“Ders Kitaplarında ‘Güçlü Kadına’ Yer Yok”

Dr. Canan Aratemur Çimen ve Dr. Sezen Bayhan tarafından hazırlanan raporda, yeni müfredat programı doğrultusunda hazırlanan ders kitaplarında; kadınları siyasi otorite ve güç sahibi pozisyonlarda temsil eden bölümlerin çıkarıldığı belirtiliyor.

Karşılaştırmalı Eğitim Derneği, 2017-2018 eğitim öğretim yılında yenilenen müfredat doğrultusunda hazırlanan ders kitapları ile bir önceki eğitim öğretim yılında kullanılan ders kitapları arasında sekülerizm ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki farklılıklarını, Değişen Ders Kitaplarında Sekülerizm ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Araştırmasıyla raporlaştırdı.

Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (BEPAM) düzenlenen toplantıda, araştırmayı yapan Dr. Canan Aratemur Çimen ve Dr. Sezen Bayhan sonuçları bir sunumla paylaştı. Eleştirel söylem analizi yöntemiyle yapılan araştırmada, 2016 ve 2017 yıllarında basılan 1. Sınıf Türkçe, 1. Sınıf Hayat Bilgisi, 5. Sınıf Türkçe, 5. Sınıf Sosyal Bilgiler, 5. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, 9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı, 9. Sınıf Tarih, 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitapları incelendi.

Araştırmanın toplumsal cinsiyet bölümündeki bulgularında; kadınların görünürlülüğünün azaldığı, aile içi iş bölümünde cinsiyet ayrımcılığı, iş hayatı ve mesleklerde toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ve örtük söylemlerde cinsiyet ayrımcılığı yapıldığına dikkat çekiliyor.  Tarih yazıcılığında kadınların rolü üzerine olan bölümlerin kaldırılması, kadınları siyasi otorite ve güç sahibi pozisyonlarda temsil eden bölümlerin çıkarılması, kadın-erkek eşitliğine ve kadın haklarına dair ifadelerin kaldırılması ve namus kelimesinin geri dönüşünün, kadınların görünürlülüğünün azalmasına sebep olduğu belirtilen araştırmaya göre, bunun sebebinin kadın kelimesinin 2017 Tarih Öğretim Programları metninden çıkarılması olduğu vurgulanıyor.  2016 kitabında kadınların siyasi otorite olarak temsil edildiği bölümlerden en önemlisinin “Türk Toplumunda Kadının Yeri” bölümü olduğu belirtilirken, bu bölümün  2017 kitabında böyle bir başlık bulunmadığı ve söz konusu içeriğin tamamen çıkarıldığı vurgulanıyor.

Araştırmanın insan hakları bölümündeki bulgularında ise; İnsan hakları, inanç özgürlüğü, milli kimlik ve vatandaşlık konuları ile ilgili olarak 2016 ve 2017 ders kitapları arasında farklılıkların en belirgin şekliyle 9. Sınıf Tarih ve 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarında ortaya çıktığı belirtiliyor. 2016 ders kitaplarında evrensel insan hakları söylemi varken, 2017 kitaplarında insan hakları göreceli ve tekil bir kavram olarak inşa edildiğinin savunulduğu raporda, “2016 yılı 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitabında insan haklarına saygı toplumu birleştiren temel değerlerden biri olarak sıralanırken, 2017 ders kitabında aynı konu altında insan haklarından bahsedilmemektedir. Tam tersine, göreceli bir toplumsal değer vurgusu yapılmaktadır. Her iki kitapta da bulunan “İnsan Haklarına Saygı” (2016, s.86; 2017, s.96) konusunda 2016 ders kitabı daha evrensel ve seküler bir insan hakları söylemi kullanmaktadır. İnsan haklarına saygıyı toplumu birleştiren temel değerlerden biri olarak nitelendirdikten sonra, İslam dininin insan haklarının korunmasına verdiği önemden bahsetmekte düşünce ve inanç özgürlüğünün İslam’da saygı gösterilmesi gereken bir hak olduğunu belirtmektedir. Diğer yandan 2017 kitabındaki “İnsan Haklarına Saygı” konu başlığında düşünce ve inanç özgürlüğünün bahsi geçmemektedir ve daha din merkezli bir insan hakları söylemi kullanılmaktadır. Kitap, alışılageldik anlamda bir insan hakları tanımı yapılarak başlanmasına rağmen bölüm sonunda konu önce kültüre, daha sonra ise İslami değerlere bağlanmaktadır “ görüşlerine yer veriliyor.

Sonuç bölümünde ders kitaplarının daha çoğulcu ve toplumsal cinsiyet eşitlikçi nitelikler taşıyabilmesi için yapılması gereken önerilerin de yer verildiği raporun tamamını okumak için tıklayınız.