Mülteciler için Yaşamın Her Alanında “Elverişli Ortam” Hazırlanmalıdır!
Türkiye’de Suriyeli mülteciler tarafından kurulan ilk öz örgütlenmelerden biri olarak İzmir'de Suriyeli Mülteciler Derneği'ni yakından tanıyabilir miyiz?
Ne yazık ki diğer konularda da olduğu gibi eğitim, sağlık, istihdam, barınma, karar alma süreçlerine katılım gibi temel alanlarda temel haklara erişimlerinin sınırlı ve kısıtlı olması pandemi ile birlikte daha da gün yüzüne çıkmıştır. Var olan sorun alanları derinleşmiş, çok boyutlu bir hal almıştır.Pandemi ile birlikte iş yerlerinin yüzde 80’i durduktan sonra Suriyeli mülteciler günlük yaşamaya çalışıyorlar. Haftalık ücretlerini alamadıkları için kira, elektrik, su faturası gibi birçok masrafları birikti. Hala işyerlerinin çoğu açılmadı. Suriyeli mülteciler çalışmaya başlayamadı. Su faturaları 4 ay ertelendi ancak şu an yüksek geldi. Mülteciler bu dönemde gıda maddeleri, çocuk bezi, süt, sağlık malzemesi, temizlik malzemesini temin edemiyor durumda. Kiralarımızı ödeyemedik. Bu süreçte hiçbir yerden yardım alamıyoruz. Sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi birer koli gıda dağıtımı yaptı ve de bazı dernekler küçük çaplı yardımlar dağıttı. Suriyeli mültecilerin bu süreçte desteklenmemesini önemli bir hak ihlali olarak değerlendiriyorum. Suriyeli mültecilerin pandemi sürecinde yaşadığı kayıpların giderilmesi gerekiyor. Pandemide neredeyse kimse mültecilerin yanında durmadı.
Mülteciler yalnız kaldı.Pandemi, dezavantajlı grupları bire bir etkilemenin yanı sıra sivil toplum sektörünü de önemli derecede dönüşüme zorlamaktadır. Bu zorlamanın başında dijitalleşme çabaları gelmektedir. Burada mülteci alanında çalışan ve özellikle mültecilerin kurmuş oldukları öz örgütlenmelerinin dijitale uyum süreçlerini kolaylaştıracak ve sivil toplum odaklı kapasitelerinin pandemi ile birlikte belirginleşen ihtiyaçlara göre güçlendirmek için mekanizmaların ve çalışmaların ortaya koyulması gerekmektedir. Yakın zamanda Heinrich Böll Stiftung desteği ile hayata geçireceğiniz “Tech4RefugeeWomen” projesi hakkında bilgi verir misiniz? Bu proje ile neyi amaçlamaktasınız ve hangi sorun alanına müdahale etmeyi planlamaktasınız? Pandemi dayanışmasında yalnız bırakılan ve sivil toplum faaliyetlerinin ciddi bir şekilde kesintiye uğrama riski ile karşı karşıya kalan mülteci grupları özellikle mülteci kadınlar ile birlikte mevcut proje önerisi geliştirilmiştir. Pandemi ile birlikte birçok hak temelli örgütün çalışmaları durmuş ya da farklı bir şekil değiştirmiştir. Mülteci alanında çalışan kurumlar özellikle mültecilerin kendi kurmuş oldukları öz örgütlenmeler ne yazık ki bu süreçte olumsuz etkilenmiş varlıklarını devam ettirememe noktasına gelmiştir. COVID-19 dönemi öncesinde ‘nefret söylemi’ ile karşılaşan mülteciler, an itibariyle de sivil toplumun dayanışmasını kısmi olarak hissetmektedirler. Böylesi bir açmazı azaltmak, demokrasinin sürdürülebilirliği için toplumun her kesiminin katkı vermesini sağlamak için proje önerisi oluşturulmuştur. Hayata geçirmeyi düşündüğümüz projemizin kısa ve orta vadeli amaçları bulunmaktadır. Projenin birincil temel amacı; derneğin ve mülteci alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının farklı araçlar yoluyla kurumsal kapasitesini güçlendirerek COVID-19 döneminde ve sonrasında çalışma becerilerini artırmaktır. Projenin ikincil amacı ise, mültecilerin post corona döneminde ‘insan hakları’ alanında olası sorun alanlarını minimize etmeye dönüktür. Projenin hayata geçmesi halinde, ilk yılda beklenen etkileri temelde derneğin kapasite gelişmesini beklediğimiz alanlar – dijitalleşme, kaynak geliştirme, savunuculuk, gönüllülük gibi – için ilerleme kaydetmesini beklemekteyiz. Projenin kabul edilmesi halinde, ilk üç yılda sadece derneğin değil aynı zamanda çevrim içi dersler yoluyla mültecilik ve göç alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının gönüllülerinin ve profesyonelleri yukarıda bahsedilen alanlarda ve sürdürülebilirlik, toplumsal cinsiyet gibi alanlarda somut çıktılar üretmeye başlayacaklardır. Tech4RefugeeWomen projesi kapsamında hangi faaliyetleri gerçekleştireceksiniz?

Yerel yönetimler pandemi ile birlikte değişen ihtiyaçlara göre stratejik planlarını revize etmeli, eşitsizliklerin azaltılması noktasında mültecileri de kapsayan politikalar oluşturulmalıdır.Ulusal göç politikasının hazırlanması hızlandırılmalı ve kapsayıcı bir yöntem ile harekete geçirilmelidir. Medyanın mültecilere yönelik önyargı ve ayrımcılık söylemleri yerine sosyal uyumu kolaylaştıracak ifadeler kullanmaları teşvik etmelidir. Mültecilerin insan haklarına saygı duyulup onurlu bir yaşam kurmalarına zemin hazırlanması, aidiyetine bakmaksızın zorla göç edenlerin mülteci olarak tanınmasına, geri göndermeme ilkesine mutlak uyulması, insan ticaretini engellenmesi ve bu suçlar için ağır yaptırımlar öngören yasal düzenlemeler yapılması, mültecilerin sosyal hayata adapte olmasının sağlanması, topluma entegre olmalarını sağlayarak vatandaş olabilmeleri için gerekli kolaylıkların sağlanması, mültecilere çalışma izni verilerek mesleki yeteneklerini geliştirmelerine imkân sağlanması, ayrıca kayıt dışı çalıştırılmalarının önlenmesi, kayıp nesil çocukların oluşmasını engelleyecek eğitim ve sağlık konusunda politikaların geliştirilmesi, ayrımcı ve nefret barındıran söylemlerle etkin mücadele edilmesi ilkeleri yerine getirilmelidir.
Bizi Takip Edin