Alevi kanaat önderleri: o dernekler bizi marjinal göstermek için kuruldu

OHAL sonrası ilk kanun hükmündeki kararname bu sabah resmi gazetede yayınlandı ve bu kararname kapsamında 35 sağlık kurum ve kuruluşu, 1043 özel öğretim kurum ve kuruluşuyla özel öğrenci yurdu ve pansiyonu, 1229 vakıf ve dernek, 19 sendika, federasyonadale ve konfederasyonla 15 vakıf yüksek öğretim kurumu kapatıldı. Kapatılan dernekler arasında 13 Alevi kurumu da var. Sosyal […]

OHAL sonrası ilk kanun hükmündeki kararname bu sabah resmi gazetede yayınlandı ve bu kararname kapsamında 35 sağlık kurum ve kuruluşu, 1043 özel öğretim kurum ve kuruluşuyla özel öğrenci yurdu ve pansiyonu, 1229 vakıf ve dernek, 19 sendika, federasyonadale ve konfederasyonla 15 vakıf yüksek öğretim kurumu kapatıldı. Kapatılan dernekler arasında 13 Alevi kurumu da var. Sosyal medyada kapatılan Alevi kurumlarının niteliğine dair tartışmalar başladı. Sivil Sayfalar olarak kapatılan Alevi kurumları hakkında başlayan tartışmaları Alevi Bektaşi Federasyonu kurucusu ve Hubyar Sultan AKD Kurucu Başkanı Ali Kenanoğlu, Hacı Bektaş Veli Alevi Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez ve Alevi Düşünce Ocağı Başkanı Doğan Bermek’le konuştuk.

 

– Ohal kapsamında kapatılan Alevi derneklerinin kuruluş amacı neydi?

“Kitleleri yok ama dernekleri, tabelaları ve isimleri var. Bunlar hükümet politikalarına destek ve gerçek Alevi kurumlarıyla muhalefet etmek için oluşturulmuş kurumlardır.”

Ali Kenanoğlu Bunlar Alevileri temsil etmediği gibi Alevi toplumu ile de bir bağları yok. Bunlar bir amaç uğruna kurulmuş derneklerdir. Bunlardan faaliyetlerine devam eden 20-30 tane daha var. Alevilerin kendilerinin bedel ödemiş, topluma kamuoyuna mal olmuş kurumları var. Bu kurumların talepleri esastır. Bunlar alevi toplumunun dile getirdiği taleplerdir.

Biz bu durumu çoktandır dile getiriyorduk. Özellikle Alevi Çalıştayları tamamlandıktan sonra hükümet ve cemaat ortaklaşa Alevi dünyasına el attılar. Ve cemaat büyük oranda alevi kurumları oluşturmaya başladı. Ve bunlar özellikle son 3-4 yıldır Alevi asimilasyonu konusunda çok ciddi çalışmalar yapıyorlar. “Ramazan da bizim, Muharrem de bizim” sloganıyla yapılan iftarlar, Feshane etkinliklerindeki roller. Bunun haricinde hükümetin her türlü Alevilik konusunda yaptığı açıklamalara destek olan açıklamalar, özellikle Anadolu Bektaşi Federasyonu ve bu federasyona bağlı kurumlar tarafından sürekli gündemleştiriliyordu ve bu kurumların açıklamalarıyla kamuoyuna yansıtılıyordu. Tabii biz o zaman dedik ki bunlar Alevilerin oluşturduğu bir Alevi kurumu değildir. Şüphesiz ki içerisinde Aleviler olabilir. Ancak bunlar Fetullah Gülen Cemaati ve hükümet politikalarına destek ve gerçek Alevi kurumlarıyla muhalefet etmek için oluşturulmuş kurumlardır dedik ve bu konuda çok yazdık, çizdik, söyledik ancak dikkate alınmadı. Onlar “makul”, “makbul” Alevi kurumları olarak kabul ediliyordu. Diğer alevi kurumları ise işlerine gelmediği için “marjinal”, “ateist” olarak adlandırılıyordu. Neticede özellikle Alevilik işlerinde hükümet bunlardan çok faydalandı. Onları “destekçi” olarak kamuoyuna sundular. Bu kurumlar bir takım televizyonlarda, kanallarda Alevilik için ahkam kestiler, Aleviler adına konuştular. Neticede bu noktaya gelindi. Bulundukları il ve ilçelerde valilik ve kaymakamlarca kendileri beslediler, büyüttüler. Netice itibariyle görüldü ki bunlar Sünni, tarikat, cemaat yapılanması içindeki yer alan kişiler ve onların Alevi kurumları.
Bunların sayısı bu kadar değil, daha fazla. Alevi dünyası bunları çok iyi biliyor. Yurdun birçok yerinde ve ilçesinde varlar. Kitleleri yok ama dernekleri, tabelaları ve isimleri var. Şu anda 11 tanesi kapatıldı. Anadolu Bektaşi Federasyonu ve ona bağlı dernekler kapatıldı ancak benim bildiğim 20’nin üzerinde kurum var. Bunların bir kısmı Cemaat-AKP çekişmesinden sonra AKP saflarına geçtiler. Bir kısmı sempatizan düzeyinde Gülen Cemaati’yle ilişkilerini sürdürüyor. Biz başından beri Cami-Cemevi projesi ve Fetullah Gülen’in de başını çektiği projeler başta olmak üzere bütün bu işlerin Alevi asimiliasyonuna himzet etmek için yapıldığını ifade ediyorduk. Netice itibariyle bunların ülkenin hayrına çalışmadığını da ifade ediyorduk.

