Biz Burada Babalık Savunuculuğu Yapmaya Çalışıyoruz

İyi Babalar Platformu, kurucularının Ali Bayrı, Çetin Kılıç ve Burçin Özkan'ın olduğu AÇEV'in Baba Destek Programı eğitimlerini alan babalardan oluşan, tüm babalara açık olan, hiyerarşinin olmadığı, henüz tüzel bir kimliği olmayan 1 yıllık bir oluşum. Platform Bilgi Üniversitesi Sosyal Kuluçka Merkezi'nde kendisini geliştirmekte. Platformun kurucularından, aynı zamanda öğretmen olan Burçin Özkan ile platformdan, babalıktan, babasından ve kendi babalık deneyimlerinden konuştuk.

“Çok önemli bir paradoks içerisindeyiz: Babalar hem çocukları çok seviyorlar ama diyorlar ki çocukların gelişiminden anneler sorumlu.

Biz ise gönüllü babalardan gelen babalık savunuculuğunu biraz daha görünür kılmaya çalışıyoruz.

 Babalık savunuculuğu yaparken anneleri de desteklemiş oluyoruz aslında. Onların güçlü olması eşleriyle mümkün olabilecek.”

 

AÇEV Baba Destek Programı’na katılma hikayeniz nasıl?

 

Biz okuldan üniversiteden mezun olurken aile danışmanlığıyla ilgili mezun olmadık. Biz sadece öğretim programlarını öğrenerek mezun olduk. Rize’de öğretmenken köyde gidiyordum çocukların yanına ama hep bir şeyler eksik…Ben o eksikliğimi biliyorum. Bir gün birinci sınıf öğrencilerimle bir anket yaptım ve tek bir soru sordum onlara. O beni çok etkiledi… Çocuklara şey demiştim o dönemde önlerine bir kâğıt verdim. Kâğıt da şu: “ailenizden bir hediye isteseniz ne isterdiniz?”. Akabinde veli toplantısı yapıp velilere de aynı anketi yapıp çocukları tanıyıp tanımadıklarını öğrenmekti amacım. Bu sefer çocuk gözüyle sordum soruyu. Veliler toplantıya geldiklerinde ilk defa önlerinde kâğıt kalem olduğunu gördüler. “Çocuğunuz sizden bir hediye istese ne isterdi?” diye onlara da sordum. Herkesin kağıdını eşleştirdim. Bir tane velinin gözleri doldu. Ben sonucunu pek bilemiyorum tabi. Deneyerek oluyor. Toplantı bitti, herkes gitti, bekliyor bu veli de… Kadın bekliyor. Dedim benimle konuşmak istediğiniz bir şey mi var? Evet dedi kağıdını gösterdi çocuğun. Çocuk şunu yazmıştı: “ailemden bir hediye istesem babamın benim bir kere yanağımdan sıkmasını isterdim.” Bu benim hayatımı değiştiren hikayelerden birisidir. O çocuk şimdi uluslararası ilişkiler okuyor Bursa’da, öğrenci. Biliyorum yani. Sonrasında anneyle konuştuk biraz. Çok dramatik bir öykü tabi. Diğer çocuklar bisiklet istemiş, Barbie istemiş, Barbie çizme istemiş, işte bilgisayar isteyen… Çoğu bunları istemişti.

 

Sonra işte 2010’da AÇEV ile tanıştım ben. Sonra ben de aile eğitimleri vermeye başladım. Babalara aile eğitimleri vermeye başladım. AÇEV’de hem grup lideriyim hem saha danışmanıyım şimdi. Hala çalışıyorum. Önce 2010 yılında 15 günlük bir eğitici eğitimi seminerine gittik. Sonra biz her yerde aile eğitimlerine başladık bulduğumuz her yerde, her toplumda, dernekte, okulda… Yani bize imkân sağlanan her yerde 15-25 kişilik bir baba grubuyla akşamları her gün bir konu üzerinde çalıştık. Çocuğun sosyal gelişimini konuştuk, fiziksel gelişimini konuştuk, çocuğun cinsel gelişiminden, olumlu davranışları nasıl geliştirebiliriz, olumsuz davranışları nasıl giderebiliriz her hafta bir konu üzerine konuştuk. Bizim bir el kitabımız var onun üzerinden konuşuyoruz babalarla.

