Kardeş Aile Kampanyası: Kürt Halkının yaraları hep beraber sarılıyor

25 Haziran 2016
Sokağa çıkma yasaklarının kalkmasından sonra yıkılan şehirlere geri dönmek ve orada yaşamak isteyen halk için gerekli gıda ve barınma ihtiyacını karşılamak isteyen Rojava Yardımlaşma Derneği Kardeş Aile Kampanyası’nı başlattı. Derneğin İstanbul şube eş başkanı Neslihan Güner’le kampanya hakkında konuştuk. Röportajda yıkılan kentlerdeki tabloyu, yapılan yardımlar hakkındaki detayları ve yeniden inşa sürecini anlatıyor. “Kürt halkının yaralarını […]

Sokağa çıkma yasaklarının kalkmasından sonra yıkılan şehirlere geri dönmek ve orada yaşamak isteyen halk için gerekli gıda ve barınma ihtiyacını karşılamak isteyen Rojava Yardımlaşma Derneği Kardeş Aile Kampanyası’nı başlattı. Derneğin İstanbul şube eş başkanı Neslihan Güner’le kampanya hakkında konuştuk. Röportajda yıkılan kentlerdeki tabloyu, yapılan yardımlar hakkındaki detayları ve yeniden inşa sürecini anlatıyor.

“Kürt halkının yaralarını sarmak için sadece Kürtlerle değil bütün halklarla beraber çaba gösteriyoruz”

Öncelikle Rojava Yardımlaşma Derneği’nin kurulma amacı ve Kardeş Aile Kampanyası hakkında biraz bilgi verir misiniz?

Rojava Derneği 2014’te kuruldu. Kuruluş motivasyonumuz tarafsız bir sivil yardım kuruluşunun Türkiye’de olması gerektiğine inanmamız. Van depreminden sonra böyle bir kuruluşa ihtiyaç duyduğumuzu söyledik. Deprem sonrası çok zorlanmıştık depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılamakta. Birçok arkadaş bir araya geldik ve bağımsız, her halka elini uzatabilecek bir yardım kuruluşuna ihtiyaç olduğu kararını verdik ama ancak Kobani’deki savaş sürecinden sonra fiilen başlayabildik.

Kardeş aile kampanyası bizim şu an en önemli kampanyamız. Çünkü mağdur edilmiş bir halk var ve o mağdur edilmiş halkın yaralarını sarmak büyük bir çaba gerektiriyor. Bu çabayı sadece Kürt halkıyla birlikte vermek yerine bütün halklarla birlikte vermeyi amaçladık ve bu amaca da ulaşıyoruz.

Yıkılan kentlerdeki genel tablodan bahseder misiniz?

Çok büyük bir yara var. İnsanlar yaşamlarını kaybettiler, sevdiklerini, anılarını kaybettiler. Çocukluklarını geçirdikleri, oyun oynadıkları sokakları kaybettiler. Çocuklar oyuncaklarını kaybettiler. Yaşananlar çok vahim.

Kobani sürecini işliyoruz, anlatıyoruz, amansız bir savaş sürdü orada diyoruz ama şimdi Sur’a, Cizre’ye, Gever’e, Silopi’ye, Nusaybin’e bakınca binlerce Kobani dramı görüyoruz. Bu dramı anlatmaya ne yüreğimiz yetiyor ne de dilimiz dönüyor. Fakat geçenlerde Kardeş Aile kampanyası için bir aileyle görüştüm. Ailenin babası bana şunu söyledi, “Ben bir gözümü kaybettim, bir kardeşim yaralandı ve tutuklandı, evim yandı ama siz varsınız, var olasınız.” Her şeye rağmen ümit var ve batıdan gelen destek onlara moral veriyor.

Neslihan-Guner

“Gever’de ünlü mağazaların şubelerinde ve bölge esnafının dükkanlarında bütün elbiseler harap edilmiş, tuvalet kağıdı olarak kullanılmış.”

Sokağa çıkma yasaklarından sonra karşılaşılan manzarayı bir örnekle tarif ettiniz. Birçok yerleşim yeri yıkıldı ve siviller öldü. Peki elinizde bir bilanço var mı?

