“Türkiye Ekonomisinin Karbondan Arındırılması” Nasıl Mümkün Olur?

Türkiye-AB Sivil Toplum Diyaloğu Hibe Programı’nın desteklediği proje kapsamında hazırlanan “Türkiye Ekonomisinin Karbondan Arındırılması: Uzun Vadeli Stratejiler ve Acil Çözüm Bekleyen Darboğazlar” raporu, Türkiye’nin 2050 yılında düşük karbonlu ekonomiye geçişinin gerekli kıldığı değişiklikleri ve aşılması gereken zorlukları özetliyor. Düşük karbonlu ekonomiye ulaşmayı hedefleyen 2050 vizyonuna yönelik Türkiye’nin acil çözüm bekleyen sorun alanlarının birkaçına yönelik genel bir çerçeve sunan ve COVID-19 salgını sürerken hazırlanan bu rapor, sürdürülebilir ve adil bir enerji dönüşümü için olası seçenekleri sıralıyor.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), Güneydoğu Avrupa Değişim Ağı (SEE Change Network) ve Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) ortaklığında Nisan 2019 – Haziran 2020 tarihleri arasında yürütülen ve “Türkiye 2050 Hesaplayıcısı: İklim Politikası Diyaloğunun Desteklenmesi” projesi kapsamında hazırlanan raporun tam adı şöyle: “Türkiye Ekonomisinin Karbondan Arındırılması: Uzun Vadeli Stratejiler ve Acil Çözüm Bekleyen Darboğazlar: Sektörler Arası Diyaloğun Önceliklendirdiği Enerji Gerçekleri, Bakış Açısı Farklılaşmaları ve Enerji Görünümüne Dair Düşünceler”.

Raporda yer alan önemli tespitlerden biri, “düşük karbonlu enerji dönüşümünü mümkün kılabilecek teknolojik gelişmelerin şu anda zaten mevcut olduğu ve yenilenebilir enerji çözümlerinin ekonomik açıdan diğer seçeneklerle yarıştığı yönünde. Rapor hazırlanırken, İklim Politikası Diyaloğunun Desteklenmesi projesi kapsamında yürütülen yerel diyalog toplantıları ve araştırma faaliyetleri çıktılarından yararlanıldı; Türkiye, AB ve Batı Balkanlar’dan sivil toplum, akademi, kamu ve özel sektör paydaşlarının katılımı ile bir dizi diyalog toplantısı düzenlendi.

Diyalog toplantılarında, orta ve uzun vadede düşük karbonlu ekonomiye geçiş yol haritasının uygulanması için gerekli adımlar ve temel bileşenleri incelendi; bu sayede farklı bakış açıları ve görüşleri değerlendiren bir ortam yaratıldı. Öneriler arasında, düşük karbonlu ulaştırma, döngüsel ekonomi uygulamaları, talep tarafının yönetimi, enerji arzı, endüstriyel süreçlerin karbondan arındırılması, sosyo-ekonomik ve çevresel etkiler yer aldı. Raporun hazırlandığı dönemde enerji sektörünün sistemsel kırılganlıkları ve sorunlarının COVID-19 salgının yarattığı kriz döneminde daha açık şekilde ortaya çıktı.

Adil Bir Enerji Dönüşümü…

2050 Hesaplama Aracı yaklaşımına dayalı bir senaryo metodolojisi ile hazırlanan rapor, Türkiye’de düşük karbonlu ekonomiye geçiş konusunda toplumsal uzlaşı yaratmanın gereği ve bu sürecin desteklenmesi amacıyla, Türkiye 2050 İklim Politikaları Diyaloğu Projesi çerçevesinde sürdürülebilir ve adil bir enerji dönüşümü kapsamında olası seçenekleri sıralıyor.

Bir politika destekleme aracı olarak, 2050 Hesaplama Aracı, 2050 yılına kadar olan süreçte ekonominin farklı sektörlerinde harekete geçirilebilecek kapsamlı bir yaşam tarzı değişikliği ve teknolojik uygulama portföyünü keşfetmek ve bu seçeneklerin enerji talep-arz dengesi, emisyonlar, maliyetler ve çevre konularındaki sonuçlarını değerlendirmek için bilimsel bilgiye dayanan, şeffaf ve kapsamlı bir çerçeve sunuyor.

Türkiye’de düşük karbonlu ekonomiye geçiş konusunda mevcut durumu ve dikkate alınması gereken konuları özetleyen rapor, hem ekonominin karbondan arındırılmasına yönelik seçenekleri hem de Avrupa’daki gelişmeleri değerlendiriyor. Bu kapsamda, Avrupa’da Yeni Yeşil Düzen çerçevesinde 2050 yılına doğru Avrupa Birliği ülkelerinin, sosyo-ekonomik kalkınmadan ödün vermeden, net sıfır emisyonlu ekonomilere dönüşümünü amaçlayan ve karşılaştırılabilecek bir politika çerçevesi olarak sunuluyor.

Türkiye Ekonomisinin Karbondan Arındırılması raporunun Türkiye için 2050 İklim Hesaplama modelinin temelini oluşturması umuluyor. Rapora göre, 2050 Hesaplama Aracı’nı kullanan herkes, düşük karbonlu enerji arzını artırırken enerji talebini azaltmanın teknik fizibilitesini kendisi değerlendirebilir.

Türkiye’nin Enerji Sektörü Darboğazlarındaki Umut Işığı

Türkiye’nin Enerji Sektörü Darboğazlarındaki Umut Işığı başlığını taşıyan raporun son bölümünde öne çıkan bazı tespitler şunlar:

  • Enerji sektörü, ekonominin karbondan arındırılmasındaki zorluklar arasında öne çıkıyor.
  • Enerji dönüşümü uzun vadeli bir süreç. Bugün alınan kararların enerji sektörü ve iklim değişikliği üzerindeki etkilerinin daha iyi anlaşılabilmesi ve atıl varlık riskinden kaçınılması için değerlendirmelerin uzun vadeli yapılması ve stratejik planların 2023 yılı hedefleri ötesine taşınması gerekiyor.
  • Enerji verimliliğini arttırmak mümkün ve bu uygulamalar birçok sektörde maliyet açısından rekabetçi şekilde gerçekleştirilebilir.
  • Günümüzdeki linyitin payının artırılmasına yönelik planlar, ülkenin enerji sistemini önümüzdeki 30-40 yıl boyunca emisyon yoğunluğu yüksek olan altyapılara dayalı olması riskini taşıyor. Termik santrallardan üretilen elektriğin taşıdığı büyük ölçekli siyasi, ekonomik, iklimle ilgili ve finansal riskler, bu teknolojinin sürdürülebilir olmadığını ortaya çıkardı.
  • Nükleer teknoloji, çevresel, sosyal, siyasi ve piyasa koşulları açısından değerlendirildiğinde sürdürülebilir değil.
  • Doğalgaz, ekonominin karbondan arındırılması kapsamında uzun vadeli bir çözüm değil.  Köprü yakıtı olarak bilinen doğalgazın gelecekte oynayacağı rol sınırlı.
  • Yenilenebilir enerji teknolojilerinin maliyetlerindeki önemli düşüş, enerji üretiminde yeni bir dönem başlattı.
  • Farklı paydaşların kaygılarını gözetmek için analitik karar verme araçları gerekli. Karar verme süreçlerini destekleyen (2050 İklim Hesaplama Aracı gibi) analitik araçlar, kapsayıcılık ve uzlaşma konularında hayati öneme sahip.

Raporun tümüne buradan ulaşabilirsiniz.

İlgili Yazılar

Tüm Haberler