“Temiz Bir Gezegen İçin Üretiyoruz”

Türkiye’nin ilk ‘organik sertifikalı’ bisküvi ve atıştırmalıklarını üreten GekoO’nun kurucusu, biyolog Özlem Atabaş, GekoO'nun ekolojik ve sağlıklı üretimin yanı sıra kadının güçlenmesini hedefleyen bir sosyal ve eko-girişim olduğunu belirterek, "Çocuklarımızı şekersiz, zararlı kimyasallardan uzakta, sağlıklı ürünlerle besleyebilmek ve temiz bir gezegen için üretiyoruz." dedi.  

Pandemiyle birlikte, mevcut tarım ve gıda sisteminin sürdürülemez olduğunu gösterdi; doğal ve yerel ürünlerin öneminin arttı. Özellikle büyük şehirlerin gıdada şehir dışına bağımlı olması milyonları büyük bir gıda güvenliği problemiyle karşı karşıya getirdi. Sizi sağlıklı bisküviler ve atıştırmalıklar üretmeye iten şey neydi? Nasıl başladınız?

Öncesinde uzun süre ilaç sektöründe satış pazarlama alanında yönetici olarak çalıştım. İlaç sektöründe çalışırken solunum sistemi, alerjiler, hipertansiyon ve kalp hastalıkları gibi birçok kronik hastalıkları ve tedavilerini yakından inceledim. Hastalıkların oluşma nedenlerinin sıklıkla hareketsiz yaşam tarzı, çevresel etkenler ve hatalı beslenmeye derinden alakalı olduğunu gördüm. Endüstriyel hazır gıdalar ve hızlı/ayaküstü yemekler, uzun süre oturarak çalışmak ve kalitesiz yaşam tarzı insanların tembelliğe kolayca alıştığı bir konfor alanı yaratıyor, buradan kaçış için insanlar daha çok strese giriyor ve ilaç-doktor bağımlısı oluyor.

Sadece ilaca dayalı tedavilerin ise semptom giderici etkilerinden başka, hastalığı tamamen ortadan kaldırıcı etkileri yok. İnsanlar bir kez kronik hastalığa yakalanırlarsa yıllarca ilaç tedavisine mecbur yaşamak zorunda kalıyor. Bilimsel tıbbi makalelerde ve güncel beslenme kılavuzlarında sağlıklı beslenmek için sağlıklı ürünler ve özellikle kalori azaltmaya dikkat çekiliyor. En fazla öne çıkan beslenme tarzı ise ‘Akdeniz Tipi’ beslenme. Sağlıklı ürünlerle beslenmenin yüksek kan basıncı, diyabet, kalp hastalıkları ve kanser gibi kronik hastalıklar üzerine engelleyici ve iyileştirici özellikleri olduğu yönünde bilimsel yayınlar artmakta.Sağlıklı beslenen, egzersiz yapan, stres yönetimi yapabilen insanların uzun ve sağlıklı yaşadığı bir gerçek. Özellikle organik beslenen insanlar kimyasal almadıkları, besin değeri yüksek gıdalarla beslendikleri için kolay hasta olmuyorlar. Neredeyse hiç doktora gitmiyorlar. Önemlisi ilaç kullanmıyorlar. Bizim müşterilerimizle bir araya geldiğimizde en çok konuştuğumuz konu bu.