 

Platform fikri nereden çıktı?

 

Bu program 3 ay sonunda bitiyor. 7 yıllık hikâyenin sonunda biz şunu yaptık. Babalar bu program bittikten sonra bir gün bir yerde karşılaştığımızda “ya hocam keşke eğitim devam etseydi, bitmeseydi” diyorlar. Ama bunun ömür boyu sürecek bir eğitim olması mümkün değil tabi. Bunun hem maddi olarak hem zaman olarak olması mümkün değil. Bir babaya sürekli eğitim veremezsiniz. Ama biz şunu görüyorduk ki babalar bu eğitimlerden sonra müthiş değişimlere uğruyorlar özellikle çocuklarıyla olan ilişkilerinde. Bir kere babalar çocuklarıyla iletişim kuruyorlar, oyun oynuyorlar, çocuklarıyla vakit geçiriyorlar.

 

En son yapılan babalık araştırmasında çok ilginç bir şey var Türkiye’de. Türkiye’de babalar çocukları çok sevdiği için %92’si çocuk sahibi olmak istiyor ama, bu sefer babalara soruyorlar ki bu çocukların gelişiminden kim sorumlu bu babaların %91’i diyor ki anne sorumlu. Çok önemli bir paradoks içerisindeyiz. Babalar hem çocukları çok seviyorlar ama diyorlar ki çocukların gelişiminden anneler sorumlu.

 

Bizim bu eğitimden sonraki babalar çocuklarının gelişiminde daha aktif rol almaya başlıyor. Ben hayatta bulaşık yıkamam diyen bir babanın eşinin bana yaz tatilinde hocam eşim bulaşık makinasına bulaşıkları yerleştirip mutfakta makinayı boşalttı diyen annelerle de gördük biz tabi. Babalar çocuklarıyla vakit geçirirken diğer sosyal çevresi de değişiyor. Öfkesine hâkim olmayı biliyor. Çocuğunu döven babaya sorsanız neden dövüyorsunuz diye diyecek ki “ben çocuğumun iyiliği için yapıyorum”. Ona alternatif sunulmamış o zamana kadar. Yani fiziksel şiddetin, sözel şiddetin, duygusal şiddetin, cinsel, ekonomik şiddetin yanlış olduğu anlatılmamış babalara. Biz babalara bunları anlatıyoruz bu programda. Bunları deneyimliyoruz. Biraz da babalarla kendi babalığımızı konuşuyoruz.

 

Peki bu eğitim bir baba için bitti. Platform nasıl bir ihtiyaca cevap versin diye kuruldu?

 

Biraz geniş açıyla bakarsak toplum babalara babalıkla ilgili hiçbir konuda destek vermiyor. Ne bir üniversite ne bir eğitim programı. Annelere de bir desteği yok. Ama annelerin destek alabilecekleri bir kesim var. Anneliği destekleyen bir annesi var. Çocuğunun ateşini düşürmeyi bilemeyen bir anne annesini arayıp bu ateşi nasıl düşürürüm diye soruyor, yemekle ilgili kafasına bir şey takıldığı zaman işte bunu nasıl yapabilirim diye soruyor. Baba bunu sormuyor çünkü baba sorumluluk sahibi olmamış bunca zaman. Çocuğun gelişiminde herhangi bir sorumluluk sahibi olmamış, sadece eşinin, ailesinin ekonomik ihtiyaçlarını gideren biri olmuş. Okulunda öğretmenlerin veli toplantısına katılmamış. Çocuğun altını değiştirmemiş. Çocuğuyla vakit geçirenlerin en güzel vakit geçirme yöntemi televizyon izlemek araştırma sonuçlarından çıkan. Çocuğuyla vakit geçirmemiş, oyun oynamamış bir babalıktan bahsediyoruz.

