‘Sosyal Medyada Kamuoyu Baskısı Oluşmazsa Annemin Katili İndirim Alabilir’

İstanbul’da Maltepe ilçesinde Gülensu Mahallesi’nde yaşayan 51 yaşındaki Fatma Şengül 30 Mart 2019’da sabah evden işe gitmek için sırada aynı iş yerinde çalıştığı Zeynel Akbaş tarafından öldürüldü. Zeynel Akbaş daha sonra da kendisini yaraladı. 2 gün yoğun bakımda kalan Akbaş tedavisinin ardından tutuklandı. Fatma Şengül’ün çocukları tıpkı Giresun’de şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden Rabia Naz Vatan’ın babası, Kocaeli Gölcük’te 17 yaşında öldürülen Ecem Balcı, Ankara’da öldürülen 23 yaşındaki Şule Çet’in arkadaşları ve ailesi gibi bireysel adalet arayışlarını sosyal medyadan sürdürüyor. Fatma Şengül’ün kızı Açelya Şengül Twitter’da ‘@fatmaninsesi’ isimli bir hesap açarak neler yaşandığını duyurmaya çalışıyor.

Fatma Şengül’ün ailesine sosyal medyanın yanı sıra Gülsuyu Gülensu Kadın Dayanışma Derneği, Mor Dayanışma Derneği ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu destek veriyor. Gülensu Kadın Dayanışma Derneği’nin çağrısıyla Fatma Şengül’ü son yolculuğuna kadınlar uğurladı. Mor Dayanışma Derneği ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ise aileye avukat desteğinde bulundu.

Maltepe’de yaşayan Fatma Şengül eşini 99’da trafik kazasında kaybettikten sonra çalışmaya başlamış. 3 çocuk annesi Şengül’e 5 yıl önce meme kanseri teşhisi konmuş. Bankadan kredi çekerek emekli olan Şengül tedavisinin ardından bu kez borçlarını ödemek için yeniden iş hayatına dönmüş.

Özel bir bankanın emekliler derneğinde çalışan Fatma Şengül, aynı iş yerinde çalışan Zeynel Akbaş tarafından mobbinge uğradığını kızına anlatmış. Açelay Şengül annesinin anlattıklarını ve cinayet gününü şöyle anlatıyor:  “Annem öldürülmeden önce katilini sürekli ‘Çalışmıyor, çalışmadığı için iş yükü benim omuzlarıma kalıyor. Kendini kovdurup tazminatını almak istiyor. Çok yoruluyorum. Orada çalışmak istemiyorum’ diye şikayet ediyordu. Ben de ‘Anne sabret borçlarımız biraz hafifleyince çıkarsın’ dedim. Bu konuşmayı 29 Mart gecesi yapmıştık. 30 Mart günü annem evden çıktıktan hemen sonra 2 kurşun sesi duydum. Cama koşunca komşumuz ‘Koş annen düştü’ dedi. Annem silah sesinden korkardı. Korkudan bayıldığını düşündüm. Yanına gidip ‘Anne kalk silah patladı bir şey olmadı’ dedim. Sonra fark ettim ki kurşun anneme gelmiş. 4 kurşun isabet etmiş. Annemi öldüren adam intihar ettiğini göstermek için kendisini de yaralamıştı. İfadesinde ‘Fatma beni iş yerinde küçük ve hor görüyordu. Akşam planladım. Sabah da gidip öldürdüm’ demiş. Zeynel Aktaş 2 gün yoğun bakımda kaldı. Tedavisi bitince de tutuklandı. “

Açelya Şengül cinayet sonrasında annesinin iş yerinin ise zanlı ile Fatma Şengül’ün aralarının iyi olduğunu ifade etmişti. Açelya Şengül,  “Annemin çalıştığı yer ‘Araları iyiydi. Bize hiç şikayette bulunmadı’ demişlerdi. Ama annem bana Zeynel Akbaş’ı müdürlerine şikayet ettiğini söylemişti. İş yerini korumak için böyle bir açıklamada bulundular” diyor.

