınırlayıcı ve yasaklayıcı zihniyetten” kaynaklanıyor.  Özellikle, iki yıl süren Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde söz konusu “güvenlikçi, sınırlayıcı ve yasaklayıcı zihniyet kaygı verici bir boyut kazandı”; OHAL döneminde ve sonrasında yapılan yeni yasal düzenlemeleri ile birlikte “fiili müdahale ve engellemeler yoluyla, ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlükleri bizzat özleri tahrip edildi”; “hak ve özgürlüklerin kullanımı neredeyse istisna, yasaklama ve müdahaleler ise kural haline geldi.”

1 Ocak – 31 Ağustos 2020 Tarihleri Arasında İfade, Toplanma ve Örgütlenme Özgürlükleri İhlal Raporu’nda sıralanan insan hak ihlallerinden bir kısmı şunlar; 

1 Ocak 2020 ile 31 Ağustos 2020 tarihleri arasında Türkiye’de:

  • 31 Ağustos 2020 itibarıyla 146 gazeteci cezaevinde tutuluyor.
  • 38 gazeteci ve 1 yazar gözaltına alındı. 17 gazeteci tutuklanırken 9 gazeteci adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
  • 53 habere, 75 internet sitesine, 2 internet sayfasına ve 5 sosyal medya hesabına, 59 internet içeriğine ve 143 internet adresine erişim mahkeme kararlarıyla engellendi. Ayrıca henüz basılmamış olan bir kitap ile bir gazete sayısı da mahkeme kararıyla yasaklandı.
  • En az 637 barışçıl toplantı ve gösteriye kolluk güçlerinin müdahalesi sonucunda 1346 kişi işkence ve diğer kötü muamele niteliğinde uygulamalara maruz kalarak gözaltına alındı, 54 kişi yaralandı ve 1’i çocuk olmak üzere 9 kişi de tutuklandı.
  • İçişleri Bakanlığı’nın 5 Mayıs 2020 tarihinde yaptığı açıklamaya6 göre sadece Covid-19 salgını ile ilgili olarak Türkiye genelinde toplam 7.127 sosyal medya hesabı incelendi. Covid-19 salgını ile ilgili sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle 496 kişi gözaltına alındı ve bu kişilerden 10’u tutuklandı.
  • Dernek, vakıf, sendika ve meslek örgütlerinin üye ve yöneticisi olan en az 160 kişi gözaltına alındı, 70 kişi tutuklandı, 73 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
  • Valilikler tarafından 33 ilde en kısası 2, en uzunu 30 gün olmak üzere 89 kez tüm eylem ve etkinlikler yasaklandı.
  • Belediye eş başkanı, belediye meclisi üyesi ve muhtarlardan oluşan yerel yönetimlere seçilmiş 79 kişi gözaltına alındı. Yerel yönetimlere seçilmiş 16 kişi tutuklandı.
  • 284’ü HDP, 7’si DBP, 2’si EMEP, 10’u ESP, 5’i Gelecek Partisi, 1’i CHP, 4’ü EHP, 1’i SYKP üye ve yöneticisi olan en az 314 kişi gözaltına alındı. 69’u HDP’nin, 2’si DBP’nin, 1’i CHP’nin, 1’i SYKP’nin üye ve yöneticisi olan en az 73 kişi tutuklandı.
  • 2’si il, 11’i ilçe ve 2’si belde olmak üzere toplam 14 belediyenin başkanı İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınarak yerine kayyım atandı. 1 il belediye başkanı İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırıldı, 1 ilçe belediye başkanın da mazbatası Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından, hakkında kesinleşmiş hapis cezası hükmü olduğu gerekçesiyle iptal edildi.
  • Haklarındaki kesinleşmiş mahkeme kararlarına dayanarak vekillikleri düşürülen 3 milletvekili tutuklandı.
  • AKP’den 1 milletvekili hakkında 1 fezleke, CHP’den 6 milletvekili hakkında 9 fezleke, DBP’den 1 milletvekili hakkında 12 fezleke, HDP’den 37 milletvekili hakkında 135 fezleke ve İYİ Parti’den 3 milletvekili hakkında 4 fezleke hazırlandı.

TİHV tarafından hazırlanan raporun tümüne buradan ulaşabilirsiniz.