 

Biz ne yapıyoruz? İyi Babalar Platformu olarak amacımız babaların güzel deneyimlerini bir şekilde diğer babalarla paylaşmak. Mesela bu konuyla ilgili bir saha araştırması yaptık. Bu bizim eğitimlerimize katılan babalara platformu tanıtıcı birtakım sorular sorduk. Bir tane babanın hikayesi vardı çok ilginçti. “Hocam” dedi, “benim 10 yaşında bir kızım var, doktor diş yapısından dolayı ona damak takması gerektiği söylendi. Ama dedi taktıramadım ne yaptıysam. Ödül aldım, ceza verdim hani ben de ağzıma damak yaptırdım beraber takalım diye. Keşke benzer bir sorunla karşılaşan bir baba olsaydı ve ben bu sorunu nasıl çözdüğünü bilebilseydim benim de kızıma bir faydam olurdu” dedi. Biz aslında biraz da bunu yapmaya çalışıyoruz. Deneyim paylaşımı…

 

Bu deneyim paylaşımı nasıl yapılıyor?

 

Bunu sosyal medya üzerinden yapmaya çalışıyoruz. Bir tane web sitemiz var. Çok aktif kullanamıyoruz. Yani biraz da bizden kaynaklı bir şey. O konuda da eksiğimiz var. Şu an Facebook var, Instagram var, Twitter var ama çok aktif kullanamıyoruz bunu. Babalar web sitemizde, Facebook’ta deneyimini paylaşıp “ben bu sorunla karşılaştım” ya da “ben bunu böyle çözdüm” ya da herkesin babalıkla ilgili hikayelerini paylaştıkları zaman biraz önceki o bahsettiğim damak hikayesiyle karşılaşan baba için bir şekilde bunu çözmesini öngörüyoruz biz. Ayrıca biraz kampanyalara da dahil oluyoruz. 14 Şubat sevgililer gününde sevgimde şiddete yer yok kampanyasına katıldık. Biz de ortak hareket ettiğimiz bir kampanyaydı. Geçen sene Üsküdar’daki ilçe eğitim müdürlüğünde görevli tüm öğretmenlere biz bir seminer verdik platform olarak.

 

AÇEV ile organik bir bağınız devam ediyor mu?

 

Evet biz hem AÇEV gönüllüsüyüz hem de platformun kurucularındanı. Biz iyi babalar platformu olarak AÇEV’den bağımsız özerk bir şekilde gidiyoruz. Bizim politikamıza onlar yön vermiyor. Bizim web sitemizde yayınlamış olduğumuz bir manifesto var. Daha çok eğitim faaliyetlerinden ziyade Türkiye’de babalıkla ilgili farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. 1 yıllık bir platformuz. Daha yeni yeni emeklemeye çalışıyoruz. Ve gönüllü babalarımız var yaklaşık 20 kişi. Belirli bir sürede buluşup neler yapabileceklerimizi eylem planlarımızı konuşuyoruz. Babalar gününe dair bir etkinlikle artık bu yılı da bitireceğiz. Artık gelecek yıl yapacaklarımızı planlayacağız.

 

İyi babalar platformu babaların bir araya gelip sosyalleştiği bir yer olarak düşünebilir miyiz? Nasıl tanımlarsınız?

 

Sosyal medyada söylediğiniz şeye katılıyorum. Biz belirli dönemlerde gönüllü babalarla bir araya geliyoruz. Onlardan proje çıkıyor artık. Proje dediğimiz etkinlik, faaliyet anlamında. Bizim ilişkimizde dikey bir ilişki yok kendi aramızda, yatay bir ilişkimiz var tüm babalarla. Eğitim durumu, bu konuda eğitim almış almamış önemli değil bizim için. Çocuğuyla iletişim kuran, ona hiçbir şekilde ekonomik, fiziksel, cinsel, duygusal şiddet uygulamayan tüm babalarla biz ortak gönüllülük çerçevesinde hareket ediyoruz. Bunun için Sosyal Kuluçka Merkezinde yaklaşık 2 ayda bir toplanıyoruz babalarla. Neler yapabileceklerimizi konuşuyoruz. Bunlar etkinlik, program, eylem planı çerçevesinde değerlendiriyoruz. Geçmiş 1 yıldan beri yaptığımız eylemler var. Ama biz gönüllü babalardan gelen bu babalık savunuculuğunu biraz daha görünür kılmaya çalışıyoruz sosyal medyada. Annelerin de bu işe dahil olması çok hoşumuza gidiyor. Bizi takip eden bir sürü de anne var.