İşte, GekoO’nun temelinde uzun süreli sağlıklı yaşama olan, geçmişten gelen bir bağımlılık var. Benim ailem sağlıklı beslenmeye ve spora çok önem verirdi. Evde yediğimiz her gıdanın yüksek vitamin ve protein içermesine dikkat edilirdi. Hiçbir zaman abur cubur yemedim. Çocukluğumda akşamları atıştırmalık olarak bol limonlu roka-maydanoz-havuç yediğimizi hatırlarım.Okula giderken sağlıklı sandviçlerim ve meyvem beslenme çantamda olurdu. Büyüyünce de aynı alışkanlığım devam etti. Çalışma hayatımda da eğer ofiste kalmam gerekiyorsa evden kendi yaptığım yemekleri ve ekmeğimi taşıyordum. Ayrıca, doğa sporları her zaman birinci önceliğim olmuştur. Bu nedenle her zaman fit ve enerjik kaldım. Anne olduktan sonra bebek beslenmesi üzerine hassasiyetim daha da arttı. İlk organik, sağlıklı atıştırmalıkları oğlum ve eşim için evde üretmeye başladım. Çalışan bir anne olarak hem yemek hem de sürekli atıştırmalık yapmak çok vaktimi alıyordu. Dışarda besin değeri, hijyen ve kalite olarak aradığım gıdayı da bulamıyordum. Benim gibi çocuklarını organik beslemek isteyen birçok annenin sağlıklı gıdalara ulaşmakta zorluk çektiğini gördüm. Eşime, ‘Neden biz benim harika formüllerimi başka çocuklar için de üretmiyoruz?’, dedim. Böylece, kendi yaşam tarzımıza sağlıklı beslenmek isteyen insanları; anne-babaları ortak etmek için bu girişime başladık ve 2014 ‘te GekoO’ yu kurduk.

Temiz Bir Gezegen İçin Üretiyoruz GekoO ismi nereden geliyor?

Gekogiller, yeryüzünde yaklaşık 1.500 türe sahip bir kertenkele ailesidir. Gekkota bölgesinde ve dünyanın ılıman iklim kuşağında yer alırlar. Boyları 1.6cm ile 60 cm arasında değişir. Gekoların; görme, tutunma yetenekleri ve çıkardıkları sesler eşsizdir. Uzakdoğu’da kutsal kabul edilirler ve korunurlar. Evlerde zararlı böceklerle beslendikleri için çok faydalıdırlar. Bilgeliği ve şansı temsil ederler.

GekoO olarak çalışmalarınızdan, hedeflerinizden bahseder misiniz?

‘GekoO, ekolojik ve sağlıklı üretime, adil ve dürüst ticarete dayanan, ayrıca kadının güçlenmesini hedefleyen bir sosyal ve eko-girişimdir.’Kendi yaşantımızda uymaya çalıştığımız ekolojik ve sağlıklı beslenme prensiplerimize uyumlu bir üretim modeli hayal ettik. Bunun için kendi öz kaynaklarımızla bir imalathane kurduk. Sürdürebilir bir sistem kurarken mesleki deneyimlerimizin çok faydası oldu. Karbon ayak izi, geri dönüşüm gibi çevreye saygılı üretim yaparken; satın alma, satış-pazarlama gibi konularda da adil ticaret ilkelerini uygulamaya başladık. Ürünlerimizi endüstriyel gıdalara alternatif, kendi yaptığımız şekersiz, katkısız, kurabiye, bisküvi ve kek reçetelerini besin değeri yüksek ve en sağlıklı haliyle formülleştirdik. Üretimi hiç kolay olmayan bu reçeteleri, birçok deneme sonrası kusursuz hale getirdik. İzlenebilir, kurallı, şeffaf ve güvenilir olması nedeniyle organik sertifikalı üretim modelini tercih ettik. Şu an da ürünlerimizi, koruyucu, pestisit, GDO, trans yağ, rafine beyaz/invert şeker, katkı maddesi içermeyen organik sertifikalı ham maddelerle ve Tarım Bakanlığı Organik Yönetmeliğine uygun olarak üretiyoruz. Kendi reçetelerimizde kullandığımız, ürünlerimize lezzetli katan sağlıklı ve kaliteli ham maddelerimizi de ekonomik fiyatlarla temel gıda maddeleri olarak mutfak kullanımınıza sunuyoruz.

Aynı zamanda kadınların çalıştığı bir girişim, bu konudaki politikalarınızı anlatır mısınız?

