Erdal Erzincan, Gezici Bağlama Atölyesi ile Çocukların Hayallerini Gerçekleştiriyor

Dünyanın sayılı bağlama virtüözlerinden biri olarak kabul edilen Erdal Erzincan, “Erzurum’da yaşadığım çocukluğumun hayali” dediği “Gezici Bağlama Atölyesi” fikrini hayata geçirmeye başladı.

Erdal Erzincan Gezici Bağlama Atölyesi’ne seçilen yaşları 8-12 arasında olan 25 öğrenci atölyede verilen nota, bağlama, solfej derslerinden ücretsiz olarak yararlanacak.

Üç yıllık bir eğitim programını içeren Gezici Bağlama Atölyesi’ndeki dersler Erdal Erzincan Müzik Kursu’nda uygulanan sisteme göre verilecek.

“Erdal Erzincan Gezici Bağlama Atölyesi”, Erzurum, Erzincan ve Dersim’de yapılan öğrenci seçme çalışmalarının ardından derslere başladı.

Erdal Erzincan Gezici Bağlama Atölyesi’nin ilk dersi 15 Eylül’de Dersim’in Pülümür ilçesine bağlı Dağyolu Köyünde gerçekleştirildi.

Atölyenin İlk Gününden İzlenimler

Biz de Sivilsayfalar adına atölyenin ilk günkü çalışmalarını yerinde izledik.

Erzincan ve Dersim’den velileriyle gelen birbirinden yetenekli 25 öğrenci ellerinde bağlamalarıyla heyecanlı bir şekilde usta sanatçı Erdal Erzincan’ın gelmesini bekliyorlardı. Erdal Erzincan’dan ders alacaklardı nasıl heyecanlanmasınlar ki.

Erdal Erzincan, eşi sanatçı Mercan Erzincan ve oğlu Ali ile derslerin yapılacağı alana geldiğinde öğrencilerin mutluluğu görülmeye değerdi.

Atölye çalışması köyde bulunan eski okul binasında yapıldı. Erdal Erzincan önce öğrencilere ardından velilere atölye çalışması hakkında bilgi verdi.

Erdal Erzincan tarafından öğrencilere hediye edilen Bağlama Metodu kitabıyla atölyenin ilk dersi nota eğitimiyle başladı.

Gün boyu süren dersler Erdal Erzincan ve Mercan Erzincan tarafından verildi.

Projenin fikir sahibi Erdal Erzincan ile proje katılımcıların Gezici Bağlama Atölyesi’ne dair görüşlerini aldık.

“Çocukluk Hayalimi Gerçekleştiriyorum”

Genç yaşta bağlamanın “şelpe” diye bilinen elle çalma tekniğinin ustası olmuş, eğiticilik ve metod yazmak gibi çalışmalar da yapan Erdal Erzincan  “Gezici Bağlama Atölyesi” projesiyle bir ilki gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor.

Atölye fikri nasıl doğdu?

Gezici Bağlama Atölyesi fikrinin temelinde ‘Erzurum’da yaşadığım çocukluğum yatıyor. Bir anlamda proje, şimdiki çocukların özelinde, kendi çocukluğuma yaptığım bir hizmet. O günlerde bağlama çalmaya başlamıştım ve daha fazlasını nasıl öğrenirim diye düşünüyordum. Ancak köyde ya da yakın çevrede bir bağlama hocası bulmak olanaksızdı ve çaresizliğim giderek umutsuzluğa dönüşmüştü. Sonrasında İstanbul’a geldim ve aradıklarımı buldum. Hocalarım oldu, konservatuarda okudum, umutlarım yeşerdi, hedeflerime ulaştım. Ancak benim gibi hedefleri olan fakat imkanı olmayan doğudaki çocuklar için ne yapabilirim. Bunu kendime dert edindim. Onların hayallerini nasıl gerçekleştirebilirim diye düşündüm ve sonra bu projeyi hayata geçirmeye karar verdim

Nerden başlamalıydım. Önce doğduğum, büyüdüğüm topraklardan başlamalıydım. Ve Erzurum, Erzincan ve Dersim’den bu projeyi başlattık.