Bu arada sosyal medyada kısa bir araştırma yaptık. Babalıkla ilgili pek bir şey yok. Karşımıza sadece bir dernek çıktı Boşanmış Babalar Derneği. Siz de biliyorsunuz. Sonrasında çok hoşumuza gitti böyle bir şeyin olmaması ve bizim bunu düşünüyor olmamız.

 

Savunuculuk faaliyetleriniz için dernekleşmeyi düşünüyor musunuz?

 

Henüz bizim bir tüzel kişiliğimiz yok İyi Babalar Platformu olarak.

Bunun için hem Sosyal Kuluçka’dan, Sivil Düşün’den, sivil savunuculuk yapacak kişilerden bu konuda biraz da görüş almaya çalışıyoruz. Tüzel kişiliğimiz olsun mu olmasın mı? Kimi diyor tüzel kişiliğiniz olacak kimi diyor buna gerek yok. Biz burada adımlarımızı biraz sağlam atmaya çalışıyoruz: Babalık savunuculuğu yapmaya çalışıyoruz. Babalık savunuculuğu bizim derdimiz. Toplumun hiçbir şekilde destek vermediği babalara biraz daha destek olmaya çalışıyoruz. Babalık savunuculuğu yaparken anneleri de desteklemiş oluyoruz aslında. Onların güçlü olması eşleriyle mümkün olabilecek. Tek başına bu ülkede kadınlar güçlü olamaz.

 

Eşiyle doğru iletişim kuran ona destek olan, ona eşinin yaptığı her işte destek olan bir babanın eşiyle ve çocuğuyla olan ilişkisinin kalitesi de artacaktır. Türkiye’de ihmale ve istismara uğrayan çocukların aslında aileleriyle doğru bir iletişim kursalar aslında belki de ihmal ve istismara uğramayacaktı ki böyle hikayeler bize çocuklardan geliyor öğretmen olmamdan dolayı. Yani ailesine anlatamayacağı şeyleri gelip bize anlatıyor çocuklar. Aslında öncelikli olarak ailesine de anlatabilmeli çocuklar neden çünkü doğru iletişim kurmayı bilmiyor aileler.

 

Aileler ihmal ve istismarla ilgili böyle bir durumda ne yapacağını ne kadar biliyor?

 

Aileler de bilmiyor işin kötüsü. Aileler bilmiyorlar. Biz eğitimlerimizde bunun yasal çerçevesini de oturtuyoruz ailelere ama herkes haklarından eşit şekilde yararlanamıyor maalesef. Aileler de yararlanamıyor. Ama bir şekilde onlara yol göstermek zorundayız. Onların tarafında mıyız? Duygusal olarak onların tarafı olabiliyoruz. Yasal olarak onların tarafı olabilecek bir gücümüz yok şu anda. Ama babayla doğru iletişim kurabilen çocuğun ihmal ve istismara uğramayacağını da açık açık öngörüyoruz.

 

Peki platformun değindiği konulardan biri de bu mu? İhmal ve istismar konusunda çalışmalar yapmayı planlıyor musunuz?

 

Gelecekte olabilir ama şu anda babanın çocuğuyla doğru bir iletişim kurması, kaliteli bir iletişim kurması, onunla iletişim kurması, onunla oynaması onunla güzel vakit geçirmesi, ona hiç bir şekilde şiddet uygulamaması bizim temel hedeflerimiz bu. Babaların kendi babalık deneyimlerini diğer babalara da aktarmaları için sosyal medyayı daha aktif kullanmaya çalışıyoruz.

 

Bu babalara sadece AÇEV çemberi değil de dışarıdan babaların da eklenmesi hedefiniz mi?