Birlikte çalıştığımız arkadaşlarımızın keyifli ve adil bir düzende daha çok mutlu olabileceklerini düşünerek, hiyerarşinin olmadığı dairesel bir organizasyon yapısı planladık. Kadının güçlenmesi ve kadın istihdamını artırmak için de çalışanlarımızın kadın olmasını tercih ettik. Kadın çalışanlarımızın sürekli eğitimine ve kendilerine geliştirmelerine çok önem veriyoruz. Bu etki çocuklarını yetiştirirken ve geleceklerini kurarken kendilerini güvende hissetmelerini sağlıyor. Kadınlar çok açık fikirli, öğrenmeye hevesli ve daha disiplinli. Birlikte çalışırken birbirimize daha fazla güç aktarabiliyoruz. En zor koşullarda motivasyonumuzu yüksek tutabiliyoruz. Amacımız daha fazla kadın çalışanı bünyemizde istihdam etmek ve büyümek. Ayrıca, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde çalışmıyoruz, hep beraber etkinliklere katılıp, keyifli bir gün geçiriyoruz.

Pandemi sürecini gıda güvenliği üzerinden nasıl değerlendirir siniz?

Geçtiğimiz Mart ayında, ‘Covid-19 Pandemisi Gıda Üretim ve Tedariğini Nasıl Etkiler?’ başlıklı bir rapor hazırladım. Raporun son bölümünden bazı notları aktarıyorum: ‘Hükümetler, bu kriz döneminde yiyecek ve içecekleri zorunlu olarak sınıflandırmak, aksama ve gecikmelerin etkilerini anlamak ve üretim ve tedarik zincirlerinin olabildiğince bu aksama ve gecikmelerin etkilerinin engellenmesini sağlamak için gıda endüstrisi ile birlikte çalışmalıdır. Sağlık ve güvenlik herkes için büyük önem taşımaktadır, tüm vatandaşlar gıdaya engelsiz ulaşabilmelidir. Hükümetin istikrarlı bir gıda tedariki sağlamak için oynaması gereken kilit rol, gıda ve içecek ürünleri, bileşenleri ve diğer ham maddelerin üretiminin yanı sıra perakende sektörü tarafından dağıtımın kesintisiz devam edebilmesini temin etmektir.’

‘Hastalık hassas bölgelerde yoğun popülasyonu olan şehir merkezlerine yayılırsa, kontrol edilmesi neredeyse imkansız olabilir. Halihazırda devam etmekte olan dramatik ekonomik yavaşlama, ticaret akışlarını aksatacak ve tahmin edilmesi güç ve onarılması zor seviyelerde hasar verecek işsizlik yaratacaktır. Bir durgunluk, huzursuzluk ve çatışma için en büyük potansiyelin bulunduğu kırılgan devletler üzerinde özellikle ağır bir yük alabilir.’Gıda işleyici ve üreticileri 518 Sıra No’lu VUK Genel Tebliği Kapsamında sektörler arasında; ‘Mücbir Sebep Durumundan’ yararlanamamaktadır. Oysa, sağlık çalışanları gibi gıda üreticileri de pandemi sırasında çok yoğun mesai harcamak zorunda kalmışlardır. İşletme personelinin hastalanması, fabrika ve imalathanelerin salgın nedeniyle kapatılması, ham madde tedarik ve nakliye zincirlerinin aksamı gibi durumlar hükümet tarafından öngörülmemiştir.Gıda üretiminde kullanılan medikal sarf malzeme (maske, galoş, dezenfektan vs.) fiyatlarının artışı hatta bulunamayışı nedeniyle gıda hijyeni riske girmektedir.‘Tüm verilerin ve değerlendirmelerin ışığında, pandemi sırasında ve sonrasında gıda üretimi ve tedarik zincirlerine olası zararlı etkilerin en aza indirilmesi için çok acil planlamaların yapılması ve önlemlerin alınması gerekmektedir.’ ‘Açıklanan destek paketlerinde gıda sektörünün dışarıda bırakılması, halk sağlığında beslenmenin göz ardı edilmesi demektir ve bu stratejik bir hatadır. İnşaat, madencilik, havayolu ulaşımı gibi bazı sektörlerin desteklenmesi ve verilen yüksek imtiyazlara karşılık halkın en temel ihtiyaçlarını üreten gıda üreticilerinde hayal kırıklığına neden olmuştur.’

Temiz Bir Gezegen İçin Üretiyoruz Kadın emeği ve istihdamı açısından mevcut durumu nasıl gözlemliyorsunuz?