Net bilançoyu veremeyebilirim, biz dernek olarak kayıtları tutmuyoruz. Fakat şunu söyleyebilirim, kitle sayısını verebilmemiz için geri dönüşlerin başlaması lazım. Mesela şöyle bir örnek vereyim; Sur’daki yaşam alanları yok olmuş sadece kalıntısı kalmış. Sur’da barınma amaçlı hiçbir yer kalmadığı için insanlar bölgeyi terk etmek zorunda kaldı. Cizre’de 8 mahallede yerleşim alanları yok olmuş. Buralarda yaşayan insanlar civar şehirlere göç etmiş durumda ve yeni yeni geri dönüşler başladı. Yani nüfus sayısını bile netleştirebilmek için bir süre beklemek gerekiyor. Muhtarlığın kayıtları yok olmuş. Cizre’ye derneğimiz ilk gittiğinde birçok kuruma gittik. Günlük 10 bin kişiye sıcak yemek ve 6 bin ekmek dağıtıyorduk. Şu anda Gever’de aynı şey yapılıyor. Kent kent gidersek, şu an Cizre’deki çalışmalarımız oturmuş durumda. Cizre Kardeş Aile kampanyasını tamamladı. 20 gün önceki kayıtlara dayanarak söylüyorum, 1000 üzerinde aileye kardeş aile bulduk. Belli bir yerleşim sağlandı, sıcak yemek çıkarmayı durdurduk. Kuru gıda yardımına devam ediyoruz. Yıkılan evlerdeki insanlar için çadır tedarik ettik, üç aile bir eve çıkan var ve köylere giden çok fazla insan oldu. Özetle sokakta kimse kalmadı. Silopi’deki durum da Cizre’ye benzer, kuru gıda yardımına devam ediyoruz. Sur’da 600 civarında kardeş ailemiz var. Sıcak yemek dağıtımı bitti ve aylık kuru gıda yardımı orada da devam ediyor. İdil’de 300 kadar kardeş ailemiz var. Nusaybin’e tam giremedik ama hazırlığımızı yaptık ve beklemedeyiz. Şu ana kadar Cizre, Silopi, İdil ve Gever’e girebildik. Diğer yerlerde bir yerleşim alanı kalmadığı için halk da girmedi oralara henüz. Çatışmaların olduğu mahallelere komşu mahallelerde beyaz eşyalar kurşunlarla taranmış, mağazalar yağmalanmış, iş yerleri kullanılamaz hale gelmiş. Mesela Gever’de ünlü mağazaların şubelerinde ve bölge esnafının dükkanlarında bütün elbiseler harap edilmiş, tuvalet kağıdı olarak kullanılmış. Yani sadece evler değil iş yerleri de tahrip edilmiş.

Kardeş aile olmak isteyen gönüllüler hangi şehirlerden başvuruyor size?

Ülkenin batısından, yurt dışından, yurt içinden kardeş aile gönüllüleri var. Her yerden bize başvurular geliyor. Önce bize başvuruyorlar ve ailelerle görüşüyoruz. Sonra elimizde listesi olan mağdur ailelerden biriyle temasa geçiriyoruz. Aylık 500 liralık yardımlarla başlatıyoruz. Bazısı ben aylık 1000 lira yardım etmek istiyorum diyor, onu iki mağdur aileyle kardeş yapıyoruz. Aileler görüştükten sonra mağdur aile bankaya gidip bir hesap açıyor ve her ay o hesaba 500 lira yatırılıyor.

gida yardimi

Gıda yardımı devam ediyor, barınma ihtiyacını gidermeye çalışıyorsunuz peki psikolojik destek veriliyor mu bölgedeki insanlara?

Şunu söylemeliyim ki psikolojik desteği verecek bir ortam sağlamak için öncelikle barınma ve gıda ihtiyaçlarını karşılayabilmek lazım. Bizim ayak üstü görüşmelerimiz, sohbetlerimiz var. Orada oluşumuzla morali yükselen insanlar görüyoruz fakat henüz sistemli adımlar atmaya başlamadık bu konuda.

Dernek olarak yardımları toplamaya devam ediyorsunuz. İstanbul’da gelen yardımların durumu nedir?

İstanbul’daki yardımlar hakkında teşekkür etmemiz gereken kurumlar var. HDP, HDK, EMEP, KEKS, DİSK, ÖDP, Şişli’de Pir Sultan Derneği ve şu an sayamadığım birçok kurum desteklerini bizden esirgemedi. Şu ana kadar İstanbul’dan 30 tane tır bölgeye vardı ve halkımıza ulaştı. Bu 30 tırlık malzeme 5 ay içinde toplandı. Topladığımız belli başlı yardımlar gıda, battaniye, beyaz eşya ve hijyenik ürünler. Beyaz eşya konusunda KJA’nın büyük bir kampanyası vardı. Bize 172 tane beyaz eşya teslim edildi şu ana kadar ve kampanya devam ediyor. Ayrıca bizimle bağlantıya geçmeden topladıkları yardım malzemelerini bölgeye ulaştıran birçok kurum var, sizin aracılığınızla onlara da teşekkür ederim. Barış anneleri bize katkıda bulunmak için kermes açtılar. Bireysel yardımlar çok geldi ve esnaflar da destek oldu.

İstanbul dışındaki şehirlerde kampanya nasıl gidiyor?

Mersin’de, Adana’da, İzmir’de, Antep’te, Ağrı’da, Van’da derneğimiz aracılığıyla yardımlar toplanıyor. Sadece İstanbul’da Gazi Mahallesi, Fatih, Esenyurt ve Sultanbeyli’de olmak üzere 4 tane depomuz var. Diğer şehirlerdeki depolarda toplanan yardımlarla birlikte Diyarbakır’daki merkez depomuzda toplanıyor ve orada ihtiyaç sahibi ailelere göre koli ve çuvallar hazırlanıyor ve buradan dağıtılıyor. Ben Amed’deyken sabah 100 ton gıda gitti Gever’e. Akşam üstü de 2000 sünger döşek, tencere, kap kacak yüklendi araçlara ve dağıtıldı. Genel depomuz günlük olarak her zaman iki üç araç çıkıyor ve ihtiyaç bölgelerine gidiyor. Depomuzda çalışan gönüllü arkadaşlarımız ciddi bir emek veriyor, onlara da teşekkür ediyorum. Diyarbakır’da belediyelerin giyim bankaları var. İhtiyacı olanlar buralara başvurup gereken kıyafetleri temin edebilirler.

