Rıdvan Kuday: A4 Atölye Açık Sanat Alanı, Herkes Gelip Üretebilir

Öğretmen Rıdvan Kuday, açtıkları sanat galerisinin en önemli amacını şu sözlerle açıklıyor: "gençlerin hareketli sanat hayatından kopmamasını, memleketlerinde de sanatsal faaliyetlerine devam etmelerini ve performanslarını sergileyebilmelerini istedik. Öncesinde uzunca bir fizibilite çalışması yaptık. Böyle bir mekâna olan ihtiyacı fark ettik. İsmini de ‘A4 Atölye’ koyduk. A4 açık sanat alanı demek zaten. Yeni bir sayfa yeni bir isim olarak başlamak istedik. Herkes gelip üretebilir, isterlerse ürettikleri çalışmalarını sergileyebilir."

Diyarbakır Güzel Sanatlar Lisesi öğretmenlerinden Aziz Tilki ve Rıdvan Kuday, genç sanatçıları desteklemek, sanatsal çalışmalarda bulunabilecekleri mekan sunabilmek amacıyla kurdukları A4 Atölye ile kente yeni bir sinerji kazandırmak istiyorlar.

Özellikle genç sanatçıların görünürlüğü için iyi bir açık alan olduğunu savundukları A4 Atölye’yi herhangi bir yerden fon almadan tüm giderlerini kendileri finanse eserek ayakta tuttuklarını söyleyen Rıdvan Kuday ile halihazırdaki çalışmalarını ve hedeflerini konuştuk.

Diyarbakır’da Sanatçıların Yeni Mekânı: A4 Atölye

Hayırlı olsun temennileriyle A4 Atölye’nin kuruluş serüvenini ve amacını öğrenebilir miyiz?

Biz Güzel Sanatlar Lisesi’nde çalışan iki öğretmeniz. Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinde okuyan mezunlarımızın bir kısmı Avrupa’da ve özellikle İstanbul’da isimleri duyulan başarılı sanatçılar oluyorken diğer kısmı da Diyarbakır’a geri dönmeyi tercih ediyor. Bu gençlerin hareketli sanat hayatından kopmamasını, memleketlerinde de sanatsal faaliyetlerine devam etmelerini ve performanslarını sergileyebilmelerini istedik. Öncesinde uzunca bir fizibilite çalışması yaptık. Böyle bir mekâna olan ihtiyacı fark ettik. İsmini de ‘A4 Atölye’ koyduk. A4 açık sanat alanı demek zaten. Yeni bir sayfa yeni bir isim olarak başlamak istedik. Herkes gelip üretebilir, isterlerse ürettikleri çalışmalarını sergileyebilir.

A4 atölye açıldığı günden bu yana hangi çalışmalara imza attı?

Açılışımızı Berna Tilki’nin seçkisiyle yaptık. Berna Tilki aynı zamanda yürütücü ortağım Aziz Tilki’nin eşiydi. Kendisini iki yıl önce kaybettik. Atölyemizi ona atfettik. Kadın bir sanatçı ile açılışımızı yapmak istememizin bir sebebi de yıllardır süregelen ataerkilliği kırmak ve kadın sanatçıların çalışmalarını pozitif ayrımcılık ilkesiyle ön plana çıkarmaktır. Çünkü bölgedeki erkek sanatçıların sayısının ve görünürlüğünün kadın sanatçılardan daha çok olduğunu gözlemledik. Bu da bizimi için bir motivasyon oldu. Berna Tilki seçkisinden sonra Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın bir çalışmasına ev sahipliği yaptık. O çalışma da mülteciler ve Türkiyeli gençlerin ortak fotoğraf çalışmasıydı. Böyle toplumsal bir meselenin bir parçası olduğumuz içinde mutlu olduk. Sonraki süreçte bir çağrıya çıktık ve sanatçılardan yaptıkları çalışmaları göndermelerini istedik. Birçok dosya geldi ve ilk olarak Ümmihan Bulut’un eserlerini sergiledik. Ben açıkçası bu sergiyi çok önemli buluyorum.

Neden?

Açıkçası dosyasını elimize alır almaz bizi cezbetti. Hem gravür çalışması çok yapılan bir alan değildi hem de Ümmihan Bulut’un çalışmaları bizim için orijinaldi. Ümmihan’ın Diyarbakırlı bir kadın olması, temasının sertliği ve resimlerini az kullanılan bir yöntemle yapmasından dolayı onu tercih ettik. Şöyle ki gövde üzerinde beden kullanmasını ve şiddet meselesini işlemesini kendine has bulduk. Ümmihan Ankara’da ailesiyle beraber altı yıldır kasap dükkanında çalışıyor. Eti kesiyor, biçiyor, satıyor. Bu kadavraları sonra resme döküyor. Kendi kişisel süreçleri de bizi onun çalışmalarına ev sahipliği yapmaya yöneltti. Gördüğümüz ilgiden de aslında ne kadar doğru bir tercih yaptığımızı anladık. Ayrıca Ümmihan Bulut güzel sanatlar öğrencilerine gravür atölyesi düzenledi. Tekniği Diyarbakır’da kullanılan bir teknik değil. Çocuklar ilk kez Goya döneminden kalan bir tekniği deneyimlediler.

