COVID-19 Salgınına Karşı İzolasyon Önlemleri 2 Yıl Sürebilir

Bilim dünyasının önde gelen dergilerinden Science’da yayımlanan “Salgın Sonrası Dönemde SARS-CoV-2’nin İletim Dinamiklerini Yansıtmak” başlıklı makaleye göre sosyal mesafe önlemleri 2022 yılına kadar sürebilir.

Bilim dünyasının önde gelen dergilerinden Science’da yayımlanan “Salgın Sonrası Dönemde SARS-CoV-2’nin İletim Dinamiklerini Yansıtmak” başlıklı makalede, COVID-19’un iletimi üzerine bir model elde edebilmek için ABD’den gelen zaman serileri üzerinden Betakoronavirüs OC43 ve HKU1 için mevsimsellik, bağışıklık ve çapraz bağışıklık tahminleri açıklanıyor. Harvard Üniversitesi İmmünoloji ve Bulaşıcı Hastalıklar bölümü öğretim üyesi Stephen M. Kissler öncülüğündeki ekip, COVID-19’un tekrarlayan kış salgınlarının; muhtemelen ilk, en şiddetli pandemik dalgadan sonra ortaya çıkacağını öngörüyor.

Stephan M. KisslerKissler öncülüğünde yazılan makaleye göre, “Sosyal mesafe önlemlerinin başarısını gösteren önemli ölçüt yoğun bakım ünitelerinin kapasitelerinin aşılıp aşılmadığıdır. Bu riskten kaçınabilmek için 2022 yılına kadar sürebilecek uzun süreli ya da aralıklı sosyal mesafe önlemleri gerekli olabilir. Yoğun bakım ünitelerinin kapasitelerinin genişletilmesi ve etkili bir terapi dahil olmak üzere ek müdahaleler kesintili olarak uygulanan sosyal mesafe önlemlerinin başarısını arttıracak ve sürü bağışıklığının kazanılmasını hızlandıracak. Bu nedenle COVID-19 virüsüne bağışıklığın kapsamını artırmak ve salgının süresini belirlemek için boylamsal serolojik testlere acilen ihtiyaç bulunmakta. Virüsle mücadelede kayda değer bir ilerleme durumunda bile COVID-19 virüsünün gözetiminin sürmesi gerekiyor. Çünkü salgın sürecinde yeniden bir canlanma en geç 2024 yılına kadar mümkün olabilir.”

Stephen M. Kissler: Yaklaşan Sosyal ve Ekonomik Yükün Farkındayız Fakat..!

Dünya Sağlık Örgütüne göre 17 Nisan 2020 tarihi itibariyle COVID-19 virüsü bulaşan kişi sayısı 2 milyon 74 bin 529 kişi iken, ölüm sayısı ise 139 bin 378. Virüsle mücadelede küresel ölçekte birçok ülke sıkı karantina ve sosyal mesafe önlemlerini önceleyen baskılama stratejisi uygulanmakta. Bunun yanında farklı bilim dallarından bilim insanları COVID-19 krizinin toplumsal, siyasi ve ekonomik sonuçlarıyla ilgili çalışmalar gerçekleştirmekte.

Harvard Üniversitesi’nden Stephen M. Kissler, Christine Tedijanto, Edward Goldstein, Yonatan H. Grad ve Marc Lipsitch’in gerçekleştirdiği araştırma ise krizin ne kadar sürebileceğine ve kriz sonrası dönemde salgının yeni şekline odaklanıyor. Kissler öncülüğünde kaleme alınan makale COVID-19 virüsünün yılın her zamanında çoğalabileceğinin altını çiziyor. Ayrıca COVID-19 virüsüne karşı kalıcı bir bağışıklık gelişmemişse, muhtemelen virüs normal dolaşıma girebilir. Bilim adamlarının üzerinde çalıştığı çeşitli senaryolara göre COVID-19 virüsü:

  • Grip salgınına benzer bir şekilde insanlar üzerindeki diğer betakoronavirüslerle birlikte muhtemelen önümüzdeki 5 yıl boyunca yıllık, iki yıllık ya da düzensiz aralıklarla uzun vadeli bir dolaşıma girebilir.
  • İletimindeki mevsimsel değişim miktarı, tıpkı grip için olduğu gibi değişik coğrafyalar arasında farklılık gösterebilir.
  • [Bağışıklık kalıcıysa] büyük bir salgına neden olduktan sonra beş veya daha fazla yıl sonra yok olabilir.

Ayrıca Harvard ekibinin iddialarına göre:

  • Bir dönemlik sosyal mesafe çabaları COVID-19 salgınının zirve noktasını sonbahar aylarına doğru itebilir.
  • Kış aylarında bulaşıcılığın artması durumunda yoğun bakım üniteleri üzerindeki yük artabilir. 
  • Belirli dönemlerde uygulanabilecek sosyal mesafe önlemleri yoğun bakım talebini azaltarak krizi yatıştırabilir. Ancak sosyal mesafe önlemlerinin zamanlamasını doğru belirlemek ve bir “yoğun bakım” krizi yaşamamak için yaygın bir gözetim gerekecektir.
  • Yeni terapiler, aşılar ve karantina gibi müdahaleler salgının kontrolünü sağlamak için sıkı sosyal mesafe önlemlerine olan ihtiyacı azaltacaktır; aksi takdirde sıkı sosyal mesafe önlemleri 2022’ye kadar sürebilir.
  • Sosyal mesafe önlemlerinin giderek uzaması büyük bir sosyal ve ekonomik yükü de beraberinde getirecektir.

COVID-19 için Acil öncelikler:

-Salgının süresini kısaltmaya çalışmak

-Kritik hastalar için yeterli yoğun bakım desteği verebilmek

-Yoğun bakım kapasitesini arttırmak

-Ek müdahaleler gerçekleştirmek

Makalesinde salgın ve salgın sonrası dönemin yoğunluğu ve zamanlamasının; bulaşma oranındaki mevsimsel değişimin büyüklüğüne ve betakoronavirüsler arasında var olan çapraz bağışıklık seviyesine bağlı olacağını belirten Kissler; bu süreçte yüksek etkide bir sosyal mesafe önlemi için Güney Kore ve Singapur’da uygulandığı gibi temas takibi ve karantinaya dayalı bir strateji olumlu sonuçlar verebileceğini vurguluyor. Kissler’e göre “yoğun bakım kapasiteleri artırılmadığı,  tedavi ve aşı mevcut olmadığı sürece 2022 yılına kadar sosyal mesafe önlemlerinin uygulanma ihtimali bulunmakta.”

Sağlık Sistemi Üzerindeki Potansiyel Felaket!

Aralıklı da olsa, sosyal mesafe önlemlerinin uygulanmasının büyük ölçüde olumsuz ekonomik, sosyal ve eğitimsel sonuçlara yol açabileceğinin farkında olduklarını vurgulayan Kissler ve ekibi; amaçlarının alternatif yaklaşımlar ışığında salgının muhtemel yörüngesini tanımlamak olduğunun altını çiziyor. 

Araştırmaya göre sosyal mesafe önlemlerinin yeterince etkili olmaması ve / veya yeterince uzun süre devam etmemesi durumunda öngörülen sağlık sistemi üzerindeki potansiyel felaket yükünü göz önünde bulundurmak gerekiyor.

Makale için:

Kissler, Stephen M. & Tedijanto, Christine vd. (April 14, 2020), “Projecting the Transmission Dynamics of SARS-CoV-2 Trough the Postpandemic Period” Science, DOI: 10.1126/science.abb5793