“Devletin yardım malzemelerine el koyduğu iddiaları doğru değil.”

Bu yoğun çalışma temposu sırasında yardımlara müdahale oluyor mu?

Yardımlarımız engelleniyor, bizlere zorluk çıkarılıyor. Toplanan yardımlara devlet el koyuyor, halka ulaşamıyor şeklinde duyumlar aldım fakat  bu doğru değil. Engelleme şu şekilde oluyor; Gever’de sıcak yemek dağıtacağız fakat iki saat elimizde kalıyor ve soğuyor. Ya da aracımız gıda dağıtıyor, o aracın şoförüne ya da araca ceza kesiliyor ama tüm bunlara rağmen biz yardımları halka ulaştırıyoruz. Burada da yapılıyor benzeri, geciktiriyorlar bizi. Yardımları araca yüklüyoruz, indiriyorlar, biz tekrar yüklüyoruz. Dediğim gibi devletin malzemelere el koyduğu iddiaları doğru değil. Basına bu şekilde yansıyan haberleri görünce çok üzülüyoruz, bize bağışlanan her malzemeyi halka ulaştırmak için uğraşıyoruz. Asıl mesele bizi terörle mücadele kapsamında engellemeye çalışmaları. Biz Terörle Mücadele’nin karışmaması gereken bir çalışma yürütüyoruz bize gelse gelse Dernekler Masası gelmeli.

Gönüllülerle nasıl çalışıyorsunuz? Ne kadar gönüllü var sahada?

İstanbul’da 30 civarında gönüllü var sahada. Bizimle dayanışan diğer kurumların gönüllülerini dahil etmiyorum bu sayıya. Fakat bu sayı yetersiz bizim için. Buradaki gönüllü arkadaşlarımızın görevleri; kurumlara gitmek, partilere gitmek, onlarla birlikte mahallelere çıkıp koli yapmak, gıda toplamak ve gelip bizimle yüklemelere katılmak. Diyarbakır’da da genel depo haricinde ailelerin gıdalarını alabildikleri depolarımız var belli noktalarda. Genel depodan yardım yapılmıyor orası sadece bölge bölge nakliye işi yapıyor. Oradaki gönüllüler de bizim buradan gönderdiğimiz karışık gıdayı ayırıp poşetliyor, çuvallara ve kolilere yerleştirip bölgeye dağıtmak üzere yola çıkarıyor. Bu gönüllü sayısı değişken. Bazen günde 50 kişi de gelebiliyor, 20 kişi veya 30 kişi olabiliyor. Gençler geldiği zaman devlet sıkıntı çıkarıyor, belli bir yaş aralığında olması gerekiyor gönüllülerin. Bunun dışında birçok kurum geliyor, çalışıyor ve gidiyorlar. Ev hanımları çocuklarını alıp geliyorlar yardıma.

nusaybin

“Bugün yaşananları yarın tarih yazacak. Bu tarihin mağdurları var ve biz vicdansızları olmayalım.”

Bu yardımların yanı sıra bir yeniden inşa süreci yürütecek misiniz?

Öncelikle şöyle bir durum var, devlet yok edilmiş mahallelere senin girmene izin vermiyor. Orada bir kentsel dönüşüm süreci işleyecek. Fakat biz tadilatla içinde yaşanabilecek evleri hızla onarmaya çalışıyoruz. Bunun dışında inşa süreci için çağrı yaptık. Hep birlikte bir yaşamı inşa etmeye adayız dedik. İnşaatçılara, mühendislere özellikle metropollerde yaşayan herkese çağrımız var, iş adamlarına çağrımız var. Bu çağrıyı bazı yerlerde resmi olarak başlattık. Boya, çimento, demir gibi tadilat sırasında gerekli olacak malzemelere ihtiyacımız olacak. Bugün yaşananları yarın tarih yazacak. Bu tarihin mağdurları var ve biz vicdansızları olmayalım.

Mahallelerdeki kentsel dönüşümden bahseder misiniz biraz?

Devletin kafasında bir plan var belli yerlerde bir inşa süreci yürütecek ve geri kalanı devlet arazisi yapacak. Devlet güvenlik güçlerini çekti ama yandaş müteahhitleriyle, rant için Kürdistan’da. JÖH’ün yıktığı yerleri şimdi işgal etmeye çalışıyorlar. Bu devletin planı fakat halkın da kendi planı var, hukukçu arkadaşlarımızın çalışmaları var bununla ilgili. Bakın Cizre’de kentsel dönüşüm kararıyla ilgili yürütme durduruldu. Halk da direnecek. Oyun oynadığı sokağı, büyüdüğü evi terk etmeyecek.