Annesinin öldürülmesinin ardından sosyal medyada kampanyaya başlayan Açelya Şengül neden buna başvurduğunu ise şöyle açıklıyor: “Kamuoyu baskısı oluşmazsa bu adam cezasında indirim alabilir. Kadın cinayetlerinde, çocuk istismarı davalarında kamuoyu baskısı oluşmadığında cezada indirim alıyorlar. O adamın en ağır cezayı almasını istiyorum. Annem biraz olsun huzur içinde uyusun diye. Biz sosyal medyadan sesimizi duyurmaya çalıştıktan sonra birçok insan bize destek olmaya başladı.”

Sosyal medyanın gösterdiği duyarlılığı medyanın göstermediğini ifade eden Açelya Şengül, “Medyadan birçok isme, televizyon kanalına ulaşmaya çalıştım. Daha çok insana sesimizi duyurmaya çalıştım. Ama ‘aşk cinayeti’ olmadığı için reyting kazandırmayacağını düşünüp haber yapma değeri görmüyorlar” diyor.

“Kamuoyu Sosyal Medya ve Sivil Toplumun Desteğiyle Oluşturuluyor”

Mor Dayanışma Sözcüsü Dürdane Adıgüzel de hukuk sisteminin  kadın cinayetleri, çocuk istismarı ve hayvana işkence konusunda yeterli cezaları vermemesi nedeniyle ailelerin sosyal medya ve sivil toplumdan yardım istediğini söylüyor. “Kamuoyu ancak bu şekilde oluşturuluyor” diyen Adıgüzel sözlerini şöyle sürdürüyor: “Biz sivil toplum olarak Fatma Şengül’ün ailesiyle cinayetin hemen ardından bir araya geldik. Avukat yardımında bulundu. Duruşma tarihi belli olduktan hemen sonra biz de sosyal medya üzerinden kampanya düzenleyip kadın kurumlarını ve kadınları adliye önüne çağıracağız. Kamuoyunu oluşturmaya çalışacağız. Kamuoyunu oluşturamazsak sanık takım elbise giyip, ‘pişmanım’ diyerek indirim olabilir. Kadın cinayeti zanlıların müebbet alabilmesi için sosyal medyadan yardım isteme zorundayız.”

“Adalet Arayışındaki Aileler Yalnız Bırakılmamalı”

Ailelerin hem dava sürecinde hem sonrasında yalnız bırakılmaması gerektiğini vurgulayan Adıgüzel,  “Aileler çok yalnız bırakılıyor oysa bu ailelerin psikolojik destek almaları gerekiyor. Fatma Şengül cinayetinde olduğu gibi geride kalan genç insanlar hayata tutunmaya çalışıyor. Rabia Naz Vatan olayında da gördük. Baba çocuğu için adalet arıyor. Sosyal medya aracılığıyla sesini duyuruyor. Sosyal medyadan ‘Sesimi duyan var mı?’ diye birçok kadın sosyal medyadan destek istiyor. Elleri kolları bağlandığı için sadece sosyal medya ve sivil toplum üzerinden destek bulmaya çalışıyor” diyor.

Medyada her olayın her cinayetin eşit yer bir şekilde yer almadığını ve ailelerin aynı desteği göremediğini söyleyen Adıgüzel “Fatma Şengül cinayeti ilk medyada yer aldığında “Aşk cinayeti” diye servis edildi. Yani medya olaya popülerlik ve magazinel açıdan bakıyor sadece. Oysa Fatma Şengül cinayeti aşk cinayeti değil” ifadesini kullanıyor.

Gülsuyu Gülensu Kadın Dayanışma Derneği’nden Zülfüye Akkaya ise, ailelerin neden sosyal medyaya yöneldiğini şu sözlerle değerlendiriyor: “Devlet duyarsız kalıp ailelere sahip çıkmadığı için insanlar seslerini sosyal medyadan duyurmaya çalışıyor. Ancak sosyal medyanın yanında sivil toplum örgütlerinin de sessiz  kalmaması gerekiyor.”

İlgili Yazılar

Tüm Haberler