Ercan Geçmez Demokratik bir ortamın sağlanması için kuruluş ve bireylerin eşit bir ortamda fikirlerini ifade edebilmeleri önemlidir. Biz Alevi kuruluşları olarak bu yöntemi uyguladık her zaman. Fakat bu süreçte Alevi derneklerini ve taleplerini marjinalleştirmek, görünürlüğünü zedelemek için Fethullah Gülen cemaati tarafından, Adalet ve Kalkınma Partisi işbirliğinde bazı Alevi gönümümlü dernekler, STK’lar kuruldu.

Doğan Bermek Bugün OHAL kararnamesi ile kapatılan vakıf ve dernekler arasında isminde Alevi- Bektaşi kelimesi olan 10 dernek ve 1 adet vakıf var. Tahmin edeceğiniz gibi bu kurumlar AKP ‘li bakanlarla çok yakın ilişkiler içinde bulunan, Ramazan iftarları falan veren, çakma Alevi kuruluşlar idi. Çevremizden ve kayıtlı oldukları kentlerdende kontrol ederek gördük ki; Cumhuriyet ve hukuk kurallarına yürekten bağlı olan ve bu bağlılık yüzünden çok büyük bedeller ödemiş olan Alevi toplumu ile bu kararname ile kapatılan çakma Alevi kuruluşlarının herhangi bir alakası yoktur.

– Bundan sonraki süreçte yapılması gerekenler sizce nelerdir?

“Hükümetler kendi kurumlarını oluşturmak, kendi Alevisini, kendi Kürdünü, kendi Ermenisini oluşturmaktan vazgeçip gerçeğin sesini dinlemeyi tercih etmelidir.”

Ali Kenanoğlu Bu alevi kurumlarından alınan görüşlerle birlikte manipüle edilen Alevi talepleri veya bugüne kadar oluşturulan hükümetinin Alevi görüşlerinin baştan ele alınması gerekiyor. Bu çalıştaysa çalıştay yeniden bir görüşme trafiğiyse görüşme trafiği. Alevilerin talepleri belli aslında, bunun için çalıştaya da gerek yok. Alevilerin Türkiye’deki talebi demokratik, laik, eşit yurttaşlık hukukuna sahip sahip bir Türkiye. Yani Alevilerin öyle çok enteresan ve ayrı/farklı talepleri yok. Türkiye demokratik olduktan sonra Cemevi sorununa da din dersi sorunu da çözülecektir.

Hükümet şüphesiz ki bu kurumları kendisi kapattı. Dolayısıyla kendisi kapattığı kurumların görüşlerini Alevi görüşleri olarak sunacaksa darbecilerin Alevilik politikasını alıp kabul etmiş olacaktır. Bu kendisiyle çelişmek olur. Şüphesiz ki bunların komple yeniden gözden geçirilmesi gerekir.

Son olarak AKP hükümeti başta olmak üzere bütün idareciler, kaymakamlar, hükümetler kendi kurumlarını oluşturmak, kendi Alevisini, kendi Kürdünü, kendi Ermenisini oluşturmaktan vazgeçip gerçeğin sesini dinlemeyi tercih etmelidir. Aleviler ne diyorsa diyor. Sen paravan Alevi kurumlarıyla, çakma Alevi kurumlarıyla yol yürümeye kalkarsan sonu böyle olur. Çakma Kürtlerle yol yürümeye kalkarsan sonu başka türlü olur. Alevi hassasiyeti taşıyan, bu misyona sahip kişiler kurumlar, kuruluşlar bellidir. Bunların yerine kendinize yakın kurumlar, kişiler oluşturursanız başınız belaya girer. Bu tür yöntemler ne demokratik ne de ahlaki ve vicdani yöntemlerdir. Hükümet umarım bu yaşananlardan ders alıp ve bundan sonra Türkiye Cumhuriyeti’nde hiçbir hükümet bu tür işlere hiçbir girişmez.

Ercan Geçmez  Cemaatin darbe girişiminin başarısız olmasından sonra bu derneklerin tasfiye edilmeleri herhangi bir sorunu çözmeye yetmez. Çözülmesi ve gerekli demokratik zeminin sağlanması için hükümetin Alevi çalıştaylarını tekrar başlatması gerekiyor. Bakanlık, Alevi dernekleriyle bir araya gelmeli ve gerekli çözüm adımları atılmalı.