”’Cezasızlığın Normalleşmesi’ Demokrasinin Kazanımlarını Tehlikeye Atmaktadır”
Baran Tursun Vakfı'nı yakından tanıyabilir miyiz?
'Cezasızlığın normalleşmesi’ demokrasi ve dolayısıyla demokratik değer ve kazanımların sürdürülebilirliğini de tehlikeye atıyor. Çünkü karşılanmayan adalet ihtiyacı toplumda adaletsizlik halinin normalleşmesine, bu durumda bireylerin, toplulukların çeşitli amaç ve farklı motivasyonlarla kendi değer yargılarını merkeze koyarak hukuk dışı eylemlere yönelmesine zemin hazırlayabilir.Son zamanlarda var olan “cezasızlık” durumlarının toplumsal adalete etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Kolluğun aşırı ve orantısız güç kullanımı ile sonuçlanan davaların oranının çok düşük olması, kolluğun soruşturmaların öznesi olduğu birçok olayda, delilleri toplaması, tanıklık yapması ve aktif görevlerinde kalmalarını izin verilmesi belli başlı cezasızlık örneklerinden. İzmir’de Baran Tursun, Ankara’da Alican Razı, Diyarbakır’da Şahin Öner, Şırnak-İdil’de Resul İlçin olaylarında vali, kaymakam gibi idari makamlarda bulunan karar vericilerin demeçleriyle cezasızlığın yolunu açtıklarını görmekteyiz. Bu durum kamuoyunda birçok kesim için karşılaşılan mağduriyetleri normalleştirip, yaşam hakkı ihlallerin derinleşerek yeniden üretilmesine sebebiyet veriyor. İkinci olarak ifade etmek istediğimiz bir husus; 'cezasızlığın normalleşmesi’ demokrasi ve dolayısıyla demokratik değer ve kazanımların sürdürülebilirliğini de tehlikeye atıyor. Çünkü karşılanmayan adalet ihtiyacı toplumda adaletsizlik halinin normalleşmesine, bu durumda bireylerin, toplulukların çeşitli amaç ve farklı motivasyonlarla kendi değer yargılarını merkeze koyarak hukuk dışı eylemlere yönelmesine zemin hazırlayabilir. Böylesi bir koşulda, çoğulculuk ve farklılıklar zarar görerek otoriter ve aşırılıkçı söylemler taban kazanabilir.
Bizi Takip Edin