Köy Köy Gezeceğiz

Projenin adı “Gezici Bağlama Atölyesi”, köy köy gezeceğiz. Her köy bizim için bir farklı bir derslik olacak. Aynı zamanda onların hocası sadece ben olmayacağım, o köylerdeki kaynak kişiler olacak. O kaynak kişilerle bu çocukları tanıştıracağım. Aslında asıl hocanın onlar olduğunu  anlatmaya çalışacağım. Çünkü bu geleneksel müzik onlarla taşınmış. Aşıklarla, dedelerle, zakirlerle, davulcularla, zurnacılarla, kavalcılarla, köyde yaşayan o icracılarla taşınmış. Bizler icracıyız, bu müziğin asıl sahipleri onlar. O yüzden onlarla tanıştırmadan bu eğitim eksik kalacağını düşünüyorum.
Çalışma için belirlenen köylerin özellikle bağlama geleneğiyle uygunluğu göz önünde bulundurulacak. Bu yöntemle öğrencilerin geleneksel bağlama eğitimiyle yakın bir bağ kurması hedefliyoruz.

Aslında büyük kentlerde de bu eksiklik var. Çalıyorlar, öğrencilere nota, usül, makam öğretiyoruz ama köyü öğretemiyoruz, bu işin nerede doğduğunu öğretemiyoruz. Munzur suyunu içiyorlar ama o Munzur Gözeleri’ni göremiyorlar. Bu böyle bir süreç. Çocukların müziğin doğduğu yeri de görmesini istiyoruz. Onun için adını “Gezici Bağlama Atölyesi” koyduk.

“Burada Yetişen Öğrenciler Gelecek Kuşaklara Ders Verecek”

3 yıl sürecek bir çalışma, sınavlarımızı yaptık. Kendi köyümden başlayarak. 25 öğrenci seçtik 25 öğrenci ile 3 yıllık bir eğitim düşünüyoruz. Bu üç yıllık eğitim sonunda daha sonraki projelerde burada yetişmiş çocukların gelecek kuşaklara ders vermesini hayal ediyorum. Burada kendi kendine kaynayan bir şey olmasını istiyorum. Proje ile doğu ile batı arasındaki fırsat eşitsizliği ortadan kalkar, projenin bir amacı da tiyatrocu ve sinemacılara örnek olmak. Umarım herkes kendi uzmanlık alanını buraya taşır. Buradaki çocukların sadece bağlamaya ihtiyacı yok. Ben kendi uzmanlık alanımı buraya taşıyorum, keşke herkes uzmanlık alanını buraya taşıyabilse. Tabi ki bu bir imkan meselesi. Ben bunu on beş sene önce yapamazdım. Bu belli bir imkan dâhilinde olabiliyor. Şimdi imkanım var ve buraya gelme ihtiyacı duydum. Benim gibi imkanı olan bir çok sanatçı arkadaşım olduğunu biliyorum. Amacım onları motive etmek, onlarında bu projeye veya buna benzer projeler üretmesini temenni ediyorum.

Dersleri kimler verecek?

Dersleri cumartesi ve pazar günlerini yapacağız. Konserlerim olmadığı sürece her hafta ben dersleri vereceğim. Hatta konserlerimi de burdaki derslere göre ayarlıyorum. Şuan benim için önceliğim burası. Diğer dersler için İstanbul’dan alanında uzman eğitmenleri yönlendireceğiz. Bu şekilde atölye çalışmalarımız üç yıl sürecek.

“Kendimizi Şanslı Hissediyoruz”

Atölyenin öğrencilerinin projeye dair düşünceleri şöyle:

“Adım Çağan, bu kursa Dersim’den katılıyorum.  Erdal Erzincan’dan ders almak tabi ki çok güzel bir şey. Bu atölyenin bizi geliştireceğine inanıyorum. Burada olmaktan dolayı kendimi çok şanslı hissediyorum.”

“Adım Ali Umut, köy yerinde Erdal Erzincan gibi Türkiye’nin en büyük  bağlama ustasından ders almak gerçekten çok keyifli bir şey. Umarım bende Erdal Erzincan gibi büyük bir bağlama ustası olurum.”

“Adım Selin Alan, Erdal Erzincan’dan bağlama dersi aldığım için çok mutluyum, daha iyi olmak için elimden geleni yapacağım.”

