2015 LGBTİ’lere yönelik nefret suçları raporu

01 Haziran 2016
Kaos GL’nin “Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Temelli İnsan Hakları İzleme Raporu”na göre 2015 yılı boyunca medyaya yansıyan; 5 nefret cinayeti, 32 nefret saldırısı, 2 siber saldırı ve 3 intihar vakası yaşandı. Kaos GL Derneği 2015 yılına ait “Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Temelli İnsan Hakları İzleme Raporu”nu yayınladı. Derneğin 2006 yılından beri düzenli olarak […]

Kaos GL’nin “Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Temelli İnsan Hakları İzleme Raporu”na göre 2015 yılı boyunca medyaya yansıyan; 5 nefret cinayeti, 32 nefret saldırısı, 2 siber saldırı ve 3 intihar vakası yaşandı.

Kaos GL Derneği 2015 yılına ait “Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Temelli İnsan Hakları İzleme Raporu”nu yayınladı. Derneğin 2006 yılından beri düzenli olarak lezbiyen, gey, biseksüel ve transların insan hakları ihlallerini izlemek için yayınladığı raporda geçtiğimiz yıla ilişkin çarpıcı sonuçlar yer alıyor.

Raporun giriş kısmında genel bulgular şöyle sıralanıyor:

“2015 yılı bombaların patladığı, katliamların olduğu, devlet eliyle toplumsal gruplara sistematik saldırıların gerçekleştiği, gözaltıların, tutuklamaların, en temel hak olan yaşam hakkının korunmadığı bir yıl oldu. LGBT hakları açısından olumlu gelişmelerin yanı sıra genel olarak ‘ezber bozulmadı.

“2015 yılı boyunca medyaya yansıyan; 5 nefret cinayeti, 32 nefret saldırısı (15’i birden fazla kişi tarafından, 2’si polis eliyle, 12’si kesici aletle, 2’si ateşli silahla, 1 kundaklama), 2 siber saldırı ve 3 intihar vakası yaşandı.

9 nefret söylemi vakasının 4’ü siyasi figürler tarafından sarf edildi

“Medyaya yansıyan 3 ayrımcılık vakası yaşandı. Bu vakalardan 2’si hapishanede, 1’i çalışma hayatında gerçekleşti. 9 nefret söylemi vakasının 4’ü siyasi figürler tarafından sarf edildi, 3’ü iktidara yakın olduğu bilinen gazetelerde yer aldı.

LGBTİ’lerin katledilmesi çağrısı yapıldı

“Nefret söyleminin toplumsal yansıması nefret suçu olabilmektedir. Onur Yürüyüşü’ne polis saldırısı ve ardından LGBT’lere yönelik nefretin siyasiler eliyle körüklenmesi katliam çağrısına dönüştü, kendilerine Genç İslami Müdafaa diyen bir grup LGBT’lerin öldürülmesine çağrı yapan afişleri Ankara sokaklarına astı.

“7 LGBT sitesi hakkında Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından idari tedbir kararı verildi. Bu kararlardan 1’inin basına yansımasının, bir diğerinin ise TİB’e yapılan başvurunun ardından kaldırıldı. 5 siteye ise erişim halen sağlanamamaktadır. 2 vakada üniversitede LGBT afişleri ve gökkuşağı bayrağı nedeniyle öğrenciler saldırıya uğradı. Bafra Cezaevi ise Kaos GL yayınları ‘müstehcen’ içeriği gerekçe göstererek mahpuslara ulaşmasını engelledi.

“Onur Yürüyüşüne polis; plastik mermi, gaz, tazyikli su ile saldırdı, birçok kişi yaralandı.

“Anayasa Mahkemesi devletin resmi ilişki biçimini belirlemiş, açıkça Anayasa’ya aykırı olan ‘doğal olmayan ilişki’ ifadesini korudu.”

Rapor sadece medyaya yansıyan vakaları içeriyor

Raporda medyaya yansıyan vakaların bildirildiği vurgulannarak raporlama sürecinde yaşanan sıkıntılar şöyle sıralanıyor:

“Raporda bulunan ihlaller medyaya yansıyan vakalar. Bu yüzden bu rapor, lezbiyen, gey, biseksüel ve translar (LGBT)  açısından Türkiye’de insan hakları ihlallerinin tamamını göstermiyor. Kaos GL raporu “2015 Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Temelli İnsan Hakları İhlalleri İzleme Raporu” olarak sunuyor. Ancak eşcinsel ve biseksüel kadınların sorunları ve trans erkeklerin maruz kaldığı ayrımcılık ve insan hakları ihlallerine ulaşma noktasında yaşanan sıkıntı devam ediyor.

Raporda ‘nefret suçları ve yaşam hakkı ihlalleri’, ‘ayrımcılık ve nefret söylemi’, ‘ifade özgürlüğü’ ve ‘2015’te devam eden ve sonuçlanan davalar’ ayrı bölümlerde ele alınıyor. Bir yıl boyunca medyaya yansıyan ihlaller raporda sıralanıyor.

SONY DSC

İhlallerin önüne geçmek için Ne yapılmalı?