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından 2014 yılında hazırlatılan; ‘Türkiye’de Kadın İşgücü Profili Ve İstatistiklerinin Analizi’ isimli raporda çok ilgi çekici sonuçlar var. Kırsal alanda çalışanların çoğunluğunu kadınlar oluştururken kentlerde erkekler daha fazla çalışma hayatında. Eğitim düzeyi ilkokul-lise arası olan kadınların çok büyük çoğunluğu ev kadını. Ayrıca, küçük aile işletmelerinde ücretsiz çalışan, ev ve bakım hizmetlerinde, tarım işçisi olarak kayıt dışı çalışan kadın sayısı çok yüksek.Yüksek öğrenim gören kadınların çalışma oranları kentlerde çok yüksek olsa da yönetici/idareci, kanun yapıcı pozisyonlarında bu oran erkeklere göre kadınlarda daha düşük. Bu da kadınların iş yaşamında yükselmesi önündeki engellere işaret etmektedir.

Kadın emeğinin eşit ve adil biçimde değerlenmesi ve istihdama yansıması için ilgililerin yapması gerekenler nedir, nasıl düzenlemeler yapılabilir?

Yöneticilerin en birincil görevi kayıt dışı işçi çalıştırmamalarıdır. Ülkemizde iş verenlerin etik, sosyal ve adil çalışma prensiplerini benimsemeleri, ahlaki değerlerini tüm kazançlardan öte en üst seviyede tutmaları gerekmektedir.Ülkemizde hangi sektör veya iş kolu olursa olsun kadın çalışan olmak her zaman daha zor ve adaletsiz olduğunu görüyoruz. Ataerkil düzenin getirdiği sosyal baskı ve kadının ikinci sınıf algısını değiştirmek için düşünme tarzımızı değiştirmemiz ve koşulsuz eşitlik ve adalet ilkelerinden ayrılmamamız gerekir. İletişim dilimizden başlayarak cinsiyetçi tavır ve yaklaşımların hissedildiği an derhal erkek çalışanlar uyarılmalı, işten uzaklaştırılmalı; iş ortamında sadece iş odaklı ve adil bir yapı kurulması öncelik olmalıdır. Kadını çalışma hayatından cinsel taciz, maaş ve kıdem gibi eşitliksiz uygulamalar, çocuk sahibi olmak uzaklaştırmakta; aile ve işveren desteği çok az olduğu gibi devlet politikaları da kadını korumaktan ve anne olduktan sonra kadını desteklemekte yetersizdir. Kadın her zaman mücadele ederek adil yaşam ve sosyal haklarını almak zorunda kalmaktadır.  Oysa, kadın çalışanların iş gücüne kattığı verim ve değer daha yüksektir. Bugün, kadın girişimcilerin kurduğu ve yönettiği işletmelerin daha başarılı olduğunu görmekteyiz.

Yerel yönetimlerde ve sosyal girişimler iyi uygulama örnekleri var mı?

Yerel yönetimlerde üretici birlikleri ve kooperatifler her zaman daha başarılı sonuçlar veriyor. Ülkemizde üreticiler arası birlikte hareket etme ve birlik olma çabası çok düşük. Oysa, küçük işletmelerin ayakta kalması, krizlerde hızlı çözüm üretebilmesi, maliyetleri düşürmesi ve satış garantisi sağlayabilmesi için kişi ve kuruluşların iş ortaklıkları kurması şart. Sosyal girişimcilik alanına kayan genç ve heyecanlı girişimcilerin arttığını görüyorum. Kurumsal hayatı bırakıp kendi sosyal girişimini kuran beyaz yakalıların sayısı da bir hayli fazlalaştı. Bunlar çok umut verici. Sistemli çalışıp, iyi bir iş planı hazırladıktan sosyal girişimlerin başarısız olması çok zor.Biz sosyal girişim olarak bugüne kadar kendi çabamızla ayakta kalmayı başardık. Yine üreticisi olduğumuz ‘Good4Trust’ sosyal girişim ağı çok iyi bir model.