 

Biz sadece eğitim almış babaları hedeflemiyoruz biz. Türkiye’de kendisini baba hatta Türkiye’de öyle bir araştırma yok. Biraz kurcaladık ama Türkiye’de kaç baba vardır diye TÜİK’in böyle bir çalışması yok. Biz çok kabaca şunu çıkardık Türkiye’de yaklaşık 12-15 milyon arası baba var ve bu babaların Türkiye’de eğitilen kısmı 45-50 bin baba. Yani biz stadyumu anca doldurabiliyorsunuz. 12 milyon babanın Türkiye’de bir şekilde babalıkla ilgili eğitim programlarından geçebilen bir 50 bin baba var. Sayı çok mu az? 12 milyona oranladığınızda az ama bence muhteşem bir rakam bu. Bu sadece gönüllü savunucuların çabalarıyla bu hale gelmiş bir baba grubundan bahsediyoruz. En azından 50 bin baba çocuğuna şiddet uygulamıyordur düşüncesi bizi çok mutlu ediyor.

 

Temasta olduğunuz diğer sivil toplum kuruluşları var mı?

 

Boşanmış Babalar kapanmış. En son öğrendiğimiz oydu. İletişime geçmeye çalıştık. Ama diğer sivil toplum kuruluşlarıyla bir şekilde dirsek temasımız başladı. Üsküdar’da bir tane Koruyucu Aile Derneği var. Onlarla bir dirsek temasımız var neler yapabiliriz konusunda.

 

Bizim bir projemiz var gelecekte bunu hayata geçirmeyi planladığımız bir proje. 12-17 yaş ergen çocukların aileleriyle, babalarıyla yaşadığı çatışmayı çözme becerileri diye. Biri de baba çocuk hikayeleri kitabı çıkarmak. Bu tip projelerle görünür hale gelmeye çalışıyoruz. Daha yeniyiz. Ama kısa sürede ilçedeki öğretmenlere eğitim faaliyetleri düzenledik. İlçedeki okullara gidiyoruz. Davet ediliyoruz. Babalık ile ilgili seminerler veriyoruz İstanbul’da Deniz-İş okulunda babalık konulu bir eğitim verdik. Sonra Öğretmen Ağı var, onlara Minerva Han’da bir sunum yaptık. Zaten önümüzü açan şeylerden biri o olmuştu. Ama toplumda bununla çalışan birçok sivil toplum örgütüyle tanışmaya, çalışmaya devam ediyoruz. Bir taraftan kapasitemizi geliştirmeye çalışıyoruz. Bir taraftan da babalığa dair görünür bir şeyler yapmaya çalışıyoruz çocuklarıyla birlikte.

 

Geçen 3 ay önce babalıkla ilgili bir çalıştaya davet edildik biz Bergama’da. AÇEV’in organize ettiği. Bergama İlgili Babalar Derneği vardı. Bu arada uzun süredir Bayrampaşa’da Babalar Derneği (Baba Destek Derneği) diye bir dernek var bizim bir arkadaşın kurmuş olduğu tüzel kişiliği olan. Hala aktif. O da BADEP grup lideri ve saha danışmanıdır kendisi Zeki Bey. O da vardı. Sonra Samsun İlgili Babalar Platformu vardı ve biz 4 dernek Bergama’da babalık çalıştayına davet edildik. İkisi tüzel, bizim tüzel kişiliğimiz yok.

 

Aslında şöyle bir ekosistem oluşturmuşsunuz. Koruyucu aileler, anneler, diğer baba grupları, öğretmenler…Zorlandığınız konular var mı?

 

Bizim en büyük dezavantajımız sosyal medya konusunda. İşi biraz sonradan öğrenenleriz. Aslında çok bir bilgimiz yok. Bilgisayar kullanmayı da çok iyi bilmiyoruz hatta Bilgi Üniversitesi’nin yüksek lisans programına giderken koca sayfaya kalemle yazan bir tek bizim grup vardı. Diğerleri bilgisayarla… Bir taraftan uyum sağlamaya çalışıyoruz. Zorlanıyor muyuz evet zorlanıyoruz. Bazen yayınladığımız bir şeyi silip silip düzeltip tekrar yayınladığımız da oluyor ama bu heyecan tabii ki güzel bir şey.

 

Birinci Kısım sonu…

 

28 Şubat 2018 Günü İyi Babalar Platformu’nun İyi Babalar toplantısı 19:30’da gerçekleştirilecek. İrtibat için: http://iyibabalarplatformu.com/iletisim.php veya https://www.facebook.com/iyibabalarplatformu/ ‘dan iletişime geçebilirsiniz.