“Bizim Çocuklarımıza Verilmiş Müthiş Bir Fırsat”

Kursiyerlerden Toprak Özcan Polat’ın annesi Burcu Polat, projenin çocuklara verilmiş müthiş bir fırsat olduğunu düşünüyor. “Erdal Hoca’nın bu hayali umarım çocuklarımızın da gelişmesine katkı sağlar. Oğlum adına çok mutluyum. Erdal Hoca bu atölye için tüm imkanları sağlıyor, bizde elimizden geleni sonuna kadar yapacağız. Erdal Erzincan’a bu değerli çalışması için teşekkür ederiz.” diyor.

“Erdal Hoca Bir Geleneği Sürdürüyor”

Pülümür Belediye Başkanı Müslüm Tosun, atölye çalışmalarının Pülümür’de yapılmasından dolayı şanslı olduklarını düşünüyor.

“Belediye olarak, atölye çalışmasının yapılacağı köyleri ve mekanları ayarlıyoruz. Projeye destek sunmaya çalışıyoruz. Atölye dersleri Pülümür’ün farklı köylerinde yapılacak. Proje çok değerli bir çalışma. Erdal Erzincan gibi bir ustanın bu çalışmayı yapıyor olması çok kıymetli bizim için. Öğrenciler çok heyecanlı ve istekli. Çok yetenekli çocuklar var, bunların önü açılacak Erdal Hoca sayesinde. Bağlamanın bizim toplumda, Alevi geleneğinde çok özel bir yeri var. Bu geleneğin sürdürülmesi önemsiyorum. Geçmişte Davut Sulari at sırtında köy köy gezip deyişleri, bağlamayı tanıtıyordu. Erdal Hoca da aslında unutulan bu geleneği bu projeyle hayata geçiriyor. Atölyenin amacına ulaşacağına inanıyorum. Erdal Hoca’ya teşekkür ediyorum. Biz elimizden gelen her türlü desteği kendilerine sağlayacağız.” diyor.

“Gezici Bağlama Atölyesi Geleneğin Köklerinden Doğuyor”

Müzik araştırmacısı Özgür Polat’a göre Gezici Bağlama Atölyesi, bağlama eğitimi alma imkânından yoksun çocuklara önemli bir fırsat sunuyor. Onların iyi bir eğitimi ücretsiz almalarına imkân sağlıyor. Atölyenin Erdal Erzincan gibi ustaların doğmasına
vesile olacağını düşünüyor.  

“Müzikal çalışmaları olan birisi olarak söylemek isterim ki Erdal Erzincan Gezici Bağlama Atölyesi bir olanaksızlığı ortadan kaldırdı. Aslında biz iyi çalmak için, iyi müzik eğitimi almak için büyük şehirlere gitme hayali kuruyoruz. Ankara’ya özellikle İstanbul’a. Çünkü iyi müzik eğitimini orda alacağımızı düşünüyoruz. Bugün Türkiye’nin en iyi virtüözlerinden biri belki de en iyisi, şuan bağlamayı en iyi temsil eden Erdal Erzincan şuan Pülümürü’n Dağyolu Köyünde, köyde yani.  Dolayısıyla bağlama açısından İstanbul artık burada. Belki 50 yıl önce böyle değildi. 50 yıl önce iyi çalanlar tam tersine köylerdeydi. Mesela Davut Sulari Çayırlı’daydı, Ali Ekber Çiçek Erzincan’daydı, Aşık Daimi buradaydı. Ama kentleşme ile birlikte artık bağlamada şehirleşti, çalma formu ve tekniği değişti. Üniversiteye girdi bağlama, akademik bir biçim kazandı bağlama. Dolayısıyla bununla birlikte bağlama evet değişime tabi oldu ama köklerinden de uzaklaştı biraz. Bence Erdal Hocayı Erdal Hoca yapan temel şey köklerine yaslanmak, geleneğe yaslanmak. Gezici Bağlama Atölyesi tam da bu köklerden doğuyor, buradan doğuyor. Bu nedenle bu çalışma çok değerli.” diyor.

Atölye çalışmasının ilk gününde Dağyolu Köyü sakinleri güleryüzlü ve çok misafirperverdi. Atölye katılımcıları için bol bol ikramda bulundular.

Erdal Erzincan, Gezici Bağlama Atölyesi ile Pülümür’ün dağ köylerinde verdiği müzik dersleriyle imkânı olmayan yetenekli çocukların hayallerine dokunuyor. Böyle anlamlı ve güzel çalışmaların çoğalmasını dileğiyle…

İlgili Yazılar

Tüm Haberler