Raporun sonuç bölümünde ise insan hakları ihlallerinin önüne geçilmesi için yapılması gerekenler şöyle sıralanıyor:

  • Lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve intersekslerin (LGBTİ) eşit yurttaşlık haklarının Anayasa’da teslim edilmeli ve “cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve interseks durumunun” (CYCKİD) korunan kategoriler arasında Anayasa’nın ayrımcılık maddesinde kapsamalıdır.
  • Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nda CYCKİD’na dair korumayı da içerecek şekilde düzenlemeler yapılmalı, Kurumun tarafsızlığına ilişkin Sivil Toplumun tavsiyeleri gözetilecek şekilde kanun yeniden düzenlenmelidir.
  • Kamunun sosyal politika çerçevelerinde LGBTİ içerilmelidir.
  • Politikacıların, kamu yetkililerinin ve kanaat önderlerinin homofobik ve transfobik nefret söylemleri ile etkin mücadele edilmelidir.
  • Göç İdaresi Genel Müdürlüğü başta olmak üzere tüm ilgili kamu kurumları LGBTİ mültecilerin farklı sorunlarına dair hassasiyet ve politika geliştirmelidir.
  • Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ve Kamu Denetçiliği Kurumu görev ve yükümlülük alanlarına giren her türlü insan hakkı, demokrasi ve hukuk ihlallerini cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli yaklaşımı gözeterek ele almalıdır.
  • Hukuk sisteminde ayrımcılık yasağını düzenleyen maddelere cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ibareleri eklenmelidir.
  • Nefret suçlarıyla ilgili düzenleme yaşam hakkı, beden bütünlüğü, eğitim, barınma gibi temel haklarla nefret söylemini de kapsayacak şekilde genişletilmeli, CYCKİD ibareleri nefret suçları düzenlemesinde yer almalıdır. LGBTİ’lere (lezbiyen, gey, biseksüel trans, interseks) yönelik nefret suçlarına karşı gerekli cezai önlemler alınmalı; “ağır tahrik” indirimlerinin nefret suçları sonrası uygulanamayacağına dair düzenleme yapılmalıdır.
  • TC. Anayasası, Türk Ceza Kanunu, Medeni Kanun, Kabahatler Kanunu gibi kanunlar ile çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında uygulanan yönetmeliklere dâhil olan “genel ahlak”, “kamu ahlakı”, “müstehcenlik”, “iffetsizlik” ve “yüz kızartıcı suçlar” gibi muğlâk ifadeler mevzuattan çıkarılmalı ya da LGBTİ’lerin (lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks) aleyhine yorumlanamayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
  • Türkiye, kurucu olduğu Avrupa Konseyi’nin, 2010 yılında yayınladığı Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Ayrımcılığıyla Mücadele Bakanlar Kurulu Tavsiye Kararına tam uyum için gereken tüm yasal ve politik adımları derhal yerene getirmelidir.
  • LGBTİ’lerin maruz kaldıkları nefret suçları, ayrımcılık, polis şiddeti gibi hak ihlalleri sonrası soruşturma ve kovuşturma evresinde mağdurların mağduriyetlerini artıran kolluk kuvvetlerinin ve adli birimlerin ayırımcı ve/veya önyargılı tutumlarını bertaraf edecek önlemler alınmalıdır.
  • TSK’nın Sağlık Yeteneği Yönetmeliği’nde eşcinsellik ya da transseksüelliğin “cinsel kimlik ve davranış bozuklukları” olarak nitelendirilmesinin ve askerlikten muaf tutulma sürecinde eşcinsel, biseksüel ya da trans bireylerin maruz kaldıkları onur ve haysiyet kırıcı uygulamalar bertaraf edilmelidir.
  • Eşcinselliği “gayri tabii mukarenet” şeklinde damgalayarak cezalandıran, cezalandırmakla kalmayıp söz konusu suçlama ile eşcinsel subayları çalışma hayatında cinsel yönelim ayrımcılığına maruz bırakarak işten atılmasını düzenleyen Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu değişmeli ve eşcinsellik suç olmaktan çıkartılmalıdır.
  • Hükümet çalışma hayatında CYCKİD ayrımcılığını düzenlemelidir. İş duyurularında, işe alınmada, iş ilişkisinin devamında ve işe son verme süreçlerinde LGBT çalışanlara yönelik ayrımcılığı yasaklayan düzenlemeler yapılmalıdır. İş Kanunu’nun ayrımcılık maddesinde cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve interseks durumunun korunan kategoriler arasına alınmalıdır.
  • Eğitim, istihdam ve sağlık kamu ve özel kurum ve kuruluşları ile hizmetlere erişim alanlarında LGBTİ’lerin yaşadıkları hak ihlallerini bertaraf edecek toplumsal ve kurumsal eğitim programları devletin pozitif yükümlülüğü olarak uygulanmalı ve takip edilmelidir.
  • İnsan haklarını ilgilendiren her konuda ve bilhassa ayrımcılığın önlenmesini konu alan düzenlemeleri yaparken, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği’nin ilgili birimlerinden görüş alınmalıdır. Tüm bu çalışmaları insan hakları örgütleri, kadınların insan hakları alanında çalışan örgütler ve LGBTİ örgütleri ile işbirliği içinde hareket ederek gerçekleştirmelidir.
  • Ayrımcılığın ortaya çıkarılmasına yardımcı olacak istatistiksel çalışmalar yapılmalıdır.
  • Adil yargılanma sürecinin gerçekleşmesi için, kolluk kuvvetlerine ve yargı organlarının mensuplarına yönelik homofobi, transfobi, ayrımcılık temalı insan hakları eğitimleri düzenlenmelidir. Bu eğitimler için sivil toplum örgütleri ile işbirliği içinde hareket edilmelidir.
  • Cezaevi rejimi cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği itibariyle düzenlenmeli, izolasyon sona erdirilmelidir.
  • Tüm bu çalışmalar çerçevesinde LGBTİ örgütleri ile kamu kurumları ve Parlamento arasında diyalog ve işbirliği tesis edilmelidir.

Raporun online haline ulaşmak için tıklayınız

 

Kaynak: Kaos GL