‘Kim Ne Yapıyorsa Sanat İçin Bu İyi Bir Şeydir!’

Diyarbakır’da bir fizibilite çalışmasından sonra sanatsal üretim için bir alana/mekâna yönelik ihtiyacın olduğunu söylediniz. Bu çalışma süresince neleri gözlemlediniz? Diyarbakır’daki sanat hareketliliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Diyarbakır’da geçen sene küratöryel çalışmalar ve ‘Loading’ ile güncel sanat söyleşileri gerçekleştirildi. Bu söyleşilerde yurt içinden ve yurtdışından sanatçılar bir araya geldi ve üreten sanatçıların arşivlerini yapıldı. Diyarbakır bu yıl da çok hareketli inanılmaz iyi işlere olanak sağlıyor. Mardin Bienali’nin olması aslında bu hareketliliği de arttıran bir faktördü. Bölgeye ulusal ve uluslararası alanlarda çalışma yürüten sanatçıların gelmesi iyi bir etkileşime olanak sağladı. Yani koleksiyonerler, sanatçılar ve sanatseverler bir araya gelme, buluşma imkânı buldu. Bianeller bir açıdan da şehrin görünürlüğünü arttırıyor. Bundan dolayı aslında bu bianel şehrin turizmine de olumlu şekilde etki etmiştir diyebiliriz.  Bianelin yan etkinliği niteliğinde bir çalışmayı Loading yaptı. Ama güncel sanatın Diyarbakır’daki tarihsel sürecine baktığımızda DSM’yi söylemezsek olmaz. 2000’lerden beri sanat alanında bir birikim varsa bunda DSM’nin etkisi büyüktür. Bunun dışında Wephotos ise 2011 yılında fotoğraf ajansı olarak kuruldu. 2018 yılında da bölgedeki çağdaş sanat dinamiklerinin etkisi ile bir inisiyatife dönüştü. Kültür için alan diye bir grup vardı bu grubun üreten insanlara çok etkisi oldu. Karşılaştırmalı edebiyat günleri, Şehrebak Projesi gibi etkinliklerle şehir nefes aldı. Bu gibi çalışmalar insanın yaşama motivasyonunu ve estetik algılarını arttırıyor o yüzden ‘’kim ne yaparsa sanat alanında iyi bir şey bu’’ diyoruz.

A4 Atölye hangi çalışmaları ve kimleri destekleyecek? Açık alanın kullanımı için belirlediğiniz kriterler nelerdir?

Desteklediğimiz alan sadece resim alanı değil video-art, fotoğraf, heykel gibi güncel sanat alanlarını da destekliyoruz. Özellikle genç sanatçıların performanslarını/üretilerini sergilemeleri konusunda teşvik edici olmak istiyoruz. Sergi yapmayı düşünürlerse malzeme desteği sağlıyoruz ve mekanımızı kendilerine bir üretim alanı olarak kullanmalarını istiyoruz. Birbirlerinden bihaber olan ama aynı zamanda birbirlerinden öğrenecekleri çok şey olan genç sanatçılar var. Aslında bir nevi birbirlerini görüp duymaları için aracı da olmak istiyoruz. Ne kadar düşünülürse ne kadar üretilirse ne kadar konuşulursa o kadar iyi işler çıkar. Biz de bir havuz oluşturmak ve sanatçılar gelsinler birbirlerini tanısınlar birbirlerine yeni bir bakış açısı kazandırmalarını istiyoruz. A4 Atölye onların özgür alanı olsun, sanat yolculuklarına biz de tanıklık edelim diyoruz. Bunlar bizim temennilerimiz. Bu temennilerle beraber bize başvuranların dosyalarını inceliyoruz, bakıyoruz. Uygun gördüklerimizi belirli bir programa göre sıralıyoruz.

A4 atölye olarak hep genç sanatçılara destek vermek istediğinizden bahsettiniz…

Seçerken aslında sanatçıları umutsuzluktan kurtaracak, görünürlüklerini arttıracak bir alan yaratmak istedik. Küresel krizlerin yaşandığı bu zamanda sanatçı olarak ayakta kalmak zaten yeterince zor. Bir dayanışma sinerjisi de olsun istedik açıkçası.

Geleceğe dair hedefleriniz neler? Sanatseverler sizden ileri zamanlarda neler görecek?

Biz bu topraklarda doğan, bu topraklardan beslenen tüm sanatçıları atölyemizde ağırlamak isteriz. İlk hedefimiz kendi sanatçılarımızı kendi halkımızla buluşturmak. Sonra uluslararası bir çalışma yürüterek oradaki sanatçıları buraya getirmek ve bölgedeki sanatçıları da yurtdışıyla buluşturmak. Diyarbakır’ı sanatın merkezi haline getirmek en büyük hedefimiz. A4 atölye Diyarbakır’a yeni bir soluk kazandıracaktır. Söylediğimiz sözü yine tekrar etmek isterim ki: ‘Kim ne yapıyorsa sanat için bu iyi bir şeydir! ’

Görseller:  Ümmihan Bulut Sergisinden